[]

ben klock - dj - gitsem mi?

öyle sanki bir kişi git baboli dese kalkıp gidecekmişim gibi o sebeple size sorayım dedim.

hemen bi googlelatıp git/gitme yazarsanız süper olur.

gidecem zaten de mazeretim olun. onu istedim.

soru : gidilir mi? bugün konseri var.

 
sahne adının rahmetli ken block’a benzemesi bile tek başına gitme sebebi olabilir..


  • kaptan memo  (20.04.24 12:11:12) 
gittim guzeldi ama bi on grup vardi allah affetsin


  • duyurukullanıcısı  (20.04.24 13:00:20) 
[]

uygun yollu uluslararası para transferi

arkadaşlar geçen de sormuştum ama cevap alamadım ne yazık ki. wise, adresimi türkiye'ye güncellediğim an hesaplarımı engelledi. para alabilirmişim ama gönderemezmişim filan. hesaptaki parayı da çekemiyorum anlaşılan. daha farklı bir şey lazım.

karşılıklı olarak en ucuz yollu (komisyon, kur farkı vs. bakımından) uluslararası para gönderim şeysi ne olur şu an? letonya-türkiye arası gidip gelecek. karşı tarafın bankası SEB. benimki finansbank ama vakıf filan da olur onu ayarlarım.

wise'ın çalıştığı zamanlardakine benzer başka bi şey yok mu? gönderimin çok hızlı olması da şart değil 3-5 günde gelse yine olur, önceliğim fazla masraf kesmemesi.

transfergo nasıl mesela kullanan oldu mu?

 
[]

AKM'ye arabayla gitmek

Merhaba arkadaşlar, yarın kızım için akm'den tiyatro bileti almıştık. Arabayla Eminönü taksim tarafına hiç gitmedim, otopark vs var mı bilmiyorum. AKM'nin kendi otoparkı ya da çevrede yeterli ispark var mı? rahat park yeri bulur muyum?

Teşekkürler


 
AKM'nin kendi otoparkı var, girişi arka taraftandı sanırım. Google Maps'ten bakarsanız tam doğru yeri gösteriyor araçla giriş için. İyi eğlenceler :)


  • nerdeyim ben  (19.04.24 23:47:34) 
[]

Tansiyonunuzu ölçer misiniz?

Yüksek tansiyon çoğunlukla belirtisi olmayan bir durum
Tansiyon hastaları hasta olduklarını tesadüfen öğreniyorlar. Siz en son ne zaman tansiyon ölçünüz? Niçin olcmuyorsunuz? Yaşım küçük tansiyonum normaldir diye mi düşünüyorsunuz?



 
Bir sıkıntı hissedersem kendimde o zaman ölçüyorum.


  • rock n roll  (19.04.24 18:29:39) 
her doktora gittigimde olculuyor, asagi yukari 6 ayda bir doktora ugruyorum.
senede bir de kan tahlili yapiliyor, rutin kontrol.
hic kendim olcmedim.

41E
  • cooperr  (19.04.24 18:32:30) 
Kalp sorunlu olduğu için sık sık ölçmek zorundayım da, bir gün bir arkadaşa gel seninkini de ölçeyim dedim. Ölçtüm. Yok yahu yanlış oldu bir daha ölçeyim dedim. Yine ölçtüm. Ayağa kalkabiliyor. Başı falan ağrımıyor. Galiba benim alet bozuk dedim. Eczaneye götürdüm. Sonra da hastaneye götürdüm direkt. Hiçbir şikayeti yoktu. O gün bugündür ilaç kullanır.

Not: Eczacı da doktor da Yanlış oldu deyip ikişer defa ölçmüştü.
  • Mirket  (19.04.24 19:00:58 ~ 19:05:45) 
Bir şeyleri ölçmek gibi bir hobim var. Sadece tansiyon değil; şeker, oksijen seviyeleri, nabız takibi, uyku süreleri gibi şeylerin da kaydını tutuyorum. Ayrıca evde sıcaklık, nem değerlerine düzenli bakarım. Bununla da bitmiyor luxmetreyle evdeki ışık değerlerine de bakıyorum. Bitti mi? Hayır, sıvılardaki tuz oranları için refraktometre kullanıyorum, yemek termometresini saymaya lüzum yok. Bitki toprağı için de nem ölçer... Daha da var. Ben de bu tarz bir manyağım işte.

Ama her neyse, tansiyonumu ölçüyorum evet :D
  • akhenaten  (19.04.24 21:01:20 ~ 21:02:59) 
@akhenaten
Tdsmetre de işe yarayan bir şey. Tavsiye ederim. Bende var. :)

www.hepsiburada.com
  • Mirket  (19.04.24 21:39:00) 
Böyle şeylerin saplantı haline geleceğinden korktuğum için ancak bir sıkıntı olduğunda ölçüyorum.


  • eisberg  (19.04.24 21:43:32) 
[]

Garanti için PS5i yurt dışına servise göndermek

Merhaba

Benim Ps5 Slim Amerika'dan alındı. 2 hafta sonra grafik kartı bozuldu oyunlarda çizgiler çıkıyor ya da hata veriyor oyun kapanıyor.

2024 itibariyle Sony yetkili servisleri yurt dışı cihazları Türkiye'de garanti kapsamına almıyormuş.

Buradaki teknik servisler ücretiyle bile olsa biz yapamayız diyor almak istemiyor. Tekrar Amerika'ya gitme gibi bir durumumuz da yok.

Sorum şu;

Ben cihazı biriyle Yunanistan'a ya da Almanya'ya teknik servise göndersem garanti kapsamında işlem yapılabilir mi?

Kargo ile Amerika'ya teknik servise göndersem kargo maliyetleri tahminen ne kadar olur ya da servis bu şekilde kabul eder mi?

Başına böyle bir şey gelmiş olan var mı?

 
göndermek ve yaptırmak değil de geri getirmek problem olabilir. Tahminen devlet vergi almaya kalkacak ve fiyatı 150 euro üzeri olunca %20 vergi vereyim desen bile getiremeyeceksin. 150 euro üstünü ticaretmiş gibi işleme sokuyorlar.


  • nhk ni youkosu  (19.04.24 19:25:54) 
Nhk +1

Burada bir yolunu bulman gerek mecbur gondermeyi unut ne yazik ki
  • floydian  (19.04.24 21:45:10) 
[]

İşten çıkarken performans günü kod yağ

Selam inciciler ve ik profesyonelleri,

14 sene sonunda yurtdışı sebepli işten çıkmam lazım, kıdem vb istedim ama vermek için performans kaynaklı çıkış verip arabulucu ile Alman lazım dediler. Ayrıca sebep olabilmek için de birkaç performans düşüklüğü gösteren mail yapılacakmış.sozel olarak bir sorun olmayacağını belirttiler. Mevzu bahis 550k tl.alip hemen döviz yapıp yurtdışı bir süre idare edecek.

Diğer türlü tazminat alamazsın dediler. Dava vb İki sene para değerini kaybedecek üstelik aynı para alicam.
Eşimin görevi sebebiyle olası iş çıkışı sonrası yurtdışı çıkışım olacak zaten.
Dönersek Tekrar yeni bir firma başlarsam bunu bu şekilde açıklayabilir miyim? Fmcg Firmalar nasıl düşünür?
Bu önerileri iyi mi çözemedim. Diğer türlü kendileri izah edemiyormus.
Dönüşte biz de burdaysak senle çalışırız bizim için önemli degil dediler.

 
performans düşüklüğü diye bir çıkış kodu yok. o yüzden size yardımcı olmak için şirket iç prosedüründe böyle bir yola gidiyorlar sanırım.

bir nevi üst yöneticilere anlatırken kılıf uydurmak.

bence sakıncası yok. ben hemen her değişiklikte tazminatımı alıp çıkarım. sonraki pozisyonda yeni firma ik'ları görüşürse kağıt üstünde performans düşüklüğü gözükeceği için o problem olabilir. ama ben ik'lar arkadaş falan değilse görüştüklerini hiç görmedim.

alın geçin derim.
  • artci sarsinti  (19.04.24 17:55:24) 
Ben de madem öyle 14 yıl aynı şirkette nie çalıştırmışlar diye kendimi savunurum diye düşünüyorum. Gerekirse Arasin sorsun ik. Kötü bir şey soylenmez.


  • cakmayazar  (19.04.24 19:52:42) 
Çakmayazar +1 alın geçin


  • Kediyi üzdün  (20.04.24 01:39:53) 
[]

Bu saat nasil

www.swatch.com

Ilk defa boyle bi soru sordum.
Kucukken babam arada dogum gunlerimde bana swatch saat alirdi.
Saat tutkum yok ama bu acidan bi swatch sevgim var.
Basit tasarimlari seviyorum.

