Ekşi Duyuru

Havaray bakımda ama Vadi İstanbul'dan Havaray'ın olduğu yere ücretsiz servisler vardı onun saatini öğrenin. Geç saate kadar devam ediyorsa o işinize yarayabilir.
Başka türlü aklıma bir şey gelmiyor en yakın metrobüse kadar taksiye binmek dışında.

Biz yürümüştük, yürünebiliyor yani :)

fabia nın en düşük paketi ile scala arasında 130 bin lira oynuyor. 150 bin lira düşük faizli kredi kampanyaları var o sizi kurtarmaz mı?

Sorunuzun cevabına gelecek olursak ben c segmenti seçerdim. Çünkü bagaj önemli benim için. Ama tabiki sizin ihtiyacınıza göre değişir.

Markadan bağımsız olarak 10.000km'deki aracın herhangi bir sorunu olmadığından eminsem, C segmenti alırdım.

Segmentler arası geçişlilik çok arttı, ara modeller çıkarıyor üreticiler. O yüzden segment değil de araç karşılaştırması yapmak daha mantıklı bence ama sorunun özünü anladığım için "dolu eski araba > boş yeni araba" diyorum.

Segment olarak bakınca soruna yanıtım c gibi olacak ama boş c'dense dolu b'yi de tercih edebilirsin.

B'nin c ikamesi olamadığı tek yer iç ve bagaj hacmi, ona ne kadar ihtiyacın olduğuna göre de değişir.

Bekarım, çocuk yok. O yüzden aslında aklım sıfıra gidiyor ama bir sene öncesinin tertemiz arabaları da var. Scala ise şeklen pek hoşuma gitmiyor.

Eger muadil sifirlarin fiyati 1-2 yasindaki arabaya gore cok farkediyorsa, bence 1-2 yasinda almak daha iyi. Devam eden, garantisi devam ediyor olacak vs. Tabii mutlak kafa rahatligi ariyorsaniz gene sifir daha iyi olur. Sifir arabada da problem yasayanlari unutmayalim. Bu arada ben bekar bile olsam C segmenti secerdim.

marka model, segment yerine elektrikli koltuk, sunroof ya da panaromik cam tavan, adaptif cruise control gibi fonksiyonlara bakardım. birinci el ile 10.000 km tramersiz araç arasında pek fark olacağını düşünmüyorum.

308 benzinli vti motor .Bu araçtan uzak durmanı hatta kaçmanı tavsiye ederim. Dizel modelinde sorun yok.

İş arkadaşım Praktika'dan memnun olduğunu söylemişti.

Kalip ezberi yapabilirsin
Yada
İtalkidennhoca bulup surekli kanirta kanirta konusmaya calisirsin

Bu is pratik isi hocam ne kadar ekmek o kadar kofte

Ben de doğrusu böyle bir arayıştayım.
Mesela sanat kategorisinde, belli bir ülkeden , 2012- 2014 arasında, uzunluğu 5 dakikayı geçmeyen ve 3000 ile 5000 kişinin izlediği videoları filtreleyeceğim bir site bilenler varsa sevinirim.

aynı şey bana da lazım. hep aynı içerikleri dönüdürüp döndürüp öneriyor. bilen varsa diye takip

Canlı yayın linki atmışsınız Eren Koca anlatıyordu ben linke bastığımda.

X'te "mikrofonda kim var" adında bir hesap var. Hangi spor organizasyonunu kim anlatıyor yazıyorlar, oradan bakabilirsiniz.

hocam canlı yayında konuşuyor şuanda da konuşuyor mesela.
denk gelirsiniz aslında.
olimpiyarları anlatıyor sürekli.
muhtemelen eren kocanın yanında oturuyordur.

Siz attığınız saatlerde kadınlar jimnastik müsabakaları vardı, jimnastikte Eylül Akbulut ve Ceren Suveren anlatıyor kadın spiker olarak TRT'de ama hangisi bilemiyorum. Ama Eren Koca kim onu da bilemedim jimnastikte anlatıcılar arasında hatırlamıyorum onu, @pispinti'nin paylaştığı hesapta da anlatıcılar arasında göremedim.

Edit: şimdi baktım eren koca atletizm anlatıyormuş trt'de. Atletizmleri genelde eurosporttan izlediğim için denk gelmemişim. Ama TRT'de atletizmde kadın spiker yine görünmüyor. Hangi branş olduğunu söyleseydiniz keşke :D

Tam burda:

youtu.be

Eylül Akbulut evet yukarıda da söylenmiş :)

İşte Eylül Akbulut ya da Ceren Suveren ama hangisi bilemiyorum maalesef. Eylül Akbulut'un twitter'ında kaykay spikerliği yaptığı bir video kesit vardı, ikisi aynı sesse odur, değilse Ceren Suveren'dir. Sesten kişi tanıma özelliğim zayıf benim maalesef :d

x.com

yıllık 5-10 bin
şirkete göre değişir. daha da yüksek olabilir

3 yılda bir verilen promosyon sizin hakkınız. Zam ile takas teklifi gaddarca olmuş. Tek seferlik 10-20 bin olur maks.

İyi maaşlar ödeyen bir şirket bu yıl Ocak ayında 3 yıllık promosyon olarak 44 bin lira yatırdı.

Promosyon miktarı sanırım sadece maaşların ne kadar olduğuna bağlı değil. Şirketin bankayı ne kadar kullandığı, ne kadar büyük paraların banka üzerinden geçtiği, beklediği ile de ilgili olsa gerek.

Kurumun çalışan sayısı burada
önemli faktör.
Ona göre promosyon da artıyor.

Kuruma bağlı bütün şubeler tek bir yerden değil de, il bazındaki her yönetim banka ile anlaştıysa promosyonlarda da farklılık olabiliyor. En yüksek promosyon alımı tek bir yerden alınan kararla olmalı.

Diğer yandan çalışanların az almasının sebeplerinden biri de kurum yöneticilerinin bankalarla arka plandaki özel anlaşmalarının olduğu da ara ara internette dile getirilen şeylerden. Çalışanın alacağı 20.000 TL ise 15.000 TL de eline geçebiliyor aradaki fark malum. Marabaların 3'ün birini alması gibi bir durum.

kendim, bu parayı araştırıp muhtaç olduğuna karar verdiğim yerlere taksim ederek dağıtıyorum.

Biz geçen yıl 50 küsur aldık. Bazı şirketler -ki benim çalıştığım şirket böyle yaptı - bankanın verdiği promosyonun bir kısmını cebe atıyor.

şuan bankalar ile promosyon pazarlığı aşamasındayız o yüzden iyi biliyorum :)

senelik kaç maaş veriyorlar, toplam maaş tutarı ne kadar, ayın kaçında maaş ödüyorlar, kaç gün içerde kalır para. bunlar önemli. bir de tabi firmanın banka tarafında iyi, paralı bir müşteri olması da çok etkiliyor.

ben office lens kullaniyorum. Genel olarak memnunum. kendi mail atmiyor galiba ama dosyayi kaydeder siz atarsiniz yani.

Cam scanner kullanıyorum, ucretsiz versiyonunda ilk dosyadan sonra "scanned by camscanner" yazıyor.

istediğiniz şekilde paylaşmanızı sağlıyor, toplu tarama yapıp tek pdf'te topluyor, gereksiz arka planı kendisi kesiyor, perspektifi kendisi düzeltiyor vs

ios da notlar a gir
Yeni not aç
Kamera simgesine dokun - scan documents seçeneğine bas
Voila

office lens güzel.

Ben de Adobe scan kullanıyorum, bir sıkıntı yaşamadım, memnunum.

Google Drive uygulamasını yükleyin ve açın.
Yeni ardından Tara'ya dokunun.

buzdolabı poşeti , sünger ,sıvı sabun deterjan , kağıt bardak vs. gibi şeyleri satan yerlerde olması lazım.
Bir ihtimal kırtasiyelerde de olabilir

Ikea'da var ama en büyüğü kaç cm hatırlamıyorum.

Migrosta fakat boylarini bilemicem

aşağıdaki 26x28 cm

www.migros.com.tr

kilidi sürgülü olanlarından arıyorum. kaliteli. elbise vs koyacağım

www.trendyol.com

Fermuarlı kilitli poşet ya da sürgülü kilitli poşet diye geçiyor.
Ama bunun kalınlığından emin değilim.

koroplast var cesit cesit boy boy.

Banabikurye kullandim birkac kez, ama cok yeni zamanda degil. Su an nasildir bilemem

banabi kurye vardı sanırım kalktı, arada Martı Tag kullanıyorum, motor çağırıyorum. Sürücüye durumu izah ediyorum, yazan ücretten 50-100 lira fazla ödüyorum kimse yok demiyor.

banabikurye kullandim en son gecen sene eylul ayinda, telefon tasittirdim, gayet memnun kalmistim.

aslında takoz gibi birşey yaptırmayı düşündüm bazayı yukselttikten sonra ölçüp biçip sadece yatak başlığını desteklicek bir takozu koçtaşlarda falan kestirsem mantıksız mı olur?

matkap işi çok zor, civatalar o kadar kalın değil bizdeki :(

altına bir ayak takoz ve koymak mantıklı olur. kaç cm fark var?

bazayı yükselttim başlığa dokunmadım o da yükseldi. biraz havaya kalktı ama sorun olmadı. o kadar ağır değil zaten.

