Ekşi Duyuru

Bende Fakir dikey süpürgesi var. Fena sayılmaz. Az yer kaplaması çok hoşuma gidiyor. Kablosuz olanlara bakın derim.

Dyson hariç dediğiniz için tavsiye olarak yazmıyorum ama bizde Dyson var ve 4+1 eve tek başına yetiyor. Muadili Philips ya da Xiaomi bilmiyorum onlar da yetecektir evi süpürmeye.

dyson yetiyor.
ama mesela inşaat temizliği gibi kaba temizlik için klasik kablolu süpürge lazım.

dyson var, 3+1'e yetiyor.

2+1 evde Xiaomi G11 kullanıyorum. 2 yıl kadar önce almıştım. Düzenli temizlik yapınca şarjı gidiyor. Hatta kolay olduğu için bazen şurayı da bir alayım ya hemen diye temizliğe de teşvik ediyor.

bekar erkeğin her kullanım sonrası dyson içini boşaltaccağını ve onun videolarda gösterilen detay temizliğini yapacağını düşünüyorsanız alın yoksa eski usul torbalı devam

Dyson v6, grundig ve philips xc bilmemne dikey süpürgelerini kullanıyoruz. Evde işte yazlıkta.

Hepsi yetiyor 2,3,4+1 fark etmeksizin.

Ben dikey süpürgeye 2013 yılında geçtim.

Kablodan kurtulduğum güne şükürler olsun.

@eja eski usul devam da torbali da olmasin artik ya haha

philips dyson dan daha zahmetsiz temizleniyor bu ara

hatta tüm hepsinden diyebilirim.

www.youtube.com

ben silmiyorum bile elime alıp çöpe gidiyorum kapağını boşatıp geri geliyorum.

diğer makinalardaki gibi hızlı boşaltma + haznenin komple çıkartılıp detaylı temizlenmesi gibi bir durum yok. tek parça, tek haraket.

Dikey süpürge almıştım ama iade edip kablolu aldım. Dikey daha avantajlı gibi görünüyor. Mesela; fazla yer kaplamıyor, kablosu olmadığı için daha rahat hareket ettiriyorsun. Ama dikey süpürge kablosuzsa şarjı çabuk bitiyor, tekrar şarj olması için satlerce beklemen lazım. Elin hızlıysa ve derin temizlik yapmiyorsan halıları kaldirmiyorsan dikey şarjlı alabilirsin

@ rock n roll, hocam 1 temizlikte dikey süpürgenin şarjını nasıl bitirebiliyorsun ben düşük modda 3+1 evi 2 kere süpürüyorum yine de %20 kalıyor.

Orta modda süpürünce ilk süpürüşten sonra %40 kalıyor.

Turbo modda komple süpürmedim ama sanırım hızlı olursan ucu ucuna yeter ama zaten kimse en güçlü modda kullanmıyor ki gereksiz. Dönen başlıkları olduğu için en düşük mod bile yetiyor.

Dikey dyson var ama süpürürken motoru da taşıdığın için uzun süre süpürmede kolum kopuyor. Bence tüm ev temizliğinde eski tipler daha kullanışlı. Dikeyler bi şey döküldüğünde falan pratik.

Pazarlama alanında tecrübe aranıyor genelde

Proje yoneticiligi alaninda da kendini gelistirebilir.

Business Development işi bildiğim kadarıyla tam olarak eğitimi olan bir iş değil. Çünkü şirketin pek çok alanıyla ilgili bilgi sahibi olması ve bunlarla iş geliştirmesi gerekiyor.

Bazen projeleri takip ediyor bazen yeni fikirler ortaya sürüyor, bazen ortaya sürülen yeni fikirleri analiz edip yönetime raporluyor vs.

Dijital reklam sektöründeyse tahminim bu kişilerin en önemli işinin olmayan reklam alanları ve gelir modelleri yaratmasının beklenmesi. Aslında yeni projeler üretilmesine "iş geliştirme" dendiği sık sık oluyor dijital reklam sektöründe.

Daha küçük şirketlerde; önem verilen, iyi maaş verilmek istenen ama iş tanımı da tam belli olmayan kişilere bu title'ı veriyorlar.

Bu title biraz oyun hamuru gibi, nasıl şekillendirirsen öyle.

Marketing MBA programı

Business Dev farkli sirketler farkli yorumluyor. Bazilari satis gelistirme, yeni satislari arttirma odakli yorumlarken bazilari IT veya Uretim icin surec gelistirmeci gibi yorumluyor, bazilari da yeni urun kolu (ornegin Isuzu, Man vb bir kamyon ureticisi icin elektrikli kucuk kamyon Ar-Ge ile birlikte uretim pazarlama ve proje yonetimi) gelistirme olarak yorumluyor. Burada gireceginiz firmanin nasil yorumladigi onemli. Satis ve pazarlama yorumu icin kendini gelistirmek istiyorsan arkadaslarin dedigi gibi MBA dusunulebilir. Onun harici CRM programlarina asinalik + olur. Ama bunlardan cok daha onemlisi piyasayi ve sektoru bilmek, musterileri tanimak ve en ideal senaryoda kendinin bi musteri portfoyu olmak. Her satisci icin onemli olan People Skills ve yurtdisina satis icin calisilacaksa dil de bir o kadar onemli. Ve son olarak tip, giyim ve presentabl olmak, biraz da yirtik olmak.

Amazon şu an iPhone 15 Pro'yu 67.000'e satıyor. Bütçenizi esnetebilirseniz o paraların en iyi telefonu o.

S23 mü pahalı? iPhone 14 ile aynı özelliklerde ve yüzde 30 daha ucuz.

@prole S23 ultra demek istediğim. İkisinin fiyatına bir bakin isterseniz yeniden.

Ofisin bodrum katında masa var :D. Oynayanın da kendi raketi. Onun dışında Bilkent Roll House'a giderdim oynamaya.

10 sene önce falan ben ankaradayken kurtuluş parkında oynardık. Orada gelen giden bi çevre de oluyordu.
Hala var mıdır bilemiyorum.

biz bi arkadasla Emek Masa Tenisi Klubu ne gitmistik. Mekan iyiydi, ucretli ama oynayacak adam da ayarliyorlar mi bilmiyorum

nokia lumia filan kalmadı. androidde family link uygulaması ile kısıtlama yapabilirsiniz.

almayın ya, 12 yaşında kıza aldım herkesin baskısı ile "bütün arkadaşlarının var bi onun yok" diye diye aldırdılar, çocuk resmen koptu bizden, family link ile sınırlamama rağmen süreleri. ne kadar geç o kadar iyi.

family link ile (google) sadece belirlediğiniz uygulamaları indirmesini sağlayabilir veya günlük sınır koyabilirsiniz. ayrıca downtime, yani akşam kapanmasını istediğiniz zamanı da ayarlayabilirsiniz. google hesabınızda çocuğunuzun size bağlı çocuk olarak tanımlanması ve telefonuna kendi hesabını kurması gerek. çocuğun hesabında yaşını doğru girin, 18 yaşına kadar youtube yükleyemez ve izleyemez zaten otomatik yasaklanıyor.

reeder s19 max / max pro diye bir model gördüm, o bütçeye göre alınabilecek en iyi telefon o gibi

o zaman en iyisi tuşlu asker telefonu herhalde.

şema terapisini düşünebilirsiniz. bir psikolog ile görüşün.

öz şefkatsizlik üzerine ben bu şekilde yardım alıyorum. ilerleme kaydettim.

Terapiye git. Inanmazdim boyle profesyonel yardim islerine falan ama hafif hafif ilerliyorum.

Bir kere bence mükemmel olmaya çalışma. Çünkü mükemmel insan olamaz. Örneğin; hasta oluyorsun, yerinden kalkamıyorsun. Aynı anda her işe yetişemiyorsun, çok calışmana rağmen sınavda başarısız olabiliyorsun. Yemek yapıyorsun güzel olmayabiliyor, birden fazla haneden oluşan sayıları kafanda carpamıyorsun. Halbuki mükemmel olsak bu böyle olmazdı. Biz insanız makine değiliz. Bilgisayar bile bazen error veriyor.

Bunlar kader değil, gerçekten değişiyor. Ayrıntılı olarak da anlatmaya çalışacağım günün ilerleyen saatlerinde.

Kişisel olarak aşamazsın. Öz şefkat ve sevgiyi kendine veremezken, yaşadığın her farkındalık sende daha fazla utanç yaratır ve olumsuz duygularını daha çok besler.
Kendini sevmeyi öğrenmek zor bir süreç. Elinde bir şema, sistem yoksa farkındalıkların ile öylece kalırsın olduğun yerde.
Demek istediğim tek başına araştırıp okumak sana bilgiyi sağlar ama bu bilgi ile ne yapacağını bilmiyorsan daha da üzer seni. Bu yüzden bir sisteme ihtiyacın var.
Ya parasını verip terapiye başlayacaksın, uzman seni yönlendirecek. Ya da şiddetsiz iletişim vb grup olarak kendini, duygularını, ihtiyaçlarını, utançlarını tanıyacağın bir eğitime katılacaksın. Ondan sonra terapi alacaksın üzerine. Her şekilde desteğe ihtiyacın var. Başka insanlardan yardım istemek sanırım zor geliyordur sana. Önündeki Yolculuğu ben son 3 senede tamamladım. Soruların olursa yardım etmekten keyif duyarım.

Terapiye gidecek imkanın olmaz ise iki okuma tavsiyem olur:

1. Rahmetli Doğan Cüceloğlu'na sağken mail yazmıştım, böyle böyle şöyle şöyle demiştim ben napıcam demiştim. Sebeplerinden en önemlileri de bu saydığın şeylerdi tabii. Cevabı şu olmuştu:

Değerli muhayyer divan;

Mektubunuzu okudum.

Size bir önerim var. Lütfen önce benim İçimizdeki Çocuk kitabını en az iki kere okuyun. İlk süratle anlamak için okuyun. Daha sonra uygulamaları yaparak tekrara okuyun.
Onu bitirdikten sonra, Gerçek Özgürlük kitabımı da iki kez okuyun. İkinci okuyuşunuzu notlar alarak yapın.
İki kitabı da okuduktan sonra bana tekrar yazın, kendinizi hatırlatın.
Ne gibi iç görüler elde ettiniz, onları da yazın.
O zaman video konusunu düşünürüz.
Selamlar. Tanıştığımıza memnun oldum.

