Ekşi Duyuru

yarım gün evet

28 ekim, saak 13:00'ten itibaren resmi tatil başlıyor.

aynen. yarım gün izin kullandım ben. 4 gün yatış :)

şimdi benim anladığım bahsettiğiniz küfün cevizin kabuk kısmında olduğu/olabileceği ama kabuğu kırınca iç cevizde herhangi bir şey olmadığı şeklinde, eğer öyleyse bir sorun olmaz, kabuk bunun için var. ben olsam daha fazla bekletmeden hepsini kırıp bir kavanoza alırdım.

bir şey olmaz hepsini kır ama ağzı açık bir kapta dursun çünkü içi de yaştır onun.

Balkona ser. Ya da evin güneş alan odasına. Sorun olacağını sanmıyorum.

1.sezon : ilkokul 1.sınıfın sonuna kadar
2.sezon : lise sona kadar

3.sezon : eşimle tanışana kadar

4.sezon : eşim hamile kalana kadar
5.sezon : çocuk

6.sezon : boşanma

7.sezon : devam ediyor...

5.

1.Sezon; İlkokul 1.sınıf - Lise son ve ikinci sene öss hazırlanması
Özet; En başta çalışkan olan bir öğrencinin nasıl salaklaşıp tembel öğrenci olması, sıkıcı ve vasat geçen asosyalliği

2.Sezon; Üniversite hazırlık ve 5 sene içerisinde geçen yıllar
Özet; Asosyal ve sıkıcı olmasına rağmen kendi içerisinde bir şeyler yapmaya çalışan şahsının kendi hayatını sorgulaması. Hazırlıkta utangacının farkına varması, kendi başına sinemaya gitmesi vs.

3.Sezon; Çalışma hayatı - ilk 4 sene (2013 - 2017)
Özet; İstemediğimi bir departmanda başlayan iş hayatında tutunma çabası ve riske girip departman değiştirmesi ve sonrasında bir şekilde kendini geliştirmesi, ilk yurtdışı gezileri

4.Sezon; 4 senenin arkasından gelen 3 sene (2017 - 2020'in sonu)
Özet; Departman içinde tek başıma çalışabilme rahatlığı, bazı iş arkadaşları sohbetleri, Tiyatro ve sinema ile kendi kendine sosyalleşeme Tek başına Yurtdışı gezileri yapabilme, sancılı bir yüksek lisans, 2018 Eylül'de bedelli askerlik ve 2019'un son 3-4 ayında hayatının zirvesi. Yamaç paraşütü yapılması. Amsterdam ve Brüksel gezileri sonrasında Pandemiyle eve kapanış ve ayarlarının bozulması. İlk içki bu dönemde içildi.

5.Sezon; (2020'in sonu ve 2022'in sonu)
- Departmanda ciddi değişiklikler ve genişlemesi. Pandemi öncesine geri dönüş çabaları ama görece saçmalamak. Yine de devam etmeye çalışmak. Ayrıca ced bilet hakkı tanımlanması. Ekim 2021'de Kapadokya gezisi ve Kasım 2022'de Amsterdam gezileriyle seyahatlere geri dönüş.

6.Sezon; (2023 ve günümüz)
- 2 senede yapılan 10 yurtdışı gezileri. Airbnb ve hostelde kalmak. Standup gösterilerine gitmek. İş yerindeki saçma sapan ortama katlanmak çalışmak ama Geçmişe göre daha sakin ve rahat karakterin ortaya çıkması.

yayından mi kaldirsak yoksa bir sezon daha cekip şansımızı mı denesek denen Lost sezonu gibi.

mobil geliştirme yapacaksanız air diyorum. bellek olarak da minimum 16gb olmalı.

ipad pro

ekleme: herhangi bir bluetooth klavye ile eşleştirebilirsiniz. orjinal ve pahalı klavye-standı almanıza gerek yok

ipad pro'nun ekran klavyesi ile çok verimli çalışamazsınız. ya standlı kendi klavyesinden alacaksınız, ya da bluetooth, usb-c hub üzerinden bağlanacak klavye mouse ile çalışacaksınız. bu durumda ben olsam macbook air alırım. ha yok, bu klavyelik işler çok az olacak, belki hiç falan diyorsanız da ipad.

ipad pro m4 aldim pismanim, ipados sagolsun o kadar guc hic bir ise yaramiyor. yazdiginiz aktiviteler icin ipad air her turlu is gorur.

ipad çok seviyorum ama macos'un onda biri iş yapılamıyor.

her şeyin bi denkliği var deniyor ama 50 bin tane ödün vererek.
eskiden ipad gibi basit bir cihazda cubasis ya da ps express ya da video edit vs uygulaması kullanarak "ciddi" prodüksiyon yapabilmesi boyunu aşan işler olduğu için takdir alırdı ama şu an M serisi işlemci hayvan gibi ram vs ile hala ufak ufak şeyler yapması hala üretim değil tüketim cihazı olduğuna işaret.

En profesyonel kullananlar çizerler onlar bile kafaları atınca side car ile mac'e bağlayıp desktop ps ile kullanıyorlar.

O sebeple macos olan bir şey diyorum. ipad hep macos'a complementary gibi geliyor bana.

karakola ve savcılığa. vergisel kısım için cimer'e

william wood'tan araklamış her şeyi. savcılığa dolandırıldım diye gitmesi lazım. 2000 bin lira için uğraşmaz kimse diye düşünerek cukkalıyor.

geçen ay kayınpederimin dolandırılma davasına refakat ettiğimde 600 lira dolandırılan iş adamına/esnafa denk geldim celse sırası beklerken. iki muhabbet ettik. yarım saatte 10 katını kazanıyorum ama içime dokundu demişti adam. peşinden gitmek lazım özetle.

100 TL için şikayetci olmuştum 2-3 yıl önce. Geri aldım 10 mislini. İlgilendiler, denensin

sayfayı inceledim de şerefsizler her gönderiye muhtemelen fake hesaplardan ürünümüz geldi yazdırmış. Kullanıcı olan birisi ürünümüz geldi yazmaz normalde ürünün özelliğini yazar. amme hizmeti olarak okuyup gören herkes yorumlara dolandırıcı olduklarını yazsın bence

savciliga gidip dilekce verecek elindeki kanitlarla birlikte

Evet

Kendisi o an vekaleten devlet başkanı olmalı, o yüzden emin olmak istedim.

Ben program yazdırırken excel veya verdiğim bir tablodaki değerleri aktarmasını istediğimde her seferinde 3-5tanesini yazıp bırakıyordu. Her seferinde özellikle tamamını aktar diye belirtmem gerekiyor, ilk komutta söylersem gene sallamıyor.

Ben olsam öncelikle başka var mı, bu kadar mı, tamamını excel'e atar mısın vs diye sorardım

baska

Komutlari Turkce yerine İngilizce vermeyi deneyebilirsin

fazla token harcamak istememesinden olabilir. cevabı parçalar halinde almaya çalış.

Çünkü ChatGPT gibi programlar dil programları. Person of Interest'teki machine değil. Amaçları ellerindeki veri tabanından dq faydalanarak olabildiğince gerçekçi bir şekilde insanla konuşuyor hissi yaratmak. Nihai doğruları vermek ya da araştırma yapmak değil. Mail yazdırabilirsiniz ama test çözdüremezsiniz.

@nawar, fena sallamissin kardes. test cozdurmenin kralini yaparsin.

Öğrenci evinde başımıza gelmişti. Bir hafta boyunca evi köpüklü sabunlu suyla duvarları kapıları yerleri, aklına gelebilecek bütün eşyaları silip yıkamıştık.

Yangın sonrası temizliği tek başınıza yapamayabilirsiniz. İs yayılır çünkü. Geçmiş olsun.

Yangın sonrası temizliği yapan temizlik şirketleri var. Özel deterjanlar kullanıyorlar.

Hatta siz görmüyorsunuz ama koltuklar, dolap içleri, mutfak dolaplarındaki tabaklar bile is olmuş olabilir. Koltukları halı yıkama makineleriyle falan yıkatmak gerekiyor is sindiğinde.

playdoh'un ilk yapılış amacı duvarlardaki isleri çıkarmaktı fakat halen aynı hamur iş görür mü bilemem. deneyebilirsiniz.

Surfshark (ucretli)

proton vpn (ücretsiz)

Amerikada toyota bataryalari 10 yil - 100-150 bin mile a kadar gidiyor, daha fazla giden de var epey. Degisim yetkili servislerde 5000 dolar civari. Amerika menseili yan sanayi Lithium kaliteli batarya core lari 1500-2000 dolar. Degisimi cok kolay, youtube dan bakip 1-2 saatte kendiniz de yapabilirsiniz.

Geçmiş olsun.
Yasin inan çok büyük değil. Başlayabilirsin ve bir daha bu illete kapilmazsan çok daha güçlü çıkabilirsin.
Tebrik ederim şayet bıraktıysan.

Bro zamanı geri alıp yaptığımız hataları telafi edebilsek inan bana hayat daha kolay yaşanırdı ama öyle bir şansımız yok, o nedenle yaptığıız yanlışlardan ders çıkarıp "bak böyle yaparsak böyle içimize kaçıyor" deyip aynı şeyi tekrarlamazsak hatadan dönmüş oluyoruz, bu zaten ilk adım, bunu yaptıktan sonra daha gençsin düzenli bir gelirin var her şey olur yani çözersin, aynı şeyleri tekrar yapma yeter. Bak ailen de elinden geldiğince destek olmuşlar sana, kendin için olmasa bile en azından onları üzüp utandırmamak için bir daha bulaşma bu işlere, böyle yaparsan başarırsın bence.

Bir de ekşi de marques de pombal
Nickli biri var.
Bu bagimlilikla ilgili bir şeyler yazmıştı. Ona da mesaj at derim.

"Bekârım ve yaşımdaki insanların evleri-arabaları var. Evlilikleri, çocukları var."

Abi abartıyorsun. Ben soruyu baya milyonlar falan olacak ya da her zamanki gibi ananin babanin evini falan satıp hala kumar oynayan biri çıkacak sandim.

Eşeklik etmissin, olur. Ne güzel ailen yanında olmussun, sen de esseklik ettiğini anlayip aksiyon almissin.

29 yasimda benim evi, arabası olan arkadasim su an yok. Olanlarin hepsinin ailesinden ya da kayin aileden geliyor. Kendi kazanip ev alan yok 29 yasinda. Bir tane arkadasimin vardi, o da batırdı her şeyi bir ev, iki araba, bir motor, bir arazi aracindan elinde azıcık bir para kaldi.

Yani geç kalmis degilsin. Gec kaldığın tek şey Türkiye'deki bedava krediler olabilir anca ama o da kolay bir iş değildi cash paran yoksa.

Normal kisilerle aranda olsa olsa bir araba farki var o kadar. Hayatini bu kadar para odakli yasama. Toplasan diğerleri ile aranda belki iki senelik falan birikim farkı var. Iki sene için mi kendine harap ediyorsun? Daha 35 sene calisacaksin, yüzde 5i geriye kalan para kazanacagin dönemin.

Evi yönetemeyecek olan veya maddi harcamaları boş yere yaparak eşiyle tartışacak olan veya
bu tür hırsları için eşinin parasını/ona kalan mirası borç adı altında almaya çalışacak olan ya da eşi adına kredi çektirecek olan evlenmesin zaten.
Bir kişi çukura düştüyse eşi de onunla beraber o çukura girmemeli

Senin yapman gereken borçları ödedikten sonra kenarda 100 - 200bin olduğunda (o da olursa) içinde o paraya bağlı doğan hislerini bir kontrol etmek.

Kötü huylarımız adeta virüs gibidir. dışarıda, çevre müsait olmadığında sessiz sakin öylece dururlar.
Ama uygun bir ortam yakaladığı anda ise harekete geçerler.

Çevrene bakıp umutsuzluğa kapılma herkes kendi hayatını yaşıyor.
Onlar gibi olmak zorunda değilsin. ama hayatı kendince düzene koymak şart.
O evlendi ben de evleneyim..
O çocuk yaptı ben de çocuk yapmalıyım...
diye geleceğe yönelik karar alınmaz.
Evliliğin ne olduğunu bilmeyen, eşine saygı gösteremeyecek olan çocuğu ihmal edecek olan hiç evlenmemeli.
Boşanmalarda top10 listesine girdik maalesef.

Daha evli ve çocuğu olduğu halde aklının terazisindeki ayar bozukluğu yüzünden başka kişilere gidenler, evi terkedenler var.