Akepe yandaslarini koruyup kolluyor iste. Akepe burjuvazisi de denebilir buna.

Adamlar sirf enflasyondan zarar görmesin diye ihaleler milyar eurolardan veriliyor, vergi silmek ne ki, nasilsa halk veriyor.

(bkz. Burjuva devlet nedir) komplo teorisi değil, literatürde olan şeyler.

pek çok büyük şirket ama büyük şirketlerin çoğunluğu değil. yatırım teşvik alıyorlar. yani kazancını yatırıma yönlendirdiğinde vergiden düşebiliyorlar. akp'yi savunan biri değilim. ama vergide bir kayırma yok. ihale verilmesi vs. konularında kayırmaca var, herkesin bildiği bir şekilde. orada sesimizi çıkartmalıyız ama nedense gündem olmuyor. olamıyor.

bu işin olması gerekeni budur aslında ama muhalifliğe zeval gelmesin diye pek dillendirilmez...

vergi, net kazancın üstünden verilir. bir şirket bu yıl 100 milyon tl kazandıysa kurumlar vergisi 25 milyon tl'dir. %20'ydi 25 oldu.

ama kapital düzende devletlerin esas istediği şey burdaki %25 pay değildir, onun yerine ülkesindeki şirketlerin yatırım yapmasını, istihdam sağlamasını ve büyümesini ister. bu borsayı da büyütür, yabancıyı da çeker, dünyayla rekabet de sağlar vs. vs.

mesela thy'yi ele alalım. zarar açıklar, vergi vermez. çünkü kazandığı para + çektiği kredilerle şunla bunla daha çok uçak alır, daha çok pilot ve kabin memuru alır, daha çok tekniğe yatırım yapar. amaç her zaman thy'nin büyümesidir, daha çok yere uçmasıdır, daha çok müşteri kapasitesi olmasıdır. o yüzden kar etmez. devlet de thy'den gelecek %25 pay yerine zaten bunu tercih eder, o yüzden vergi net kardan alınır.

F/P olarak memnunum.

Fp olarak çok memnunum ama son indirimle Turkcell’e geçeceğim. İnanılmaz uygun 30.tıl kampanyaları

iki hattım var. bir tanesi eski ve seyrek kullanıyorum. o hattım telekom üzerinde. sorun yaşamıyorum.

Mecbur memnunum. Evde Vodafone çekmiyor.

Evvelsi ay Turkcell e geçmiştim, sağ olsun başvurumu alan beyin fukarası arkadaş sözleşmeyi devreye sokmadığı için taahhütsüz olarak abonelik yapmış bana. Kol gibi fatura çıkardılar ilk ay. Gittiğimde de beni güncel fiyattan taahhüt yapabiliriz ancak şeklinde karşıladılar, bir ton kavga kıyamet.

evet aylık 150 kampanyası vardı hemen geçtim. vodafonluydum. çekme konusunda sıkıntı yok. ama oyuna şuna girmeyin hemen abone yapıp borç çıkarıyorlar.

Ekonomik bir sıkıntınız yoksa ve sadece ev-iş arasında giden birisi değilseniz, uzun yol yapıyorsanız, yurtdışına çıkıyorsanız şu an Turkcell'den ötesi yalan. Vodafone da aynı rezillikte, tt da.

Çekme sıkıntısı yok diyen kardeşlerim turkcelli birisi ile uzun yol yapıp dağın başında telefona ihtiyacınız olduğunda tekrar konuşalım

bırakın dağın başını istanbul maltepe’de(altayçeşme) asla çekmiyor turk telekom.

Oturduğunuz ve çalıştığınız yere göre karar verin bence buna. Çekim gücü açısından çok fark eder.

Belirli başlı yerlerde Turkcell hariç hiçbir hat çekmiyor. Birkaç yılda bir bu ağlar için ihale dönüyor. Genelde kazanan Turkcell.

Çekmediği yerlere nadir de olsa denk geldim. O yerler ev ya da iş yeriniz ise rezil bir durum. Aksi durumlar için memnunum ben. Vodafone gibi nazlı, Turkcell gibi pahalı değil.

@nawar, vodafoneda çalışan bir tanıdık uydu yatırımları için eli uzun ve iktidara yakın olan malum operatörün engel olduğunu söylemişti. Ne kadar doğrudur bilemem ama çekim gücü olmasa tercih edilmeyecek bir operatör olduğunu düşününce garip gelmiyor, inanırım.

Konuyla tam bağlantılı değil ama bir bölümünü kapsıyor diye yazıyorum

Hristiyanlık mezhepleri ve bunlar arasındaki farklarla alakalı olarak ready to harvest diye bir kanal var. Kanal sahibi tarafsız aktaracağım diye ant içmiş. Görsel açıdan baya anlaşılır anlatımları var.

Bilimsel bakan biri var: caner taslaman

Tarafsız nasıl olabilir ki? Herkes içinde doğduğu toplumun dininin, aklıyla hak din olduğunu bulduğunu iddia ediyor. Hrıstiyanlığı bırakmış bir tiktokçu ateist, filistin olaylarından sonra islama ilgi gösterip araştırmaya başlamıştı. Herhangi bir dinin hak din olduğunu kabul edebilmesi için şu 3 objektif kriteri şart koşmuştu :

vt.tiktok.com

Ve araştırmalarından sonra islamın bu kriterleri sağlamadığını gördü. Hala ateist.

Evrensel kilise

Bu adam cok guzel anlatiyor hristiyanlik ve anti hristiyanlik konularini

youtube.com

önerebileceğim bir kanal yok. sadece caner taslaman değildir demeye geldim. bir de şunu söyleyebilirim: araştırma yapma, okuma amacı karşı tarafı anlama değil de karşı taraftaki mantıksızlıkları ortaya çıkarma olan kişileri bu tarz meselelerde çok dinlemeyin.

mutfağı bu kadar lezzetli ama restoran anlamında bu kadar kısır bi yer olamaz herhalde.
kahvaltıya köy konağına gidiyor insanlar, benim kahvaltı alışkanlığım olmadığından sevmedim.
esnaf lokantası: tokyay iyidir
akşam et ve içki için, huzur fena değil. o sırada huzur , etkin , çamlık var. hepsi denk birbirine, huzurun bahcesi daha bi güzeldir. zaten başka da yer yok. thats it.

bununla beraber manyasta bi kasap var, çok iyidir eti özellikle sarma kokoreçi. ama ortamı iç açıcı değil.

Duyurulari yeni sekmede acarsam tam ekran cikmiyor. Direk tiklayinca cikiyor.

telefonda ve pc'de tarayıcıda adblocker var. Yıllardır burdayım, bir tane reklam görmedim. Adblocker kurabilirsiniz

ublock eklentisini kurmazsanız sözlük dahil her yer reklam doluyor.

teşekkür ederim

Market yerine pazar da olur derseniz denetim açısından şu liste fena değil: www.bugday.org

diğer ülkelerde kredi kartı taksit olayı nasıl oraya hakim değilim ancak banka hesabı açmanız için dahi orada ikametiniz olması gerekiyor (belki okyanus ötesinde istisnalar vardır)

Avusturya'da hayır.

Sanmıyorum, oturumu olanlar için bile birkaç yıl geçip kredi puanı oluşmadan kredi kartı almak zor ve taksit yaygın değil. Türkiye'deki gibi faizsiz peşin fiyatına taksit anca paypalda gördüm bankalar hep yıllık yüzde bilmemkaç faizle bölüyor.

Istisnalar haric oturum olmadan Turkiye'de bile kredi karti alinamiyor :)

Yurt disi icinse kredi karti alabilmeniz icin once bankada hesap acabilmeniz lazim. Oturum olmadan o bile zor ve zaman alan bir surec.

Yabanci kredi kartiniz olsa bile kredi kartina taksit olayi hic yaygin degil, hic gormedim. Sadece buyuk harcamalarda (mobilya vb) araci finans kurumlari ustunden taksit yapiyorlar, onun icin de ilgili ulkede gelirinizi gostermeniz gerekiyor.

Yetkili agizdan bonus: onedio.com

Hayır, oturum olmadan hesap da açamazsınız, ki hesap açmak bizdeki gibi 2 günde olmuyor bin tane soru soruyorlar ve 2-3 hafta sürüyor. Kredi kartı da aynı şekilde ki belirtilmiş zaten bizdeki gibi taksit olayı yok.