Doğan Cüceloğlu"

2. David Burns'ün İyi Hissetmek isimli kitabını bütün yönlendirmeleri harfiyen yerine getirerek okumak.

Bu ikisi çok iyi gelecektir.

Pampa bak benim gibi ol son soruma nasıl alaycı cevaplar yazmışlar popoma bile takıyor muyum? her yerde bin çeşitli fikirde insan var ki; asla kimseye göre olamazsın. Koyun kuzuyla gezerdi fikir başka başka olmasa demiş Aşık Veysel. İnşAllah demek istediğimle uyumlu olmuştur bu söz nerden aklıma geldiyse. Neyse

Bu konuda şöyla yap bence. Kendi doğrularını bulmalısın. Birileri seni yanlış anlayabilir ama sen ne yaptığından eminsen kim ne derse desin umrunda olmuyor.

Çocukken türk filmi izlemiştim, kız denizde saçını tararken yaslı bi kadın: hele orosouya baaak. Saçını tarıyoooo, kimlere yeşilleniyon kız ....rospuuu. demişti. Kız sadece saçını tarıyordu oysa. Filmin adını unuttum.

O gün kararımı vermiştim böyle teyzeler karşıma çıkarsa naparım,önce anlatırım sonra umursamam diye. Böyleleri hep çıkacak karşına. Farkli bi dünya yok.

Şöyle hızlı bi aramayla ismini bulamadım bulursam editlerim fakat delikli plug'lar var 3m gibi foam olanlar da var, silikon olanlar da var. Sesi belli bir seviyede düşürüp, ayrıca frekans karakteristiğini de koruyor.

Özellikle audio müzik işinde olanların kullandığı bi zımbırtı öyleli dükkanlardan çıkması daha olası. Gün içinde umarım bulur linklerim.

~Musicians earplugs diye arattığınızda amazon kürekle atıyor üzerinize bahsettiğim deliklilerden. Turkey delivery olan 15 30 dolarlık baya bişey var.

~Kulağınızı tamamen kapatacak bir plug takarsanız üzerinde -6db yazsa bile çok büyük oranda üst frekansları yani netliği kaybedersiniz, daha boğuk duyulur. Konuşma anlaşılırlığı da daha çok üst frekanslarda önemli olduğu için bahsettiğim delikli frekansta çok değişim yapmayan plug'ları önermiştim.

Loop marka var arkadaslarim onu kullaniyor. Hem konserde hem sosyal ortamlarda.

Loop earplug diyicem, amazonda bulursunuz. Ancak .de nin 25 euroya sattigini .com.tr 3000 tl ye satiyor. O konuda bir sey diyemiyorum. Ama Loop tam aradiginiz tip urun.

Kulaklıklarda kaç desibel sesi sönümlendirdiği yazar. Ona bakarak alışveriş yapabilirsiniz. Gürültülü çalışma ortamlarında 75'i görebiliyor bu ses. O durumda 10-15 dB bir kulaklık gürültüyü azaltmaya yetecektir. Hatta telefonlarda uygulamalar var çok doğru sonuç vermese de. Onlarla ölçüm yapıp siz karar verebilirsiniz.

Şuralarda referans olarak değerler verilmiş.

lexiehearing.com
soundear.com

internetten izlenen her türlü yayın, uydudan alınan yayına göre birkaç saniye gecikmeli oluyor.

hollanda türkiye maçını turkcell tv+'tan izledik. dışarıdan hüoaaaaooaaa ses geliyor, aha bi şey oldu diyoruz, 20 saniye sonra gol oluyor. huaaanansskiiii diye bi ses geliyor, gol mü oldu, yok yok sövdüler diyoruz, 20 saniye sonra gol kaçıyor. bütün maçı spoiler yiye yiye izledik.

uydu üzerinden yayın alınan varsa onu kullanın.

Benim iki aboneliğim var, birisi kendi evimde bein connect üzerinden, diğeri ise bizimkilerin evinde kutulu abonelik. karşılaştırma yaparsam:

-benim televizyonum da OLED. bein connect ile uydu yayını arasında hafif bir görüntü kalitesi farkı var. beni rahatsız etmiyor ama OLED TV'nin hakkını veren bir görüntü olduğunu söyleyemeyiz. (yine de uyduyla arasındaki fark büyük değil)

-bein conect'te yayın takriben 1 dakika kadar geç geliyor. özellikle önemli maçlarda komşulardan gelen seslerle spoiler yeme riskiniz mevcut.

-iki yıldır ben yayın donması problemi yaşamadım ama bildiğim kadarıyla yaşayan çok insan var. aklınızda olsun.

-bein connect üzerinden izlediğinizde yayını geri sarabiliyorsunuz. bu özellik çok hoşuma gidiyor. kutulu versiyonda bunu yapabilmek için eskiden IQ adı verilen farklı ve daha pahalı bir üyelik şarttı. son durumu ne bilmiyorum. bizimkilerin kutulu aboneliğinde bu özellik yok.

-bein connect epey bir ucuz kutuluya göre.

benim deneyimimde bein connect daha mantıklı ama yayın donması konusundan emin olmanızı tavsiye ediyorum size.

beinconnect ile keyifli maç izleme şansın yok. en az 1 dakika geriden geliyor ve tüm golleri önceden duyuyorsun:)

açılın konunun uzmanı geldi;

kutulu üyeliğiniz varsa bein connect kullanırsınız. yoksa tod üyeliği almanız gerekir. mantıken ikisi aynı ama kutulu üyelik farkı var. önce bunu ayırt edelim.

kutulu her daim daha iyidir, olur da kutuda bir sıkıntı olursa bein connect'ten online izlemeye devam edebilirsiniz.
ama kutu almayayım derseniz tod alırsanız yine izlersiniz ama bazı riskler de var;
-yayın çok az geç gelir, sn farkı var.
-donma, takılma, küplenme gibi sorunlar zaman zaman olabilir. bu sizin internetinizle ya da digiturk kaynaklı da olabilir.
-internet hızınız iyi değilse tod'a hiç girmeyin maç felaket olur. bant genişliğiniz iyi olsun, kopmalar olmasın, hızınız sağlam olsun.

tamamen sizin kararınıza kalmış bir durum.

kutuluda da geç geliyor digitürkte avrupa şampiyonasını 5sn geç izledik.

Göreme'de kalınır, Ürgüp'te değil.
Göreme'de peri bacaları falan ve balon turu
Derinkuyu yeraltı şehri ve Ihlara vadisi 1 gün ayrılır
Uçhisar kalesinde gün batımı
Avanos ve yeraltı şehrine doyulmadıysa Özkonak yeraltı şehri
Ne yenir bilmiyorum ben gideli 8 yıl oldu. Her yer turist traptır muhtemelen.

Diyet için zararını mı soruyorsunuz? Aksi halde bir zararı olmaz, zaten diyetiniz yıllarca sürmeyecektir. Çok çok birkaç hafta boyunca her gün üç hurma yiyeceksiniz.

Ancak diyet açısından zararlı olabilir. "Kendimi frenliyorum" psikolojisinden çıkmak özellikle diyet sonrası kiloları geri almamak için daha faydalı olur. Bu halde önünüzdeki set kalktığında profiterol senin, künefe benim saldıracaksınız gibi duruyor :D Şaka bir yana, gerçekten tatlıya alternatif bir zevk bulmakta fayda var.

yaban mersini yiyorum ben ceviz ile güzel gidiyor.

Şimdi ben size açıkça konuşayım;
Dünyada herkeste işe yarayan bir diyet yok. Yani sunu kesin yeme, bunu kesin yapma gibi. Herkesin yapabildigi diyet farkli.

Ben sizin diyeti yapamam. Ben de kilo veriyorum (haftada 0.5 kg). Bazı günler çok kalori almış oluyorum (dondurma, tatli vs). Kalorileri takip edip sonraki gun esitliyorum vs.

Yani bu isi uzun dönem yapacaksaniz tatlı krizi olunca hurma yemek benim kendi goruslerimde ise yaramiyor. Caniniz tatlı istiyorsa yiyin. Her gün istiyorsa o zaman belki de aldığınız besinlerde sorun var ya da çok fazla tatlı goruyorsunuz.

Buna ek olarak ben canım tatlı isterse proteinli süt iciyorum; hem tatli istegimi bastiriyor hem de protein almis oluyorum.

Kısacası akhenaten+1. Bu kadar sert diyetleri yapınca sonrası kilolari geri almak olabiliyor.

Dan john'un sevdiğim bir yaklaşımı var; snickers yeme. Kitkat yeme. Ama annen, esin tatli yaptıysa ye. Bundan yillar sonra belki o tatliyi yapacak insan olmayacak ya da sen olmayacaksin. Hayatı bu kadar kisitlamaya gerek yok.

Bir muzu dilimleyip, dilimlerin üzerine minik minik kakao serpip yiyebilirsiniz.

hurma yerine bir meyvanin uzerine ya da yogurt-ceviz-meyva uzerine tarcin serpmek daha mantikli. Tarcin kan sekerini duzenledigi icin o tatli kriziyle gelen inis cikislari daha az yasarsiniz. tatli krizlerinin nedeni de o inis cikislar ztn. onlari regule etmeniz gerekiyor. instagram'da glucosegoddess diye bir hesap var, tavsiye ederim.

Çinko Pikolinat alacaksınız. Diyetisyenim bu supplementi almamı ve kullanmamı söylemişti. Akşam yemekten hemen sonra 1 tane yeterli olacaktır. Akşamları tatlı tuzlu her türlü krizimi dindirmişti.

not: kullanmadan önce doktorunuza sorunuz.

eatcravers.com
şöyle bir ürün var. içeriğini incele tamamen sağlıklı şeylerden oluşuyor.
tariş koop'ta satılıyor. başka yerde görmedim. internette de var. hem doyuruyor hem aburcubur ihtiyacın gidiyor hem de protein bar niyetine tüketiyorum ben.

Sadece hurma yeme, kayısı ye incir ye muz ye... meyve meyvedir, dengeli ve ölçülü olacak şekilde ye.