Kendime de bi sebepten bi hediye almak istiyorum. Bi nevi odul olacak bana.
Bunu alayim mi?
30+ kadin icin komik mi sizce. Cocuksu mu?
Veya cok gosterisli bi renk mi?

 
30+ için çocuksu.


  • adivar  (19.04.24 16:02:21) 
ben de sade seviyorum, model iyi ama rengi farklı seçmeniz lazım.


  • candide  (19.04.24 16:13:06) 
Böyle çocukça tasarımları severim, herkes sevmez tabi


  • grimavi  (19.04.24 16:17:53) 
güzel saat alınır, komik ya da çocuksu değil, çok gösterişli de değil tam kıvamında bence.


  • gule gule  (19.04.24 16:36:27) 
baya kötü :(


  • robert bosch  (19.04.24 16:37:06) 
saatin kendisi de kötü renk de kötü. ucuz duruyor bir de.


  • elorelia  (19.04.24 16:39:21) 
swatch severim ama bu dandik çocuk saati gibi duruyor.


  • sir gawain  (19.04.24 17:31:40) 
Elorelia ve sir gawain: swatchun olayi o zaten cogu modelinde. Renge odaklanalim, renk oksa alicam :)


  • Kittie  (19.04.24 17:33:05) 
Bence de gayet tatlı. Seviyorum Swatch tasarımlarını, alınır


  • bir fincan kahve ile film izlemek  (19.04.24 18:09:27) 
turuncu, fosforlu yesil, civciv sarisi vs..bunlar iddiali renkler.
Serra Yılmaz kafasinda bir hatunsa takan olur.
Yoksa bir $eye kelebek konmus gibi de olabilir.
tikkat etmek lazimdir.
  • cooperr  (19.04.24 18:24:03) 
Hocam bu çok kişisel bi karar. Kendinize güvenin. Hoşunuza gittiyse alın. Dış kapının dış mandalıyız biz. Neden burada dışarıdan görseniz tarzını beğenmeyeceğiniz insanlardan fikir alıyorsunuz. Belki de biz kısa kollu çizgili gömlek giyen, kösele ayakkabı giyen biriyiz. Gerçekten fikrimizi merak ediyor musun?

Benim fikrime gelirsek, Tarzı böyle olan insanlara bu tarz saatler çok yakışıyor. baya güzel saat, ben de alıp takardım bu rengi. Bence kotla ve beyaz renkli üstlerle falan baya güzel durur.
  • zimbirik  (19.04.24 18:29:28) 
Swatch bence tam olarak böyle renklerle alınması gereken bir saat. Bu renk elbette her zaman her yerde kullanılmaz ama iş ortamınız elveriyorsa uygun giyimle bence gayet güzel kombine edilebilir. Hafta sonu ve tatiller için zaten harika bir renk.

Swatch az paraya güzel görünecek saatler üreten bir marka. Bu tip aykırı renkler Swatch ve benzeri markalara çok yakışıyor. bir Rolex ya da Omega alacak olsanız elbette böyle bir renk olmaz ama Swatch bu renklerin saati. Beğendiyseniz alın.
  • 10551037  (19.04.24 18:30:16) 
Öncelikle benim tarzım değil ama mümkün olduğunca objektif yanıt vermeye çalışacağım:

1- Bu serinin Sky rengini daha çok beğendim jeanslerla kombinlenmesi daha rahat olur bence ama ben bu seriden ziyade diğer serileri tavsiye ederim aşağıda başka linkler de vereceğim:
www.swatch.com

2- Dersen ki ben zaten rengi için böyle bir tercih yapıyorum canlı/renkli bir renk olsun spor olsun dersen şu nasıl bence renk olarak yakalaması zor bir seri ve orijinal bir renk:
www.swatch.com
(bu şarap rengi seriyi başka markada bile bulması çok zor mesela çok orijinal durur)

şu şeffaflılar herkes beğenmeyebilir ama bunun renk kodu da güzel mesela:
www.swatch.com

şu bütçenin bir tık üzerinde ama kadranı çok güzel :
www.swatch.com

Mesela bunların yanına gold rengi ya da beyaz incili boncuklu takıyla bile hemen sportif havayı kırabilirsin ve çok daha rahat çeşit çeşit kıyafete uyarlayabilirsin. Turuncunun kullanım alanı çok dar çünkü çizgilerinden ötürü tamamen enerjik ve sportif bir tarzı var. Kullanacağın durumlara göre karar ver.
  • titanic kemancısı  (19.04.24 19:25:37 ~ 19:55:54) 
kadınsan soruya gerek bile yok. Kadınlar her şeyi kendilerinde hoş gösterebiliyorlar. Enerjik çocuk ruhlu kadın olursun ne olacak.

Ayrıca mesela Dan Brown romanlarındaki profesörün mickie mouse'lu saat takması gibi, alanında uzman vs. biri aşırı çocuksu veya saçma bişey yapınca da cool durabilir. Senin nasıl taşıdığına bağlı.

edit: titanic kemancısı güzel örneklerle gelmiş.
  • nhk ni youkosu  (19.04.24 19:27:43 ~ 19:28:45) 
TV ya da bilişim sektöründe değilsen kötü bence.


  • nawar  (19.04.24 19:38:28) 
[]

rdr 2 çift at

selamlar.
her yere benimle gelen 1 at daha var oyunda. normal mi bu? adı temporary horse ama kendi hep benimle. yine de ona hayvan falan yüklemeye çekiniyorum kaybolur diye.

bi de oyunda gece dağda bayırda uyumak sıkıntı değil mi? kamp kurduğum yerde uyumak güvenli değil gibi. param çalınmasın diye atacağım bi banka vs yok mu cepte 200 dolarla geziyorum çalınacak diye ödüm kopuyor.

 
O atı ya sat ya da ahıra götür bırak. İki-üç atın varsa ahırda tut. Eğeri hangisine yüklersen o senin asıl atın oluyor.

Dağda bayırda uyumak tehlikeli (!) olabiliyor, aranıyorsan bounty hunterlar geliyor veya bölgeyi sahiplenmiş çeteler basabiliyor. Bankaya para koyma diye bir şey keşke olsa ama gerek yok, çalınacak paran belli zaten, en büyük çalınma olayı oyunda sadece 2 yerde meydana geliyor, onda da geri dönüp adamları haklayıp alabiliyorsun.
  • Huan8  (19.04.24 16:03:09) 
Parayı dert etmeyin ya ileride harcayacak şey kalmıyor bence

Dağda uyudum o kadar hiç sıkıntı olmadı. En fazla uyanınca bounty hunterlae yakında oluyor, yani gece uykudan çatışmanın içinde uyanma ya da gece geldiler çaldılar paranı vs durumları yok
  • jülsezar  (19.04.24 16:14:43) 
[]

Philips 55pus 8057 , Toshiba 55UA2263DT 55

Biri 13 biri 25 bin .
Bu kadar ne farkı olabilir arkadaşlar .
Yakın zamanda alan varsa,
55 inç tv tavsiyesi verebilir mi ?

 
ekran teknolojisinde fark olabilir, olmayabilir de ikisine de led diyor yani oled, crystal vs. özel bir teknolojik fark belirtmemiş. tv gibi cihazları görerek almak lazım.


  • orpheus  (19.04.24 16:46:03 ~ 16:46:43) 
Toshiba vestel üretimi bir cihaz bende vetsel üretimi jvc var malzeme kalitesi yerlerde sürünüyor. Philips sin son zamanlarda nasıl bilmiyorum ama bende 13 yaş üzeri olanın kalitesi gayet yerinde. Philips üzerinde ışık sensörü var ekran parlaklığını az ışıkta düşürerek enerji tasarufu sağlıyor. Ambilight özelliği alışırsanız bırakmak istemeyeceğiniz bir özellik oluyor ama philipsten başka markada yok.


  • Sir Anthony Hopkins  (19.04.24 17:20:12) 
[]

Montun su geçirmez olduğunu nasıl anlarız?

New balance ın bir montuna sahibim. Yağmur yapdığında şapka üzerinde su damlaları olduğu gibi duruyordu 20 dakikadır. Ama bunları elimle silkelediğim zaman monttaki ıslanmayı hissettim. Su geçirmez montta bu ıslaklık da mı olmuyor, kıstas nedir?




 
Su geçirmezlik ve su iticilik iki ayrı özellik. Anlattığınıza göre üründe su iticilik var gibi gözüküyor, bu da su geçirgenliğini azaltır ancak sıfıra indirmez.