Bu arada kredi kartına taksit olayı var. Yani şöyle, amazon ya da başka firmalar taksitle ödeme seçeneği sunuyorlar ama bu durum pek yaygın değil eğer bahsedilen taksit buysa. Ancak kredi kartınızla alılveriş yaptığınızda, borcunuzu hemen o ay kapamak zorunda değilsiniz, asgari tutarı da yatırabilirsiniz ya da dilediğiniz kadarını ve bu da bir nevi taksit olmuş oluyor.
Kredi kartı ama kolay verilmiyor. İşverenin adına, adresine kadar soruyorlar.

Ben oturum iznim olmadan Amerika’da banka hesabı açtırmıştım öğrenci vizesiyle. Prepaid kredi kartı alanlar da vardı oturumsuz.

Kimin DNS'ini kullandığınıza göre değişir, güvenilir olmayan bir DNS kullanırsanız direkt hesabınızı çalamasalar bile hangi sitelere eriştiğinizi bilirler. Mesela bu 1.1.1.1 Cloudflare fiye gayet büyük ve (bence) güvenilir bir şirketin.

Her ihtimale karşı çift doğrulama kullanarak bu sorunun önüne geçebilirsiniz. Google Authenticator veya benzeri uygulamaları kullanmanızı öneririm kendinize güvence altına almak adına.

bir şey olmaz, yılalrdır kullanıyorum.

Siz ne mühendisisiniz?

Ben degdigini düşünmüyorum. Özellik Türkiye'de tedarik zinciri değil lojistik eğitimi var ve kişiyi fazla kisitliyor. Lojistik aslında çok ufak bir alani. Haliyle çok acayip ise yaradigini düşünmüyorum hele yüksek lisans.

Biraz kariyeriniz hakkında bilgi verirseniz daha iyi olur.

@Arbre,

Belki de yüksek lisans yerine uzman bir kurumdan bu alanda eğitim almak bir seçenek olabilir. Katılıyorum söylediğinize ancak dediğim gibi olay biraz da bu alanda iş yapmak istediğinizde karşı tarafın sizde bu eğitimin olmadığını söylemesi ile ilgili.

@logisticsmanager,

Ben ağır yüklerin kaldırılması taşınması alanında uzman bir makine mühendisiyim, ancak uluslararası geçişlerdeki süreçlerine hakim olmak istiyorum, ilgimi çekiyor.

Üniversite'de tezli yüksek lisans eğitimlerinde bile malesef eğitim kadrosu bilgi olarak çok sınırlı. Türkiye'nin önde gelen devlet üniversitesinde kendi alanımla ilgili tezli yüksek lisans yaptım. Girdiğim derslerdeki hocaların bilgi birikimi malesef limanlarda yapılan birkaç slidelık tanıtım bilgisinden fazla değildi.

Bu açılan bölümlerin amacı sektörde biraz tecrübesi olan insan için değil, genel olarak tecrübesiz yeni fakülte mezunu adaylara biraz bilgi birikimi katmak ve ilk işe girişte kavramları anlamasını sağlamak. Yani kitabın içindekiler bölümü gibi.

Anladığım kadarıyla project cargo taşınması (multimodal) üzerinde uzmanlaşmak istiyorsunuz, ancak bu malesef herhangi bir üniversite yl eğitimiyle mümkün değil.

Abi bu alanda türk yüksek lisansı ile uzmanlasman baya zor bence ama sana etiket verir, belki bu yolda kapi acar.
Lojistiğin egitiminden bayadir uzağım ama İstanbul üniversitesinin yüksek lisans derslerinde oldukça hoşuma giden şeyler gördüm misal.
Yeditepe begenmedim.
Digerlerine baktim cok sarmadi. Nedense İstanbul baya iyi durdu gözüme.

Onun dışında ben sizin yerinizde olsam sertifika da bakarim. Misal tehlikeli maddede var, bunda da olabilir. Baktim misal proje tasimaciligi egitimi falan da var.

@Northern Mariner,

Tam olarak arayışım ve yönelişim bu yönde, yorumunuz kıymetliydi.

Aynı tadı vermiyor ama ben arada yulaf bowl yerine yapıyorum bunu. Greçka haşlayıp içine allah ne verdiyse katıyorum. Ben seviyorum zaten çok da faydalı greçka. En azından deneyip sevip sevmediğine karar verirsin

Chia tohumu ve greçka demeye gelmiştim. Bir de pastavillanın bezelyeden yapılmış makarnası var glutensiz.

Yulafın glutensiz olsa da moleküler yapısından ötürü tıpkı mısır gibi glutene benzer reaksiyon verdiğini okumuştum. Tam alternatif değil ama karabuğdaylı lapa tariflere bakabilirsiniz.

cevizhane.org

Benim önerim yok ama sanki problem glutensiz yulaf ezmesini pişirmeden yiyebiliyor iken diğer önerileri haşlamak pişirmek vs gerekiyor.

@titanic kemancısı Bildiğim kadarıyla yulaf ezmesi hem gluten içeriyor hem de içinde bulunan fruktoz glutenle çapraz reaksiyona giriyor.

@twelfth Trendyol'da karabuğday ezmesinin satıcısı olan marka sahibi soru cevap bölümünde süt yourt vs ile çiğ tüketilebilir yazmış.

Chia, keten tohumu, kabak cekirdegi ici gibi birbirinden farkli seylerle mix yapiyorum ben, hem dolu dolu oluyor, hem de saglikli.

chia tohumunu pişirmiyorum ben. bir gün veya en kötü birkaç saat önceden süt, yoğurt, kefir neyin içine koyacaksam ekliyorum, şişiyor ve oldukça tok tutuyor.

karabuğdayı da pişirmiyor, yemeden birkaç saat önce kaynar su ve çok az kaya tuzu ekliyorum, kısır yapar gibi, arada karıştırıyorum, gayet güzel şişiyor. bunu da mesela birkaç günlük yapıyorum, kavanozda bekletiyorum, gerektikçe salatalar, bowllar vesaire için istediğim kadarını kullanıyorum.

Yulafın tam glutensiz olması için üretileceği toprakta hiçbir şekilde o zamana kadar buğday vs üretilmemiş olması gerekiyor satıcının da analizlerle bunu desteklemesi lazım ama ne kadar güvenilir bilemem. Tabii tamamen steril olsa bile çapraz reaksiyonu bazen tetikleyebiliyor tıpkı inek sütüne alerjisi olanın keçi sütüne de reaksiyon vermesi gibi. Farklı moleküler yapısı olsa da bazen vücutta benzer tepkimeyi tetikliyorlar o yüzden kendi vücudunuzda bunu daha iyi hissedersiniz kesinlikle.

Ben hergün 100 gr yulaf ezmesi yiyorum. Ne gibi sorun oluşturuyor?

@plastic_angel herkeste sorun oluşturmayabilir gluten intoleransı olanlarda inflamasyon yanıtı veriyor. Her gün tükettiğiniz bir gıda olduğu için kabızlık, ishal, şişkinlik vs gibi belirtilerden anlardınız bence sorun oluyorsa.

@plastic_angel

İngilizce dilinde yapıştırıcı kutularının üzerinde "glu" yazar. Yapıştırıcı demek. Bağırsak bununla kaplanıyor ve temizlemek için gluten isimli proteine saldırılınca bağırsak duvarları zarar görmeye başlıyor. Geçirgen bağırsak sendromu oluşuyor umursamazsan çölyaklı oluyorsun.


Gluteni tam olarak kestiklerinde çoğu çiftin çocuk yapamama sorunu bir yılda kendiliğinden çözülüyor. Yapıştırıcı yiyorsun ve vücudunun daha ne kadar kaldırabileceği belirsiz. Şimdi gluten intoleransın yoksa bile ileride başlama olasılığı yüksek.




30 Gün Boyunca Ekmek Yemezseniz Ne Olur? | Dr.Berg Türkçe
www.youtube.com


Prof. Dr. Canan Karatay glutenin neden olduğu 20 hastalığı açıkladı
www.youtube.com


'Karnım Şişiyor' Diyenler Dikkat! Canan Karatay Glutenin Zararlarını Tek Tek Anlattı
www.youtube.com

Ama ekstre 31 temmuzda kesildi. İlk taksit yine de bugün gorunuyor

Kartınla git herhangi bir mağazadan taksitli alışveriş yap ilk taksit yine bugün olarak görünecek. Aynı mantık.

Ekstre kesilir son ödeme tarihinde ödenir +1.

10032007+1
Taksit bugün kredi kartından çekilecek. Bugün alışveriş yapmışsın gibi.
Kartın son ödeme tarihi geldiği gün ödeyeceksin.

“içinden küçük ev eşyaları çıkan sürpriz top” diye aratınca LoL sürpriz top çıkıyor, bu olsa gerek aradığınız.

bunu diyor bence yeğeniniz. www.adoreoyuncak.com

Fikir edinmek için herhangi birine girebilirsiniz ama satın almak için bu tarz zincirler yerine kapalı çarşı veya o civardaki pırlantacıları önerebilirim. Geçtiğimiz ay aynı özelliklere sahip pırlantaya bilinen markalar en az 45 bin fiyat verirken o civardaki bir yerden 29 bine aldım. İstanbul’da değilseniz online satış da yapıyolar.

yanına bir babanne, br anneanne falan al arkadaşım. zen pırlanta ile tektaş, atasay ile alyans almaya çalışanlar kuyumcuların en sevdiği silkelenesi müşteri tipidir.
istanbul'daysan sana 2-3 yer önerebilirim. gene de kesssinlikle pazarlık yap.