Evet, devlet memuru olmak avantaj.
Dezavantajı ise gelen maaş insanı fakirlikten koruyor ama zengin de yapmıyor. bu halde parayı haecamayka azaltmak yerine bazı sıkı tasarruf tedbirlerine yönelmen lazım.
bir kere altın almak şart.

Ailen sende düzelme görmezse ve bir sonraki iflasında
- arkadan dağ gibi babam abim var bana yardım ederler.. düşüncesini unut.
Bunlar (stok) bir yere kadardır.

Şimdi baktim, sen önceki arkadassin;
Abi sal kendini. Acil yardim Alman lazim, yoksa loopa almissin sürekli aynı şeyi diyorsun.

Bir boka geç kaldığın yok. Finansal özgürluk alan insan sayısı da milyonda 1000 falan.

Yardım almazsan ayda bir aynı soruyu sorup hayattan zevk almayacaksin.

özel sektörde para 30'larından sonra kazanılıyor ama sen memurmuşsun. sabit gelirli insan için en önemli şey zaman. şimdi 5 yıl geriden geleceksin ve bu ciddi bir dezavantaj. açıkça konuşmak lazım. bununla yüzleştikten sonra ya elini büyütürsün, memurluk dışında kumar harici iş kovalarsın ya da beklentini düşürürsün.

Geçmiş olsun.

Öncelikle, olan olmuş. Zamanı da yaşanan kayıpları da geri almak mümkün değil. Meselenin bu boyutu üzerinde daha fazla durmayın. Olan oldu.

Bu noktadan sonra en önemli şey gerekli dersi çıkarmış olmak ve aynı ya da benzer hataları bir kere daha yapmamak.

Hiçbir şey için geç kalmadınız. Birikim yapmanın yaşı olmaz, siz de daha çocuk yaştasınız zaten. Elbette birikim de yaparsınız hayatınızı da yaşarsınız. Kamuda çalışmanız büyük avantaj. İş güvenceniz var. Bundan sonra işinize ve terfinize odaklanın, elinizden gelenin en iyisini yapın.

Sorun geç kalmanız değil ki. kalmadınız zaten. sorun bağımlı olmanız. Öyle telefondan uygulamaları kaldırmak ile olacak iş değil. Üzgünüm yargılar gibi konuşuyorsam ama çevremde gördüğüm şey kumar bağımlılığının alkol ve uyuşturucudan bile kuvvetli olması. Kendinize saygınızı korumak istiyorsanız öncelikle ciddi ciddi profesyonel yardım almalisiniz. Adsız alkolikler grupları gibi gruplar bulabilirseniz muhteşem olur sizinle aynı şeyleri yaşayan insanları dinleyerek kendinize dışarıdan bakabilirsiniz. Kolaylıklar diliyorum

Dostum sen borçsuz duramazsın. Kumar bagimliligindan kurtul. Nasil yapiliyor bilmiyorum.

Aslagulumseyenbirkediye güvenme +1 demeye geldim
Bazı insanlar bağımlılığa yatkın olur. Siz de onlardansınız sanırım hiç şakası yok bu işin lütfen profesyonel birisinden yardım alın.

Hocam bir 150 bassan hayatını kurtaracak fırsatlar var. Bazen de böyle kötü zamanlar oluyor tabii ama geçer.

29 yaşında kimin evi, arabası, çocuğu varmış ya. 40 yaş diyelim ona.

geçmiş olsun. çok gençsin daha inan ki. dersini aldığın sürece, bir daha bu hatayı yapmadığın sürece her şeye yeniden başlarsın, önünde dağlar duramaz. yeter ki sen kararlı ol. işine gücüne sarıl. lütfen kendine verdiğin sözü tut, kendine saygını kaybedersen işte o zaman her şeyini kaybedersin.

geç kalma konusuna gelince... maraş depreminde insanlar öyle çok şey kaybettiler ki. ben kırk yaşındayım ve şikayet etmeye ar ediyorum artık.

29 yaşında paranızı düzenli ve tasarruflu yönetmeye başlasanız eviniz de arabanız da olur.

Ama sorun kumar sizde. Kripto da sizde kumar dürtüsüyle tetiklenmiş olabilir.

Çabanız güzel, en azından kurtulmak istiyorsunuz ama...

Kumar konusu çok dikkat edilmesi gereken bir konu ve beynin bağımlılık merkezleriyle alakalı olabiliyor. Bu sebeple ailenizle bu durumu konuşun ve gerekirse ailenizin gözetiminde bir doktora (psikiyatri) gidin. Konu psikiyatrik bir mesele bile olabiliyor.

Şeytan dürttü vb gibi bahaneleştirmeyin, göz ardı da etmeyin. Maalesef bu konuyu göz ardı edip evini, ailesini, sağlığını kaybeden, çok örnek var Türkiye'de. Bu bir alışkanlık olarak görülebiliyor ama yukarda yazıldığı gibi psikiyatrik sebeplerden kaynaklanabiliyor. Dürtü kontrol bozukluğu gibi.

Bu konuyu bir uzman gözetiminde yönetmeyi düşünün. Onun tavsiyeleri olacaktır mutlaka. Biraz radikal önlemler almanız gerekebilir. Maaşınızı ailenize vermek, onlardan ihtiyacınız kadar harçlık almak vb gibi. En doğrusunu size uzmanlar söyler. İhmal etmeyin derim.

Ve ailenizle de bu açıklıkta konuşun. Maddi destek yaşadığınız sorunun yaşattığı sıkıntıyı çözmüş şu an ama o geçici çözüm. Sizin asıl çözmeniz gereken bunu tekrar yapıp yapmayacağınız.

Profesyonel destek almalisin bu bir rahatsizlik

"Tam yavaş yavaş bitiyor derken şeytanın dürtmesiyle 100 bin tl daha borçlandım."

Evet, gençsiniz, kaybettiğiniz paralar hayat karartacak paralar değil, çalışır yerine koyarsınız ama artık bunun uyuşturucu bağımlılığı gibi bir bağımlılık olduğunu kabul edip tedavi olmanız gerekiyor. Profesyonel destek almazsanız o şeytan dürtmeye devam edecek. Lütfen vakit kaybetmeden başlayın.

uygulamaları falan silmek gözden uzaklaştırmak tabi faydalı ama temelde sana bu davranışı yaptıran hangi düşünce veya dürtü bunu analiz etmelisin. muhtemelen dopamin-heyecan arayışı ve hızlı şekilde para kazanırım hayali.

bu ikisinin de irrasyonel olduğunu mantığınla iyice kavrayıp otokontrol geliştirmen gerekiyor. ayrıca dopamine dayalı anlık heyecanlar yerine kalıcı huzur ve keyife dayalı tatminler geliştirmelisin. spor yapmak, bisiklete binmek, balık tutmak artık ne hoşuna gidiyorsa.

aile desteğine sahip olmak büyük lutuf ama bunun da bir son noktası olacağını unutmamalısın.

para kazanıp kendini toparlamaya başlamak için 29 yaş hiç de geç değil. sadece kendi çevrene bakma türkiye geneli 29 yaşındaki kaç kişinin evi - arabası var. çok fazla olduğunu sanmıyorum.

Her zaman sıfırdan başlayabilirsin, ama lütfen tedavi ol. Bu bir bağımlılık ve artık bunu hayatımdan çıkardım demekle çıkmaz.

Ben senin yerinde olsam; annem, babam ya da kardeşim vs. bu kişilerden birinden benim vasiliğimi almasını isterdim. En azından tedavi görüp, iyileşip doğru kararlar verebilecek duruma gelene kadar, sonra bırakırlardı vasiliğimi.

Üzülme, her şey yoluna girer.

Yazan herkese teşekkür ederim.

Kredi Kartlarımı iptal ettim.

Ailemle görüştüm. Borçlarımı ödedikten sonra(mart-nisan gibi bitecek) maaşımı onlara göndereceğim, onlar kendi banka hesaplarında benim için saklayacaklar. Her ihtimale karşılık parayı elimde tutmayacağım.

Kripto Sektörü ticari bir yer olarak görülse de kumarhaneden hiçbir farkı yok. Başta ticari olarak işlemler yapıyorsun ama belli bir zaman sonra orası senin için kumarhaneye dönüyor. 2-3 defa kâr ediyorsun fakat zarar yazmaya başladın mı kafan uçup gidiyor. Kumarhanede zararı kurtarmak için tüm paranızı basarsınız ya kripto sektöründe de zararı çıkartmak 30-50 dakikada o parayı defalarca al-sat yaparak yok ediyorsun. Zarar ettiğin coinde beklesen belki tekrar yükselecek fakat o zarar ettim duygusu her türlü zararlı işlemi yaptırıyor sana. Kumarhanede bile bu kadar kumar dönmüyordur. Neyse artık Kripto sektöründen bile bahsetmek istemiyorum, adını anmak, ondan söz etmek istemiyorum. Bitcoin diye bir şeyin varlığını bile artık kafamda canlandırmak istemiyorum. Bu konuları artık es geçeceğim.

Her zaman ekonomik bağımsızlığımı kazanacağımı ümit ederek yaşadım. Düz memur maaşıyla bunu yapabilecek imkânım olmayacak. İnsanoğluyuz işte, memurluk bile birçok insanın hayali olmasına karşın beğenmeyip daha zengin daha güzel bir hayat yaşamayı hayal ettim hep. İnsana ne verirsen ver doymuyor.

Ekonomik Bağımsızlık artık benim için bir hayaldan ibaret. Bu gerçekle nasıl yüzleşeceğim, onu bilemiyorum. Kimi zaman iş yerinde çalışırken "bir gün buradan kurtulup bir daha dönmeyeceğim" düşünüp mutlu olurdum. Elbette bu gerçek için artık paramı asla kumara yatırmayacağım. Fakat bu gerçeği kabullenmek, kumarı bırakmaktan zor olacak.

Valla hani ilk ailem ödedi, bu işleri bıraktım filtreledim takip etmiyorum vesaire dedikten sonra şeytan dürttü 100.000 kaptırdım deyince kahkaha attım istemsiz.
Kendi kazandığın parayı nasıl harcayacağını bilemeyen, ailesi sayesinde arkasını toparlayan sonra gidip gene 2.5 aylık maaşını kaptıran insansın.
Ben de devlet memuruyum mesela, borçlanmalarım kredi kartına faizsiz taksit. Ara ara hala faizsiz nakit avans çıkıyor hemen onunla sabit bir değere yatırım yapıyorum. Her ay kenara bir şey atıyorum. Bir kere kredi kartımda açık oldu maaşların çok düştüğü seçim öncesi dönem o dönem aşırı üzüldüm açık da yarım maaş bile değildi üzüntüden kahroldum. Birikimim tüm borçlarımı defalarca kapatacak olsa da aşırı üzüldüm.
Sen ise 350-400 takmışsın sonra birikim yapamıyorum diyorsun taktığın 350-400 ne birader? Kendini kandırma birikim yapamıyorum diye evet devlet memurları ne uzar ne kısalır ama iş güvencesini arkasına alıp mantıklı yaşamla gayet de düzenini kurabilir birikim yapabilir memur olup daha geçen evini alan bir iş arkadaşım var bu kadar basit.

para biriktirmek için geç kalmış sayılmazsınız.

mevcut ekonomik koşullarda, aileden bir şey kalmadan ev sahibi olmak 29 yaşında birisi için çok zor. sadece 5-6 sene çalışmış birisi, 5milyon nasıl biriktirsin?

kesinlikle yardım alın. psikolog desteği olmadan adım atmayın.

bir de krizi fırsata çevirmek diye bir şey var. ailenize geri ödeme yapacağınız süreçte yaşadığınız mütevazi dönemi, hayatınızın geri kalanında devam ettirin. bu arada, kendinize bir veya bir kaç hobi bulun.

önceki duyurularında da çok kararlıydın. iki ay sonra yine şeytan dürtebilir. bence profesyonel yardım al, tedavi yol. kısıtlılık kararı vs alınabilir belki, bilemiyorum.
oynadığına değil kaybettiğine üzgünsün çünkü. bi ihtimal kazanmış olsaydın şu an yine oynuyordun.

buyutuyorsun.

4 yildir calisan 30 yasindaki devlet memurunun ne evi ne arabasi olur. ancak bedava krediyle almissa olmustur zamaninda. o da istisnai bir durum. cogu insanda yok, en fazla arabasi var o yastaki insanlarin.

ben senin yasindayken 6 yildir calisiyordum ve istifa ettigimde sadece $20k dolarim vardi.

gelecege odaklan, planlarina yonel. bos bakkal gibi kafan kriptoya gidiyor muhtemelen baska bir sey olmadigindan icinde. yarin krediler acilinca alirsin bir ev odersin.