Hatta bizim evde ileri derece şeker hastası var, hepimiz de tatlıya fena düşkünüz (kilo sorunumuz yokmuşcasına yazıyorum) dışarıdan tatlı almaktansa evde tatlı yapmayı daha sağlıklı buluyoruz. Bol tarçınlı hibiskus şerbeti yapıyoruz mesela, şekerini fazla koyup sulandırmalı olacak şekilde yapıyoruz, 1 şişe maden suyu ile o miktarda şerbeti karıştırıp bi içiyosun var ya... şimdi fark ediyorum, benim tatlı isteğimi dengelemiş bu... aaaa. Sana tarifini yazarım.

Önemli olan gece uykusunu vaktinde de kaliteli uyumak. 23.00'te derin uykuya geçmiş olacak şekilde düzenle hayatını. Bir de odan havalandırılmış, kesinlikle karanlık ve hafif serin olsun. (Yazın köründe aşırı gerekmiyorsa klimayı açıp uyuma tabi).

Deliksiz ve sağlıklı uyunmuş bir gece uykusu ile şahane melatonin salgılanır ve vücudun bütün temizlik, çöp atma, tamir ve sonunda da bakım işlemleri yapılır. Hatta geriye melatonin kaldıysa serotonine dönüştürülür "biz senden razıyız sen de bizden razı ol" dercesine :) o melatonin işte günlük bütün işleyişi düzenlediği için sirkadiyen ritmi de düzenler ve birkaç gün içinde hem iştahı dengeler hem tatlı krizlerini nerdeyse yok eder hem de kaygıyı depresyonu çok azaltır.

Bunu yaşamış biri olarak söylüyorum.

Gece uykusunu sağlam uyu, bol suyunu hareketini bol güneş ışığını al, gıdanı çeşitli ve sağlıklı olandan ayarla, tamam bu iş.

Hem ömür boyunca tatlı yemeyecez diye bir durum da yok. Sağlıklı beden zaten tarlı bağımlılığındab uzaklaştığı için çok makul seviyelerde, çok makul zamanlamalarla tatlı yiyor. Rahat ol.

Her gun 3 adet hurma yemeniz tatli krizine engel olmadigi gibi tatli krizini de artirir. Neticede hurma da sonunda glikoza donusur ve insulin salinimini artirir.
Tatli krizine engel olmak icin berry cinsi meyveler, siyah cikolata, sekersiz sakiz, tarcin tercih edin.

Ciddi bir şey yok, okulun mezun iletişim biriminden bazen sertifikalı eğitimler geliyor. Farklı gördüklerime katılıyorum. Onlar da her telden çalıyor. Şimdiye kadar temel sivil havacılık, türk işaret dili ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) farkındalık eğitimlerine katıldım. E-devlette duruyor sertifikaları. Büyük ihtimalle hiçbir işime yaramayacak ama eğlenceliydi :D

ISO 9700:2022 daha ciddi bir şey gibi duruyor. Benim cevabım biraz at üstünde kelebek gibi oldu.

mesleğimle alakasız.
açık öğretimde gastronomi okuyorum :-)
+ pastacılık eğitimi aldım.

Bulur nolacak, koca mi ariyor anlamadim. Kadinin yasi onemli tabii 23 yasindaysa ne isterse bulur. 30 yasindaysa da bulur mesela ama atiyorum cok yakisikli istiyorsa bulamaz belki.

Erkeklerin %95’i zaten hem bilgili hem espritüel. Ateist’leri de çıkarırsak %80’lik küme oluşur.

Böyle bir erkek nadir de olsa vardır. Bulursanız bırakmayın sevgili hemcinslerim :)

Aa ateist detayını atlamışım; her konuda bilgili, mizahı güçlü ve ateist olanları bırakmayın :))

Tam beni tarif etmişsiniz ama maalesef evliyim ve gerçekten bulunması zor bu devirde böyle bir kişi.

Bu ne saçma önyargı ve kriter. Bu kafayla cacık bile bulamaz o kadın

Kadın güzelse erkek imana gelir belki.

Asrın Tok'u tarif etmiş:p şaka şaka. Bulur herhalde, her cins var piyasada.

@geveze yazar, kadikoyde bir kahve var orada toplaniyorlar, boganin orda.

anon sunni istiyor yani

@mbond, seçtiriyorlar mı?

bilgili olunca otomatik olarak ateist olmama özelliği devredışı kalıyor :) boş küme arıyor bence, bulamaz.

@anlatamıyorum, hocaya bi sorayım

@cevap veren arkadaşlarım teşkkür edemiyorum, mod.lar yine harekete geçtiler teşekkür cevaplarım siliniyor. O yüzden Allah sizi bildiği gibi yapsın.

Herkese hayırlı cumalar şimden.

"her konuda" diyor ya, o yüzden bulamaz. ilber ortaylı gelse bu ablayı memnun edemez.

Boş küme +1

boyle bir erkek zor degil ki. ama boyle bir erkek tarafindan begenilir mi o kisi, o daha bir onemli soru.

genel kulturu iyi, komik ve ateist olmayan erkek az degil.

Ya bi susun be, biriniz boş küme der, biri var der, bir yer tarif eder.

Düzgünce cevap yazsanız bi yeriniz kurur de mi?


Sayın mod.lar gördüğünüz üzere yine teşekkür etmedim.

@avatar is back'in verdiği yüzdeler kadar olmasa da (siz beni güldürdünüz hayat da sizi güldürsün) eminim vardır böyle erkekler. Mizah bence çok öznel bir şey ama, yani benim komik bulduğum kişi arkadaşınızda mimik oynatmayabilir o nedenle o konuda frekans tutması önemli. Öte yandan bence her konuda bilgi sahibi olmaktansa (bu ne kadar mümkünse) bilmiyorsa bilmiyorum diyebilmek ve meraklı olmak daha iyidir ama tabi ilişkiyi arkadaşınız yaşayacak sonuçta.

Agnostik ile deist arasında gidip gelen biri olabilir mi?

Metro marketlerde vardı bissuru çeşit

Her konu değil de birçok konudur o zaten. Tam kapasite değil ama en azından yeterli bir miktar bilgidir aranan da. Mizahının güçlü olması için zengin veya çok yakışıklı olmaması lazım tabii. Bunlar kolay. Bolca bulunur ama ateist olmasın dediğinde küme inanılmaz daraldı. Agnostik, Teist, Polyteist, Apateist falan eklesin seçeneklere şansı artar.

Alternatif ekleyeyim: Türk tipi müslüman ya da Bible belt dışı ABD tipi Hristiyan ya da Avrupalı protestan falan eklerse liste yine az da olsa kendine gelir.

Evliyken koca araman da ne bileyim yani çok şey bir hareket.

Mizah yapmaya çok elverişli bir başlık ama geveze. Birkaç art niyetli dışında insanlar eğleniyor bence:) döşü de kıllı olursa hayalimdeki erkeği tarif etmişsiniz :p

elimizde var bir tane böyle ama kendisi koyu milliyetçi mhp li falan.
yoksa işinde de genel kültür olarak da bilgileri. yabancı ve yerli sosyal medya geyiklerini bilir, populer dizi ve filmleri bilir.

ama kankileriyle nargile cafede gerim gerim gerilip poz verip fotoğraf atarlarsa şaşırmayacaksın.

valla benim arkadasim sili yerlisi bir müslümle evlendi. mapuche + yahgan karisimi bir adam. bir de ogullari var, istanbul'da yasiyorlar. bunun mümkün oldugu dünyada her sey mümkündür.

Niye gönül ilişkisi sorularını sulandırıyorsunuz arkadaşlar. Sonra niye evde kaldık kalırsınız tabi.

Biri de bana niye bu kadar kötüsün yazmış ne alakaysa.

Kötü de değilm inşAllah değilimdir Allah bilir tabi, koca da aramıyorum.

Sorum gerçekti. Düzgün cevap verenlere teşekkür.

Buluruz inşAllah

Her konuda bilgiliyse nasıl ateist olmayacak dgjdj.
Yine de ateist olmamayı da açmak lazım. Mesela şaman olsa olur mu? Ya da agnostik? cemil olabilir mi cemil?

Ciddi cevabım aramaya inanmak lazım, bulunur elbet.

@kediyi üzdün, doğru diyorsun ateist olmayınca geriye onlarca başka bi şey olma seçeneği de oluşuyor. Bilgili olmak böyle bi şey sanırım. Ateist dışında sadece dini bütün müslüman olmayı kastetmiştim ben. Neyse

Ciddi cevabın için teşekkür

Şimdi okudum da cevaplarin birćoğu tatlışmış aslında. O sırada teyzemle didişiyordum bir yandan da, bazen azcık gerilmişim cevaplara karşı.

Bir puanla kaçırdım. Tasavvufa yönelmiş bir arkadaşım var öneririm iyi adamdır.

Tutuklama bir ceza değildir. Yargılama sürecinde tutuklu ya da tutuksuz yargılanabilirsiniz. Tutuklu yargılanmak ceza alınacağı manasına gelmediği gibi tutuksuz yargılanmakta beraat edileceği manasına gelmez.

Tutukluluğun bazı şartları vardır. Bu şartlar oluşmadıysa yurtdışı çıkış yasagi karar verilerek tutuksuz yargılama yapılır. Asıl olan tutuksuz yargılamadır, tutuklu yargılama istisnadır

hırsızlık katalog bir suç aslında ama katalog suç işleyen herkes tutuklanır diye yanlış bir bilgi var. cezaevleri de ağzına kadar dolu olduğundan artık adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyorlar. ya haftanın belli günleri karakola gidip imza atar ya da yurt dışına çıkamaz veya her ikisi birden uygulanır. hatta ev hapsi de uygulanabilir suçun niteliğine göre. serbest olmaları o suçtan ceza almayacakları anlamına gelmiyor @dre'nin de belirttiği gibi.