Atasayin fiyatları uygun btw...

+1 Kapalıçarşı

zincir mağazalara gitmeyin. Dışarda 0.5 karat alacağınız paraya oradan 0.3 karat alıyorsunuz. Normal kuyumcuya gidin eğer Ankaradaysanız kuyumcu önerebilirim.

ben evlilik teklifi için zen'den almıştım. tek olayı da teklif sonrasında uygun ölçüye göre değişim için şube farketmeksizin işlemleri yapıyorlar ve o zamanlar kredi kartına baya bi taksit de yapıyorlardı. zaten bu pırlanta işi yatırım amacı veya al-satı olmayan bir şey. şimdi düşünüyorum da aynı paraya altın alsaydım çok farklı şeyler olabilirdi :)

kapalıçarşı +1. zincir markadan 0.35 için aldığında fiyata 0.50 alırsın kapalıçarşıdan sertifikalı.

Babası evlenecek olsa kendi eliyle ve hatta onu bu isteğinde çok da haklı görerek -malum, o bir erkek ve kadına ihtiyacı var- evlendirecek insanlar konu anneleri olunca nedense dertten derde sürükleniyor, kafalarına soru işaretleri üşüşüyor. Kadıncağız 75 yaşına gelmiş ama kendi hayatı için karar verirken hala birilerinin iznine tabi olmak zorunda. Bu ülkede kadınlara ancak ölünce özgürlük var sanırım.

Annemin seçtiği adamın düzgün biri olmasını umar, mutlu olmasını dilerim. Ömrünün son döneminde yakalama ihtimali bulunan mutluluğa karşı çıkacak kadar bencil değilim.

kendinizde nasıl böyle haklar görüyorsunuz ya. hem de para için? 75 yaşındaki canım anamı başımın üstünde taşırım ister evlenir ister boşanır

Moonie yetişmiş bile imdadıma, kalemine sağlık

Karşı çıkmam, adayda sıkıntı yoksa desteklerim de.

Benim babam erken yaşta öldü, bunu ben de çok düşündüm ve ilk gençlik yıllarımın getirdiği ayılıkla tabii ki "öyle bir şey olamaz" dedim ama sonradan biraz biraz medenileşince ve yontulunca hiçbir insanın yalnız kalmayı hak etmediğini ve mutlu olması gerektiği sonucuna ulaştım, aradan uzun yıllar geçti babam ve annem birbirlerine çok aşık oldukları böyle bir şey olmasını beklemedim ama şimdi bile olsa karşı çıkmam mutlu olmasıyla mutlu olurum.

Önce bir dinlerim. Mantıklı gelmezse babama da anneme de karşı çıkarım. Mantıklı değilse arkadaşıma da kardeşime de kendime de karşı çıkarım aga...

Annem erkek seçme konusunda çok kötü ve çok saf olduğu için izin vermem. Babam yaşıyor ama yaş farkları çok fazla. Allah inşallah sıralı ölüm verir de annem tek kalırsa yaşı kaç olursa olsun asla evlenmesine izin vermeyeceğim. Bunu yüzüne de söyledim.

Diyeceksiniz ki manyak mısın insan bunun hesabını mı yapar. Haklısınız. Fakat 7-8 yıl önce ben bunun rüyasını gördüm ki hiç rüya gören bir insan değilimdir. Hala gözümün önündedir. Tam annemin tipi Göksel Arsoya benzer bir herif gelmiş annemi tavlamış, her şeyi cukkalayıp kadını sokağa atmıştı. Direkt gittim konuştum annemle, beni de göm öyle evlenirsin anca dedim. Ben bıkmışım erkekten ne diyon be dedi, ne kadar doğru bilmiyorum.

annem 75 yaşında dul kalmış olsa onu yanıma alırım gül gibi yaşar gideriz.
insanoğlu çiğ süt emmiş. hayatına girecek kişinin ne menem çıkacağı belli değil, o yaşta bir sürü sıkıntı çeker, başı ağrır. gerek yok.

ben 35 yaşında falan dul kalmış olsam mesela, elimde iki üç küçük çocuk, asla evlenmem. en azından çocuklarım evden ayrılıp kendi ayakları üstünde durana kadar. sebebim gene üstteki nedenden ötürü.
hayatta en zor olan bir insanı tanımak. tutup da küçük çocuğumun olduğu eve yabancı bir erkeği asla getirmem. gazetelerin üçüncü sayfaları ne haberlerle dolu. benim birinci görevim çocuğumu korumak. koca peşinde koşmak değil.
erkeklerden özür dilerim ancak bazı şeyler riske atmaya değemeyecek kadar kritik konular.

30larımın başında 1 çocuklu insan olarak bi daha evlenmeyi düşünmüyorum. anneme de babama da izin vermem. böyle de bencil bi yaratığım. 75 yaşında ne evliliği ya. illa evlenicem derse de evlilik anlaşması yapılmasında aşşşşırı aşırı ısrarcı olurum.

mutlu olacaksa karşı çıkmam. ben kimim ki başka bir insanın hayatına karışayım. çıkan da net köylüdür.

Çok mantıklı sebeplerle ikna etmesi lazım yoksa mümkün değil.
17 yaşındaki kızımın evlenmek istemesi ile aynı hisleri uyandırırdı muhtelemen. O yaşta kendini koruyamaz, eziyet çeker, rahat etmez. İçime de hiç sinmez.
Evlenmesinler öyle takılsınlar çok istiyorlarsa.

Gradient +1

"75 yasina gelmis bir insanin hayatina karismak ne haddime" diye yazanlar,

Bu yastaki birisi miras, alim-satim vs isleri yapmak istediginde akli dengesinin yerinde olup olmadigina dair heyet raporu almasi gerekiyor, hatirlatayim dedim.

karşı çıkmazdım, babam 19 yıl önce vefat etti, annem şu an 80 yaşında. isteseydi neden hayır diyeyim ki, hatta neden izin verme hak ve yetkisi bende olsun ki? ben evlenirken izin aldım mı ki o benden izin alsın. ama önceden sağlam bir istihbarat çalışması yapardım adam hakkında, devir kötü. sorunlu bir adamsa o zaman işler değişirdi.
bir kaç kere ağzını da aradım niyeti varsa ya da olursa çekinmesin söylesin diye ama asla dedi.
yalnızlık çok zor. gençken bile insan evde bir ses, bir nefes istiyor, hele ki yaşlılıkta elin ayağın tutmuyor, her gün ayrı bir yerin ağrıyor. bazen arıyorum telefonu kapalı ya da cevap vermiyor bir kaç saat, aklım çıkıyor düştü mü, kaldı mı inme mi indi, bin türlü senaryo geliyor aklıma. yanında birinin olmasını, birbirlerine destek olmalarını, birinin anneme yoldaş olmasını isterdim tabi ki, keşke babam olsaydı ama kader değilmiş. annemin yeniden evlenmesi, annemin babamı sevmediği veya unuttuğu anlamına gelmez ki. hayırlı biri olsun, düzgün, efendi bir adam olsun yeter. bir köroğlu bir ayvaz geçinir giderler.

şeklinde idi düşüncelerim. artık 80 yaşında, yemek yeme konusunda bile doğru kararlar veremiyor, evlilik konusunda aklı başında bir karar alması pek mümkün değil.

miras için benim daha çok hakkım var diyenlere, acaba babanız çalışıp o serveti yaparken anneniz ne yapıyordu siz ne yapıyordunuz ki kendinizde daha çok hak görüyorsunuz? anneniz evi çekip çevirmese sizin arkanızı toplamasa o servet olur muydu? çok servet meraklısı iseniz devretsin anneniz haklarını size ya da evlilik sözleşmesi yapsınlar da kadını rahat bırakın son demlerinde mutlu olsun bari.

Mirasın evleneceği adama geçmeyeceği şekilde ayarlayabilirsek evliliğini desteklerim.
O yaşlarda yalnız kalmak hiç güzel değil. Kendine bir hayat arkadaşı bulduğu için sevinirim.

Evlenmeden birlikte yaşamalarını öneririm ama mutlu olacaksa evliliğini desteklerim.
Fakat malları çocuklarına versin annem, hem karşı tarafın samimiyetinden de emin olmuş oluruz.

İzin vermem. Anneme de babama da. Miras aklıma bile gelmez ama o yaştaki biri, eşini kaybetmişken oturup evlenmeyi düşünmesi bile bana tuhaf geliyor, Ama daha genç yaşlarda olsa evet derdim.

annem asla evlenmez böyle bir durumda ona eminim

velev ki oldu

Gradient +1

Arkadaş otur torun sev, 75 yaşında ne evliliği. Hele ki mal mülk varsa evlenen kişinin niyeti üç aşağı beş yukarı bellidir.

evet

Hala evlenmediyse 75 yaşındaki babamla evlendirelim.