Profesyonel yardım alman lazım, adı üzerinde bağımlılık elinde olan birşey değil. Yapacağın en iyi şey yardım alman. Ayrıca 29 yaşında desteksiz ev, araba aldım diyen kişi bizim ülkede yalan söylüyordur.

borsalar olsun, kripto olsun hatta gerçek hayatta girişilen ticaret daima bir risktir.
4 yıllık trader olarak borsalara dön gibisinden bir önerim olmayacak ama ileride bir girişmde bulunacaksan öncelikle risk yönetimi ve disiplin konusunda kendini geliştir.

Geçmiş olsun. Bence bunlara sahip olamamış olmak sadece sizin bağımlılığınızdan değil ülke gerçekleri de var. Ben de 32 yaşındayım ama ne evim ne arabam var muhtemelen olamayacak da çünkü türkiye şartlarında zor. Etrafımda evi olan arkadaşım henüz yok evli olanlar da 10 sene önce almış o dönem alınıyordu. Ha tabi sizin olmayacağı anlamına gelmiyor ama bu sadece sizin başarısızlığınız değil bu yüzden dertlenmeyin.

seninle aynı şeyleri yaşamış ve 37 yaşında bir işsiz düşün. şimdi kendinle gurur duyabilirsin.

45 yaşında olup hiçbirşeyi olmayan arkadaşlarım var, işleri bile yok.

Kıyas yaparak hata yapıyorsun en başta. Önce kıyas yaparak mutlu olunmayacağını bilmelisin.
Bugün olan şeyler yarın bir anda elden gidebilir, hayat bu. Sağlığın yerindeyse, kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsan bunlar bile mutlu olman için yeterli.

Konusmayi birak doktora git boyle internette yazarakta gecici rahatlaman cozum degil bunu sende biliyorsun

Savaş ve iron maiden seviyorsan scream for me sarajevo belgeselini beğenmeme ihtimalin yok.

Savaş sevirim sevmesine, Iron Maiden'e karşı özel bir sevgim ve sempatim yok. Tamamen nötr.

Tabii işin içine Balkan varsa bakılır. Gerçi Stream Platformlarda yok sanırım ://

Constantine, the fifth element, the others, stardust, azınlık raporu, yaşamın şifresi, altıncı his, bugün aslında dündü ve deja vu.. Eski filmler beni sakinleştiriyor. Sevebilirsin.

Planet Earth III

The Fall
m.imdb.com

Herkesin izlemesi gereken filmler arasinda. Eksi duyuru'da en cok onerilenler arasinda :)

bunlar pek klasik degil, spor modeller.

ben bir tane saat alip saglam alma taraftari oldugum icin tissot prx diyecegim ama butce bu seviyedeyse casio, seiko da iyidir.

bir de yurtdisina giden birinden getirtirseniz cok daha ucuza gelir. yani guzel bir seiko alinabilir bu fiyatlara.

sonuncu kötü bence ama nasıl giyiniyorsun ki?
plazada mı çalışıyorsun mesela?
madende mi?
kot pantoloncu musun, keten mi? şortçu mu? şortun keten mi, kanvas mı, alevli mi?

ayakkabın sneaker mı, george hogg mu, sneakers mı, puma/nike mı) kösele mi? gerçek deri mi?


Fossil Fs4835 Erkek Kol Saati
Mavi ütülü gömlek, kumaş pantolon giyen biri için benim tercihim bu olur.

Casio aq230 modeline bak, küçük kasalı vintage tarz bir model

Hem kot tshirt hem de ceket gömlek ile kullanılabilecek bir tarzı var, içi siyah olanı güzel bence

Aynı şekilde tissot prx tarzı casio mtp b145d modeline de bak
youtu.be
Bunlar kolda edifice serisinden daha güzel duruyor

en iyisi ikincisi bence. ama kadranı açık renk olsa daha güzel olurdu, şunun gibi;
www.ciceksepeti.com

İkinci model çok şık

reis hepsini al sonra yak. insanlığa faydan dokunsun. :)

3 ya da 4.

fiyat aralığını bilmediğim için önerebileceğim saat
amzn.eu

fiyat sorun değilse Seiko 5 modellerine bakabilirsin.
Orient de güzeldir. diver saatler bence senin tarzın olabilir.

Ruhlardan esinlenen karga+1

Diver deyince casio duro aklıma geldi, edifice modellerine göre daha saygı gören bir model, fakat bu fiyatlara çıkarsan seiko 5 giriş modellerine de bakabilirsin
shopcasio.ersasaat.com.tr

son yıllar hepimizin neşesini aldı.

çocukken yaparken kendinden geçerek zamanı unuttuğun ne ise ona yönelmeni tavsiye ederim. sihir orada hala çünkü. onda da bulamadıysan yemek yapmayı dene. yaratıcılık her daim geliştirir.
maket yapmak, çizim yapmak, upcycling, bitki yetiştirmek ve çoğaltmak. sukulentleri çoğaltmak çok kolay ve keyiflidir mesela.

uzun yıllardır fotoğraf çekiyorum son dönemde tamamen analoğa döndün. filmi yıkamak, kimyasalı hazırlama aşaması, ajitasyon aşaması, zaman tutması son dönemde heyecanla yaptığım işler.
hele ki karanlık odaya girip filmleri basmak çok ayrı bir heyecan. çektiğin fotoğrafın ellerinde görüntüye dönüşmesi..

doğrudur son dönemde ülkede olanlar herkesi çok etkiledi ama hala hayattan zevk alacak aktiviteler yaratılabilir.

Ben bunu 30 yaşla alakalı sanıyordum. Beni heyecanlandıran tek şey hala seyahat etmek. nadiren de iyi yemek ve iyi bişeyler izlemek/ dinlemek. Onun dışında kendime ayırdığım zamanları seviyor ama eskisi gibi heyecanlanmıyorum.

Eskiden kendime ayırdığım günlere heyecanlanıp şunu yapıcam bunu yapıcam derdim şimdi hımm ok moduna geldim.

su siralar

joe alwyn, kovulmam, yeni is aramak, headhunterlarla görüsmelerde tek ayak üstünde 40 yalan söylemek, spor, yaklasan dogum günüm...

az neselenin kendinize zaman ayirin. heyecanlanmaniza izin verin be

Motosiklet ve arabam her binisimde beni heyecanlandırır. Bir de gece yatarken oğlandan dolayı acaba bu gece nasıl geçecek diye heyecanlanırım

Şu ara sadece yaklaşan seyahatim heyecanlandırıyor. Bir de iyi yemeğe karşı heyecanımı hala kaybetmedim, keşke birazcık kaybetsem :(

tatil ve flört
koşuda pblerime yaklaşmam veya geçmem.
yeni iş fırsatları. kazakistan'ın en büyük madenine sahip ailenin varisiyle tanıştım ve beraber iş yapacağız. wtf!

Herkes seyahat demiş. Bu kadar parayı ve zamanı nasıl buluyorsunuz arkadaş:(

Bir hayalim var, onun için çalışıyorum. Umarım gerçek olur.

Bir şeyleri seçmeye vs. çok üşeniyorum artık. Deneme yanılmalara kapıyı kapattım.

Zevklerine güvendiğim insanlar var. Birinin damak tadına çok güvenirim örneğin, şurda bir şey yedim çok güzeldi derse heyecanlanırım gider yeriz. Birinin film zevkine çok güvenirim, şöyle bi film buldum kesin bak derse akşam eve çerezimi falan alır giderim heyecanlanırım. Böyle şeyler.

Bu tip günlük şeylerin dışında daha büyük ölçekli konularda da sevdiğim, saygı duyduğum insanların komferansları ya da sempozyumlarda falan ilgim olan bir konuda konuşmaları varsa heyecanlanırım.

Bugünlerde yağlıboya resim yapmayı öğrenmeye çalışıyorum daha çok yeniyim. Ama işlerimi tamamlayıp başına oturmaya sabırsızlanıyorum bugünlerde. Bir de amatör olarak dikiş dikiyorum sevdiğim basit parçaları fal. Eskiden puzzle yapmak için böyleydi. Kısaca bir şeyi ortaya çıkarmak güzel geliyor.Ne kadar basit şeyler olursa o kadar güzel herşey.

Cocuk yapin

afyon salim ustada aşçı tabağı yemek. kaplıcaya gitmek. i love afyon. afyona gitmek için çalışıyorum.

yasinin 35 civari oldugunu dusunuyorum benim gibi, sanki kendim yazmisim gibi oldu. ama bence seyahatten sikilmam gibi, ozellikle imkan ve para varsa cok cok fazla ulke var gezecek. kapsamli bir dunya turu yapsan 1-2 seneni alir mesela.

gym'e devam ama heyecanli olmasi icin hayvan gibi basasim var, degisim sart. haftada bir hali saha, 2-3 haftada bir de basketbol oynuyorum, onlari merakla bekliyorum. oyun dizi vs sarmiyor.

sanirim cozum evlenip coluk cocuk sahibi olmak :)

yeni seyler ogrenmek
spor yapmak ama gym degil. futbol, bilardo gibi rekabet iceren seyler.
seyahat etmek

30+ sorunları..

Benim; seyahat, yemek..

Çözüm çocuk +7

niye birşey heyecanlandırmak zorunda olsun ? böyle bir şart koyduğun anda psikolojik olarak çıkmaza giriyorsun aslında. yani hayatın bir amacı olmalı-hedefi olmalı gibi zorunluluk doğuyor. hiçbirşey heyecanlandırmıyorsa ama aşırı da mutsuz değilsen bir süre için sal gitsin öylesine gündelik yaşa.

Valla beni doğal güzellikler aşırı heyecanlandırıp mutlu ediyor. Güzel bir gün batımı, dolunay, yeşilin ve berrak gökyüzünün kavuştuğu anlar, yeşille sarılı akarsular. O anlarda vücudum aşırı serotonin salgiliyor, nefesim kesilir gibi oluyor. Mal gibi üst üste çok güzel, çok güzel ya diyip duruyorum. Bu yüzden iyilik halimi gözetmek için doğa ile temasımı arttırmaya çalışıyorum.

orpheus +1

Hayatın doğal akışı bozuldu sosyal medyayla. Öyle bir algı var ki; sanki her an herkes keyiften çıldırıyor, heyecandan tir tir titriyor. Bunu gerçekleştiren kesim aslında devede kulak. Boş durunca bir şeyleri kaçırıyor hissi başladı. Ciddi bir anksiyete yaratıyor bu durum. Kitap dahi okunmuyor. Yapılan eyleme ve o ana odaklanmak en iyisi. Herhangi bir el işi denemenizi öneririm, üretmek çok iyi geliyor.

-koşmak hala heyecanlandırıyor, uzun mesafeler koşmak. - 12 senedir koşuyorum.
- güzel biralar içmek çok hoşuma gidiyor, fıçı bira menüsü geniş olan mekanlara gitmek acayip heyecanlandırıyor ( hanım " şekerci dükkanındaki çocuk gibi oluyosun." diyor :)
- evde yemek yapmak, değişik tarifler, yeni reçeteler denemek, denerken içmek heyecanlandırıyor.

böyle :)

çocuk yaşınız gelmiş diye okumsadım. şimdi yapmazsanız 5-10 yıl sonra pişmanlık tek gerçeğiniz olur.

VHS kasetlere kaydedilmiş 90'lı yıllar tv görüntülerinin YouTube'da paylaşıldığını görünce kalbim çarpıyor. Sevindirik oluyorum.

Şu ülkede çocuk sahibi olmak heyecan mı korku mu anksiyete sebebi mi onu bir belirlemek lazım. Ben evliliğim bozuluyor çocukla kurtaralım, bunalımda hissediyorum çocuk iyi gelir falan bunları da anlamıyorum. Çocuk çocuktur , evet kimi insanlar ister, çok zor şartlarda da elinden gelenin en iyisini yapar yetiştirir ama çocuğu çocuk olarak değil de farklı bir amaca giden araç olarak düşünmek… bilemiyorum Altan.
Soruya gelince zerre heyecanım yok. Hep beraber bir filmin sonunu seyrediyoruz zaten. Birbirimizi kandırmayalım.

tamamen aynı şeyleri düşünmekle beraber, para beni heyecanlandırıyor. crypto, borsa, ticaret, para kazanma ihtimalim olan şeylerin tamamında gözlerim açılıyor.