şimdi basit hırsızlık suçları da uzlaşmaya tabi. (bahsettiğiniz hırsızlığın niteliğini bilmiyorum) dükkan açıkken alışveriş sırasında gerçekleşmişse olay basit hırsızlıktır. ama dükkan kapalıdır, kilitlidir, gece vaktidir işler değişir, eylem bu engeller aşılarak gerçekleştirilseydi zaten tutuklanırdı şahıs.

sürece gelirsek; öncelikle bir uzlaştırmacıya gidecek dosya. uzlaşma olmazsa cumhuriyet savcısı şüpheli hakkında iddianame düzenleyerek dosyayı ceza mahkemesine gönderecek. şüphelimiz artık sanık sıfatıyla mahkemede yargılanıp cezası verilecek. bunun da itiraz süreçleri falan olacak.

@Improbable Kastettiğim durum, sizin anlattıklarınıza göre "basit hırsızlık" kapsamında oluyor.

o halde dediğim gibi mağdur tarafla şüpheliye uzlaşma teklifi yapılacak. uzlaşma sağlanamazsa cumhuriyet savcısı dava açacak.

Burayı övüyorlar:
www.sureyyahamam.com.tr

Annem yaz mevsiminde hamam olmaz derdi. Eylül-Ekim gibi artık deniz faslını kapatınca havalar da serinleyince misss hamam. İstanbul'da ben de isterim, biz Yalova'ya ya da tatil dönüşü Afyon'a gidiyoruz.

Sokaktan sokağa, apartmandan apartmana çok şey değişiyor. Sakin bir sokak ve apartmansa düşünülebilir. Öğrenci ve beyaz yaka nüfusu epeyce arttı son yıllarda. Apartmanda toprak sahiplerinin oturduğu daireler çoğunluktuysa uzak durun.

kucukyaliya gitmek icin sadece karsiya gexiyorsun ki kyali guzel bir yer. benim mahalle kulturume cok uymasa da ideal bir yer. evden cikip yuruyus yapabilecegin ozel bir alan yok, yokuslu. tek kotulugu o olabilir belki e5 gurultusu de olabilir. hilltown avm gayet guzel. oyle tehlikeli/riskli bir yer degil, ulasim olayi cok iyi e5, dumduz asagi inerek sahile ulasabilirsin.

Başka yerde yapılmasının önünde kanuni bir engel yok.

Ancak tek engel kanuni olmayabilir. Bölüm başkanının ve dekanın rızası da önemli.

yaklasik bir on yil once ben asistanken boyle arkadaslar vardi okulda ama sonra asistan kiyimi yapildi ve tum 33a'lilar 50d'ye gecirildi. bu ulkede kanunlar sadece teferruat maalesef.

Yapabilir ama çalıştığı okulda program varken izin vermeleri zor. Bölüm başkanı ile konuşmak lazım.

@Banach'ın dediği Khk ile oldu. Tüm 33alar 50dye geçti, sonra bazı üniler tekrar aldı 33a ya bazıları almadı

evet ama söyleyin kasada başka uçuşum var diye. kilitli poşete koyuyorlar o zaman, elinizde götürebiliyorsunuz.

Sanki iç hatlarda (Esenboğa) sorun çıkarabilirler gibime geliyor da

kilitli posede koydurman lazim yoksa patlarsin.
ben yaptim bir kere istanbul'a indikten sonra ic hatlara gectim, elimde 2 tane icki sisesi vardi. kilitli poset oldugunu gorunce gec dediler.

Evet kilitli poşet olunca izin verdiler. Fakat ne zaman aldığımı da sordular.

ne zaman aldigin zaten posedin ustundeki kagitlarda yaziyor, acip bakabilirler isterlerse. :)

Şu ortamda ilişki tavsiyesi verecek son insanım, sadece deneyimimi paylaşacağım. Üç yıllık ilişkimde benzer bir dengesizlik, atalet vardı. Huzursuzdum. Bir gece bir rüya gördüm, birine inanılmaz aşıktım rüyada. Sabah kalktığımda "Ben sevgilimi böyle sevmiyorum." dedim. Ayrıldık. O da bekliyormuş herhalde, hiç defans göstermedi.

Aşk seviyesi illa ki düşüyor, uzun ilişkilerin kaderi bu.
Beraber vakit geçirmekten mutlu olma ve konfor alanı beklentilerine geçmek lazım belki de. En azından sürdürme yöntemi böyle olur.

Bitirme işi daha kolay aslında ama orada da ne istediğini net bilmek gerekiyor. Kararlı ve aldığı kararların artısıyla eskisiyle sonuçlarına katlanabilecek durumdaysan bitir.

Böyle durumlarda başka biriyle tanışıp yeniden her şeyini öğrenme konusu heyecan verici geldiği kadar yorucu da. Sırf bu sebepten insanlar üşeniyor. Biraz da yalnız kalma korkusu var. O yüzden önce toksikleşene kadar sonra da toksikliğine dayanabileceği yere gelene kadar devam edip ayrılıyor. Bu gibi durumlarda oturup her şeyi konuşunca böyle bir bariyeri atlayıp mutlu bir şekilde ilişkisine devam tanıdığım 0 kişi var. Yine de bir yerlerde birileri vardır elbette.

www.youtube.com

Zemin çift taraflı hazırsa eğer ilişki nereye gidiyor sorusu aradığın marazı çıkarabilir.

randıman alacağım derken şanzımanı dağıtma. evlen geç.

İnsan duygusal ilişkisinde, dışarıdaki insanlarla iletişimdeykenki kadar dikkatli olmak, o kadar düşüne düşüne konuşmak veya davranmak istemiyor.

Aile evindeki gibi. Annenin babanın her şeyi sineye çekişlerine alışkın olan evladın duygusal ilişkisindeyken de aynı sineye çekişleri partnerinden beklemesi yani. Partnerden annenin babanın bebek bezi emiciliğini beklemek.

Çünkü hayata olduğu gibi duygusal ilişkilere de kapanmamış veya yeni açılmış yaralarımızın etkisi altındayken başlıyoruz, önceliğimiz o yaraları sağaltacak veya üstünü kapatacak, acıtmayacak iletişimler kurmak. İnsan istediği kadar fedakarlık yapmaya hatta kendinden vazgeçmeye hazır hissetsin, o yaralar öyle bir tetiklenip öyle bir hükmediyor ki ilişkilere, farkına varıncaya kadar 40'ı deviriyorsun benim gibi.

İlişkine bir de böyle bak. Hem kendine hem de ona.

Durumun ortam şartlarından mı yoksa ilişkinin kendisinden mi kaynaklandığını anlayabiliyor musunuz? Yani insan hayatta her türlü duyguyu, her türlü ruh halini yaşar. Sizi hayatın bütün sıkıntılarından kurtaracak ve ömür boyu mutlu yaşatacak birisi yok. Gün gelir bunalırsınız, gün gelir mutlu hissedersiniz.

Eğer hayatınızda ibre genel olarak aşağıyı gösteriyorsa önce bunun yukarıya dönmesini beklersiniz. Baktınız ilişkiniz hala size iyi gelmiyor, o zaman sadece ilişkinin devam edip etmemesi durumuna kafa yorarsınız.

Her yerden engellemek ve sıfır iletisim ;))) hayır canım, ergence diil

başlığa güldüm :)
aşk leveli bence kriter olmamalı. gelip geçen bir şey neticede. sevgi dersek aşk yerine o kriter olmalı. bir yerde bir durağınlığa giriyor ne yazık ki. yapacak teş şey bence kabullenmek. bunun için çabalanılabilir tabi ama bu tek taraflı olmaz.
vericilik kısmı da aslında yine yukarıdaki sebepten. erkekler için genellikle o aşk heyecanı sonrasında daha bir durağanlaşma oluyor. erkek gazla çalışan bir motor olduğundan o heyecan gazı azaldıkça sıradanlaşıyor. bunun olmaması için erkeğin biraza daha saygılı, her şeyi sadece gazla yapmayacak, sorumluluk bilincinin yüksek bir hale evrilmesi gerekiyor.
çözüm bilmiyorum. ama kurulu düzeni bozunca da genelde benzer süreci baştan yaşıyor insanlar.

sözlük harici bir yazma aktivitem yok. (günlük, şiir, hikaye vs)..

sözlükte doğaçlama yazıyorum ama bazen önceden hazırlanmış oluyor.

bazen, uyumak üzere yatağa girdiğimde yazmayı düşündüğüm bir başlık varsa yazacaklarımı kafamda hazırlıyorum.
bu hazırlık genellikle uykumu getiriyor ve hazırlarken uykuya dalıyorum.

bazen yürüyüş yaparken kafamda hazırlık yapıyorum.

bazen notlar alıyorum telefona.

onun haricinde hazırlanarak yazdığım bir şey yok.

Şahsi Instagram hesabımdan başka bir Instagram hesabım var. Okuduğum kitapları, izlediğim filmleri vs. değerlendirme yazıları yazarım diye açmıştım yıllardır duruyor. Hatta geçenlerde yine bir yazma girisimim oldu yazamıyorum. Yazı yazmak çok zor. Yazarlara hayranım, yazı yazabilen insanlara hayranım. Halbuki çok keyifli olacaktı benim için.

@,rock: önce yazma pratiği ve disiplini kazanmak gerekiyor sanırım. Zihin akışı bir şeyler ciziktiricem ben başta. Dünyanın en saçma şeyi olabilir ama yolu gösterecektir.

Tekrar yazmayı deneyeceğim. Mükemmeliyetçi bir kaygıdan uzak, akışa bırakıp yazacağım.

Geçen ay Wattpad kitabı yazdım bfhjg onda bile bir noktada akışa giriyordum, böyle bir rahatlama yok. Bütün gün düşünmekten kafatasım ağrıyor benim, bir şey yapmam lazım zihinseli gibisine. Makina ısındı.

Aslında konuşmakla yazmak farklı. En iyi bildiğim dil ana dilim ama yazı yazarken zorlanıyorum. Konuşurken iyiyim yani iyi ifade ediyorum kendimi ama bir kitap değerlendirme yazısı yazamadım yıllardır :)

Burada sorulara cevap verirken de sıkıntı yok ama kitap farklı. Belki de mükemmel böyle kusursuz yazmaya çalışıyorum o yüzden olmuyor.

eğer bir şeyler öğrenebiliyorsan, yaptığın iş sana bir şeyler katıyor ve ileri için anlamlı bir katkı sağlıyorsa çalışmaya devam et. en az bir sene iki sene takıl.

sonra zam istersin, vermezlerse iş ararsın. yeni iş bulmadan istifa etme.