Ürün özelliklerini görebildiğiniz bir yer varsa water-proof yazıyorsa su geçirmeztir. Water repellent yazıyorsa su iticidir.

Su iticilik kumaş üstüne uygulanan bir kaplamadır ve zamanla özelliğini yitirebilir.
  • PoscheN  (19.04.24 15:22:25) 
[]

Arabanızda akü şarj cihazı bulunduruyor musunuz?

Beklenmedik bir anda akünüzün bitme ihtimaline karşı aracınızda akü takviye cihazı bulunduruyor musunuz? Sizce gerekli bir şey mi? Evetse önereceğiniz bir marka veya ürün varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.




 
takviye kablosu var sadece. şarj cihazı olsa iyi olur da onun şarjını sürekli takip etmek lazım. lazım olduğunda şarjı bitik olursa bir işe yaramaz.


  • inheritance  (19.04.24 14:05:53) 
Ortalama akü ömrü 5 yıl ve bitmeye yakın marş sesinden anlaşılıyor. Biterse de etraftan kablo bulunur gibi geliyor bana. Bunun için şarj cihazı taşımak manasız bence.


  • Piukh  (19.04.24 14:21:06 ~ 14:21:57) 
Hayır. Kimse bulundurmuyor. Sadece oto elektrikçilerde, araba tamircilerinde var. Normal kullanıcı için gereksiz.
Çok az insan takviye kablosu taşıyor. Bir tahminde bulunsam arabaların %5'inde vardır takviye kablosu. Bence onu da taşımak gereksiz.
Akü bitmeden anlaşılıyor veya bitince bir çözüm bulunuyor. Çok düşünmeyin.
  • michael_knight  (19.04.24 14:44:22) 
bizde var, bir sabah araba calismayip etrafta yardim edebilecek kimseyi de bulamayinca almistik. daha sonra bir benzinlikte yine araba calismayinca kullandik ve cok isimize yaradi. pahali bir sey degildi, ydisindayiz 90 euro'ya almistik. bence gayet gerekli bir sey.

yani tam olarak sarj cihazi mi bilmiyorum ama arabayi calistirmak icin aküye baglanan batarya gibi bir sey, ikinci bir arabaya gerek kalmadan arabayi calistiriyorsunuz yani.
  • mamu  (19.04.24 14:57:59 ~ 14:58:56) 
Bende de yok ama olsa fena olmazdı. Ne olur ne olmaz.


  • prole  (19.04.24 15:17:30) 
Ben bulundurmuyorum ama başıma şöyle bir arıza geldi tecrübe olarak yazayım :D
Seyir halindeyken tıklım tıklım trafiğin içinde birden akü lambam yandı, arka camım buğulandı filan noluyor diye stres oldum. Arabayı çekebileceğim hiçbir yer yok o an, sıkışık trafik ve tek şerit-tek şerit kilometrelerce tıkalı yani orda durmamın imkanı yoktu, dursam herkes döverdi beni adgsfs. Neyse belki stop etmez diye dua ederek 2-3 km daha ilerleyip sağda ara bir sokağa girip zar zor çektim, hata devam ediyor tabi sürekli. O sırada gaz yememeye başlamıştı bir de. Arabayı durdurdum biraz bekledim tek yapabileceğim şey o an açıp kapattım, eve az biraz mesafe kalmıştı. Açarken tekrar akü hatası vermedi start stop hatası verdi, sonra dedim eve götüreyim servisi arayım.

Benim arabamın aküsünün içinde bir teli kopmuş, muhtemelen ilk alırken değiştirmişlerdi ve 4000 km sonrasında filan ortaya çıktı diye tahmin ediyorum. Sonra orijinal Varta akü ile değiştirdim tamamen düzeldi. Başınıza böyle bir senaryo da gelebilir tecrübe olarak yazayım dedim. Akü içinde arızası batarya kaynaklı değildi mesela ve şarjı bitmeden azalmaya yakın mutlaka gaz yememe gibi belirti verir diye düşünüyorum çünkü enerji üretmiyor, hissedersiniz. Özellikle son anlara doğru benzini su gibi yutuyor ve benzin çok hızlı bitiyor. Gaza basınca araba kendini itekliyor geri kaçıyor filan :D
  • titanic kemancısı  (19.04.24 16:00:25 ~ 16:14:04) 
5 yılda 1 başınıza gelecek iş için cihaz alınmaz. Sonuçta Alaska'nın kırsalında ormanda kulübede yaşamıyorsunuz. Yaşıyor musunuz yoksa?


  • Huan8  (19.04.24 16:08:01) 
bulundurmuyorum, yol ortasında 220 volt priz denk gelmeyeceğine göre akü şarj pek işime yaramaz. araç takviye ile çalıştıktan sona elektrik sisteminde-aküde bir arıza yoksa zaten aküyü şarj edecektir.

çekme halatı, akü takviye kablosu ve elektrikli kompresör var.
  • orpheus  (19.04.24 16:48:26) 
bir kaç sene önce akü bitince takviye kablosu almıştım yakındaki bir benzinlikten. hala o duruyor, yeter bence.


  • co2s2  (19.04.24 17:09:46) 
Takviye kablosu bulunduruyorum, bence yeterli


  • mirty  (19.04.24 20:55:25) 
kaç sene evvel BIM in verdiği Polo Smart akü takviye aletini almıştım. 2 kere lazım oldu ikisinde de kurtarmıştı beni.
onun haricinde ışık kaynağı ve powerbank olarakta kullanıyorum.

tavsiye ederim bu tip şeyler öyle bir yerde kalıp bir kere lazım olur onda da işinize yarar.
  • gibicibicis  (19.04.24 20:57:21) 
[]

power bi pro'da rapor publish etmek

şirketçe power bi'a geçme hazırlığında olduğumuz için yeniyiz kurcalaya kurcalaya çözmeye çalışıyoruz bazı kısımları. şöyle bir derdimiz oldu bir departmanla ilgili raporları paylaşmak için o departmana özel yeni bir workspace oluşturduk. o departmanın çalışanlarına o workspace'de yetki verdik. ardından oraya publish ettik raporu. ancak biz istiyoruz ki o workspace'deki yetkili kullanıcılar kolay bir şekilde paylaşılan raporu desktop uygulamasında açabilsin. desktopta ve web service kısmında paylaşılan raporlara ait bir klasörleme olsun vs. mesela one drive'da paylaşılan excel'i direkt uygulaamda aç diyerek açabiliyorlar ama burada indirmek gerekiyor. ve esas sıkıntı şu indirip değişiklik yaparsa tekrar aynı adda publish etmesine izin vermiyor. raporu güncellemek isteyecekler belki o departmanın çalışanları ama bunu nasıl yapacaklar. belki bir republish seçeceği vardır bir yerde onu çok araştırmadık ama son kullanıcıdan bahsediyoruz burada direkt gelmediği için o republish butonu sıkıntı son kullanıcıya mümkün olduğunca az kompleks bir çözüm bulmak lazım çünkü.




 
selamlar, raporu indirip öngördükleri değişiklikleri yapıp republish etcekler, bunun nesi zor onu anlamadım açıkçası. aynı ada sahip olsa bile overwrite'a emin misin diye soruyor pbi sen de evet diyosun ve yenisini eskisiyle değiştiriyor.


  • makarnavodka  (19.04.24 13:51:09) 
dün müdürümle birlikte inceledik. overwrite yapmaya çalıştığımızda uyarı verdi aynı isimde bir dosya zaten var ya yeniden yayınlayın ya da dosya adını değiştirin diyerek. ama yeniden yayınlama seçeneği de orada çıkmadı. bugün kendim tekrar denedim replace seçeneği çıktı onu seçince üstüne yazdı direkt. dün neden öyle oldu ki anlayamadım şu an.


  • semaforo de medianoche  (19.04.24 14:24:48) 
raporun bağlı olduğu dataset ile ilgili bir hata oluşmuş olabilir, bir rapor publish edildiğinde hem raporu hem de semantik dataseti ayrı ayrı yayınlıyor. dataset'in adında da değişiklik olursa çakışma yaşanabilir.


  • makarnavodka  (19.04.24 14:56:03) 
ancak power bi desktopa indirip, tekrar publish edilen seçenekte her zaman birbirlerinin değişikliklerini ezme riski olacak.


  • PoscheN  (19.04.24 15:29:28 ~ 15:32:25) 
@poschen: sanırım onun için ya ilgili departmanda 1 kişiyi editle görevlendirmek lazım ona olmaz diyorlarsa da direkt web servisten editlemeli gibi bir kural koymak gerekecek sanırım.