Valla o kadar gezdim ettim, halen yurtdışı gezileri heyecanlandırıyor. Tamam ya biraz dinleyim, bu sene gitmeyim diyorum ama canım sıkılınca patlatıyorum geziyi.

Tabii indirimli bilet hakkı olan Ced Bilet olunca görece kolay oluyor ://

degil. mac 7-8 sene catir catir gider. illa alacaksaniz biraz daha bekleyin m4 cikacak onumuzdeki sene.

mantiksiz diyorum. klise olacak ama tam bir "bu soruyu soruyorsan" durumu. sorudan acik bir sekilde maddi kaygin oldugu anlasiliyor ve bunu sifir ve daha pahali bir urun alip eskisini ucuza satarak asamazsin.

Daha uzun ömür için çok memnun olduğun bilgisayarı satmak daha uzun ömür mantığına aykırı bir şey. 15'e satıp daha uzun ömürlü olsun diye 30 vermektense o 30'u hiç harcamama gibi bir imkanın da var.

bende 16gb m1 var, kısmetse 4-5 sene daha yeni bilgisayar almam.

Hayir degil.

iki çeşit insan var:

1. Alıp suyunu çıkaran. (bu laptopu 2028'de falan değiştirdiğini düşün)
2. Değeri çok düşmeden satıp upgrade eden.

eğer ikincisi olucam dersen satıp al ama bu sefer uzun vadeli al. 2023'te 8gb M1 almanın sebebi bütçe miydi yoksa bir deneyeyim diye mi aldın bilmiyorum ama çıktıktan 2 yıl sonra aldın aslında. Şu an alırsan güncel alacaksın okey, ama 8gb ramli değil 16gb ramli alırsan daha geleceğe yönelik bir makine almış olursun. Aynı şekilde ssd'yi de upgrade ediyorum ben hep. Kamera ve ekran yeni jenerasyonda pek değişmemiş olabilir bi bak. Miniled ekran çok güzel ama o Pro'larda var o zaman Pro'nun baz modeline geçmen lazım. Bu sefer incelikten kaybediyorsun ama daha iyi ekran ve hoparlör kazanıyorsun.(fan geliyor, bence Macbook Air'in fansız olması harika. Ha ben fanlı Macbook Pro kullanıyorum ama ihtiyacım bu.) Yani aslında m3 mba senin istediğin ekran ve kamerayı vermiyor bence.

Elindekini en iyi olasılıkta 20 civarına satıp, üzerine bir o kadar daha koyup deneyim bakımından aşağı yukarı aynı makineyi almaktan bahsediyorsun.

Yerinde olsam harcayacağım parayı dolar olaraka kenara atıp bir sonraki bilgisayarım için biriktirdiğim para gözüyle bakardım. Teknolojide elimdeki çok değer kaybetmeden satıp modeli yenileyeyim fikri genelde çok pahalıya patlar. Ben olsam böyle bir şey yapmazdım. Mac uzun süre boyunca performanslı çalışıyor, elindeki makine eski değil. Harcadığın para aldığın ek performansa asla değmez.

2015 air'i 8 sene kullandim, sattim.
m2 air aldim gecen sene, 2030'a kadar yardiririm tahminen.
degistirmek icin cok erken bence.

usb-c olması haricinde yenisinin hiç bir farkı yok.

sifir renault clio olmasi lazim bu fiyata.

Bence Renault Megane bakın derim. Bu paraya c segmenti alabiliyorken b almak ters heeey.

öneririm. 1mden fazla verme.

Bence tercih güzel. Fakat fiyat aralığını bilmiyorum bu modellerin.

Son 1 senedir 2. El fiyatı artmadı. 0 araç fiyatlarıysa epeyce arttı.

Fiyat model belirtmeyeceğim ama 5-6k km’de 0 fiyatının 100-150 hatta 200k altına altına 2024 turbo otomatik benzinli bir şeyler bakılabilir. Clioyu ben de beğeniyorum ama turbo otomatik modeli olmayabilir o fiyata.

Ek olarak otomatik arona vs. B suv da bakabilirsin.

@jackyr; turbo otomatik clio 1 milyon.

Gayet guzel tercih. Cok konforlu ve rahat bir araba. Surus performansi yokusta, yagmurda, uzun yolda cok tatmin edici. Corsa varken clio’ya falan gerek yok.
Uzun sure rahatlikla kullanirsiniz. Biraz pazarlik da edersiniz. Hayirli olsun.

corsa f'den kesinlikle uzak dur.
bu arabada sağa çekmeden, radyo ekran kararma problemlerine, triger kayışından soğuk havada şanzıman seslerine kadar ne ararsan var.
forumları dolan (yabancı forumları özellikle) ve eb2adtı yaz mesela anlarsın.
not: satış sonrasında çalışan makina mühendisi spor.

1.2 puretech sorunlu bir motor, uğraşmaya gerek yok. polo-fabia-ibiza 1.0 tsi dsg bakardım ben olsam.

Kronik sorunları olan bir model bu bildiğim kadarıyla. Sözlükte de zaten başlığında bayağı bir yazılmış tecrübe var. Genel olarak ben olsam psa Grubundan uzak dururdum.

Opel alıp memnun olan görmedim desem yeridir.

Hocam böyle bir şey açıklanabilir mi sence Avrupa'da bile benim bildiğim 2 kişi açıkladı onların da futbol hayatı bitti, biri daha sonra yetişkin film oyuncusu oldu galiba ama karıştırıyor da olabilirim.

gökhan çıra - selin ciğerci'yi biliyorum en fazla.

Elbette var. Bir dönem Fenerbahçe'de oynamış bir futbolcuyla birlikte olan eşcinsel arkadaşım var. Bu arada bu futbolcu aynı zamanda evli. Dolayısıyla bilmiyor oluşumuz var olmadığı anlamına gelmiyor.

Dedikodu çıkan taylan antalyalı geldi aklıma

Kapalı olabilir ama açık bir şekilde hiç duyulmadı. Tribünlerdeki sloganların yaratıcılığıdan, soyunma odasına kadar her şeyi sıkıntı olurdu. Futbol erkek sporu olarak bilinir ve fanatiktir. Cinsel tercihi farklı olanlar için tam bir cehennem bence. Açık olsaydı herkes bilirdi.

Türkiye'de yok. Avrupa'da var, aktif olarak oynayan da var. Ha ama futbol tabiki bu tarz şeylere açık olmayan bir spor. Misal zaniolo kardesimiz kitap okumam film varken ya diyen biri. Zannetmiyorum ki kendisi openminded olsun.

Yemin edebilirim ama ispatlayamam: Kerem Akturkoglu

Kerem‘le okan buruk un arasinda bir seyler var gibi geliyor bana da. Okan karisindan bosandi ve kerem in de hic public sevgilisi yok.

Okanin kurdugu 2022/23 sezonu takimi da türk futbolunun birlikte görüp görebilecegi en seksi futbolculardan olusuyor resmen

@logistic, zaniolo film de izlemiyorum demisti o röportajda ve en son izledigi dizi prison breakmis djdkfk

bence kesin çoktur biz bilmiyoruzdur. kahvede takılan dayılar arasında bile ortaya düşecek kadar çekim oluyorsa beraber spor kapan kaslı gençler arasında olmaması imkansız.

burada 20 kişi saymışlar www.out.com

dunyanin yuzde kaci escinsel egilimli ise, spor, politika, muzik cart curt bunlarin hepsindeki oran aynidir.

google'a sordum , erkeklerin %5i civari diyor.
superlig'de 19 takim var, yedeklerle berabe 25'er oyuncu desek 475 adam yapar.

yani 20-25 arasi "egilimli" olabilir. aktiftir, pasiftir, bisexdir, taocudur, mazosisttir, kim nedir orasinin bilemem.

Beşiktaş'ta Guti, Galatasaray'da Milan Baros vardı. Günün sonunda "Tarkan gay olduğunu açıklasaydı..." yoluna gidiyor ama biseksüel ve gayler var. Sadece açıklayınca başına gelenler yüzünden gizli kalıyorlar. +1

Halil İbrahim Dinçdağ örneği var Türkiye'de.

Hidetoshi Nakata eşcinsel olduğunu açıklamıştı diye okumuştum.

Kerem Akturkoglu +1

Gay arkadasim soylemisti, onlar birbirini taniyormus Ezel'deki gibi:) Yuruyus, konusma, durus, hal ve hareketlerden www.youtube.com

Bir gün illa ki çıkacak ama mevcut yasalara göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının tahliye şansı 30. yıldan sonra başlıyor.

Ülke ekonomik olarak bitmiş durumda.
Masrafı çok, borcu da çok.
Ama geliri yok. Borç vereni de yok.
Bu aşamada borç vermeye yanaşacak dıjjj güçlerin de kara kaşımıza kara gözümüze yangınlık durumu yok elbette.
Karşılık olarak bir şeyler isteyeceklerdir.
Mesela şurada anlatılan basın toplantısına göre Almanya, suçlularını kaktırmak istemiş.
Bu tip konular kapalı kapılar arkasında konuşulup karara bağlandığı için de ülkede neler olduğunu ancak yaşayıp görebiliyoruz.

www.youtube.com

mevcut anayasa ile RTE bir daha aday olamıyor.

akp, sadece mhp'nin katkısı ile anayasayı değiştiremiyor, referanduma bile götüremiyor.

akp, herhangi bir ideolojisi olmayan, fikri ya da planı programı olmayan bir partidir. tüm geçmişini, varlığını, her şeyini RTE'nin şahsi iktidarına borçludur. RTE'nin şahsen iktidar olmaması, akp'nin sonu anlamına gelir.

akp, bir çıkar partisidir. en üsttekinden en alttakine tüm destekçileri çıkar bekler. en üsttekiler ihale bekler, alttakiler kendine, çoluğa çocuğa iş bekler, daha alttakiler yardım kolisi bekler. bunlar olmaması durumunda kimse akp'yi desteklemez. iktidar olmaması durumunda akp net bir şekilde biter.

daha önce defalarca gördük ki RTE ve akp, iktidarda kalabilmeleri için askeri bile bile ölüme göndermek dahil her şeyi yapabilir. önemli olan iktidarda kalmaktır. şu anda da bunun tek yöntemi olarak apo'yu serbest bırakıp dem parti'yi yanlarına almak olarak görüyorlar.

başka hiç bir şey değil.

@ Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Terör suçundan alınan ağırlastirilmis müebbet hapis cezasının tahliyesi yok. Ölene kadar bu cezayı alan kişi hapiste kalır. Yanlış bilgi veriyorsun.

helak yüklemesi sürecindeyiz.

bu kadar ahlaksızlık, yolsuzluk, çıkarcılık, kontrolsüz cinsellik vd ve yaptığımız hiçbir eylem sonuçsuz kalmıyor.

her birimizin tek bir yalan söylemesi bile topluca sisteme işliyor. yani bu benim suçum her birimizin olduğu kadar.

it's just helak bro. it's just helak.

yaptığımız veya yapmamız gerekirken yapmadığımız şeylerin bedelini ödüyoruz.

Muhtemelen sen okuduğunu idrak edemiyorsun brom ben zaten tahliye olur demedim tahliye olma şansı 30. yıldan sonra başlar dedim, illa tahliye olacak anlamına gelmez bu ama 30. yılını doldurursa koşullu salıverme şartıyla serbest bırakılabilir, lütfen verilen cevapları iyi okumadan ya da konuyla ilgili kesin bilginiz yoksa böyle kendinden emin şekilde atıfta bulunmayalım.

"Terör suçlarında da bu hapis cezalarında yatar süreleri değişiklik göstermektedir:
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis: 5275 sayılı Kanunun 107/4. maddesine göre, hükümlü 36 yılını cezaevinde tamamladığında şartlı tahliye imkanından faydalanabilir. Bu süre için herhangi bir indirim yapılmaz. Kesin tahliye süresi ise 5275 sayılı Kanunun 107/6. maddesine göre 54 yıldır."

Süre 30 değil 36 yılmış, biraz daha yatar yani. 54. yılda da kesin çıkıyor gördüğünüz gibi.

@ kaleci
Ben senin ne yazdığını iyi anlıyorum da sen ne yazdığından ve ne bildiğinden haberin yok.

5275 sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre; Kanunla; ölüm cezaları, müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları ile ölüm cezaları ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen veya ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkum olan terör suçluları, koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamaz.