Aday duzgun biriyse cikmazdim. Hatta mutlu olurdum annem icin.

Bro bunlar kulüp sporcusu değil mi? Misal Fenerbahçe'den 25 tane sporcu var, bunların kulübün maaşlı sporcusu.

Hangi ülke, hangi branş gibi pek çok değişkene göre cevabı değişiyor ama medyatik olmayan branşlarda yarışan ve olimpiyatlarda madalya alamayan sporcular çok bi şey kazanmıyorlar dünyada da. Olimpiyatlarda para ödülü yok zaten. Sponsorluk ya da ülkenin verdiği prim oluyor. Atletizmde elit sporcular diamond league'den para kazanıyor bildiğim kadarıyla. Onun dışında Türkiye'de kulüp sporcuları var mesela. ABD'de üniversiteden çıkıyorlar genelde oralardan burs alıyorlar, üniversite sonrasında sponsorluk ya da özel turnuvalardaki ödüllerle devam ediyorlar

ABD özelinde;
youtu.be

devletten girdiği yarış başına para alıyorlar ama başarılı olamazlarsa açlık sınırında yaşarlar. zor iş.

Hangi ülke, hangi branş ve hatta hangi seviye çok değişir.
Misal Fransa'da judoda teddy rinner hayvani zengin oldu, onun derdi yok.
Olimpiyat şampiyonu judocu Clarisse Agbégnénou, kanocu Marjorie Delassus, eskrim takımlarda bronz alan Maxime pauty, eskrimde altin madalya alan marion brunet, okculukta bronz alan lisa barbelin hepsi jandarma.

sonra karatede cok iyi olan stevan da costa sncf trenlerinde satista calisiyor.

Leon marchand bilgiyar mühendisliği okuyor :) linkedin girersen hangi bilgisayar dillerini bildiği falan yaziyor.

Neyse yani yüzde 99u bir iste çalışmaya devam. Ama teddy riner gibi, artık leon marchand gibi olursan bunlar milyoner.

Bir de şampiyon olanlarin aldıkları para da ülkeye bagli. Fransa altına 80bin euro veriyor. Türkiye ise 17 milyon lira veriyormus okuduguma göre yani 486 bin Euro (oha).

Konuyu takipteyim

Sahsen kime bu konuyu acsam beni asiri bir sekilde negatiflediler

umarim bugun guzel seyler yazarlar bekliyorum heyecanla.

valla son 1 yılda istanbul'dan 2 arkadaşım taşındı izmir'e. gayet mutlular ve iyi ki de böyle bir hamle yaptık diyorlar, hafta içi sabah çıkıp 45 dk'da foça'ya gidip denize girip akşamına dönmek gibi avantajlarını da gördüler şehrin. yaşları 38-43 evden çalışan insanlar.

tek söyleyeceğim egede kışın yazlık evde kalınmaz. evden çalışıyorum yazlık evde kalırım düşüncesi varsa eleyin çok zor oluyor özellikle bodrum, rüzgarlı ve yalıtım olmadığından ısıtmak zor oluyor, çeşme suyu kalitesi inanılmaz kötü 2 arıtma ile anca berrak su geliyor. sürekli su ve elktrik kesintisi cabası.
pandemi döneminde deneyimlerim bu yönde.

5. seneme girdim sanırım. istanbuan izmire taşındım. etkinlik/yeme içme vb konularda elbette istanbuldaki performans yok. ancak yaşam kalitesi daha yüksek. ben istanbulu çok nadir arıyorum. ben merkezi bir lokasyondayım ancak yazlık sahil kısımlarında yaşayan tanıdıklar da bir sorun yaşamıyor yani. her halükarda memnun kalacağından eminim. tek sıkıntı iş imkanı olabilir. şükür geldiğimden beri hiç işsiz kalmadım, hep yenisini bulup iş değiştirdim. işi gücü ayarlayıp gelmeni öneririm. gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

eksisozluk.com

eksisozluk.com

eksisozluk.com

Ben komple çocuk fotoğrafı paylaşmaya karşıyım ama madem paylaşıyorsun daha 2 aylık marula benzeyen çocuğa nazar değecek diye sansürlemesini de oldukça manasız buluyorum.

Instagram hesabı gizli değilse sorun yok. Gerçi gizli olsa bile milletin amcası, komşusu bilmemnesi var. Bunlardan birinin sapık çıkma ihtimali var. Bu sebepler gizleyenlere saygı duyuyorum. "Paylaşmayın o zaman" diye kısıtlama abartı.

Nazar değecek diye kapatanlar ise komik. Nazar konusunda ise nazar değecek çocuğun yüzünü gizle falan diye kafa ütüleyecek olanlarla muhatap olmamak için kapatana da yine saygı duyuyorum.

bir çoğu nazar için değil pedofili insanlara denk gelmesin diye kapatıyor.

gördüğüm kadarıyla çocuklu aileler fotoğraf çekilirken çocuğu koyacak yer bulamayıp birlikte çekiliyor veya anı kalsın diye çocuğu da dahil ediyor ama paylaşırken kapatmak zorunda kalıyor.

ben olsam bir çocukla bir çocuksuz foto çekilip çocuksuz olanı paylaşırım.

Kekoluk

fotoğraflarda çocuğunun yüzünü emojiyle kapatan tipler olduklarını düşünürüm başka bir şey düşünmem umrumda da olmaz kim nasıl istiyorsa öyle yapsın bana ne :) ünlü bir halk düşünürü der ki "herkesin hayatına kimse karışamaz."

sadece kendi çocuğunu kapayıp başka çocukları kapatmıyorsa habis fikirli biri olduğunu düşünürüm. bütün çocukların yüzünü kapatıyorsa iyicil biri olduğunu düşünürüm.
çünkü çocukların fotoğrafları öyle sosyal medyada paylaşılmamalı bence, hele başkasının çocuklarının.
hatta genel olarak bir başkasının fotoğrafı sosyal medyada paylaşılmamalı.
ben evleniyorum, bir tane fotoğraf koymuyorum ama bakıyorum millet direkt benim fotoğrafımı koyuyor instagrama bana sormadan. ne alaka yani?

Hiçbir şey, her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır kapsamında benim için.

Direkt gözümden düşüyor, lowluk

Ne sebeple yapiliyorsa yapilsin olumsuz bir sey dusunmuyorum.

maalesef çocukluk arkadaşım yapıyor bunu. ilk dedim hadi herhalde 40'ını bekliyor (ailesi çok dindar) çocuk 4 aylık falan oldu hala yapıyor. ya hiç koyma ya da düzgün koy. yüzü görünmese falan yine umurumda olmayacak ama emojiyle kapatmak.. sanki biz kem gözlüyüz de nazar değdireceğiz senin sümüklü bebene.
böyle insanları boş ve kültürsüz görüyorum üzgünüm çocukluk arkadaşım.

Komik buluyorum. Michael jackson saklardi mesela maskelerle falan cunku o michael jacksondi. Guvenlik icin unluler yapiyor bazen. Ama bizimkilerin derdi nazar :D

herkes hakkında bir şey düşünmemiz gerekmiyor
nazar değecek diye öyle yapıyorlar. sorun yok benim için

ben olsam arkadasimin minicik bebesine sümüklü, cirkin, kavun kafali falan demezdim.
bu da hos bir yaklasim degil. hatta baya yikici.
nazara inanan insanlar nazarin sadece kem gözden degil cok sevmekten de degdigine inanirlar. annelerin kendi bebelerine nazari degiyor diye inanildigi icin bu kültürde evladini cirkin kizim, cirkin oglum diye sevmek yayginlasmis.
bütün bebelerin yüzlerinin kapatilmasi bebelerin kisilik haklari icin önemli bence ama "ben cok iyi niyeliyim zaten, nazarim degmez" diyip pesisira sabi sübyana sümüklü demek baya celiskili iki durum.

Keske insta acilsa da böyle fotolara baksal yine ://

Ben nötrüm çok tetiklemiyor beni başkasının çocuk fotoları bir duygu uyandırmıyor bende yüzü açık kapalı fark etmiyor yani :D

mirasın edinim yılı önemli. 2014 yılından sonra tarım arazilerini koruma kanunu kapsamında elbirliği olduğu için 3. taraflara değil ancak hissedarlara satılabilir.

elbirliğinin kaldırılması için tüm tarafların izni ve rızasıyla tapuda işlem yapılabilir. bu durum geçerli değilse mahkeme açılmalıdır.

3. tarafa satış için tüm hissedarların bilgilendirilmesi ve almak istiyorlarsa öncelik verilmeli. yoksa ön alım davası ile satışta beyan edilen rakamdan hissedar alır. bu durum sizi ve 3. tarafı karşı karşıya getirir.

diğer hissedarları bilgilendirin ve teklif isteyin aklınıza yatarsa satarsınız.