Yöneticine de ki "talebimi lütfen yönetime iletir misiniz? İsterseniz ben de konuşabilirim"
Yöneticini çiğneyip bir üst yöneticiye gitme. Senin için kötü olabilir.

İş imkanlarına mutlaka bak.
Bu şirket sana zam yapmak zorunda değil ama sen de daha iyisini bulursan burada kalmak zorunda değilsin.

Sen talebini yap, şirket düşünsün sana nasıl hayır diyeceğini.

O zaman bu maaş 7 ay önce de düşüktü. Yani düşük maaşla başlamışsın. İşe girerken zam, izin politikası vs. daha dikkatli görüşüp değerlendirmen lazım. Bu da bir tecrübe. Yeni işinde daha dikkatli olursun.

Aynı şirkette kalmak istiyorsan yöneticini dinle ama her zaman alternatifleri takip et. Ara sıra iş görüşmelerine gidip kendi iş piyasanın ne kadar olduğunu anlamaya çalış. Daha iyi maaş veren çıkarsa ayrılırsın zaten.

şu an bu maaşla geçinebiliyorsan yılbaşına kadar sabret. o zaman zam istersin.

benim yıllık kazancım $2.000.000 civarında olmasına rağmen yetmiyor. sürekli iş bakıyorum.

yılbaşına kadar istediğin maaşı hakedecek şekilde performans göstermeye bak. şu an için yeni eleman konumundasın.

bu arada $20.000.000 yıllık maaşım varken ben bile iş bakıyorum. 2 mio alan garipler aramasın da ne yapsın.

yılbaşına kadar sabret derim ben de.

ben 18 yaşımda aylık 2.000.000$ kazanıyor olmama rağmen iş bakıyorum bu arada. maaşımı söylemiş miydim aylık 2 milyon dalırs falan yani.

Ben büyükannemden kalan trust fund nedeniyle reşit olmamama rağmen aylık 250.000 CHF stipend alıyorum yani çalışmsam da olur herhalde, fakat yine de ayağımı yorganıma göre uzatmaliyim. Sana tavsiyem 3-4 bin lira ne ki, takma bu kadar.

Daha yenisin, o yüzden su an negatif gelebilir maas konusmak.

Vazgecilmeyecek duruma gelip, olmasa da olur pozisyonundan ciktiktan sonra elin daha rahat olur.

Bakma sen 20.000.000$ fakirlere ben 20.000.000 kuveyt dinari kazanmama ragmen sürekli is bakiyorum.

işimi seviyor ve öğreniyorum diye hiç maaş pazarlığı yapmadım.
"performansını beğendiğimizden sana diğer arkadaşlara göre daha iyi oranda zam yaptık" dediler hatta ben de sevindim.

yaşım otuzu geçti ve benden önce cevap veren arkadaşlar gibi kazanmıyorum.

bir fikir:
google mapste rehber oluşturuluyor ya gezilecek yer vs gibi , sonra da link paylaşılıyor, kategorilere ayrılabiliyor vs o sistemle bence yapılabilir.

İşini değiştir

Google my maps
Trello

Daha pratik bir yöntem mutlaka vardır ama Google Maps'te bu dediğiniz yapılabiliyor diye hatırlıyorum.

Önce haritayı yapıp sonra ekibinize "haritayı değiştirme yetkisi" de vererek paylaşacaksınız.
www.google.com

Aradığınız cevap bu değil biliyorum ama size bir faydası yoksa "son dakikada güzergah değişimi kabul etmiyorum" deyin. Bahsettiğiniz gibi son anda bir yerlerin eklenmesi çok verimsiz.

bahsettiğiniz şeyin adı tereke paylaşım ya da miras taksim sözleşmesi. vasi abla ortak mirasçı olduğu ve vesayeti altındaki annenizin haklarından yana çıkar çatışması çıkacağı için mahkemeye gidilip tereke paylaşımı için vesayeti veren mahkemenin onayını almak gerekecektir.

İlk cevaba katılıyorum. buradan aldığınız bilgi bir şeye yaramaz. Yine avukata ihtiyacınız olacak. 3 ayrı avukat birbirine zıt cevap veriyorsa söylenildiği gibi yazılı cevap talep edin. Tabi bunun için ücret ödemek gerekecek. Ücretsiz olarak alınan sözlü cevapların bir anlamı yok. Avukat o an için yanlış anlayabilir ya da zaten ücret almadığı için üzerinde çok düşünmeyebilir. Mesele sadece bilgi değil, yapılacak işlemler ayrı bir takip ve mesai gerektiriyor.

abicim siz neden avukata gidiyorsunuz ki? bu gayrimenkullerden birinin bağlı olduğu tapu müdürlüğüne öğleden sonra gidin, danışmada durumu anlatın onlar yönlendirirler. ablanızın vasilik belgesinin fotokopisi, bir tapu fotokopiniz, eğer paylı mülkiyet oluşmamış ise mirasçılık belgenizi falan alın. onlar size ne nasıl yapılabilir anlatırlar.

ha ablanızla anlaşamıyorsanız o ayrı, onda da ortaklığın giderilmesi davası açılacak, onda da zaten hepiniz zararlı çıkarsınız. dediğiniz gibi aranızda anlaşarak bölmek veya birleşip satmak en doğrusu.

avukat değilim ama alzheimer hastasının vasiliğini yaptım. ben tecrübemden bahsedeyim.

miras durumu sözkonusu değildi, ben de kısıtlı kişinin veya ona miras bırakanın mirasçısı değildim. o yüzden hem mirasçı hem vasi gibi bir durum yoktu.

ama şöyle, vasi iseniz yetkileriniz sınırlı değil. mahkeme hem bir vasilik karası çıkarıyor, hem de hangi konularda yetkili olduğunuza dair yetki veriyor. neye yetkiliyseniz sadece o konuda vesayet edebiliyorsunuz.

benim yetkim emekli maaşını çekebilmek konusundaydı. elimdeki yetki belgesi ile maaş aldığı bankaya gidip işlemini yaptım, maaşını çekip kızına yolladım.

ama başka bankada bireysek emeklilik hesabı varmış mesela. onunla ilgili bilgi bile vermediler, yetkim sadece maaş çekmek için olduğundan.

ptt'ye bez parası yatıyormuş, hesapta birikmiş, onu çekmek istedim, onu da çekemedim yine aynı sebepten.

Konuyla ilgili bir bilgim yok. sadece basiniz sagolsun demek istedim.

Aşı karşıtıyım, özellikle doğum hassasiyetlerini kullanarak bebekleri her türlü ilacın aşının ve tedavinin denekleri olarak kullanabiliyorlar, son derece ikircikli bir durum. Öncelikle bunu belirteyim.

Şehir hastanesi sizi kabul etmeyebilir. Asm'ler aşılarınızı yapacaktır burada kalabalık etmeyin diyebilirler. Malum suriyeliler bizden öncelikli.

Güvenilir bir hekiminiz varsa hangi aşıların kesinlikle yapılması gerektiğini ve hangi aşılar ile tahlillerin kesinlikle yapılması gerekmediğini ondan öğrenin, mutlkaa bilgisi vardır ondan bilgi alın. Gerçekten asm'deki hemşirelerin ilaç/aşı/vs saklama titizliklerinde sorun görüyorsanız bunu lütfen sağlık bakanlığına bildirin ki orası bir denetlensin bir soruşturma geçirsin. Söylemedikçe artar çünkü.

Asm aşı saklama koşullarından şüpheniz olmasın. Bakanlık online olarak sürekli aşı dolabının sıceklığını takip ediyor (il sağ müd değul BAKANLIK). ASM personeli de, ister sevin ister sevmeyin, vatan haini veya câni değil genel olarak. Aşıları dolapta muhafaza ediyorlar.
Ben asm'yi tercih ettim yine onları tercih ederim

Özel hastanedeki çocuk doktorumuz "aşı için hastaneye gelmenize gerek yok, ASM'de yaptırabilirsiniz. Hatta onlarda daha sık aşı yapıldığı için hem daha taze oluyor hem de sıcaklığını çok sıkı takip ediyorlar" demişti.

evet, aile sağlığı merkezine gidiyoruz.

hatta, eşim de hastane personeli olduğu için, hastaneye götürüp yaptırtmayı düşünmüştüm. aşı uygulaması sadece asm de yapılıyor dendiği için asm ye götürmüştüm.

İlk cevabı veren arkadaşa katılmıyorum. Bebekler her türlü aşı/ilaç/tedavi derneği olarak kullanılmıyor. Yıllardır süregelen, yapılması gereken aşılar yapılıyor. Oğlum 8 yaşında, sadece göçmenlerin aşısız gelmesi sonucu 7yaşında yapılması gereken karma aşısı (geçmiş zaman ne kadar oldu hatırlamıyorum) daha erken yapıldı. Onun haricindeki aşılar bildiğimiz, bizim de çocukluğumuzda yapılanlar. Üstelik aşısız gelen göçmenler ve aşı karşıtları sebebiyle maalesef sonuna gelinmiş olan kızamık ve su çiçeği yeniden hortladı. Üstelik aşı karşıtları/aşısızlar da çocuklarının (haklı olarak) kamusal alanlarda oynqtıyor/gezdiriyorlar ve bu mikroplar maalesef daha hızlı yayılım gösteriyor.
Ben oğluma ekstra yapılan rota aşısını da yaptırdım. Yaptırmayan tüm anne babalar - maalesef hayatlarının ilk 3 yıllık döneminde hastanade yatmak zorunda kalırken ben hiç bir problem yaşamadan oğlumu bu yaşa getirdim. Kaldı ki ben de oğlum da alerjik bünyeliyiz. Buna rağmen ne oğlumun aşılarında bir sıkıntı yaşadım ne de (kuduz aşısı a alerjim olmasına ve yaşım ileri olmasına rağmen) bana yapılan 5doz covid aşısında bir problem yaşadım...