Bak orada ne yazıyor, iyi oku. Sindire sindire...

Aynen kanka faydalanamaz.

@kaleci
@dedemin

Siz tartısina ben de merak ettim söyle bir yazıya denk geldim;

sen.av.tr

Ersan Şen gerçi Nizamettin Güvenç tadında çok güvenilir bir kaynak değil ama konu iddia ettiğiniz gibi net bir mevzu değil benim anladigim kadariyla.

her gün bi …lar olduğu kesin. siyasilerin hırsları, vahşice öldürülen kadın ve çocuklar, göçmenler, bombalar, ekonomik buhranlar…

Ölümlü varlık, ölüm için varlık ya da ölüme yönelik varlık diye kullanılan makaleler var.
dergipark.org.tr
dergipark.org.tr

Mobbing ama cezalandırılması sağlanabilir mi bilemem.

İsim takmak zorbaliktir. İs yeri konseptinde de mobbing oluyor.

Ceza alması isyerinin bu konulara göre ne kadar organize olup olmadığına bağlı.

Mobbing çok geniş kapsamlı bir şeydir. Devamlılık ister, başkalarına yapılmayan olumsuz uygulamalar ya da özel düzenlemeler onun için yapılması, ücret düşüklüğü, izinlerde zorluklar, herkesin içinde azarlanmalar, hakkında alaycı dedikodular vb. İspatı zordur aslında. İş arkadaslarinin içinde genel olarak bu kanaat oluşmuş ise mobbing daha iyi anlaşılır. İsim takmak tek başına sayılmaya bilir. Her olay kendine özgü değerlendirilir.

mobbingdir. lakap taktığı kişinin varlığının kabul edilmemesi ve onun küçümsenmesi anlamını taşır. özellikle de kişi bu lakabı kabul etmiyorsa. (bazılarının suratına şerefsiz dersin güler. oluyor böyle)

lakabı yüzüne söylediyse de saygılı bir şekilde bundan hoşlanmadım demek gerekir şahitler önünde ki mobbing davasında yine diğer kilit şahitlerdir.

mobbing davası söz konusu ise mutlaka kayıt alın.
yazılı veya görsel. her ne kadar kişinin rızası alınmadan görüntü almak insan hakları'na aykırı dense de kullanılıyor diye biliyorum ama emin değilim. bir avukat arkadaş bilgi versin.

isim takmak zorbalıktır +1 şikayet et şansını dene

Eğer üstün değilse ve lakap onur kırıcı, aşağılayıcı, performans üzerinden eleştiri, cinsellik, dil, din, ırk vb. temelli değilse mobbing olarak bir şey çıkmaz. Yine de şikayet edilebilir tabii ki. Mobbing olmasa da psikolojik şiddet ve risk etmeni olarak geçer. O yüzden iş yerinin yasal olarak müdahil olması gerekir.

Tamamen elektrikli arabalara hala biraz şüpheci bakıyorum ben.

Şarj edilebilir hybrid'ler en güzel çözüm gibi geliyor bana. Hem kendi kontrolümüzde şarj edebiliyoruz ve yalnızca pilden 80-100 km gidiyor, pil bitince de içten yanmaya geçiyor. Normal hybrid gibi regenerative charge mevzusu zaten var.

Menzil korkusu yok, benzin tasarrufu var. İki tarafın da en güzel yönleri gibi.

aynı fiyata alcaksan vergisi aynıysa her türlü mantıklı. öbür türlü çok mantıklı değil.

Tabii şu an tam sırası.

Az yakan bir araba olduğunu varsayıyorum. 800 km menzil diyorum bir depoya. Senede 9600 hadi yuvarla 10.000 km yapan birinin araba sürekli arıza vermediği sıkıntılar yaşatmadığı ve çok eskimediği sürece elektrikliye geçişi bırak genel anlamda araba değiştirmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu denklemde arabayı şarj edecek müstakil bir yerininiz olmadığını, varsa da hızlı şarj edecek altyapınızın da olmadığını varsayıyorum. Evinize hızlı şarj altyapısı da istiyorsanız bunun bedeli senelik benzin masrafınız kadar olacaktır.

Sorunuza doyurucu bir cevap alabilmek istiyorsanız verdiğiniz bilgi çok yetersiz.

1 depo benzin ne demek? Hangi depo? Deposu 40 litrelik bir B segmenti arabadan mı bahsediyoruz yoksa 100 litrelik F segmenti bir araba mı?

Ayda ortalama kaç km yol yapıyorsunuz? Asıl önemlisi, yaptığınız yolu nasıl yapıyorsunuz? Her gün 20-30 km mi yapıyorsunuz yoksa tek seferde uzun yol yaparak depoyu mu bitiriyorsunuz?

Otomobilin sizin hayatınızda kapladığı yer nedir? Acil bir durumda 500-600 km yol yapmanız gereken bir durumun içinde misiniz yoksa otomobil kullanımınız son derece rutin, iş ve ev arasında mı?

Otomobili nerede şarj edeceksiniz? Eviniz şarj etmeye uygun mu? İşte şarj imkanınız var mı? Evinizin yakınında şarj istasyonu var mı?

Mevcut arabanız ve almayı düşündüğünüz elektrikli araba nedir?

Bu sorulara cevap verirseniz sorunuza doğru bir cevap alma olasılığınız artar yoksa varsayımlara dayalı cevaplar yararınıza değil, zararınıza olabilir.

Denizgonen +1

Kuzenim aynı durumda tutturmuş hybrid istiyorum diye, şu an benzinli yaris kullanıyor hesap kitap yapıyorum anlatıyorum benzin+vergilerin masrafı alacağı araçtan daha ucuza geliyor ve kenarda biriktirdiği tasarrufu da sıfırlamamış oluyor

2025 ortasına kadar elektrikli araç almaktan emin olamadım. ama 2025 ve sonrası bunların menzili artabilir. teknolojik büyük bir ilerleme olma olasılığı çok yüksek.
ayrıca şu an yatırım zamanı değil. gerçekten paranızı el altında ve tl olmayacak şekilde tutmanızda fayda var.

Ben ayda 3-4 kere İstanbul-Çanakkale arası gidip geliyorum ve ne Çanakkale’deki evimde, ne de İstanbul’daki evimde arabamı ev elektriğimden şarj etme şansım yok. İstanbul-Çanakkale arası, 350 km kadar ve ben 3-3.5 saat arasında alıyorum bu yolu. Elektrikli bir araba ile bu mesafeyi şarj için durmadan gitme şansım yok. Bu sebeplerle ben elektrikli araba almıyorum.

Sizin durumunuz nasıl? Şehir içi – şehir dışı ayrımınız nasıl? Şehirlerarası giderken her 3-4 saatte bir durup 1 saat araba şarj etmeyi göze alıyor musunuz?

Şehir içi için evde şarj edebilecek misiniz? Yoksa şarjı bitince bir AVM’de ya da benzinlikte boş boş 1 saat bekleyebilecek misiniz?

Bunlarla ilgili probleminiz yoksa bile, sadece ayda 1500 lira az harcamak için yeni araba almak mantıklı gelmedi bana.

Zaten arabanızı değiştirmek üzereyseniz ve yukarıda bahsettiğim şarj mevzusu sizin için problem değilse bile, birkaç sene daha beklemekte fayda var gibi geliyor bana. Kaldı ki Teslalar hariç, neredeyse tüm elektrikli arabaların hibrid ya da benzinli versiyonları da var.

hibrit saçmalık.
karşılaştırmanın sadece yakıt ve menzil üzerinden yapılması da bir diğer saçmalık. içten yanmalı bir motorun rutin bakım masrafları ile motor ve aktarım organları kaynaklı arıza ve onarım masraflarından kimse bahsetmiyor.
elektrikli araçta motor yağı yok, şanzıman yok, baskı balata yok, triger kayışı, buji yok, piston bileziği yok... yok yok yok.
elektrikli araç da arıza yapacaktır elbet ancak içten yanmalı bir motorun bakım, mekanik arızası ve onarım süresi ile elektrikli bir aracın bakımı, arıza, onarım süresi kıyaslanmaz bile.

hibrit saçmalık demem de tam bu nedenden, arıza&bakım unsurunu ikiye katlıyorsunuz.

elektrikli araba alıyorsan, aynı arabanın elektrikli - benzinli - hibrid versiyonu olanlarını alma. baştan elektrikli olarak tasarlanmışları al. tesla gibi, hyundai ionq 5 gibi vesaire. hem elektrik, hem benzinli olan araba platformlarında tesisat problemi çok oluyor.

değil, hele tr'de hiç değil.

kisa cevap, degmez..

konu sadece yakit mi burda? bence bakis acisi cok sikintili. bende ayda bir depo benzin harcayan biriyken gidip elektrikli arac aldim. kar ederim, ekonomik olur diye almadim ama aldiktan sonra ciddi ekonomik oldugunu farkettim. evden sarj imkanim var, evdeki elektrigi kullanarak aracimin deposunu 150 liraya dolduruyorum. bir tanede 30m uzatma kablosu aldim, tatile vs gittigimde herhangi bir yerde prizle sarj edebiliyorum yine. sehir icinde 450km, sehirler arasi yolda 300km gidebiliyorum. aracin getirdigi konfor ise muazzam. 1.8'e aldigim teslaya benzer ayni ozelliklerden benzin ya da dizel bir araci ne kadara alabilirim hic bilmiyorum. aracta kolay giris (koltuk, direksiyon ve klimanin otomatik ayarlanmasi), uzaktan yonetim (neredeyse tum arac ozelliklerini), gelismis otomatik far (karanlikta muazzam bir otomatik uzun far kullanimi var), mukemmel bir ses sistemi, otopilot (uzun yolda harika bir konfor sagliyor), bekleme sirasinda kullanabilecegin medya ozellikleri (netflix, youtube vb) ve oyunlar, surekli guncellenen yazilim ile yeni ozelliklerin gelmesi vb bir cok keyif aldigim ozelligi var. havalar sogudu simdi araca bindigimde otomatik direksiyon ve koltuk isitma yapip kabin sicakligini ayarliyor ve bunun icin bir tanim yapmadim ya da ayarlamadim aracta. sadece klima sabit 21 derecede ayarli. yazin soguk olarak araci hazirlarken, simdi sicaklik dusuk oldugu icin sicak olarak ayarliyor. bunun gibi yazilim ile yapabildigi ve sonradan da gelebilen bir suru ozellik sunabiliyor. (sumon ozelligi gelecek ornegin -aracin disaridan hareket ettirilebilmesi-). ek olarak bu arac bakim istemiyor. eski aracimi yilda bir ozel servise goturmek zorundaydim. bu anlattiklarim aslinda ekonomisine vurgu yapmak icin degil, konfor, bagimsizlik ve aractan aldigim keyfi vurgulamak icindi. bu araci alirken ikinci elde ne olacagini dusunmeden aldim, uzun yillar binmek istedigim bir arac, daha almadan satmayi dusunenleri uzer bastan soyleyeyim.

Böyle sorma ihtiyacı duyuyorsanız ETF bakın, şirket hissesi değil.

ETF +1 teknoloji hisseleri yogunlukta olan vs bir suru sey var. gecmis performanslari da gozukuyor fonlarin, gonlune gore bir sey secersin

favorilerimi yazayım;

yoğun enerji ihtiyacını kısa vadede karşılayacak nükleer enerji için URA etf
startup nedeniyle Oklo
Trump - Vance nedeniyle Palantir
OpenAI nedeniyle Microsoft ve Infosys

eksiduyurudan soru sorup paranı ona mı yatırıcan?

Hayır ben Amerikan Vergi Dairesi'nde çalışıyorum popüler ve çok talep gören şirketleri denetlemeye gideceğiz o nedenle soruyorum.

VOO, SPY gibi S&P500 endeksini takip eden ve daha da onemlisi icine gomulu komisyon orani sifira yakin ETF'ler bu isin altin standardidir. Iceriklerine bakarsan anlayacaksin zaten.

Palantir falan kesin uzak dur, hem zaten spekulasyon uzerinden son 1 sene icinde dehset yukseldi, hem de scam olma ihtimali cok yuksek. Sahibinde falan da tam bir dunya para cukkalayip kaybolacak adam tipi var.

Palantir scam değil arkadaşlar. Milyar dolarlik firmalarin aldığı ürünü scam diye tanitmak sacma olur. Bizde de var palantir ve oldukça iyi. Piyasa fiyatini bilemem, yatırım yap da diyemem de hayvan gibi büyük şirketler için iyi program ve sadece parası olan sirketler alabiliyor zaten. Airbus kullandığı programa scam demeyelim.