  • semaforo de medianoche  (19.04.24 15:36:23) 
yaptığınız şey çok riskli çünkü ekipte atıyorum 10 kişi varsa 10 kişi raporu indirip değişiklik yapmasın. herkes birbirinin raporunu ezebilir. ekip bir şey istediyse yetkili kişiye istekle giderler o yetkili değişikleri yapar.

raporları embed ederseniz herkes erişir. sizin çalışanların rapora dosya içerisinden erişmesine gerek yok. ya da raporu powerbi.com üzerinden paylaş dediğinizde mail adreslerine link gider o linkten erişebilirler.

developer tarafına erişmelerine hiç gerek yok. raporu indirmek falan çok anlamsız olur şu durumda.
  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (19.04.24 15:45:16) 
Yanlışlıkla yazdığım mesajı editledim. Kısaca tekrar yazayım.

Kullanıcılar yapacakları değişiklikleri web üzerinden yapabilir. Raporun içinde edite tıklayarak bunu yapabilirler. Bu durumda yeni measurement, column ekleyemezler. Dax formülleri yazamazlar. Yeni veri import edemezler, import edilen tabloların birbiri ile bağlantılarını yapamazlar.

Ne yaparlar? Görsellerin yerini değiştirebilir, yeni görsel ekleyebilir, mevcut görsellerin içerisindeki verileri değiştirebilir, filtreler ekleyebilir, yeni sayfa açabilir, burada yeni bir rapor oluşturabilir vs. Ancak bunların hepsini mevcut veri modeli ile yaparlar.

Kullanıcılar ileri düzey ve yapacakları değişiklikler de ileri düzeyse. Dax, measurement, veri import, data modelling vs yapacaklarsa, bu durumda en uygunu ortak bir admin hesabı açıp, power bi desktoplarda da bu admin hesabı ile giriş yapmaları ve publishi yine bu hesap üzerinden yapmaları olur. Kendi hesaplarından da raporları inceleyebilirler. Ancak tüm geliştirmeler admin üzerinden yapılır.
  • PoscheN  (19.04.24 15:48:19) 
@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili: daha önce başka bir bi toolu kullanıyoduk power bi'a geçtik çünkü eskisi merkeziydi ve fazla admin lisansı almak istersen çok pahalıya geliyordu. ancak diğer departmanlar da raporları kendileri düzenleyebilmek istediği için ondan çıkıp power bi aldık. tam olarak ne kadar değişiklik yapmak istediklerini bilmiyorum henüz orada power bi'dan çok iyi anladığını söyleyen birisi varmış o yüzden developer kısmına da erişmek isteyebilirler. yüzlerce kişi çalışmıyor departmanda max 10 kişilik falan dersek burada görev dağılımı net bir şekilde yapılabilir diye düşünüyorum ezme olmadan 1 kişiyi yetkilendirerek. gene de dosyayı sharepoint'e bağlayıp oradan checkin falan yaptırarak indirtmeyi düşündük onun için de.

@PoscheN: ya aslında bana da çok indirmeye gerek olmayacak gibi geliyor sadece 1 kişi yapar onu yaparsa yukarda yazdığım iyi bildiğini iddia eden kişi o da. desktopta geliştirme işi 1 kişiyle sınırlı kalırsa çok da abartmaya gerek yok mevzuyu ama benim müdür niyeyse herkes indirip düzenleyecek gibi bir düzen kurmaya çalışıyor anlatamadım buna gerek olmayacağını ama projeye benden çok daha hakim olduğu için çok da yüksek tondan iddia etmek istemiyorum ne kadar biraz abarttığını düşünsem de. belki benim bilmediğim ya da gözden kaçırdığım bir nokta olabilir diye.
  • semaforo de medianoche  (20.04.24 15:06:17) 
[]

uzun uçuşlu yurtdışı seyahati öncesi tavsiyeler?

12 saatlik uçuş ile 8 günlük bir seyahat planım var. Hiç bu kadar uzun süre ve uzun uçuşlu gitmemiştim ve şu an biraz araştırma için de dar zamanım var ama halledeceğim, belki burada da tecrübeli olanlar varsa diye sormak istedim. Nokta atışı hayat kurtaran tavsiyeleriniz varsa çok iyi olur. Aklıma ilk gelen uçuş yastığı ve seyahat dikey ütüsü oluyor, otellerde filan oluyormuş ama orada belki bulamam diye fikrinizi almak istedim.
Bavul güvenliğim için ne tavsiye edersiniz ?

Gidilecek ülke: Güney Kore.

Priz dönüştürücü götürmem gerekiyor mu F tipi yazıyor aynı sanırım yine de emin olmak istedim?

 
voltaj ve priz tipi bizdekiyle aynı, herhangi bir adaptör gerekmiyor. temiz bir ülke fazla yabancı marka göremezsin ama starbucks ve pizza hut yaygın. yeme-içme fiyatları pahalı. pizza kola 30-40usd tutar.


  • orpheus  (19.04.24 13:28:02 ~ 13:29:32) 
havalimanina gitmeden bir bakkala, markete ugrayip su, biskuvit, meyve abur cubur alisverisi yap.


  • buenosdias  (19.04.24 13:29:49) 
uyurum diyorsanız uçakta, göz bandı kulak tıkacı iyi olabilir.

bavul güvenliğini hangi aşama için soruyorsunuz, bavulla birlikte trenle gidecekseniz bavulu gören bir yerde oturun, kilit takmak da havaalanı görevlilerin açıp alacağı varsa onu engeller. onun dışında otobüste vs yapacak bir şey yok.

ayırt edici büyük bir şey yapıştırabilirsiniz (sticker) ya da ip kuşak bağlayabilirsiniz başkasının benzetip almaması için

geçen sene video vardı, fransada harekt halindeki flixbus otobüsünden bavulları alıyorlardı, yanında koşup
  • jülsezar  (19.04.24 13:40:10) 
Ağrı kesici,
Uçağın sesi rahatsız ediyor, kulaklık veya kulak tıkacı.
Korede hava çok değişkendi, ona göre hazırlıklı gidersin.
Bel çantası, omuzdan çapraz as, ben heryeri böyle gezdim.
Kore bana pahalı gelmişti.
1 yıl Kozmetik alışverişi yapmamıştım koreden alırım diye, bir sürü şey aldım hoşuma giden 3-4 tanesi. Çocuk oyuncağı gibi ürünleri, çok bişey bekleme.
Seulde metro yerine minibüsler var, bence metrodan daha kolay-kullanışlı. Kentkart lazım, havaalanında var mı bilmiyorum otobüs için, büfelerden de alabilirsin.
Ben seul’ü google mapsle gezdim, ama belki kendi uygulamaları daha faydalı olur başka yerlere gideceksen.
Ütüyü otelden istersin.
Airtag atabilirsin valize.
  • durgunfoton  (19.04.24 14:55:09) 
THY uzun uçuşlarda seyahat seti veriyor uçak içinde. terlik, göz bandı, kulak tıkacı ve yastık.
Uçuştan önce biraz uykusuz kalırsanız daha rahat uyursunuz. Zaten uçuş başlayınca bütün güneşlikleri ve ışıkları kapatıp uçağı karartıyorlar, ben çok zorlanmamıştım uyumakta. Telefonunuza, tabletinize offline izleyebileceğiniz film, dizi vs yükleyin, uyumadığınız saatlerde izlersiniz. olmadı uçağın eğlence sisteminde de filmler falan oluyor ama zevkinize uyar mı bilemem tabi.
telefon için kulaklık unutmayın. uçuş için aklıma gelenler bunlar.
  • mustafakesekci  (19.04.24 15:03:15) 
g.kore'ye ineceğiniz yerel saate göre bir uyku planlayın uçakta. silikon tıkaçlar yardımcı olur. uçakta dağıtılacağına güvenmeyin, yanınızda olsun bir iki çift. ucuz bir şey.

ütü ben olsam almam, gereksiz yük. uçuş yastığı, şişenlerden değilse, yine gereksiz yük (hacim)

bavul güvenliğinden ne kastettiğinizi anlamadım ama şöyle diyeyim. bavulun fermuarlarına takacağınız kilitler 1-2 sn içinde kırılıyor ya da kilitle uğraşmayıp bavulu yarıyorlar bir bıçakla. bavulun ceplerine herhangi bir şey koymayın, en kolay ulaşılan yer. bavula illa değerli bir şey koyacaksanız, fermuar açıldığında hemen görünen bir yere değilde, en dibe bir yere koyun. mümkünse bir şeye sarın, ne olduğu hemen anlaşılmasın.

en önemlisi de, çantanızı bavulunuzu gözünüzün önünden ayırmayın.
  • co2s2  (19.04.24 17:20:46) 
uzakdoğu seyahatlerinde en önemlisi kabin bagajı güvenliği. bunun için özel hırsızlık çeteleri var.
bizim bir genel müdür, koleksiyon saatlerini ve yüklüce parasını çaldırmıştı. hatta 1 dolarları ayırmışlar onları almamışlardı. düşünün öyle bir rahatlık. o yüzden çok değerli eşyaları sırt çantasına ve koltuğun altına koyabilirsiniz, ya da boşsa yan koltuğunuza vs.