Sarı sitede hisseli arsa/tarla satanlar var. Satmanıza engel bir şey yok. Diğer ortakların rüçhan hakkı hususuna dikkat edin yeter. Ama hisseliyi almaya yanaşan pek olmalabilir

olimpiyat takımlarında 23 yaş ve altındaki oyuncular yer alabiliyor. istisnai olarak 23 yaş üstü toplam üç oyuncu hakkı var diye biliyorum.

takımlar da kontenjana göre kendi kıtalarının şampiyonalarından geliyor. mesela avrupa takımları 2023'teki 21 yaş altı şampiyonasından geldi. ingiltere bürokratik bi mevzudan dolayı katılamıyor, detayına vakıf değilim ama onlar dışında yarı final yapan üç takım geldi örneğin. aynı şekilde afrika'dan da o dönemin alt yaş turnuvasına göre kim kazandıysa o geliyor kontenjana göre.

@mark greg sputnik'e ek olarak

İngiltere'nin olmama nedeni, FIFA'da İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda ayrı ülkeler/federasyonlar iken IOC'de Great Britain (and Northern Ireland) olarak yarışıyorlar. O yüzden İngiltere (ya da adadan diğer ülkelerin) hak kazanması onlara katılım hakkı vermiyor. En son 2012 olimpiyatlarında, Londra ev sahibiyken GB takımı vardı olimpiyatlarda, orada da İngiltere hariç ülkelerin federasyonları dahil olmadı, sadece İngiliz futbolcular vardı.

Onun dışında evet olimpiyatta futbol u23 takımları + 3 kontenjan şeklinde gerçekleşiyor. Fransa'da Lacazette var mesela, genelde ev sahipleri biraz daha yıldız oyuncular gönderiyor. 2016da Rio'dayken Neymar katılmıştı. Her kıtanın da belli kontenjanı var 16 takım içinde ve uefa'nın ağırlığı çok değil. Öyle olunca da afrika, asya ve okyanusya gibi kıtalardan görece fazla ülke geliyor. Elemelerde de yine söylendiği gibi u21 elemelerindeki takımlar geliyor. Orada da genç jenerasyon yakalamaya göre daha alakasız ülkeler yer bulabiliyor

Ben birikim hesabımı da gösterdim. Benim de son 1 yılda hareket yoktu ama neticede bana ait bir hesap ve içinde para var. Göstermelisiniz.

ben her seferinde tüm hesapların dökümünü veriyorum. zaten sigortalı çalışansan maaş hesabını da özellikle istiyorlar. o yüzden maaş hesabının dökümanlarını da mutlaka ekle.

ben hiçbir zaman maaş hesabımı koymadım, birikim hesabımı koydum. hatta varsa altın hesabı, borsa'daki kağıtlar vs. de olur.

maaş hesabını niye koyayım ki zaten maaş bordrosu istiyor? şirket evet bu bizim çalışanımızdır kağıdı veriyor, maaşı budur diye bordroyu veriyor. ekstra maaş hesabını vermek manasız geldi.

maas hesabi duzenli gelir icin, diger hesaplar da bak benim aslinda bu kadar param var demek icin diye degerlendiriyorum ben her zaman.

"Tazminatımı alıp bir ay erken ayrılsam da rahatça hazırlansam" diye işyerini illa sevk belgesini görmeden çıkış yapmaya ikna etmek, askeriyeden sevk belgesini 1 ay erken almaktan 1000 kat daha mümkün.

Imkansiz

Kibrit konuştum ama kurumsal ağız yapıyolar sevk belgesi istiyorlar.

Health uygulamasında yazıyor.

Telefona yüklü gelen Fitness uygulamasına bak.

Kargomu beni arayıp sormadan başka daireye bırakıp gitmişlikleri var. Söyleyeceklerim bu kadar.

Bu jetizz ile aras kargonun bir bağı olabilir mi? Bana hem jetizz hem de aras kargodan sms geldi. İki ayrı kargo sandım, aynı kargo çıktı, anlamadım. Zamanında getirdiler ama. Koton’dan verdiğim bir siparişti.

yok zaten aras kargo'ya aitler, nasıl çalışıyorlar ben de anlamadım. bana ne sms ne mail geldi, siparişi verdiğim site üzerinden bakıyorum. ne orada ne de yönlendirdikleri jetizz sorgulama ekranında bir şey görünüyor.

Hiç pişman değilim.

Karışık duygular içerisindeyim. Bazen avm'de gezerken çocuklu aileleri görürken "keşke benimde bir ailem olsaydı" diye üzülüyorum ama sonra da çocuğu sakat otizmli psikolojik rahatsız olanlara bakınca bekar kalmak iyiymiş diyorum. Sosyal medyada aile fotoğrafları görsem keşke evlenseydim diyorum ama geleceğe düşündüğümde bu ülkeye çocuk getirsem mutlu olmazdı belki düşnüyorum. yaşlı anne babasına bakanlara baktığımda bana kimse bakmayacak diye üzülüyorum ama ailelerini hzurevine bırakanları görünce çocuk olsada boş diyorum.

Çocuk sevgim var tek pişmanlığım onu yaşayamamak.

Hiç değilim. Evli arkadaşların hayatı durmuş durumda. Hedef, plan ve hayalleri olamıyor. Evli olsaydım berbat bir hayatım olurdu

Kendi hayatıma bakınca pişmanım. Evlilerin hayatına bakınca değilim.

Degilim. Evlenmemek muthis bir tecrube. Cevrende evlenenleri gozlemleyerek neyi yanlis yaptiklarini cok iyi goruyorsun ve kendi iliskin uzerinden de dersler cikartiyorsun. Bi noktada illa ki evlenecegin kisiyi bulmani sagliyor.

henüz değilim ama olabilirim gibi gelmeye başladı.

şöyle ki şu an 30 yaşındayım, aslında 20'li yaşlarımın başına kadar hep "evli mutlu çocuklu" bir gelecek hayal etmiştim. sonra hem kendi yaşantım, hem yaşadığım ilişkiler vs. bu işten soğuttu beni. yine istiyordum ama emin değildim. fazla kaygılıydım. eş sorumluluğu, çocuk sorumluluğu, yetersizlik hissi, terk edilme korkusu vs... bu kadar stabil bir hayatı sürdüremem diyordum. üstüne bir de zaten keyfine düşkün, gevşek bir adamım. canım ne istiyorsa onu yapabilmeyi severim, hatta bu yüzden çevremde her zaman az insan olmuştur, çünkü mesela üç aydır planlanan bir şeyi "o saatte formula 1 yarışı var onu izlicem" diye bozabiliyor(d)um. bundan dolayı son yıllarda aslında bekar ve yalnız olmak beni mutlu ediyordu: "ulan en kötü ne olabilir? kuru ekmek bulup hayrattan su içersin, yeter ki sağlığın yerinde olsun, girdiğin her bataktan çıkarsın" kafasındaydım.

son birkaç yılda ve özellikle de yeğenim doğduktan sonra biraz değiştiğimi hissediyorum ama... sanki artık kendimi toparlamam ve böyle bir yola girmem daha mantıklı olurmuş gibi. çocukları çok severim. hakikaten kendimim diye söylemiyorum ama iyi aile babası olurum diye düşünüyorum. yumuşakbaşlı, anlayışlı, kibar, affedici, YÜREKTEN SEVEN, sakin bir adamım. yeter ki bana o sevginin çeyreğini verip beni benimseyecek, benimle aile kurmak isteyecek bir eşim olsun.

tek sorun ne biliyo musun? gerçek hayat böyle yürümüyor işte. dünyanın en çok seven, en tatlı adamı da olsan bazen olmuyor. evliliğin bissürü sorumluluğu var. enerji ister, emek ister, esneklik ister. tabii düzenli gelir ve belli bir standart da ister... ben açıkçası artık hiçbir kadının benimle birkaç yıldan uzun süre geçirmek istemeyeceğini düşünmeye başladım, o yüzden teoride istesem de evlilik fikrine sıcak bakamıyorum.

velhasıl şu an pişman değilim ama ileride "keşke hayatını daha erken yaşta yoluna koysaydın da vakitlice evlilik peşine düşseydin" demeyi muhtemel görüyorum.

hadi evlilik 40 yaşında da olur ama çocuk belli bi yaştan sonra risk ya. sağlıklı doğsa bile çocuk 10 yaşındayken anası babası 600 yaşında olacak anasını satiyim. güzel bi durum değil.

bilmiyorum ya kafam çok karışık niye böyle bi şey sordun şimdi

Evlenmeyi hic istemezdim ta ki onu taniyana kadar.

Ama ben simdi istesemde evlenemeyiz cunku tc kanununda evlenmemiz gecerli sayilmiyor. 12 kusur yil oldu sokakta elini bile tutamiyorum.

evlenmeseydim pişman olmazdım, evlendim pişman değilim. her şeyin lezzeti farklı. evlilik künefeyse, bekarlık kaymaklı ekmek kadayıfı ikisinin de tadı farklı.

ama bekarken ufak flörtler yaşardım inanılmaz yıpratıcı olurdu bence uzun süreli ilişkilere şans verin.