Ben olsam şirket değil etf alirdim +1

Abi WeWork Therenos gibi "sirket"lerin de milyar dolarlik yatirimcilari, partnerleri falan vardi o mantikla. Bunlar ne ilk ne son.

@hot potato; bana senelerce yatırım yapip binlerce insanin kullanacağı şekilde sirketlerde kurulumu yapilan, bütün şirket datalarini erplerden çeken, içinde dünyanın top 20 sirketlerinin olduğu scam bulursan anlasabiliriz.

Bahsettiklerine yatirim yapilmasi vs bahsettiğin ile kel alaka. Sap scam demek gibi. Misal bir şirketin yeşil enerji yatırımı scam olabilir. Şirketin bütün supply chaini etkileyecek şekilde palandir foundry kurması aynı şey değil.

Icindeyiz, günlük kullanıyoruz, ne ise yaradığını görüyoruz. Bunu herkes alamıyor çünkü pahali. Alsalar hayatlari değişir supply chain calisanlarinin.

@croswell, palantir i 30' usd'ye yakın almış ve sonra epey zarar etmiştim ama yine de satmadım, alma sebebim de sadece buffet'in ortak olduğu belki de tek startup diye pazarlanmıştı. düştüğünde keşke daha çok alsaydım.

"Trump - Vance nedeniyle Palantir" burada ne demek istediniz açıklar mısınız?

3 sene falan oldu alalı.

Sana cevap vermek istiyorum ama açtığın duyurulara emek verip cevap veren insanlara kasti olarak tik vermediğin için cevap vermeyeceğim sana, bu tip marjinal görünme çabalarında olmayın yakışmıyor.

@bir ben var benden şurada

Hocam tik verme dedigin su kenardaki secme yerimi? Tam olarak ne ise yariyor bilmiyorum??

Tik verince helal olsun cok guzel konustun mu demek tam olarak gercekten bilmiyorum aciklarsan vereyim

@Zetnikov verdigin cevap isime yaradi manasinda veriliyor tik, bazisi da tesekkür niyetine tikliyor.

Benim babam "bakariz"ci asiri uyuz olurum o yüzden bunu söyleyen insanlara. Muglakta kalmayi hic sevmem. Olumsuz da olsa net cevaplari tercih ederim.

@mamu

Simdi anladim tesekkurler yazinca neden ceza aldigimi hep :))

Kendi dağınıklıklari sebebiyle hayatını duzenleyemeyen, motivasyonsuz ve genellikle başarısız insanlar da böyle yapar. Bunlardan değilse tatsizdirlar ve Marsist bir davranıştır

Ben bunu ısrarlı bir durum varsa söylüyorum.

A- Yarın yemeğe gideceğiz sen de gel.

B- Yarın evde oturmayı planlıyordum, siz gidin ya, başka zaman yaparız.

A- Hadi ya, çok iyi olacak kesin gel bak.

B- Valla yorgunum

A- Bak şeyin orda, çok iyi mekan, mezeleri falan çok güzel

B- Doğrudur

A- Geçen X'de gitmiş o da iyiydi diyor biz de ondan duyduk, gidelim dedik. Bizim enişte de geçen ay oradan hikaye falan atmış

B- Bakarız bakalım :) (Gitmedi)

Bir iki defa olur ama sürekli bakarız insanı zaman kaybettirir. Bana net konuş demeli

valla çok yakın değilseniz kibar anlamda red de diyebiliriz.
Ama yakın bi arkadaş olursa bence de dediğin gibi hatta bi arkadaş ortamında bi arkadaşım diğer bi arkadaşa söylenmişti bu sebepten.

Benim gördüğüm kuyumcular, online değil diyeceksiniz ama altın s1 ayrı yüksek, bankalardan xau ayrı alım satım farkı. resmen acayip bi ortam.

Al-sat içinse, fiziki istemiyorsan

Ya ALTINS1
ya da İAR Platform.

"Bakın bebek katili Abdullah Öcalan meclise gelip Pkk'yı dağıttını söylemezse bu saldırılar devam eder."

Pkknın içinde apo'nun sözünün geçmesini istemeyen, kontrolü kaybetmek istemeyen bir yapı da yapmış olabilir.

Ocalan meselesiyle bir alakasi olabilir ama ne anlamda alakasi olabilir emin degilim. Genelde yapilan bir hamleye cevap olarak boyle olaylar oluyor, bir nevi cezalandirma. Ilerleyen zamanlarda bu olay siyasiler tarafinda ne sekilde kullanilirsa, veya siyasilerin yaklasimlarina ne yonde etki ederse, oradan anlasilir.

"birileri bahçeli'nin sözlerinden rahatsız. demek ki devlet büyüklerimiz doğru yolda" dedirtmek için de fena yöntem değil.

komando kanı +1

pkk bizim liderimiz artik apo degil mesaji veriyor, getirip mecliste oynatsaniz da bizi kontrol edemezsiniz diyor.

zaten 24 senedir tutuklu bir adamin hala orgut ici iliskileri yonetebilecegini sanmak komik. kim takar apo'yu bu saatten sonra. o simgesel bir lider artik. guclu olanlar elinde silah tutanlar.

bir de bu hareketin 1 gun icinde harekete gecirilebiliyor olmasi hali hazirda uyuyan ama planlara sahip teror hucreleri oldugunu gosteriyor. yesil isik verilince harekete gecebiliyorlar. gozdagi.

Bahçeli'ye bok sürdürmemek için hemen planlı saldırı demişler:)

Off bu olayın gerçekten Apo karşıtı Pkk gruplarının gerçekleştirdiğini düşünmek çok acayip ya, kendi ülkenizi gerçekten hiç tanımamışsınız.

bahçeli apo çıksın diyor bir gün sonra saldırı oluyor. bu yemek çok yendi bu ülkede. iktidarda kalmak için her şeyi yapabilecek bir iktidar var.

@Bir ben var benden şurada +1.


abi apo karşıtı pkk grupları ne? bu ülkede iki füze attırırız lafı dönmedi mi? hatırlayan hatırlar.

ben de bu olayın "bakın apo salınmadığı sürece daha çok ölü olur" söylemini desteklediğini düşünüyorum.

apo karsiti pkk grubu nedir yaw hahah
bu bariz iki fuze atarizcilarin isi +1

Tümü öyle inanın. Bizim bilgi eksikliğimiz onların etik kuralları rafa kaldırmaları neticesinde buna evrildiler. Sayelerinde YouTube videosu izleyip tamirci olacağız böyle giderse.

yetkili servis diye güvenmeyin. keşke makinanızı götürmelerine izin vermeseydiniz. götürüp parça değiştirmedikleri veya çıkarmadıkları ne malum? yetkili olsun olmasın bu meslek grubuna hiç güvenmiyorum.

evde tamir yapsınlar. gözünüzün önünde olsun.

Hocam adamlarla iletişim o kadar zor ki anlatamam. Yani evde tamir falan olanaksız :)

arçelik şaşırtmadı. bi de eski makine görüp "bak şimdikileri böyle üretmiyorlar haa bunlae alman motoru" geyikleri yok mu

premium almazsanız 1 cihaz sınırlaması getirdi evernote. ben inat ettim almıyorum.

Şunu kullanıp TUİK verilerine göre bir hesap yapabilirsin.

Ya da o tarihteki doları ya da altını baz alarak hesaplayabilirsin.

herkesicin.tcmb.gov.tr

ben bu hesabi hep asgari ucret uzerinden yaparim. 1978'de asgari ucret 3.300 liraymis, yani 3 asgari ucret pesin, 3 asgari ucret taksitli. bugun icin 60 bin + 60 bin diyebiliriz sanirim.

edit: sakine kadinin "o paraya okuz aliriz" sozu de hesabimin saglamasi olabilir :)

ben de dolar kurundan baktim.

1978 dolar kuru 25. 800 dolar ediyor toplamda 1978 yilinda. 2014 yilinda enflasyonla dogrulanmis degeri $3800.

mevcut kurdan cevirince 130 bin civari geldi. sanxis'in hesabina da yakin cikti.

Bro taksi durağı hissesi alman için taksin olması lazım, taksin varsa ve durak hissesi alırsan taksini o durakta çalıştırabilirsin müşteri bulursun daha sonra istersen bire aldığın hisseyi üçe satarsın ya da kiralarsın vs, öyle şeyler işte. Plaka hissesi de plakadan parasını verip hissesini alarak ortak oluyorsun, tabii normalde böyle bir pazar yok ama bi adamın plakası var mesela ölünce plaka hisselere ayrılarak mirasçılara bölüştürülüyor, onlar da o hisseleri satıyorlar, sen de almak istersen alıyorsun.

Taksi durağı almak için taksinin olması gerekmiyor. Taksilerin durağa ödediği ücreti sen alıyorsun.

Daha detaylı bilgi verebilir misiniz lütfen

benzinli corsa kullanıyorum. elektrikli araç alacak olsam corsa yerine ioniq 5 yada ioniq 6 düşünürdüm. 250000TLye 12 ay 0 faiz varmış.

şimdi baktım, elektriklide ultimate donanım seviyesini getirmemişler. sadece gs var. benzinli ultimatede standart olan çoğu şey elektrikli gsde opsiyon veya ek paket. ısı pompası da yok sanırım.

üstüme koşan hayvana dokundurmadım da cazırdattım sadece, baya korktu. cazırdama sesi yetiyo zaten.

Valla cebinde mama taşımayı saçma bir öneri olarak görüp elektroşok cihazını köpek için kullanmayı mantıklı ve insani bulduysan soylenecek bir şey yok. Kullanmadım ve kullanmayacağım.

aynen gece yarısı gözü dönmüş köpek rasyonel düşünecek ve o kaksımış kuru mamayı görünce ısırmaktan vazgeçecek. bu kadar çocuk bu kadar insan öldü hala utanmadan mama taşı geyiği yapıyorsun PES

köpek kovucu frekans yayan appler var diye biliyorum ama ne kadar etkili gerçekten denemedim.
yasal değilse böyle bir alternatif olabilir umarım.

ABD'de de polisler ve tecavüzcüler kullanır. Genelde tek bir defa ateşlenir, çünki ikinciye elektrik kalmaz. Dolayısıyla üstüste kullanamazsınız. Bu yüzden tek seferde başarılı olmalısınız. Kadın iseniz taşıyın, bir şansınız da olsa tecavüzü önlersiniz. Ancak dikkat edin, çocuklar filan oynarken zarar görebilir, hatta ölebilir. Özellikle belli etmeyen kalbi zayıf (genç de olabilir) insanlarda. Bu açıdan çok risklidir.

Uzun yazmamın sebebi, silah değildir. Ancak birisi ölürse kanunen silahtır.

bende köpek kovucu da var ama bizdeki sokak köpeklerinin çoğu kulaktan yaralı ve çok iyi duymuyor, o yüzden her zaman işe yaramıyor. büyük köpekler çok kavga ettiklerinden ilk giden organlar kulakları oluyor. sokağa çıkarken cephanelik gibi dolaşıyorum elektroşok, köpek kovucu, biber gazı, sustalı çakı kskdkdk

abdde kullanılan cop halindeki elektroşok cihazları bizde yok bu arada. o dokundurmadan uzaktan da çarpıyor. bizdekiler dandik minik fenerler. keşke ondan da olsa da alsak.

Alfredin yazdığı kartuşlu taser

sizin tr'de bulduklarınız ise şarjlı iki iletken kontak arasında yüksek akım arc yapan taser tek kullanımlık değildir onlar.

Köpek için kullanmak üzgünüm ama mantıklı. Zira çok fazla ses çıkardığı için caydırıcılığı hayvanlar için de söz konusu. Ondan caymayıp atlama ihtimali olan hayvana da 1 saniyelik acı vermek ısırılmaktan daha iyidir. Köpeği öldürecek bir şey değil zaten şoku yiyen hayvan kaçacaktır.

İnternet yerine çankaya elektronik çarşısı ya da fevzipaşa caddesi üzerindeki ikbal iş merkezinde satıldığını görmüştüm.

sonuç odaklı, hmm, o cihazı gerektiğinde kullanamazsın.

köpeklerin ısırma refleksi senin tepki sürenden daha hızlı. çok kaliteli birisi değilsen sanmıyorum ki onu ısırmadan önce temas ettirebilesin.

ayrıca hayvanlara zarar vermeye gerek yok, biber gazı daha ufak ve daha mesafeli işe yarar bir yöntem.