  • artci sarsinti  (19.04.24 18:00:55) 
Bu tip uçuşlarda yapılabilecek en güzel şey uyumak. Geçen ay Osaka'ya 9 saat uçtum, uyuyamadığımdan yolculuk bitmek bilmemişti. Tokyo'dan dönüşüm 12 saat sürdü ama uyuduğumdan daha çabuk geçmişti. Uçakta alkollü bişeyler içersen rahat edersin.

Uyumak için uçakta koltukta başımızı yasladığımız yerde baş sabitlemek için bir aparat var sağdan ve soldan onu katlayınca başın düşmeden uyuyabliyorsun (umarım anlatabildim). Bineceğin uçakta bu yoksa yolculuk yastığı iyi olur. Boynun düşmemesi lazım yoksa uyunmuyor. Katar Havayolu uçaklarında bu dediğimden oluyor. THY'yi bilmiyorum.

Telefonuna dizi indirebilirsin, o da zaman geçmesine faydalı oluyor.

Arada bir yürü, uçakta tur at. Bacaklar uyuşuyor. Koridor tarafında oturmanı tavsiye ederim, oturup kalkması kolay olur.

Konfor için göz bandı, kulak tıkacı, battaniye, uçuş çorabı gibi şeyler uçakta verilir.

Bavul güvenliği noktasında yanından ayırmadığın sürece birşey olacağını sanmıyorum.

Ütü konusuna birşey diyemeyeceğim ben ütü gerektiren bir giyecek götürmüyorum. Senin için çok önemliyse yanında götürmen iyi olur.
  • Lethe  (19.04.24 21:05:08) 
[]

Kamp 101

Şimdi ben şu ekonomide tamamen acemi eğlendiren bir kamp işine girişsem zorunlu ekipmanlar ve diğer masraflar dahil ne kadar bütçe ayırmam gerekir?

Bu soruya cevap veren tecrübeli arkadaşların giriş sseviyesi ekipman alışverişi konusunda tercihlerini okumaktan da mutlu olurm.

[Bahar yaz aylarında Haftasonu kampı gibi bir şey için. 2 kişi.]

 
Soru tam olarak şöyle mi?
İki kişi 2 günlük kamp yapmak için kaç liralık donanım gerekiyor?

Cevap için kamp vahşi doğa kampı mı, kamping kampı mı sorusunun cevabı gerekiyor.

Bir de A101de de kamp malzemesi var, ithal olan da var. Hangisi?
  • Mirket  (19.04.24 12:27:46) 
Acemi birine vahşi doğa kampı öneriliyorsa olabilir ama yok hocam sen bir git güvenli alana çadırını kur bir deneyimle diyorsanız camping site.

O yüzden açık bıraktım o kısmı.

Diğer hususlar da benzer.
  • Lubb  (19.04.24 12:35:44) 
Kampcılıkla ilgili üyesi olduğum başka bir gurupta var öyle ilk kampını dağda yapmak isteyenler. Bana da çok akıllıca gelmez.

Ben malzemeyi yazayım fiyat ve kalite muazzam değişiyor. Ona internetten sen bak. Bir de kampinglerde özellikle şehre yakın olanlar ve özellikle haftasonları çok uçuk olabiliyor. Otele gitsen çok daha ucuz fiyatları veriyorlar.

3 kişilik çadır.
İki ayrı şişme yatak veya şişme mat.
Alta sermelik mukavva olsa iyi olur. Yoksa onun için de mat gerekir.
İki kafa lambası.
Bir çadır lambası.
Yeme içme malzemesi keyfe kalmış. Kahve tadını iğrençleştiren tahta muglara bayılıyo mesela herkes.
Mangal teşkilatı varsa kömürü tavuğu falan oralardan temin edersiniz.
Tuvalet kağıdı sabun falan bulundurun bence.
Hava durumuna göre uyku tulumu veya ucuzundan hem alta hem üste polar battaniye
kamp sandalyesi, masası, araba varsa tabi.
Elektrik hep problemdir powerbank
Kahvaltılık. Ben zeytini peyniri haşlanmış yumurtayı domates, salatalık biberi, günlük dozlarda kilitli poşete, onu da saklama kutusuna koyuyorum. Bozulacaklar için bagajda hep strafor kutum, buzlukta da buz akülerim hazırdır.
Benim iki kişilik tabak, çatal, bıçak, mug takımı var. Sen tek kullanımlık al.
Hatun kişiler led lamba ve mum olayına bayılıyor. Led lamba, şu yılbaşı ağaçlarına dolananlardan. Çadır önüne asarsın.
Aklıma gelen olursa eklerim.

Kamp yeri bakarken, yakında 3 harfli market var mı konusu çok önemlidir.
En usta kapçının bile daima bir eksiği vardır. Murphy kanunu
Çadır önüne eşya ve özellikle ayakkabı koymayın. 4 ayaklı dostlarımız tekini alıp götürmeye bayılır.

İnsanlar ilk gittikleri kampta ya bu işe aşık olur ya da kamp işinden nefret eder. Bu nefret edici tayfanın elinden sadece bir kez kullanılmış kamp malzemesini 2. el olarak almaya bakın.
Kampın cafesi varsa bile pahalıdır. Çadır önünde bir şeyler içmek çok zevklidir. Malzemeniz olsun.
  • Mirket  (19.04.24 12:55:44 ~ 13:05:37) 
Instagram storynize "çadırını ödünç alabileceğim arkadaşım var mı?" diye sorun bence.
Çoğu insan böyle konularda yardımcı olmayı sever.
Çadırı ödünç verecek kişi şişme yatak da ödünç verir, diğer malzemeleri de ödünç verir. Nereye gidebileceğinizle ilgili tavsiye de verir.

Eğer bu ödünç alma işi olmazsa çadırı da, yatağı da kiralayabileceğiniz bir kamp alanı ile başlayın. Her kamp alanına telefon etseniz çadır ve yatak ellerinde olacağına ve kiralayacaklarına eminim. Siz de sadece geri kalan eşyalarınızı taşırsınız ve bu işi öğrenmeye başlamış olursunuz.
  • michael_knight  (19.04.24 13:01:16) 
Once suyu ve tuvaleti olan bi cadir alaninda 2 gece kalin. Bi daha düsünmezsiniz bile. Masrafa girmeyin.


  • halk  (19.04.24 13:34:19) 
[]

Türkçe Yazım Kuralı Sorusu

Merhaba arkadaşlar.

"Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldum" şeklinde mi yazılmalı "Sosyoloji Bölümünden mezun oldum" şeklinde mi?


 
Kesme işareti olmadan yazacaksınız.

tdk.gov.tr:~:text=Kurum%2C%20kurulu%C5%9F%2C%20kurul%2C%20birle%C5%9Fim,Y%C3%BCr%C3%BCtme%20Kuruluna%3B%20T%C3%BCrkiye%20B%C3%BCy%C3%BCk%20Millet
  • akhenaten  (19.04.24 12:13:39) 
"Bölüm"ün de "b"si, eğer belirli bir kurumun sosyoloji bölümünden bahsetmiyorsanız küçük olmalı. Ama mesela "Fittiri Tırttan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu" diyorsanız büyük olacak.


  • prole  (19.04.24 12:49:26) 
Bölümün B'si de büyük olmalı sanırım.

tdk.gov.tr

18. maddedeki son örneğe bakın. Yine de burada tam bir netlik yok çünkü Sosyoloji Bölümünü bir kurum adı olarak kullanmıyor olabilirsiniz. Örneğin "Sosyoloji Bölümüne iletilecek dilekçe örneği" gibi bir kullanımla "sosyoloji bölümünü bitirdim" şeklindeki bir kullanım arasında fark var gibi. Bu durumun sebebi yine yolladığım linkteki 20. maddeden kaynaklı.