@zetnikov niye hocam

evlenmedim evlenmeyi de dusunmuyom pisman olunacak bir sey de gormuyorum evlenmeyi istersem o yolda hareket ederim neden oncesinde evli olmaya calisayim ki

Pişman olunacak bişey göremiyorum +1
Evlenmek zor bişi değil, millet çatır çutur evleniyor da zaten. Evlenmek istersem evlenirim ama şu an öyle bir niyetim yok.

Evlenmemiş olanlar niçin pişman olacak anlamadım. Evlilik iki kişilik bir olay ya hani sanki herkesin önünde de marketten alıp yapacağı bir şey varmış gibi bir soru. Neden ekmek almadın, pişman mısın gibi bir şey.

Değilim. Öyle birisi bile karşıma çıksa yine de istemem. Kimse için değmez.

Değilim. Pişmansanız gidin evlenin. Belirli bir kişi ile evlenmediğinize pişmansanız anlarım da aksi halde sizi tutan ne? Evlenin :D

"pişman" değilim.

@ala09

Escinsel olarak dogdum bu yuzden

pişman değilim.
arkadaş grubumdaki tüm arkadaşlarım evlendi bu süreçte tamamını gözlemlemiş oldum. biri bir yıl sonra boşandı, biri çocuğu olduktan sonra boşandı ve bu süreçte çok yıprandı, biri çok mutluyuz diyor ama iki sene içinde gözlerimizin önünde çöktü gitti. biri gerçekten kafa dengini buldu güzel bir hayat yaşıyor. çoğunun sosyal hayatı bitti. tek gayesi ev geçindirmek oldu.
bunları gördükten sonra evliliğin bana göre olmadığını anladım.
belki birlikte yaşamak bir nebze ama işi resmiyete dökmek çok anlamsız geliyor.
hele ki çocuk yapmak. zaten oldum olası çocukları sevmem.

tek tabanca yola devam.

Bu soruyu tersten yani evliler pişman misiniz? Diye sorsan daha çok değilim çıkar. Kimse kolay kolay degistiremeyecegi şeyden pişmanlık duymaz çünkü. Aksi psikolojik sorun yaratir

pişman değilim. özellikle türk aileleri görünce daha da uzaklaşıyorum. maalesef geçinmeyi, çocuk yetiştirmeyi bilmiyoruz. gereksiz tv programlarındaki cazgır kadınlar gibilerini görünce, bir de kalabalık yerde bir sürü nasıl duracağını bilmeyen çocuk görünce çok sinir oluyorum.

bir de hayat müşterek derler ama sadece lafta. bir sorun olunca elini taşın altına atmak yok. her şey hazır ve önümde olsun düşüncesi var.

Pişman olamam çünkü durumumuz vardı ama evlenmedik dediğim bir ilişkim olmadı. Hiç evlenmemektense korkuyorum. Hayatı paylaşabileceğim biriyle yolumun hiç kesişmemesinden korkuyorum.

Pisman degilim, evli arkadaslarimi gorunce daha iyi anliyorum. Ama zaten belli bir yastan sonra evliyken yapabilecegin her seyi zaten yapiyorsun birlikte, o yuzden bir eksikligini yasamiyorum, daha keyifli ilerliyor hatta.
Cocuk istemeyen biri olarak hayat boyle de gayet iyi, bir eksiklik yok.

- kesinlikle evlenmeyecegim, hayır, olmayacak..

demedim. evlenmek isteyecegim bir insan karşıma çıkmadı. çıksa evlenirdim.

evleneceğim bir insanın karşıma çıkmasını isterim. umarım çıkar ve birbirimizden habersiz gecirdigimiz zamanlarin acısını çıkarırız :)

evlenmeyenler pisman, evlenenler daha da pisman :) insanoglu, ne yoksa onu ister...

genel olarak degilim, sadece kisi ozelinde bir kac kisi icin "aslinda bununla evlenebilirmisim" dedigim oluyor tabi de kendi kendime o kisiye sorsan ne alaka diyebilir :d

Bekarken pişman değildim.
37 yaşında evlendim, evlendiğim için de hiç pişman değilim.

Siz de pişman olmayın. Zaten evlenmeniz gerekseydi kendinizi durduramazdınız ve evlenirdiniz, o yüzden o kişiyle evlenmemeniz iyi olmuş bence.

Eğer olacağı varsa karşınıza o kişi çıkar ve evlenirsiniz, üzerine çok düşünmeyin.

Evlenmem yasal değil zaten +1 Bu nedenle pişmanlık duymayı geçtim hiç evlenebileceğimi bile düşünmedim.

Pişman olunacak bir şey yok...çünkü bana bakan olmadı. 40'ı geçtikten itibaren de artık onun için çok geç.

ya evlenin ya da evlenmeyin
ya da her ikisi için de pişman olun.
dünyanın aptallığına kahkahayla gülün
pişman olun.
onun için ağlayın
ve yine pişman olun.
dünyanın aptallığına kahkahayla gülün,
ya da onun için ağlayın;
her ikisi için de pişman olun
dünyanın aptallığına kahkahayla gülün,
ya da onun için ağlayın;
her ikisi için de pişman olun.

kendinizi asın; ve pişman olun.
kendinizi asmayın,
onun için de pişman olun.
kendinizi asın ya da asmayın
ikisi için de pişman olun
ister asın ister asmayın,
her ikisi için de pişman olun.
işte sevgili dostlarım,
tüm insan bilgeliğinin özü.

soren kierkegaard

kiminle bile evlendiğine göre değişir bu sorunun cevabı :)

Üsküdar’da Cengiz Balıkçılık’tan alınır. Veya o sokak ve yan sokağındaki diğer mağazalardan alınır.
Ama önce günlerce forumlarda ve web sitelerinde ne alacağınıza bakarsınız. Fikir değiştirirsiniz sürekli. En son onlar yardımcı olur seçim yapmanıza.

Ek: Decathlon’dan daha profesyonel bir yer arıyorsanız onu bilmiyorum. Yoktur herhalde.

eminönü, karaköyde ve üsküdarda balık malzemeleri satan birçok dükkan var. ilk aklıma gelen karaköy spotbalık ve kısık balıkçılık. üsküdar da cengiz balıkçılık.
aslında en fazla malzeme bulacağınız yer bunların toptancılarının olduğu istoç.

@michael_knight bilemedim sanki decathlondan alacağım ürünler çok profesyonel olmayacak gibi geliyor. Dediğim gibi 2 ürün aldım 2'si de kırıldı. Hadi ilki benim hatamdı ama ikincisinde hiç hatam yok:( profesyonelden kastım sorduğum soruların cevaplarını verebilecek birilerinin olması aslında. Genelde decathlonda o bölümde çalışan kişi sadece o alanın eğitimini almış oluyor, direkt o alanda deneyimi olan biri değil. Decathlon önerir misin ki?

Decathlon’daki çoğu şey çok iyi olsa da mesela snowboard ekipmanı ve olta için hiç kullanmadım. Pek sevmedim ürünlerini. Decathlon önermem.

Kamışın kırılması %90 kullanıcı hatasıdır. Giriş seviyesi, en ucuzlardan bir kamış bile gayet dayanıklı ve esnek olur.

Olta işinin ikinci eli de bol bol satılır. Forumlarda yığınla var. İkinci el almayacaksanız bile forumlarda övülen, test edilmiş bir marka model alın içiniz rahat etsin.

Mesela surf kamış arıyorsanız Okuma’nın çok beğenilen modelleri vardı ben araştırdığımda.

Kıyıda balık tutan birine sorsanız size keyifle anlatır hatta yüzde doksan ihtimalle size satabileceği bir kamışı vardır.

Kaft, Hoghheim, Mounte Bianca gibi markalara baktınız mı?

@kobuzchu kiz öneri için teşekkürler. 3'ünü de aradım fakat istediğim tarz bir tişört bulamadım yine.

Baskı değil de dikiş olarak wwf tişörtlerini beğeniyorum ben hayvanları seven biri olarak. Reflect studio var bi de wwf'nin tişörtlerini de onlar üretiyor zaten.

suv şart mı?

1.2 milyona nerdeyse sıfır, garantili 2 yaşında toyota corolla 1.8 hybrid'ler var. sorunsuzluk abidesi bi motor, marka. performans/güvenlik idealin üstü.

bence fıstık gibi bi seçenek ama çok kişisel bir tercih tabii.

Suv şart değil güzel bir alternatif olursa değerlendiririm. Corollaya da bakayım bir

Corolla demeye gelmiştim

Üstüne biraz daha para koyma imkanınız varsa yine 0km MG HS önerebilirim. Başta abim olmak üzere yakın çevremde bu aracı kullanan ve çok memnun olan insanlar var, ben de abimden dolayı arada kullanma fırsatı buluyorum ve beni de fazlasıyla tatmin ediyor. Bir bayiye gidip inceleme fırsatınız varsa alıcı gözüyle incelemenizi önerebilirim.