IF(COUNTIF(F$8:F$200; E8) > 0); "Var"; "Yok")

Atölye Cumhur'a bakabilirsiniz. Gideli 4-5 yıl oldu ama hala yorumları iyiydi.

ingilizce mi kitap dinleyeceksiniz? roman vs? tonla buradaki sesli kitapları paylaşan platform var, vk.com mesela

@eja

vk uygulmasını yukledım bakmak ıcın fakat duzenlı bırsey bulamadım facebookta ortaya karısık gıbı bısey begenmedım para bayılıp audibleden devam bence

bir ay ücretsiz deneme süresinde kullandım. sonrasında iptal ettim. o zamanki kredi ile aldığım kitap hala hesabımda duruyor, dinleyebiliyorum.

www.suzuki.com.tr

Suzuki tavsiye ederim. Vstrom modelleri, ihtiyacına göre bulursun. İkinci elde de iyidir.

önce Yamaha veya honda'dan güvenli sürüş eğitimi alın, istediğiniz motorların hiçbiri şu aşamada uygun değil.
bende de A var, kursta 250lik bajaj ile mt07 arasındaki ağırlık ve gaz hissiyatindaki farkı görünce hop orada bir dur demiştim kendime.

Yeri gelmişken rahmetli barkın bayoğlu nu analım
youtu.be

Hayaline adım adım yaklaş derim, motor kullanma deneyimini ağır ve büyük motorda değil ufaklarda kazanmak daha sağlıklı.

Scramblerlar uygun bunun için ama 400'den başlama derim. Honda CL250'yi çok beğendim ben yeni model sayılır tuttu diye biliyorum yollarda da görmeye başladım.

b ehliyetim var 50cc motorum var. hayatımda 35 sene hiç motor kullanmaıştım şu an kullanıyorum. araba kullanmaktan daha kolay. xmax ve forza diğerlerine göre hantal ama kullanması kolay.

honda pcx le başladım , cl250 aldım, şimdi nc750 kullanıyorum, şimdi geri adv 350 yemi dönsem diyorum ,
şehir içi her gün 10 km işe git gel yapacaksan büyük motor alma , küçük al
amacına uygun bak

Ben olsam bu butceye ben de clio alirdim. 2. elde clio ve polo en rahat elden cikan araclar. Polo biraz fazla olur butcenize.

Tek diyecegim kaput-tavan-kapi degisen aractan uzak durun. Bu araclarin ciddi kaza yapmis olma ihtimalleri var. Mumkunse biraz daha ekleyip onemli parcalari degismeyen araclardan alin.

Bence benzinli daha mantikli artik dizel arac eskisi kadar fazla uretilmiyor zaten. Ama tabi olayin parasindaysaniz dizel daha ekonomik.

Ayrica dizel motorlar dogaya daha zararli. Kamu spotuyla mesajimi bitireyim.

Ailemde 0.9 tce var. Oldukça mutluyuz gerek benzini gerek vergisi. Buna ek olarak çok net sorunlari olmayan da bir motor 0.9 olan. 1.2 daha sikintiydi.

2020 manuel 0.9 tce kullanıyorum 2 senedir. Hiçbir sıkıntı çıkmadı şükür. Kaputu tavanı değişmiş boyalı araç almayın.

İnstagramda 2crserhatinci takip edebilirsiniz, atmosferikten kaçının, o bütçeye güzel araçlar bulunur. Az yaksın derseniz otomatik clio 3 yada sedan tercihi olarqk citroen elysee olabilir

Ben gözden çıkarıldığını düşünmüyorum, ardaya kilidi açacak oyuncu değilmiş muamelesi yapıyor ki haklı bence dün Dortmund karşısında vinicious hayvani bir performans sergiledi Madrid rahatlayınca ardayı aldı oyuna. Daha az risksiz maçlarda demek ki düşünüyor

zaten en başta madrid yanlış tercihti. bir çok takım garanti oynama teklif etmesine rağmen babası kendine en çok parayı verene sattı çocuğu.
sezon başında kendi istemedi başka takıma kiraya gitmeyi. bi iki sene daha böyle 5-10 dk kala girer oyuna. sonra bir bakmışız türkiyeye dönmüş.

Sahada çok güçsüz duruyor, kas yapsın demiyorum ama güven vermiyor, herkes bi gaza geldi ama real madrid seviyesi bir oyuncu değil

Aynı şeyi yazacaktım, modric de çok kalıplı biri değil fakat hem toplu hem topsuz oyunda yere daha sağlam basan bir görüntüsü var

Su an bence esas sorun kendine ihtiyac da yok sanki. Adam Arda'siz 5 atiyor dortmunda iste. Sampiyonluga oynayan takim garantilemeden oynatmak icin oynatmaz, birileri sakatlanacak bir seyler olacak arda ya ihtiyac duyulacak, o da o perfromansi verecek. anca oyle olur.

sezon sonu villareal'e kiralanır.

Ağzı olup konuşan biriyim. real madrid ve oyuncuları cok guclu ama arda bana gucsuz gelıyor. ona bakınca RM de oynayabilecek birini göremiyorum. Birde tamam isabetli pass atabilir ama herşey sadece topa vurmada bitmiyor diye düşünüyorum.

Bence Arda çok sabırsız, realde 1-2 sene kendini kanıtlamadan çok yıldız değilsen zaten sürekli 11'e yer alamıyorsun. Türkiye'dekilerin gazına gelip oynamalıyımış da oynatılmıyormuş moduna girip tribe giriyor. Real'in böyle olacağı belliydi.

Arda fiziken de mental olarak da zayıf yetiştirilmiş.

Ancelotti kendi de dedi, bellingham'a bakıyorum 20 yaşında bir adam görüyorum, Arda'ya bakıyorum 19 yaşında bir çocuk görüyorum diye...

Güçsüzlüğü fizikselden çok mental. Bu da zor toparlanacak bir konu. Fiziksel gücü sıkı antrenman programıyla toplarsın ama özgüvensiz adamı toplamak çok zor. Adamın sahada duruşu bile tedirgin çoğu zaman.

Mesela messi de fiziksel olarak cılızdı, ama yüzünden en az 3 adam geçerim özgüvenini alıyorsun.

Türkiye'de altyapılarda çok olan bi sorun bu devrecilik, "büyüklerimiz" muhabbeti.

Mesela almanya'da yetişmiş türk futbolcularla, türkiye'dekilerin farkı özgüven oluyor genelde.

adam endricki oynatmıyor yeri geliyor en kralını kesiyor. herkesin bir zamanı var. bence arda beklemesinin ödülünü alır. zaman sadece zaman.

Kaslanmasını istiyorlar, arda da kaslanırsam çabukluğum düşer diye istemiyor. Çabukluğu da düşerse 33 yaşında futbolculardan farkı olmaz bu seviyede

Bir diğer sebep de Türkiye'deki altyapı kültürüyle avrupa futbolundaki altyapı kültürü aynı değil.

Türkiye'de bir futbolcunun düzenli 11 oynaması için 23-24 yaşlarını beklemesi gerekiyor, büyük takımlarda.

Çünkü altyapılar bence yetersiz, iyi yatırım da almıyor. Oyuncular da iyi yetişmiyor, yani oradan çıkan çocuklar bireysel yetenek genelde. Sistemin ürünü değil. Arda da öyle.

Altyapı dediğin 40-50 puanlık oyuncuyu, iyi eğitimle 70-80-90 seviyelerine çeker. Mesela dortmund. Mesela ajax. Mesela barcelona. O eğitimden geçen sporcudan alınacak verim bellidir.

İyi altyapısı olan kulüpler akademiye 20 sporcu alır. 4-5 tanesi as takıma gider. 1 tanesi star olur. 10 tanesi muadil takımlara gider. kalanlar daha alt seviye takımlarda oynar. Ama oynayacak seviyededir.

Bak şu anda yamal bireysel yeteneğin ötesinde çok iyi bir sporcu sisteminde yetişiyor ve mental olarak da bir takımı maestro gibi organize edebiliyor.

Altyapı sadece fiziksel gelişim değil, mental olarak da yetiştiriyor.

Bu tarz büyük altyapılarda genelde 18-19 yaşındaki sporcular bir takımda as kadro oynayabilecek seviyeye geliyor.

Türkiye'de durum biraz farklı.

Sporcular geliyor. Bireysel yetenekleri olanlar hemen öne çıkıyor. Ama onlar da kendi yetenekleri ölçüsünde el yordamıyla ilerliyor. Tabii ki mentorlar var, tabii ki bir gelişim var. Ama Sistemli bir gelişim değil. Ya bir hocanın, ya bi yöneticinin dikkatini çekiyor. Bir sistem değil, birebir ilgi alaka.

Arda'nın durumu da biraz bu. Bir sistemin değil, bireysel çabaların ürünü.

Bir de bence babası çok müdahil süreçlerine.

Real Madrid de öyle bir kulüp değil. Real Madrid B takımı öyle. Orası futbolcu yetiştirir.

Ama real madrid vizyonu en iyilerin takımı. Zaten en iyiysen burada oynuyorsun.

Oturup o seviyede bir takım arda'yı yetiştirmeyi beklemez.

ARda'nın sevimli küçük maskot tavırları da negatif yazıyor kendisine. Orada o hırsı ve o hırsın sahaya, antrenmana yansımasını beklerler.

O yüzden dortmund, ajax gibi bir takıma gitmesi gerekirdi ilk başta. Barcelona ya da atletico madrid bile daha iyi olurdu çünkü o klüpler oyuncu yetiştirir.

Real as takıma gelmiş bir adamı sıfırdan inşa etmeye yıllar harcamaz.

arda, daha fb'deyken bile hazır değildi. fb'de bile oynasın mı oynamasın mı diye tartışma vardı. real Madrid bunu bile bile aldı, planını buna göre yaptı. adamların Arda'dan hemen bir beklentileri yok, "bu sene olmazsa gönderelim" diyecekleri bir durum yok. daha yaşı çok genç. planlarını Arda'ya göre yapmadılar, hatta mevcut yeteneklerini iyice keskinleştirmiş, fiziği oturmuş bir Arda'nın şu andaki real Madrid'de yeri de yok bence.

bence real madrid, şöyle düşünüyor:

* en önemli maçlarda Arda'yı maçın gidişatına göre en son 3-5 dakikada oyuna alırız.
* daha az önemli maçlarda, eğer takım maçı kopardıysa Arda'yı oyuna alıp uzun uzun oynatırız, yoksa yine en son 3-5 dakikada oyuna alırız. ya da belki maçın gidişatına göre kurtarıcı olarak sahaya atarız.
* en önemsiz maçlarda, 11'de maça başlar.
* bir kaç sene içerisinde duruma tekrar bakarız.

anten +1
mental olarak olgunlaşması lazım.
real madrid'de kalıcı olmak istiyorsan modric'in yanında en az 1-2 sene staj yapacak ve sabredeceksin. yoksa orada burada kiralık devam eder sonra yine döner fenere. brahim diaz gibi adam yedekse sen de sıranı bekleyeceksin. 85'te oyuna girince surat beş karış dolaşmayacaksın.
vjr 80'lerde 70 metre depar atıyorsa sen de atabileceksin.

Bir sebebi yok benim bildigim kadariyla.

Satici kar marjini yuksek tutmus. Bu her tarafta var su anda. Enflasyonun etkisi. Fiyatlar dovizden hizli tirmaniyor.

nuevo+1

evet galiba kitaplarda olmasa keşke :(

pdfsini bul indir yav niye alıyorsun ki. zlibraryde 2017 baskısı var atayım mı sana?

Muhtemelen cok satilan urunler olmadigindan kar marji yuksek tutuluyor. Ben birkac yabanci IT kitabini letgo'dan satmaya calistim, ölücü fiyati koymama ragmen hic hareket olmadi.

@titanyum22

teşekkürler hocam :) evet pdf internette bolca var.

bu kitabı basılı almak istiyorum.

@mbond

evet hocam talep az. internetten pdf bulunabiliyor.

it kitaplarının ömrü kısa oluyor. sürekli yeni versiyon teknolojiler çıktığı için.

ama bu kitap gibi konuları programlama dillerinden-tenolojilerden bağımsız yazılmış kitaplar az.

o yüzden basılı almak istedim.