Eğer yazdığınız metinde Sosyoloji Bölümü doğrudan kurum olarak fakültenin bir departmanını belirtmek amaçlı kullanıldıysa büyük, sadece hangi bölümden mezun olduğunuzu genel bir metinde belirtmek içinse küçük yazmak doğru olur herhalde. Burada esas olan

Örnek 1 - "Ben de aynı üniversitenin Sosyoloji Bölümünden mezunum." (ben de diplomamı o fakülteden aldım)
Örnek 2 - "Ben de diğer adaylar gibi sosyoloji bölümünden mezunum." (ben de sosyoloji eğitimi aldım)

İlk örnekte spesifik olarak tek bir kurumdan bahsedilirken ikinci örnekte herhangi bir sosyoloji bölümünden bahsediliyor.
  • akhenaten  (19.04.24 13:14:52 ~ 13:43:53) 
cevaplar için çok teşekkür ederim, çok faydası oldu.


  • stronzo  (19.04.24 14:25:57) 
[]

Schengeni en kolay veren ülke

Hangisi? ya da Almanya gibi zorlamayan veya reddetmeyen diyelim.




 
istatistiklere göre en yüksek onay italya’da görünüyor. almanya da üst sıralarda idi.


  • orient blue  (19.04.24 11:36:59) 
o çok değişken, kolay bir ülke olduğunu zannetmiyorum, red başvurularının kategorilerine de bakmak lazım.
resmi bir rapora denk gelen varsa paylaşsın lütfen, saçma sapan haberler var.

daha önce schengen aldıysanız oradan tekrar başvurmanız daha iyi olabilir
  • jülsezar  (19.04.24 11:55:59) 
Lüksemburg, net. Ama ilk girişi o ülkeye yapmalısınız tabii


  • mustafakesekci  (19.04.24 15:04:21 ~ 15:04:40) 
[]

Başkası adına utanmak?

Dün tek kişilik bir tiyatro oyununa gittik, ilk kısımları biraz garipti ve ''umarım beğenilir ya'' gibi bir kaygı hissetmeye başladım. Bu arada sorun doğrudan benimle ya da gittiğim kişilerle alakalı değil. O kadar kişi gelmişiz herkes bön bön bakıyor, oyuncu rezil olacakmış gibi geliyor ve bu beni rahatsız ediyor.

Halbuki burada bir sıkıntı yok, rezil de olunur vezir de. Mevzu benim rezillik hassasiyetim ile alakalı sanırım. Bu size de oluyor mu? Herkeste bir ölçüde var mı yoksa şahsi bir yamukluk mu merak ediyorum.


 
İnanılmaz var. Sokak röportajı bile izleyemem ben ordaki kişiler adına utanmaktan. Ya da böyle komik video diye geçen videolarda da hep rahatsız olurum.

Ayrıca yıllar önce burda sorup kısmen hak görüp kısmen linç edildiğim bir konu vardı. Ben tiyatro izlerken bu hissi oyun ve oyuncu ne kadar iyi olursa olsun hissediyorum. Arkadaşlarımla çok iyi oyuncuların oyunlarına da gittim ama hep "Koskoca adam şurda 10 metre önümüzde alanen rol yapıyor, ne kadar saçma" hissinden kurtulamadım. O yüzden de tiyatroyu sevemedim yani bu şekilde kabullendim kendimi. Hele kötü tiyatrolarda zaten ben yerin dibine girmek istiyorum aşırı kötü hissediyorum.

Yüksek empati duygusuyla ilişkilendiriliyordu bu başkası adına çok utanma hissi ama bilemiyorum yani bazılarında çok oluyor bazılarında neredeyse hiç olmuyor. Bana gülerek komik sokak röportajı videoları atan bi arkadaşa sormuştum rahatsız olmuyo musun bu insanların kendilerini rezil etmelerini izlerken diye de yooo niye olayım demişti :(
  • nundu  (19.04.24 09:59:44) 
Sempatiye düşmek deniyor buna. Mevcudiyetin oyunda değil de kendine olmadığı için gerçekleşiyor. Kendi utançların ile karşılaştırma yapıyorsun büyük ihtimalle. Tahminen genel olarak utanç hisseden ve farkında olmayan birisin.


  • hasmetizm 2046  (19.04.24 10:00:22) 
Not. Empati ile sempati çok karışır birbirine. Empati tam olarak mevcudiyet ile var olma, dikkat verme, konsantre olma halidir. Sempati odağın kendi içimize kaydığı, karşı tarafın duygularını ve bu duyguların sorumluluğunu üstlendiğimiz durumdur.


  • hasmetizm 2046  (19.04.24 10:02:07) 
isilmek
eksisozluk.com

uzun zamandir bana olmuyor sanirim hatirlayamadim.
  • robert bosch  (19.04.24 10:24:53) 
cringe bunu deniyor işte. benzeri bi duygu. bende de oluyor.bi kere bi açık hava tiyatrosuna gitmiştim 5-10 kişi izliyordu sadece. üzülmüştüm oynayanlar adına.


  • jelly bear  (19.04.24 10:28:08) 
aaa evet bende de sıklıkla oluyor bu duygu durumu.
öyle şeylere denk gelmemeyi tercih ediyorum hatta. fazla empati yeteneğimizden bence. ya da başka bir problemimiz var :( psikologlar göreve!

  • Kediyi üzdün  (19.04.24 10:44:53) 
Gecen wow'layan bi milyoner yarismacisi vardi. Varmis, internetten gorup izledim. Her zamanki gibi utana sikila hic gulemeden izledim :)
Sadece tv sovlari da degil, ofiste toplantida sacma sapan konusan kisiler adina da acayip utaniyorum sanki konusan benmisim gibi hem de. Ben daha ust seviyeyim galiba bu rahatsizlikta : D

  • Kittie  (19.04.24 12:49:05) 
@nundu'nun ilk paragrafı +1
Başkası adına utanma hissi yüzünden reality show, müge anlı falan izleyemiyorum ben de.

  • kobuzchu kiz  (19.04.24 17:32:34) 
[]

Bu köpeğin cinsi nedir?

www.instagram.com




 
Great Pyrenees, Fransız köpeği.
Videoda da yazıyor ayrı konu :)

  • logisticsmanager  (19.04.24 09:58:11) 
Pyrenees çoban köpeği (Great Pyrenees) hastagda yazıyor :)


  • obscure  (19.04.24 09:59:33) 
[]

Ev alınmalı mı

Selam. Ortalama 1m civarinda 1+1 2+1 ya da daha eski binalardan belki 3+1 alınmali mi. Yoksa 250ksina araba alınip daha iyi bi muhitte ev icin beklenmeli mi. Yani 1+1 neyse de ev buyudukce bina eskiyor. Evin sebebi yatirim icin evim yok. Kirada degilim aileyleyim. Araba ise komple yok ve acemilikten oturu eski araba alma planim var onda ust model almamin mantigi yok. Ev alip gecmek mi mantikli yoksa butceyi arttirip daha iyi muhitten bir ev mi mantikli




 
konunun uzmanı değilim ama ev alınabiliyorsa ev alınmalı bence ya. eski ev meselesi yaşadığınız şehre, deprem riskine göre falan değişir. ne bileyim ileride belki apartman, kentsel dönüşüme gider, yenilenir. orasını bilemiyorum. boyut meselesi de yine sizin evden beklentilerinizle alakalı. ama ben olsam nispeten yeni bir apartmandan 2+1 almayı tercih ederdim.


  • stronzo  (19.04.24 11:44:44) 
Oturmak için ev -> ilk fırsatta alınır.

Yatırımlık ev -> alınmaz. Para altına yatırılır, bir kaç sene uygun zaman kollanır.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
  • kartallar yuksek ucar  (19.04.24 12:33:56) 
Araba fiyatlari hizla düsüyor. Tesla fiyati yari yariya kirdi bile. Ortadogu da ev her zaman alinir.


  • halk  (19.04.24 13:36:18) 
emlak fiyatları son 4 senede 10 kat arttı. bence bir süre artmayacak (enflasyon kadar artmayacak anlamında). enflasyonu da hesaba katarsan, beklemek daha iyi olabilir bence.

arabaya gelince, araba kullanacaksan al. yoksa yatırım için alma.
  • co2s2  (19.04.24 17:25:46) 
[]

roma floransa venedik

hocalarım daha adam akıllı bir araştırma yapmadım açıkçası ama ilk burdan başlamak istedim. eşim ile 26 mayıs 2 haziran arası italyada bu iller arasında olacağız. nasıl bir yol izlemeliyim danışmak istedim.

öncelikle nereye ne kadar süre ayırmalıyım?
26 öğlen romada olacağız. 26 27 28 kalıp 29 floransaya geçiş.

romadan floransaya 29'unda sabah mı geçmeliyim roma daha iyi akşam mı geç dersiniz?
arada bir toscana varmış herhalde sizce oraya gitmeli miyim? piza kulesi bir de?