Aşı karşıtı olan arkadaşlar, hastalandıklarında yine tıbbın ve bilimin çözümlerine başvurmayacaklarsa karşıtlıklarını da son derece samimi buluyor ve hak veriyorum.
Menenjit aşısını da doktorunuzla görüşerek değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Ve evet, asm'de sürekli bir aşı sirkülasyonu ve bakanlık soğutucu denetimi var. Asm hekimi 4 arkadaşım var, bizzat onlardan biliyorum.

biz de hep asm'de yaptirdik, sadece asi takviminde olmayan rota ve menenjit asilarini takip eden cocuk doktorumuz yapti. onun haricinde benim de edindigim bilgi asmlerin asi konusunda oldukca guvenilir oldugu ve soylendigi gibi asi sirkulasyonu daha fazla oldugundan tazeligi konusunda da endiseye yer olmadigi seklindeydi.

biz de hep asm'de yaptırdık. rutin kontrolleri için özel hastnaeye gidiyoduk. eğer kontrol aşı zamanına denk geliyorsa onu hastanede yapıyorlardı. ama doğduktan sonra ilk dozların tamamı asm'de yapıldı. sonraki hatırlatma dozları hastanede yapıldı.

saklama koşullarından yana endişeniz olmasın.

asm'de yaptırabilirsiniz.

ek bi hatırlatma rota virüs gibi bazı aşıları sağlık bakanlığı aşı kapsamında dahil değil, bunları varsa doktorunuzla takip edip zamanında yaptırın.

not : aşı karşıtlarını sosyal medyada ve gerçek hayatta ignore edin.

Yanıtlar için teşekkürler. Peki arkadaşlar aşı vakti gelince arıyorlar mı asm’den yoksa biz takip edip mi götürüyoruz?

devletin karşıladıklarına ek olarak ücretli rota ve menenjit aşılarını da sağlık ocağında yaptırdım.

aşı karşıtı olanlar keşke alınlarına dövme yaptırsa da kendileri ve çocukları ile toplumda yan yana gelmekten kaçınabilsek.

bizim sağlık ocağı bazen arıyor bazen aramıyor. zaten hangi aylarda yapılacağı önceden belli. kendiniz takip etseniz daha sağlıklı olur.

Aşıların buzdolabındaki sıcaklıkları merkezi aşı takip sistemi (ATS) tarafından buzdolabındaki sensörle takip ediliyor. Sıcaklıklarda oynama olduğu zaman uyarı geliyor. Aşılar kullanılamaz sıcaklıklara gelirse çok yüksek ceza veriliyor. Rahat olun o konuda.

Bi arkadaşımın babası aile hekimiydi, bi keresinde evlerinde otururken telefonuna uyarı gelmişti asm'de elektrik kesintisi var aşıları taşıyın gibi. Apar topar çıkmıştı. Yani asmler gerçekten iyi denetleniyor aşılar konusunda merak etmeyin.

Aşı karşıtlarını ignore edin +1. Geçen de benzer bir başlıkta yazdım, covid mrna aşısı gibi yeni bir aşıyı olmak istememek hadiii bir nebze makul karşılanabilir (ki bence normal değil de neyse), yıllardır yapılan ve çocuk sağlığında inanılmaz öneme sahip çocukluk aşılarına karşı olanı direkt hayatımdan çıkarırım. Fakültede hocalarımızın dediği çocuk sağlığı açısından hiçbir çocuk doktorunun karşı olmaması gereken iki şey var anne sütü ve çocukluk çağı aşıları. Bunlara karşı olan biri mesleğini doğru yapmıyordur. O yüzden takvimdeki aşıları ve hatta bence arkadaşların da belirttiği gibi takvim dışı aşıları yaptırın. Hiçbir çocuğu aşı adı altında denek olarak kullanmıyorlar merak etmeyin

bebeğimin tüm aşılarını asm de yaptırdım
asm ile iletişime geçin (ki sizi takip ediyorlardır, bizim asm hemşireleri aşı zamanı geldiğinde bize haber veriyor) randevu bile almadan gidip yaptırabilirsiniz. bebeklere her zaman öncelik tanıyorlar.
aşı karşıtı olanlar, tek söyleyebileceğim allah belanızı versin. kuzenimin 2 aylık bebeği yoğun bakımda yattı ölümden döndü çocuk, neymiş büyük kızının arkadaşlarından biri aşılarını olmamış (annesi aşı karşıtıymış), parkta toplaşmışlar bir gün ve o "arkadaştan" kızamık kapmış!! o arkadaşın annesi çocuğunun hasta olduğunu söylememiş çünkü hafif ateşi varmış sadece !!!

takvimdeki aşılar için asm'den arayıp haber veriyorlar. takvimde olmayan aşıları kendini takip etmeniz gerekiyor.

bu arada takvimde olmayan rotavirüs ve menenjit aşılarını da eczaneden alıp asm'de yaptırabilirsiniz. illa özel doktora gitmeye gerek yok. aşıyı yapıyorlar, sadece diğer aşılar gibi ücretsiz karşılamıyorlar.

evet bizim de takvimdeki asilar icin ariyorlar hatta plan yapiyorlar bize gore (su gun su saatte yaslilarin asilari var siz su saatte gelebilir misiniz? gibi). ve evet ayrica soylemeden gecemiycem ben de, asilarini ihmal etmek, hele ki asi karsitligi tum cocuklara buyuk haksizlik ve zalimlik bence. hicbirimiz doktor degiliz cocuklari denek olarak kullaniyorlar demek icin hicbir yetkinligimiz yokken sagdan soldan duydugu dayanaksiz cumlelerle tum cocuklari riske atanlardan gercekten uzak olalim dilerim. sayelerinde neredeyse bitme noktasina gelen hastaliklar hortladi. bahanesi de sey, "olursa benim cocugum hasta olacak sana noluyor???" saka gibi bir cehalet gercekten!

elinizdeki telefon, telsizin gelişmiş bir versiyonu. en yakın baz istasyona bağlanıyor. jeneratör ve ups devreye geç giriyor olabilir. gpon (Gigabit Passive Optical Network) sistemlerinin upsleri de yeterli gelmiyor olabilir.

edit: yani aslında uyduya falan bağlanmıyorsunuz. en yakın baz istasyonuna bağlanıp onun üzerinden kablolu olarak sistemlere erişiyorsunuz. elektrik gidince ups ve jeneratörler devreye girer ama kesinti uzun sürünce onlar da gidiyordur.

Kilolu erkekler ne giyseler slim fit gibi duracaktır onun için slim fit almamanız doğru olur. Boy kilo bilgisi olsa daha iyi tahmin yürütebiliriz

Slim fit olması problem yaratır.

Düğüne ne giysem diye de sormuştunuz bugün. Bence kesinlikle takım elbise almamalısınız. Zaten bu havada ceket giymek imkansız. Fotoğrafta ceketli görünmek için 5 dakika giyerseniz sırılsıklam terlersiniz. Giymeyin.

Krem rengi keten pantolonun üstüne beyaz gömlek giyin. Ya da bunun gibi bir kombin.

Kilolu olmanız ne giyeceğinizde bu kadar belirleyici olmasın. Siz kendinizi ilk olarak "kilolu" olarak tanımlamayın ki etrafınızdakiler de öyle tanımlamasın. "alp9900" olarak tanımlayın kendiniz. Kilonuzu reddedin demiyorum ama düğüne giderken ilk aklınıza gelen kilolu olmanız olmasın. Neşeli, dakik, esprili, iyi kalpli, damadın yakın arkadaşı, ekşiduyuru kullanıcısı, kilolu gibi tanımlayın.

Şurada 5 numaradaki yaz kombinleri iyi görünüyor.
erkekgiyimrehberi.com

Bir Boyner'e gidin. Aklınıza yatan bir markanın reyonuna yaklaşın "Düğüne gideceğim, keten pantolon arıyorum" deyin. Onlar halleder.

kilolu biri olarak söylüyorum, bir zamanlar öyle olsam da şu an ne slim ne de fitim. bedeni uygun slim fitleri giydiğimde fazla doldurulmuş sucuk gibi hissediyorum. regular fit iyidir, zorlamamak lazım.

muzlu tatlılar
muzlu smoothie/içecek
muzle krep
muzlu ekmek

muz reçeli diye bir şey var ama hiç denemedim.

şunlar daha ilginç:
muz kızartması (nijerya ve tayland mutfağından)
zeytinyağlı muz yemeği
muz güveci/yahnisi (banana stew) (afrika mutfağından bu da)

Muzlu dondurma yapmak için muzu doğrayıp dondurucuya atın, smothilere dondurmaya çeşitli şeylere birebir.

Şarap yapılır mesela. Niyetlenirseniz detay konusunda yardımcı olabilirim.

Komşulara verebilirsin. İş yerine götürüp ikram edebilirsin.
Yiyoruz dediğine göre en az iki kişisiniz. İkişer ikişer yiyoruz dediğine göre, iki kişi en az iki gün yemişsiniz, yani en az 1 kilosunu yemişsiniz.

19 kilo muz 14.400 kalori yapar. Kişi başı 7.200 kalori.

İki kişi 4 gün boyunca sadece muz yerseniz biter.

Ayrıca o kadar muzu iki kişi yemeden önce kanda potasyum yüksekliği konusunda Google Abi ile biraz sohbet etmenizde de fayda var. Özellikle kalp sorunu olanınız varsa.

Dondurucu + 1

Bütün sene smoothie, dondurma, granola her şeye katarsınız hatta 6 aydan önce biter kesin.

Olgunlaşınca Soyup dondurucuya atın. Çözdürmeye gerek kalmadan pankek, krep ve kek harcı olarak; smoothie vb pek çok şekilde tüketirsiniz.
Rengi biraz kararabilir, endişelenmeyin.

Not:muz diyarından bildiriyorum.

ben de dondurucu +1 diyorum. dondurma, smoothie, milkshake ne isterseniz yaparsiniz. yalniz buzluga koymadan dilimlemek onemli yoksa parcalayamazsiniz muzlari.

Paylasabilirsin mesela

Sorunuz oldukça eksik.

1. Kapaktan kastınız nedir? Matara gibi dahili kapağa sahip olup harici bir bardağa ihtiyaç duymadan doğrudan termostan içeceği içebildiğiniz bir şey mi arıyorsunuz yoksa üzerindeki kapağı bardak gibi kullanılabilen bir şey mi?