Ben de basili ve original tercih ediyorum ama Turkiye'de epey kallavi maas alan bazi arkadaslar bile malum ortamlardan PDF indirip neye bakacaksa oradan bakiyor. Yurtdisindan gelen birileri varsa tanidiginiz, oyle de olur. Avrupa'da da benzer fiyat:

amzn.eu

Amerikadan gönder vb siteler var belki daha ucuza gelir.

Ben ara sıra yemek/baking kitapları alıyorum, onlar da amazon.com.tr'de, amazon.com'dakinin iki katı fiyata satılıyor. Vergiyle ilgisi yok, öyle işte. Ben aileden, arkadaşlardan rica edip onların adresiyle satın alıyorum, gelirken getiriyorlar.

www.abebooks.com
ABD'den getirebilecek biri varsa ikinci el 24 dolara kadar iniyor (siteden Türkiye adresiyle alırsanız kargo +50 dolar).

@mbond

anladım hocam ülkeden ülkeye ücret belirliyorlar galiba

@kobuzchu kiz

çok teşekkürler buraya bakayım.

getirecek kimse yok ama aynı satıcıdan kitaplar alsam yine türkiye den almaktan karlı olacak :(

@parka

daha önce kullandığınız bir site var mı?

hocam buradan alabilirsin:

www.betterworldbooks.com

ben buradan birkac kitap aldim sorunsuz ve temiz geldi. burada olmayanlari da mecburen pdf indirip kagida bastirip ciltlettim.

@arakaali

çok teşekkürler bakayım hocam.

işe yarıyordu tabii hala da yarıyordur ancak UV yapay ışıklarının da kanserojen etkileri nedeni ile devam etmiyordur artık sadece takviyeler mevcut.

Vücutta 7-hidro-kolesterolü diye normal kolesterolün bir varyasyonu var. Bu varyasyon UV ile etkileşime girince D vitamini üretiyor.

Cildimizde, 30 yaşına kadar günde maksimum 25.000 birim, 30-60 yaş arası bireylerde 15.000 birim ve 60 yaş üstündekilerde 8.000 birim D vitamini öncüsü (7-hidro-kolesterol) bulunur. Ancak, ne kadar ürettiğimiz, UV zengini güneşte ne kadar süre kaldığımıza değil, cildimizin ne kadarının UV'ye maruz kaldığına bağlıdır.

Gönderilen ışının UVA mı UVB mi olduğunu bilmeden bir şey söyleyemeyiz. Normalde Güneş'ten gelen UVB ışını d vitaminini sentezler, UVA'nın öyle bir etkisi yoktur bilakis kansorejendir.

Anne sütü ve güneş ışığının yeterli gelmediği ölçüdeki yenidoğan sarılığı için de bu yöntem kullanılıyor yeni doğmuş bebeklerde.

Yani bu geçerli bir tedavi yolu. Lakin d vitamini takviyesi için daha kolay yöntemler varken hala kullanılıyor mudur bilmiyorum.

Albüm kapağı bu .

Solaryumdan farkı ne?

www.nationalgeographic.com

fotoğrafın çekildiği söylenen Lovozero, Murmansk yakınlarında yani Rusya'nın en kuzeyinde kalan bölgelerden birinde. Bunun gibi fotoğraflar iki üç yılda bir sosyal medyada popüler oluyor. Zamanında kullanılmıştır ama şimdi daha pratik yöntemler var D vitamini replasmanı için..

hosting paket yenilemesiyle mailler gitmez. başka bir sunucuya yahut firmaya taşınacaksa gider. zaten outlook üzerinden kontrol ediyorsanız outlook yedeğinizi almanız yeterli olacaktır. mevcut mail hizmetiniz için ne kadar alan kullanıyordunuz ve her daim maillerin bir kopyasını sunucuda bırakıyor muydunuz?

mailleri kullandığınız panele göre durum değişir, sadece mail hosting kullanıyorsanız ve cpanelden cpanele geçiş olacaksa cpanel tam yedek ile durumu kurtarabilirsiniz,

cpanelden plesk'e geçiş yapıyorsanız plesk migrator kullanabilirsiniz.

genelde mail hostingler plesk üzerinde oluyorlar. o yüzden aşağıdaki linki de kullanabilirsiniz.

cesrey.com

outlookta kullanıcı hesap bazlı yedekleme yapmak için

support.microsoft.com

bence mail işlerinden kurtulmanın en temiz yöntemi google worspace kullanmaktır. bütün cihazlarda ve neredeyse bütün uygulamalarda çalışıyor. biraz daha maliyetli sadece.

workspace.google.com

Hocam öyle bir etki yapmıyorsa zaten toksik-manipülatif diyemeyiz bu kişiler için.

Mevzu çok derin ama özetle:
Böyle insanların bünyede hayal kırıklığı, kızgınlık vs. kötü etkiler bırakması mümkün ve olağan. Ancak olaylara nasıl tepkibvereceğiniz yahut olaylar sonrasında nasıl hissedeceğiniz sizin elinizde.
Ya bu tarz insanları hayatınızdan çıkaracaksıniz, ya da bunlara sinir olmadan/kafaya takmadan yaşamayı öğreneceksiniz. İkisi de mümkün.

guru yada master bir meditasyon ustasi degilsen gayet normal. cunku hicbirimiz %100 empati yapamiyoruz. bir yerde hep bize donuyor ve orada beklentilerimize uymadigi icin tepki veriyoruz bence.

Evet çünkü böyle insanlar onu istiyorlar.
Seni sinirlendirip bağırtıp sonra seni suçlamak, sindirmeye çalışmak.

Gülüp geçerek baş edilebilir gibi geliyor ancak böyleleri ile.

Fazlasıyla, birisiyle baş edebileceğimi zannettim iyi de yürüttüm ama eninde sonunda o öfke agresiflik doğuyor insanda ve bu tip insanları gerçekten ne olursa olsun hayatımızda tutmamamız gerektiğini anladım, hani zaten bilinen bir şeydi ama bu tip narsisizme kayan kişilerle uzun süreli muhattap olmanın sonucu başlıktakilerden fazlası olur, erken farkedip kabullenip ona göre davrandım karşılık verdim ama gerçekten sonuçları kendimize zarar oluyor.

evet hocam turkiye'de hizmet veren bir firmadan vps kiralayabilirsin. en dusuk paket ihtiyacini fazlasiyla karsilar. kurulum, vpn gibi konularda bilgin yoksa mesaj at yardimci olurum.

Abi bir gariplik var, ben de yurtdışındayım vpn falan olmadan hepsine giriyorum :/ anlamadim. Acaba spesifik ülke ya da isp mi engelliyorlar?

ben de giremiyorum, ve nasil girecegimi hic bilemiyorum. VPN filan kar etmiyor. ne guzel soruymus. insallah bir cozum bulunur. her resmi site degil ama ihtiyacim olan bir iki tanesine zinhar giremiyorum. daha bugun kardesimden rica ettim.

hastalık bilgilerinize zaten her türlü ulaşıyorlar.

bu biraz şey gibi; iş görüşmesindeki kötü alışkanlıklarınız var mı sorusuna hayır demek gibi. yani aslında vardır ama tutup da orda kendi ağzınızla söylemezsiniz.

(daha bugün bi tss satın aldım 60 yaş üstü biri için, sigortacı arkadaş sağlık sorunum yoktur yaz dedi.)

incikle baya güzel oluyor. onun dışında başka yemeğin yanında ya da tek başına yemedim ben de hiç. her yemeğin yanına uyacak bir şey de tek yenecek bir şey de değil gibi sanki.

Çok severim. Yapması zor değil ama herkes sevmiyor evet evde yaptığımda sadece ben yiyorum severek, evin diğer üyeleri mecburiyetten yiyor doymak için. Niye pirinç değil, niye bulgur değil diye diye yiyorlar

Hastasıyım diyebilirim. Pirinç pilavı sevmem mesela ama şehriye pilavının has ta sı yım, ilk harflerini küçük yazdım diye kahroluyorum öyle saygım, sevgim var.

bulgurdan iyidir ama wow yok bana biraz yagli bi sey canlaniyo parlak. arpa sehriye salatasi cok eyi ama

çok severim. aynı şekilde pirinç pilavını da şehriyeli tercih ederim. ankara tavaya da bayılırım. şehriye sevmek yanlış bir şey değil, tam tersi çoğunluk şehriyeyi hor görerek yanlış yapıyor. ben her ortamda utanmadan söylerim şehriye sevdiğimi.

@ala09

Ben bulgur da severim ya hatta böyle salçalı yapılan bulgur pilavını da pirinç pilavına göre daha çok seviyorum sanırım :d pirinç pilavı güzel yapılırsa severim de vasat pirinç pilavındansa bulgur tercih ederim dhshd

Instagramda bengikurtcebe de çok sever tavuklu mantarlı falan yapıyor arpa şehriyeyi bir ara sayfasına bakarsın.

şehriye dediğimiz şey aslında makarnadır. bu şekilde bakınca şehriye pilavı da kavrulmuş makarna oluyor kimine göre. küçük görülüp burun kıvrılmasının nedeni muhtemelen budur. ben şahsen severim yine de, zaten erişteyi falan da kavurup pişiririm kendim yapacağım zaman.

Sevmem +100

Çook severim, yemekhane hastane menülerinde çıkınca da mutlu olurum. Genelde sade tereyağlı ya da domatesli yapıyorum ben. Çok güzel oluyor. Tane tane oluyor diye hoşuma gidiyor sanırım. Pilavda bulgurda o tane tanelik olmuyor pek, yapışık oluyolar birbirlerine.

Hayatımda hiç yemedim :/

benim sıralamam
bulgur pilavı(başbaşı bulguru)> arpa şehriye> iç pilavı> pirinç pilavı

Varsa yerim, yoksa aramam. Şehriyeli pirinç pilavı ve çorbasını severim.

incik yanında kuş üzümlü falan çekilir de sade yemem. çok yağ çekiyor

Çok severim. Şehriyeli pirinç pilavını da sade pirinç pilavına tercih ederim.

Ben de çok severim ama kafamda makarna olarak kodluyorum, pilav değil.

1- makarna
2- şehriye pilavı
3- bulgur pilavı


pirinç pilavı benim için sıralamada dahi değil.

Şehriye pilavı çok kaygan çiğnemeye müsait değil gibi geliyor bana o pilav/makarna yiyorum hazzını vermiyor bana heyecanlandırmıyor, o nedenle tercih etmem pek.

Çok severim, şehriyeli herşeyi çok severim.

Bayılırım. Pirinç pilavi hiç olmasa da olur.
Ama sevmeyeni çok çevremde.

slow horses iyidir.
izlenmediyse black mirror izlenebilir.
mentalist de güzeldir.

ilk aklıma gelenler bunlar.

sopranos.

Luther.

Homeland

line of duyt

Slow horses

doktorlar genelde gliserin ve çubuksuz düz pamukla temizlediği kadar temizleme tavsiyesinde bulunuyor.

ben ise duşta şampuanla içini iyice yıkayıp, kulak çubuğu ile temizliyorum

doktorum duşta içine iyice su tutup çıkınca da çubuklu pamukla alabildiğine kurulamamı söylemişti. "nası yav yasak değil mi o çubuklar?" diye sorduğumda da, "zaten yıkadın, önemli olan kuru kuru kullanıp kiri ittirmemek." demişti. öyle yapıyorum ben artık güzel oluyor, ama şu an bi tıkanma falan varsa gliserinle yumuşatıp öyle yıkaman daha iyi olabilir.

ben 3-4 ayda bir su aleti kullaniyorum ve inanilmaz temizliyor.

ibb.co

35 yıldır duş sonrası kulak çubuğuyla temizliyorum. herhangi bir kulak problemi yaşamadım.

oksibor diye bir sıvı var eczaneden alıyorum, damlatıp bekletince çözülüyor. gliserin ve oksijenli su karışımı gibi bir şey.

ZETNİKOV TİKİMİ VER FAYDALI BİLGİ VERDİM

doktor ve eczacıyla konustum bana kulak fazla mudahale edıcek bır organ degıl

ıslak mendılle sil gec takıntı yapma dedıler. yorum gelin kankalar :D

duştan sonra bir yaprak tuvalet kağıdı ile kuruluyorum sadece. geçenlerde bir sepeten dolayı kbbye gittim, şırıngaya benzer bir şey ile ilaçlı su püskürterek temizlediler ama bir şey çıkmadı.

Peçete yada kağıt havluyla duştan sonra silmek. Pamuklu çubuklardaki pamuk kulağınıza yapışır birikir içerde tavsiye etmem