29 floransa'ya gittim. 30, 31'i kalıp 1'in sabahında direk venedik'e geçeceğim. 1'i gezip 2'si nasipse 15'teki uçakla döneceğim.

bu güzergahta önereceğiniz plan var mıdır?

romadan floransaya geçerken araba kiralamamı önerir misiniz? önerirseniz de dikkat etmem gerekenler ya da şirket öneriniz var mıdır? planım hep flixbus ile geçmek. toscana falan plana girerse ne yapcağımı bilemedim.

buralarda şunları yapabilirsiniz dediğiniz önemli önerilere açığım.

 
26 mayıs - 2 haziran arasını sadece tam 6 gününüz olacağını düşünürsek sadece roma'ya ayırmalısınız.
yok ben illa başka yerde göreceğim diye diretiyorsanız venedik'i bu plandan çıkarıp sadece floransa'yı katın. hatta floransa'yı da çıkarıp perugia'yı katın.hem daha küçük hem çok daha az turistik hem de daha yakın roma'ya. çok daha verimli gezersiniz.
yoksa sizin plan, bir de üstüne pisa falan, ohooo. mesafeler öyle kısa değil, 800km falan yol yapacaksınız, 8-10 saat yol gideceksiniz demek. gezmeyi ne zaman düşünüyorsunuz?
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (19.04.24 00:50:15) 
Yukarıdaki mesaja katılıyorum. Roma kocaman bir şehir; koştura koştura gezmek istemezsiniz. 6 gün Roma yapsanız koşturmadan, keyifle gezersiniz. Aynı hatayı yapmış bir insan olarak, artık bir şehre bir gün ayırmıyorum. Ne kadar küçük olursa olsun en az iki gün ayırmak lazım çünkü gittiğiniz gün ve ayrılacağınız gün zaten her halukarda yarım kalıyor. Zorlamak isterseniz 4 gün Roma - 2 gün Floransa yapılabilir ama eğer bütçeniz yeterse tren kullanmak daha mantıklı.


  • salihdt  (19.04.24 08:24:28) 
Romaya mümkün olduğunca fazla zaman ayırın. Gerçekten tarihi anlamda eşsiz bir şehir. İstanbulu falan sollar yani o derece.

Floransaya 2 gün yeter bence. Venedik dahil ederseniz hiçbir şehirden tam anlamıyla verim alamazsınız. Ayrıca uzak. Pisada bir olay yok sadece kule var. Çok merak ediyorsanız yakın olduğu için Floransadan günübirlik trenle gidip gelebilirsiniz. Konaklamayla falan uğraşmayın orada kule haricinde birşey yok. Zamanınıza yazık olur.

Otobüs olayını bilmiyorum ben trenle gitmiştim şehirler arasında gayet rahattı.
  • nuevo  (19.04.24 08:56:22) 
Roma floransa arasındaki en pratik çözüm hızlı tren. Önce alırsanız uygun olur ama iptal seçeneğiniz olmaz. Pisa'ya gidip gitmeyeceğinize floransa'ya gidince karar verirsiniz. Ben pisa yerine siena'yı tercih ederdim. Roma genel hatlarıyla üç günde biter ama bir hafta kalsanız da sıkılmadan gezecek yer bulursunuz. Floransa'ya da iki gün lazım. Venedik benim için tek günlük şehir,fazla kalabalık,fazla turistik ama zevkler değişir.
26-27-28-29 roma, 30-31 floransa,1-2 venedik

  • asteriks  (19.04.24 09:09:01 ~ 09:40:56) 
yapılacak edilecek çok şey var. roma 3 gün ister tam gün. ama italyadaki müzelerin randevulu çalıştığını düşünürseniz. roma floransa müzelerini araştırın, venedik merkez 1 gün yeter ama adalar girerse 2 gün ister.


  • mikahakkinen  (19.04.24 11:03:58) 
Roma Floransa arası Siena’ya 2 saat ayrılabilir pişman olmazsınız. Fakat Pisa’nın bir olayı yok bence. Roma Floransa arası araba ile 3 saat idi. En uzun zamanı Roma’ya ayırın bence de. Ben 4 gün kalmıştım yetmemişti.


  • ruhen hastayim ben  (19.04.24 11:09:44) 
evet pisa'da çok bir şey yok doğru ama küçük sevimli bir italya şehri. bence ta oraya kadar gitmişken kuleyi görmeden dönmek mantıklı değil. onun haricinde diğer yazarlara katılıyorum. roma ve floransa (pisa'yı da floransa'ya dahil ediyorum çünkü çok yakın) 6 gün için fazlasıyla yeterli. günleriniz check in'lerle check out'larla, ulaşım araçlarına koşuşturmakla geçmesin. bu iki şehri rahat rahat gezebilirsiniz.


  • stronzo  (19.04.24 11:39:27) 
plan fena değil. her gün gitmediğin için romayı 6 gün gezme. 26 27 28 29 roma 30 31 floransa 1 2 venedik. romanın bir gününü floransa ile arada olan şehirlere günübirlik uğrayabilirsiniz


  • paintov  (19.04.24 12:15:58) 
[]

Ankara'da Uygun Fiyatlı Kitap

Merhaba,
Ankara'da hediyelik kitapları uygun fiyata nereden bulabiliriz? Internetten almak süre kısıtı nedeniyle seçenek dışı. Etiket fiyatı üzerinden indirimi neresi yapar veya yakın zamanda 3 al 2 öde gibi kampanyalara denk geldiniz mi? Teşekkürler.



 
Kızılay metro içindeki Metro Kitap Fuarı'nda genelde böyle kampanyalar oluyor.


  • pianeta  (19.04.24 08:00:03) 
konur sokak'taki imge kitabevi de yer yer güzel indirimler yapıyor. oraya da bakabilirsiniz.


  • stronzo  (19.04.24 11:40:12) 
[]

Tomografi sonucunu yorumlayacak var mı?

Babamın karnından bt çekildi.
Fotoğraf asagida bunu yorumlayacak arkadaş varsa çok sevinirim.
Gist veya hematomdan şüpheleniyorlar 10*8 cm bir kitle göründüğünü ilettiler ama net tanı için bt çekildi bugün

hizliresim.com

 
Doktor değilim ama 137 tane görüntü var. Böyle sadece 64.görüntüye bakarak yorum yapılabileceğini sanmıyorum.


  • kibritsuyu  (18.04.24 23:05:28) 
belki işinize yarar.

www.youtube.com

acilci.net
  • jepa  (19.04.24 01:23:21) 
[]

Gerçekten hayatta boğaziçili olmanın bir artısı var mı?

Öncelikle herkese sağlıklı ve güzel bir gün dilerim.

Boğaziçi makine 2. sınıf öğrencisiyim. Bu zamana kadar başvurduğum staj/burs başvuruları olmuştu. Stajda Amazon da 2-3 pozisyona başvurdum, hepsinden red yedim. Applr store da ne iş barsa başvurdum, geri dönmediler bile. Başka firmalarda staj için başvurmuştum, mesela hasel, yine hiç geri dönüş almadım.

Burs başvuruları da öyle. Hiç çıkmadı.

Math102 dersini geçebilmek için benden ders anlatmam için yalvaran arkadaşım McKinsey de staj yaptı. Sordum nasıl buldun diye, babasının bir tanığı aracılığı ile bulmuş.

Dersleri gram takmayan bir arkadaşım, rn son konuştuğumda 3-4 tane burs mülakatına gidiyordu. Sonuç ne oldu bilmiyorum.

Benim okulda fark ettiğim şey, çoğu kişinin sosyoekonomik düzeyi yüksel ailelerden geldikleri. Okulun Facebook grubunda çok görüyorum mesela, herkesin yeşil pasaportu var resmen.
Bazı konuşmalara şahit oluyorum, millet okula arabayla falan geliyor.

Benim annem de babam da asgari ücretli çalışan. İkisi de ilkokul mezunu. Ne yaptıysam kendim yaptım. Dershane - özel ders gibi şeylerim de olmadı. Evde full kendim çalışarak kazandım. Normalde tıp okumak istiyordum, ama o sıra korona dönemiydi, annem işsiz kalmıştı şehir dışında okumamın imkanı yoktu. O yüzden şehir içinde bir yer yazdım. (Normalde Boğaziçi kimya girişliyim makineye kurum içi yatay geçişle geçtim)

Geçen Erasmus başvuruları vardı, bana Danimarka’da bir üniversite çıktı. Hibe desteği daha belli değil, ama hibe çıksa bile gidemeyeceğim sanırım çünkü çok pahalı.