2. Tek kriteriniz arabanızın bardaklığına sığmasıymış ancak arabanızın bardaklık çapını kimse bilmediği için buna da cevap vermek imkansız. Mesela benim termosum 2004 model Punto'nun bardaklığına sığmazken 2018 model VW Golf ve 2016 VW Passat'ın bardaklığına sığıyor.

3. Küçük termostan verim almanız zor. Termosun hacmi ne kadar düşükse sıcaklığı koruma kapasitesi de o kadar düşük oluyor.

Yani kapak derken sürüş esnasında dökülmemesi için çıkarılıp takılması ya da kaydırılması model açısından fark etmiyor üstünü kapatabilir olması anlamında demek istemiştim, bardaklık kısmının de modellere göre değiştiğini bilmiyordum öğrenmiş oldum.. Uzun süre koruması önemli değil 1-2 saat yolda işimi görmesi yeterli, teşekkürler.

Termos üreticilerinin sitelerinde termosun çapı genelde yazıyor. Yeni arabalarda genelde sorun yaşamazsınız ama eski arabalarda bardaklık çapları yeni termosların çaplarıyla uyumlu olmayabiliyor, alırken kontrol etmenizde yarar var.

Genel olarak Zojirushi, Thermos, Stanley, Contigo gibi markalara bakabilirsiniz. Beğendiğiniz ürünü almadan önce ürünün yorumlarına mutlaka bakın. Thermos'un bir modelini almıştı kardeşim, ürün sızdırıyordu. Stanley'nin de bazı ürünlerinden hiç memnun olmayan insanlar var. Bu 4 marka da oldukça iyi markalardır ama bazı modelleri gerçekten başarısız olabiliyor.

Stanley Trigger action hediye geldi birkaç yıl önce.
Aşırı iyi. Çok fazla iyi.

Hem hiç eskimedi, hem de asla akıtmıyor. İçmesi de keyifli.
Kötü yanı olarak sadece sıcak içeceği ilk koyduğunuzda bir basınç oluyor, tetiğe ilk bastığınızda elinize sıcak hava geliyor. Yanmazsınız ama yanacak gibi korkuyorsunuz, muazzam.
Fiyatına takılmayın. 10 bin lira olsa yine alsanız yine seversiniz.

www.akakce.com

Termos dünyasını pek bilmiyorum. Çok detaylı, inceliklerle dolu bir dünya olduğunun farkındayım sadece. Bu geldi, çok mutluyum. Kaybolursa, kırılırsa yine aynısını alırım.

tefal mug'dan cok memnunum. kapağında tuşla tek tık acılıyor. tek tık kapanıyor.
www.akakce.com

promosyon olarak nespressonun termosu gelmisti. cok iyi bence. uzun sure sicak tutuyor, icerken kesinlikle dokulmuyor ve sizinti yapmiyor. ve arabanin bardak gozune sigiyor :D
kapaga tik diye basinca icmeye hazir oluyor tik diye kapaniyor.

Occasion’a ve donemsel olarak sanal cadir’a bakiyor musunuz? Genelde eren perakende grubunda boyner, lcw, superstep, occasion filan gibi satis mecralarinda neredeyse ayni fiyatlarda oluyor

Tekstilde kalite standardi yok. Standardi olanlar 5bine satiyor zaten. Buyuk ihtimalle daha dandik bi atolyeden cikmistir bu urun.

Şöyle düşün.
Sağcılar milliyetçi.
Bizde bu kategoride bir tek Zafer Partisi var gibi görünüyor. (Burada 'görünüyor' kelimesini büyük harflerle yazmak gerek. Herşeyin göründüğü gibi olmadığını defalarca gördük, gösterdiler çünkü.)

Diğerleri bir süredir bir garip oldular.

Olayın detayını kavramak istiyorsan da tee 1969 lara, Büyük Adana Kongresine falan gitmen gerekiyor.

Evet, Türkiye'deki ve yurtdışındaki sağcı-solcu kavramı arasında ciddi fark var.

Ama bu konuda fark yok.
Türkiye'de de sağcı fikirler mültecilerin gitmesi yönünde, solcu fikirlerse onların entegre edilmesini önemsiyor.

Sağ parti olarak tanımlansa da Ak Parti'nin sol olarak değerlendirilebilecek pek çok politikası da var. O yüzden Ak Parti'yi sadece sağ veya sol diye tanımlamak doğru olmaz. MHP'nin durumunu anlamakta pek çok insan gibi ben de zorlanıyorum, Ak Parti ile farklılaştıkları noktaların neler olduğunu birisi mesaj atıp yazsa okurum.

O yüzden mülteciler konusunda Türkiye'de sağ-sol karmakarışık halde.
Bazı partiler de tüm politikalarını "Ak Parti ne diyorsa tam tersi" şeklinde yürütüyorlar. Onların da aslında mültecilerle ilgili fikri sadece bu karşıtlık sebebiyle.

Zamanın Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım'ın şu sözleriyle bitirmek isterim "Sistematik bir şey yok. Abur cubur dolduruyorsun, herkes ihtiyacını oradan alıyor ama hiç de karışmıyor. Bu bilişim, fazla kafa yorarsan sıyırırsın. Nimetlerinden yararlanıp işini göreceksin. Kafayı taktın mı o zaman işin kötü."

sağ diye bir şey yok

sol: sosyalist, sosyal demokrat, günümüzde bunlara sjw woke tayfa eklendi. sol denince akla bu geliyor.
türkiyede temsilcisi işçi partisi. işçi partisi entegrasyon savunuyor

chp sol parti değil. chp zaten göçmenler konusunda hiç bir zaman net olmadı. hala net değil. ne yapacağı belli değil yani. kendileri de ne yapacaklarını bilmiyorlar bence

sağ derken: muhafazakar dindar anlaşılıyor türkiyede. halbuki ateist faşist birisi sağ mı mesela?

türkiyedeki siyasi yelpaze islam yüzünden karışık. göçmenlerin tamamı müslüman oldugu için sağ partiler göçmenlerin kalmasından yana.

ama islami olmayan milliyetçi parti zafet gitmesinden yana.

Sağcı ve solcu yurt dışında Türkiye'den farklı. Sağ sol olayları zaten sıkıştıkça arada kavramı bulanıklaştırılan, "gerçek x o değil" denilen ve değiştirilen konular.

Bu söylediğin noktada Türk sağı ile Fransa sağı aynı fikirde ama. Türkiye mültecileri değil, Arap ve/veya müslüman mültecileri istiyor. Uygur Türkleri gram umurlarında değil. Göçmenler Hristiyan balkan milleti olsalardı. Bu kadar kucaklayıp olası bir ırkçılığa uğrayan göçmenlerin dibine gidip özür dilemezlerdi. Aynı şekilde Filistin bir şekilde güçlenmiş olsa ya da 20 yılda bir denedikleri gibi Araplar İsraillileri yok etmeye çalışsa, Yahudi göçmenleri aynı şekilde kucaklamazlardı. Ümmetçilik oynuyor Türk sağı, halife hayalleri kuran cumhurbaşkanımızla el ele vererek.

Avrupa'da da konu benzer. Gelenler müslüman olduğu için istemiyorlar genelde. "Müslümanlar, müslüman ülkede kalsınlar Türkiye alsın" ve Suriyeliler ile olay çıkınca "Müslümanlar bile müslümanları istemiyor, biz niye alalım?" deme sebepleri o. Yani Fransız ırkçılıkğı 1. sırada değil. Göçmen karşıtlığı ve müslüman karşıtlığı ilk sıralarda.

Şimdi ilk önce Fransa'da sol koalisyon partisi en çok koltuğu aldı ama çoğunluk yok. Çoğunluk bulunması için koalisyon oluşması lazım (ben nedense çok karamsar değildim ilk bir iki günlük lider konusmalarindan ama bakalim).

Sagcilar milliyetciden öte ırkçı. Bunu neden diyorum; bunların babası zidane'a bile laf derdi, rengi sebebiyle viera'ya falan laf derdi. Bu adamlar fransizim diyor, hayatlari Fransız ama bunlarin ilk kurucusuna göre değil (baba le pen. Kızı daha ılımlı çünkü başka türlü oy alamazdi).


Türkiye'deki partiler ile fransa'daki partiler aynı seviyede sol ya da sağ değil (Aynisi abd için de geçerli. Misal abd demokrat parti Fransa'da Cumhuriyetci olurdu).

Misal Fransa'da mhp kapatilirdi, olamazdi bile.
Zemmour var, o bence tam mhp gibi. Ama çok ufak tabi.
Le pen partisi sağcı olsa da bakkal yonetemez. Adaylari falan çok dandik. Benim yaşadığı yerdeki adayi dinledim, çok komik yani düzgün konuşamıyor bile. Bazi yerlerde adaylarin tanitimi bile yoktu.
Cumhuriyetci parti tam bir chp. Yani CHP Fransa'da solcu değil sağcı olur.

Macron'un karşılığı Türkiye'de yok. Solcularda da bence yok çünkü Türkiye'de solcu olmak için solculuk dışında herhangi bir şekilde ülke yönetecek solculuk göremiyorum.

Türkiye'de yöneten parti göçmene bir şey yapmadığı için diğer partiler bu konuya yöneliyor. Fransa'da da iki konu var; ekonomi/isci haklari(bazen eski gazetelere bakıyorum taaa 70-80lerde bile aynı şeyler konuşuluyor) ve göçmen. Göçmen sorunu açıkçası böyle bütün fransa sorunu değil. Oy verilen yerlere bakarsan akdeniz/guney tarafi full rn vermis ki oralarda göçmen daha fazla, misal breton bölgesi sıfır rn çıkmış.

Bir de bu göçmen sorununu hiç görmeyip "tvde gördüm baska sehirlerde ondan rn veriyorum" diyenler de vardı.

Neyse, solculuk ile göçmen sorunu tartismamak gibi bir şey yaratılmaya calisilsa da aslında yok. Fransa bir iki tane var sol lideri; ekonomide solcu, sosyalde sagcilar. Yani ben açıkçası artık solcu olmanin lgbti ne derse dogrudur, göçmenler canimizdir seviyesinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebepten ekonomik olarak solcu olanlar da kendini buraya koyamıyor bu sebepten.