MG önerme sebebimi de şöyle açıklayayım; "1.2 Puretech" PSA grubun(Citroen) kullanmakta ısrar ettiği fakat ciddi sorunları olan bir motor. Trigger kayışı yağın içinde çalışıyor ve kayışın üstünde kuruyan yağ, kayışın normalden daha erken zamanda yıpranmasına neden oluyor ve ihmal edilmesi halinde aracınızın motoruna geri dönüşü olmayan zararlar açabilir.
Sözlüğü biraz dolaşırsanız bu motoru kullanan Peugeot araçların daha 100bin km yapamadan motor yediğini ve bundan dolayı araç sahiplerinin mağdur edildiğini görebilirsiniz.

Dizel olmadığı sürece Fransız araçlarıyla aranıza biraz mesafe koymanızı öneririm. Onun dışında alakasız bir öneri olacak ama, aracın düz vites olması problem olmayacaksa Dacia Jogger'ı da incelemenizi öneririm.

T-cross var o fiyatlara. Onu da düşünebilirsiniz. Mini suv diyebiliriz. Ufak tefek ama her işinizi görür.

Karşılıklı anlaşma...iki tarafın da boşanmak dışında herhangi bir isteği olmaması, özetle şiddetli geçimsizlik ve karşılıklı anlaşma.

Hukukçu değilim, arkadaşlarımdan edindiğim tecrübeler. Sanmıyorum ki başka türlü tek celsede boşanılsın.

Anlaşmanın olmadığı bir boşanmadan bahsediyorum, düzelteyim.

her hukukçu bilmiyormuş derken seçilmiş olanlara mı bu bilgi veriliyormuş :) siz anlaşmadığınız müddetçe ne madde yazarsanız yazın boşanmak mümkün değil.

Mevzu şu mu acaba?
eksisozluk.com

@mirket bunları tek celsede nasıl kanıtlayacaksın peki. en kötü hastaneye sevk edip 6ay sonraya atıcak bir sonraki celseyi.

tabi ki hakimin kabul edebilmesi için geçerli bir sebebin olması lazım ama bu sebeplerin hiç biri tek celsede bitmesi için yeterli değil. yek celsede bitmez ama boşanırsın işin sonunda

çekişmeliye gidip davacı olacaksanız iddialarınızı en küçük şüpheye yer kalmadan ispatlamanız önemli.

ne iddia ederseniz karşı tarafın savunması, talepleri, ek savunma için süre talebi vs. olacaktır.

en basit yolu anlaşmalı olması.

Peki ben de şunu sorayım. Başkasıyla yeniden evlenmek gibi bir plan, düşünce yoksa çekişmeli boşanma davasının zararı ne? Sonsuza kadar sürünsün dursun ne olacak?

@kibritsuyu Türk milletinin boşanma anlayışı tam olarak bu. sonra herkes konuşur mahkemelerde davalar niye sonuçlanmıyor diye. süreç uzasın “sürünsün dursun diye” olmayacak talepler, dilekçeler, savunmalar, tanıklar

madem herşey bitmiş ne diye uzasın ki. tek taraf sürünmüyor sende sürünüyorsun. öyle veya böyle sürekli muhattap oluyorsun, her celse git-gel. ayrıca pasaportun dert, kimliğin dert.

@kibritsuyu avukat değilim ancak duyduğum şahit olduğum durumda medeni haliniz evli olduğu sürece (hali hazırda açılmış bir boşanma davası olsa da) yükümlülüklerinizi yerine getirmeniz bekleniyor. iki taraftan da sadakat. ben zaten boşanacağım diyerek sevgili yaparsanız bu karşı taraf sizi sadık olmamakla suçlar ve haklı boşanma sebebi elde eder. bu durumda velayet, tazminat, mal paylaşımı vb. gibi durumlar zararınıza sonuçlanıyor.

bu tip durumlar için işin ehli bir boşanma avukatıyla ilerlemek daha iyi olur.

@melodinin bahsettiği konuda haklı mahkeme sürecini uzatan nedenler tarafların uzlaşmaz ve sürekli yeni iddia ve taleplerle gelmesi. haliyle mahkeme tam muhakeme yapabilmek için tarafların tüm araştırma taleplerini dikkate alması gerekiyor.

normalde 2 sene sürmeyecek bir dava, tamamen çakallık yapmamdan kaynaklı olarak 7. yılında. pandemi süreci de eklenince ve karşı tarafın basit bir usul hatası, bunu kullanarak istinafa giderek haklı sayılmam, davanın yeniden yargılama kararı çıkması vs. en az 2 sene yargılama devam eder, tekrar istinaf derken bu sefer karar aleyhime onanır ama zaten bu süreçte ilk süreden bu yana toplamda 11-12 seneyi geçer.

amacım karşı tarafı bıktırıp kendi anlaşma koşullarına ikna etmek.

1 sene windscribe kullandım, pc, telefon, tablet, tv hepsinde çalışıyor. Öneririm.

express kullaniyorum ben. zamaninda eski fettullahcilar (akp) her zamanki fettullahcilar bahanesiyle bunlarin datacenteri basinca hicbir bilgi saklanmadigi icin elleri bos donmuslerdi.

saklayacak bi seyimiz oldugundan degil ama guven sagliyor log tutulmamasi.

protonvpn'in ücretsiz hali bile çok iyi, sorunsuz.
sürekli ihtiyacım olsa bunun premium'unu tercih ederdim.

kaspersky aldım. 5 kullanıcı yıllık 300 tl web sitesinde. apo store dan alınca daha uyguna geliyormuş

Gerekli uyarıları doktorunuz yapacak. Öncesinde bölgeye kimyasal uygulamayın ve alkol tüketmeyin. 24 saat duş ve eğilmek yasak. Uyurken de destekli yastık ile sırt üstü uyumalısınız.

ağız, diş ve çene cerrahına görünmeden yaptırmayın. özellikle onun yönlendirmesiyle yaptırın. güzellik merkezi değil özellikle bir sağlık kuruluşunda yaptırın.

Cep telefonu yeterli. Sadece bazı ayarlamaları iyi bilmek lazım.

şu an hobi için 35mm eski bi Canon A1 vs. almak cool olabilir açıkçası. Çıkan fotoğraflar da tatmin eder ama pahalı olur. (film + banyo + tarama)

Dijital olarak son birkaç yılın amiral gemisi telefonları gayet iyi. DSLR veya aynasız bir makine alsan çok daha detaylı keskin fotoğraflar çekersin ama açıkçası akıllı işleme özellikleriyle telefonlar güzel işler başarıyorlar. Leb demeden leblebiyi anlayıp kaydediyor. Makinede raw çekip işlemen lazım, ek olarak alan derinliğiyle ilgili şeyleri lensle halletmen lazım, mesela düşük ışıkta hem arkası hem önü net olsun turistik foto çekeyim desen zor. O yüzden dijital olacaksa telefon, makine olacaksa bi anlamı olsun film olsun derim ben.

Bence bende bu vardi, sonradan anladim kendi kendime. Neden kactiginizi ya da root cause'u bulmak lazim. Benimki asiri kaygi, anksiyete ve kontrol ihtiyacindan kaynakliydi, muhtemelen sizinki de benzerdir. Bununla basetmek icin basvurulan bi mekanizma genellikle. Kaygi halim normal seviyeye gecince o da bitti kendiliginden. Geriye donup bakinca ne oldugunu gordum.

Bir ruya gibi dusunup yorumlamaya calisiyorum kendimce. Böyle böyle olumsuz etkisi azaldi. Örneğin daydream olarak dalıp gittiğim şey plajda mojito içmeyi içeren bir şeyse, bunun günlük yaşamımda neye karşılık geldiğini düşünüyorum vb.

görsel açılmıyor

hizliresim.com

tahminim 2-3k civarı tutar, backlightın tamamı değişecek, düzelir.

Amaç aralıktan önce Yunan adalarına gitmek

24gb ramden dolayı ben olsam 3. seçeneği alırdım, m3 rami 24gb yapınca kaç euro oluyor arada çok fark yoksa o da tercih edilebilir.

Daha uzun süre kullanabilmek için tercihim 3 olurdu.
M2-M3 Mac alırken en önemlisi RAM.

@duyulması gerektigi kadar 536 euro fark ediyor o ya :D

3. Seçeneği aldım. Ram yüksel diye hafızadan vazgeçtim. Umarım pişman olmam :) hafızayı bir şekilde halledebilirim ama ram'i sonradan yükseltemem diye düşündüm.

Dogru dusunmussunuz, film arsivi yapmiyoruz ki, ben eski kafali oldugum halde depolama alanini hep minimumda tutuyorum. Tabii ozel bir ihtiyaciniz yoksa.

Buradan hesaplayabilirsiniz.
“Netten Brüte” seçeneğini seçin en üstte.

www.verginet.net