Neyse yani aslında çoğu ülkede sagci/solcu aynı değil. Ama Türkiye ile Fransa kiyaslarsan apayri.

Kafalar o kadar karışık ki,

Milliyetçilik deyince hemen konuya din karıştırılıyor.

Sonra Müslüman olmayan Türk Türkten sayılmadığı gibi (Gagavuzlar, Yakutlar)
Müslüman Türkler de Arap olmadığı için Müslümandan sayılmayabiliyor ( Uygurlar)

Sağ ve sol kavramlarının çok farklı olduğu görüşlerine katılmakla birlikte ilave etmeliyim ki Avrupa'daki mülteci kaeşıtlığının da buradakiyle bir benzerliği yok.

Türkiye'de Avrupa'daki sağ partilerin mültecilere bakışıyla ilgili komik yorumlar görüyorum.

Türkiye çok konuda uçlarda yaşıyor.

gavurlar musluman olmadiklari icin onlarin sagcilari biz bu kara kuru musluman adamlari ulkemizde istemeyiz kafasindalar. gocmenler hristiyan olsalar ki aradan hristiyanlari zaten mis gibi ayiklayip aliyorlar, o zaman sikinti cikmazdi.

bizim sagcilar gelenler musluman oldugu icin, icine osmanlicilik da katarak, ummeti musluman yardim ediyoruz, bizim imparatorluk gelenegimiz ve dinimiz bunu grektirir kafasindalar.

bir de milliyetciler sag var yine iki tarafta da. onlar da yaw dindas isek gelsin kalsin, ama misafirligin bir siniri olur yerlesik duzene gecmesinler, zamani gelince cektirip gitsinler diolar.

ilgili mahkemenin kalemi

Uyap vatandaş girişi
EDevlet şifresi ile giriş
Dosya sorgulama
Ceza davası sorgulama

Cezadaki bütün dosyalar çıkar. Dosya üzerine tıklayınca evraklar sekmesine gidin.
Sonra + işaretine basarak son 20evrakı ve tüm evrakları görebilirsiniz.

7 yaşın eğlenebileceği bir yer olarak biliyorum ama o yaşlarda biriyle gitmedim hiç.

Zaman olarak tüm günü ayırmalısınız çünkü bilet günlük.
10 saatlik para verip 3 saat eğlenmek olmaz. En azından 6-7 saat ayırmak gerek.

kuyruklardan binemezsiniz basiniza gunes gecer. gezi ayagina gitmistim oradaki calisan bile bayilmisti no yani gitmeyin

yaşa değil de boya takılıyor çocuklar, her oyuncağı kullanamıyorlar. her yerde bulabileceğiniz basit şeylere kalıyorlar. 130-140 cm ise boyu genel olarak eğlenir. değilse uyduruk şeylere kalır, atlı karınca falan :)

ayrıca başınıza güneş geçer +1 illa gideriz diyorsanız güneş kremi, şapka + şemsiye alın.

Cok beklendigini ben de duydum. Zamanina gore 45-50 dk bir seye binmek icin bekleniyor diyorlar. Bu kadar beklemektense daha az iyi bir yere gitmeyi tercih ederim.

konum neresi?
istanbulda şişhane bunun merkezi ama 1 gün gezip birşey bulamayıp kendi ilçemdeki bi avizeciden aldım tabi şişhanedeki fiyatın 2 katına, istanbulda eskidji gibi çarşılarda da çokça avize var.
çok para vermemek lazım trend çok değişiyor 5 sene önce 10k gibi uçuk fiyata aldıklarımı mobilya değişirince eldende çıkartamadım çöp oldular

Noise cancelling özelliği olan kulaklıklarda müzik açmadan da ses azaltma özelliğini kullanabiliyorsunuz. Ama sesi tamamen kesmiyor tabii. Belki daha kalitelileri kesiyordur, benimki (JBL tune 660) tamamen kesmiyor :D

İş güvenliği ekipmanı satan yerlerde var, asfalt delici, hilti vs kullananlar taksın diye. Günlük hayatta ne kadar verimli ve rahat olur bilmiyorum.

Yıllar önce patlayıcı fabrikasına gitmiştim, orada bir kulaklık vermişlerdi gerçekten tamamen sessiz olmuştu ortalık. Çok şaşırmıştım. Kaliteli ve pahalı bir şeye benziyordu.

Sizin amacınız sadece sesi kesmek değil dışarıdan da çok dikkat çekici şekilde belli olmaksa öyle bir şey kullanabilirsiniz. Ama dikkat çekmek istemiyorsanız yanlış bir seçim olur.

Odaklanma konusunda tek suçlu sesler olmayabilir, onu da değerlendirin.

yabancılar bebelerini maça götürürken takıyor o tür bir şey işinize yarar gibi geldi.
encrypted-tbn0.gstatic.com

3m markası iyidir ama burada satılıyor mu bilmiyorum.

Ohrid'e gitmedim guzel diyorlar. Uskup'de cok birsey yok ama gittigime pisman olmadim. Tiran'a gittim ama gezmedim, pek birsey yok diyorlar. Benim en cok ilgimi ceken yerler bosna ve karadag, en cok tabii saraybosna, mostar kotor tercih ediliyor. Imkan dahilinde mesela karadagda dag bayir da gidilebilir. Arac olsa mesela. Ana yoldan cikmadan tabii tehlikeli de olabiliyor.

Varna yeni övüldü

Soruya cevap;

-Uskup'de cok birsey yok +1 ama Matka Kanyonu güzeldi.
-Ohrid'e gittim ama çok gezemedim. Birkaç saat durabildim. Yine de güzeldi.
-Tiran'a gitmedim güzel diyorlar.

Kişisel görüş; bence katılın. Şehirleri beğenir beğenmekten ziyade güzel tecrübe olur bence.

Sorudan bağımsız;
- Belgrad'i baya sevmiştim.
- Tiran ile Saraybosna'ya gideceğim bir zaman.

Deniz seviyorsan, Hirvatistan'da:

Dubrovnik
Split
Novalja

Aralarinda daha tenha yerlerde bulursun.

Saraybosna

karadağ kotor, aşağıda link verdim bu gezgin çocuk gezipte en beğendiğim yerlerden biri dediği için güncelde aklıma ilk gelen oldu.

www.youtube.com

geçen sene kurban bayramı tatilinde büyük balkan turuna katılmıştım ben de. en çok kotor ve dubrovnik'i beğenmiştim. Dubrovnik (hırvatistan) schengen istiyor diye belirteyim.

Prizden ve kotor diyorum ben. Bu ikisi kesin olsun.

Varna bulgaristan varna sanırım. Nesini övdüler anlam veremedim. Bulgaristan da sofya ve plovdiv görülmeli .

Saraybosna Eminönümsü Amasya gibi bir yer bence gerek yok.
Mostar şişirilmiş bir balon ve yapacak bir şey de yok bence.
Belgrad'ı çok beğenmiştim. Tiran ve Ohrid güzel görülmeye değer. Üsküp gece çok güzel, ayrıca Matka Kanyonu'na giderseniz oradaki kafede oturmak yerine kanyonu yürüyün derim, manzara gerçekten güzel.
Neum(yaş ortalaması biraz büyük ama denizi çok güzel, çok sakin, tatlı, kendine has bir yer, bence dinlenmeli bir gece geçirebilirsiniz).

Karadağ +1
Araç kiralayarak gezersen iyi olur.

merhaba,
bizde forsteo kullanıyoruz iğne 9 aylık tedavi başladı ostorepoz başlangıcı ince kırılmalar olduğu için, doktora 9 ay çok değilmi kemikler aşırı güçlenipte kırılırmı gibi benzer bir soru sormuştum, doktor o kadar etki etmez bunlar yardımcı tedaviler demişti.

biz başlangıç olduğumuz halde iğne verdi doktor sizin ki hangi aşamada hap verdi merak ettim.

birde magnezyum d vitamini ve calcium ek olarak kullanırsa iğnenin etkisnin artcağını söylemişti

normal. oneui update'i alacak bir süre. sanırım android 15'i updateini de alacak çıktığında.

kapalı

15 Temmuz'da noterlerin hepsi kapalı.
Ama mesela 14 Temmuz pazar günü nöbetçi noterler açık.

Buradan bakabilirsiniz:
portal.tnb.org.tr

cumartesi açık olan var ama 15 temmuzda açık olan yok

Kdv'lik kısmı ne kadarsa o kadarını düşebiliyorsun. Mesela restorant fişlerinde genelde % 10'dur. Bazı şeyler de % 1, bazı şeylerde % 20.
Kdv harici kısmı yani ana parayı da gelir vergisi diliminden düşüyorsun.

10 bin liralık harcamanın kdv hariç kısmını 100 bin liradan, kdv'sini ise 100 bin liranın kdv'sinden düşüyorsun.

çok teşekkür ederim. şu bilgiyi internette bu şekilde yazan bir yer bulamamıştım.

Hava durumuna göre giyinin. Gece soğuk olursa ceketiniz yanınınzda dursun.

keten ekru renk takım giyerdim

Dombililiğin kitabını yazıyorum daha bitmedi.

Düğünlere gitmiyorum :)

Dombililer iç anadolu'nun köylerine gelsinler bayılıyorlar.

Kadın olanlar

Entry numarasi ile link vermek istemiyorsaniz yazar nick'i ile de verebilirsiniz, ama o baslikta yazarin birden fazla entry'si varsa hepsi gozukur. Misal;

(bkz: microsoft/@ssg)

Entry yazdığın yerin hemen üstünde yönlendirmeler var. Oradan http:// alanına basıp çıkan ekrana linki kopyaliyorsun. Sonraki ekranda ise verdiğin linkin nasıl gozukecegini belirliyorsun. Örnek : abelardo/linkvermek

ailecek gittik geldik çok güzel yer doğru tercih, deniz için komino adasına gidiyorlardı sanırım güzel yerdi. valetta yada sliema da kalmanız merkezilik ve topu ulaşıma ulaşım için karlı olur. mutlaka haftalık kart alın otobüsler her yere gidiyor o kadar çok yerine gittik ki isimlerini unuttum.

ingilizce ya da italyanca bilmiyorsan epey zorluk yasarsin.