Yani açıkçası boğaziçili olmanın ben hiçbir faydasını görmedim. Benim gördüğüm, herkes ailesi sayesinde bir yerlere geliyor. Bu kişiler lise mezunu bile olsa bence kariyerlerinde yine aynı noktada olurdu.

Yani iş hayatında da gerçekten böyle mi? Şu an uzman doktor 100bin tl maaş alıyor. Makine mühendisi olarak bu sayılara “Boğaziçili” olarak rahatça çıkılabiliniyor mu?
Yine sil baştan deyip hala şans varken tıbba geçme düşüncem var. Burada da insanlar uzman doktor olmak için 10 sene gerekiyor falan diyor da tıp fakültesinde 6. sınıfta maaş almaya başlıyorlar zaten. Uzmanlığı yaparken de büyük şehirlerde 60k, küçük şehitlerde 80k alıyorlarmış. Yani tıpta da ilk 5 seneyi geçince para almaya başlıyoruz.

Biraz uzun oldu, teşekkürler.

 
bogazicililik doktor kadar itibarli olamaz doktor her yerde doktordur. ama benim tanidigim bogazicililer yurt disina falan kaciyor biraz sen 60-100 hesaplari yapiyorsun da biraz da yasam tarzidir. yapmak istedigin meslek doktorluk gibi anladim. o yuzden oyum dr


  • ala09  (18.04.24 21:51:31) 
Boun bilgisayar mühendisliği mezunu arkadaşım okulun anlaşması gibi bi şey sayesinde münihte yüksek lisansa başladı direkt, muhtemelen bitince de orda kalmaya devam edecek ki işte öğretmen çocuğu biri network falan değil. Orda yurtlarda kaldı, ek gelir için ders verdi ilk senelerinde. Şimdi bi şirkette yarı zamanlı çalışıyor, bitince tama geçecek diye biliyorum eğer planı değişmediyse. Başka bir üniden mezun olsa bunu yapabilir miydi bilmiyorum o kadar hırslı biri değil normalde.

Bu arada son kısımla ilgili düzeltme yapayım, intörnlükte asgari ücret alınıyor(eskiden üçte biriydi hatta benim dönemimde de şimdi neyse ki en azından asgari alınıyor), uzmanlık için tus belası var ama diğer duyurulardan da gördüğüm kadarıyla çalışkan birisin, yaparsın. Şu an asistan olup 60 bin alan yoktur diye düşünüyorum, döner sermayeye de bağlı tabii ama en azından 70 bin alınıyor, yeni açılan şehir hastanelerinde nöbetli bölümlerde asistan maaşları bile 100 bin civarı sanırım. Küçük şehir/büyük şehir farkı da asistanlıkta ayda max 1000 liralık bir ek ödenek yani onun etkisi yok, hastanenin döner sermayesi önemli. Uzmanlıkta değişken olduğu için çok bilmiyorum uzman olunca görürüm onu :)
  • nundu  (18.04.24 21:58:31) 
Daha uzun bir cevap yazacağım editleyip ama Boğaziçi zengin zekilerin okulu evet benim de dikkatimi çeken bir şey bu. Öğrencilerin ekonomik durumu baya ortalamanın üstünde.


  • sanguine  (18.04.24 23:49:36) 
Tabi ki var. Üniversite mezunlarının hali malum. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar iyi devlet ünisi kaldı, boun da bunların en tepesinde. 2. Sınıf staj için biraz erken geliyor olabilir iş verenlere. Başka bir alanda staja en az 3. Sınıfı bitirmiş olmak ve belli dersleri almış olmak koşulu ile stajyer alıyorduk. Bir de iki üç başvuru da pek yeterli değil. Onlarca başvuru yapman lazım. İnsanlar refaransla staj buluyor olabilir veya 100 ilana başvurup bir başvuru yaptım diyor olabilir. Onlara kulak asma ve denemeye devam et.

Boun mezunu bir mühendisin sırtı kolay kolay yere gelmez merak etme ama senin de gözünün açık olması lazım. Benim arkadaşlarımın bir kısmı mühendis ve boundan daha mutevazı yerlerden mezun olmalarına rağmen gayet iyi maaş alıyorlar. İlk işi ve ilk stajı bulmak zordur ama boun + birkaç yıllık iş tecrübesinden sonra önün açılır merak etme. Mesaj atarsan spesifik bir yer de önereceğim staj için.
  • playing star again  (18.04.24 23:54:55) 
Doğrudan bir artısı olmaz. Şunu demek istiyorum, boğaziçi'den mezun olunca gel hemen seni işe alalım okulun süpermiş demeyecekler. Mezuniyet sonrası veya eğitim sürecinde ekstra çabalaman gerekiyor.

Garanti hayat istiyorsan tıp fakültesine geç. Özel sektör doktorluktan çok daha zor. Ek olarak sömürücü. Doktora kimsenin tafrası geçmez
  • ferenc  (18.04.24 23:58:19) 
önceden ingilizce eğitim dolayısıyla bir artısı oluyordu artık her yer ingilizce eğitim veriyor neredeyse. yani bence boğaziçiden bağımsız artık okuduğun üniversitenin doğrudan bir artısı yok. rekabet artık üniversitenin adından çok daha öte. ve bence doğrusu da bu.

kız kardeşim boğaziçi mezunu ve onun mezun olduğu dönemde boğaziçili olmak hakikaten ayrıcalıktı. çünkü ingilizce eğitim bu kadar erişilebilir bir şey değildi. öne default olarak öne geçiriyordu. şuan böyle bir şey mümkün değil.

çalıştığım iş yerinde yeni başlayanlar arasında boğaziçi ve odtüden mezun olanlar olduğu gibi medipol, gazi ve ısparta üniversitesinden mezun olan kişiler de var. ve hepsi aynı maaşı alıyor.

hekimlik asla salt kazanç odaklı düşünülmesi gereken bir
meslek değil bana göre. askerlik gibi hekimlik de bir hayat tarzı meslekten öte. görece standardı daha yüksek evet ama temposu da yüksek ve dediğin gibi uzun bir serüven. buna uygun olduğunu ve ayak uydurabileceğini düşünüyorsan pekala seçebilirsin. hiçbir şey için geç kalmadın. sen alanında başarılıysan hekimin kazandığı maaşı önünde sonunda kazanırsın hatta fazlasını da. ama bunu hangi işte kazanmak istersin bu senin seçimin. kazanç ve üniversite arasında doğrudan bir korelasyon kurmak hiç sağlıklı bir düşünce değil.
pepsico'da çalışan bir arkadaşım var kendisi önlisans işletme mezunu. benden çok daha fazla maaş alıyor.
  • ezkaza  (19.04.24 01:54:11) 
senin durumun için artısı yok, tıbba geç.


  • gule gule  (19.04.24 08:54:04) 
'Benim gördüğüm, herkes ailesi sayesinde bir yerlere geliyor. Bu kişiler lise mezunu bile olsa bence kariyerlerinde yine aynı noktada olurdu.'

demişsiniz ya bu çok doğru tespit. sen orada olduğun için farkında olmayabilirsin ama boğaziçini kazanmak ve okumak gerçekten zor.

ama fırsat yaratmak sana kalmış birazda. sen zorlamalısın bazı şeyleri kimse kimseye üniversite mezunu diye maaş vermiyor.

mühendislik alanında iyi para kazanmak tıpa göre zor.
  • mikahakkinen  (19.04.24 11:08:31) 
Aile dediğin şey her zaman para ve network değil bazen de iyi danışmanlık ve vizyon sağlıyor.
Ailesi de eğitimli olan insanlar vizyonlu büyüyorlar ve ileride nasıl staj bulunur, nasıl iş bulunur, nasıl bir kariyer kurmalılar, nasıl bir cv oluşturmalılar bunları bilerek büyüyorlar.
Sen bu vizyonu alamadığın için 2. Sınıf sonunda hala bölüm mü değiştirsem diye düşünüyorsun. Haliyle bir mülakata girdiğinde onların çiDiği peofille senin çizdiğin profil arasında fark oluyor.

Staj ve iş bulmak okulun sana otomatik olarak sağladığı bir şey değil. Vizyon da gerekli. Eğer ailen sana vermediyse kendin de geliştirebilirsin.

Ama gerçekçi olalım, staj olayları hep tanıdıkla yürür. Çünkü pek bi önemi yoktur. Bu her yerde böyle. Şirketler de sadece geleceğe yatırım, öğrenciler arasında tanınırlık sağlama vs gibi nedenlerle stajyer alırlar. Stajyerlerin şirketlere başka bir katkısı olmaz. Bu yüzden genelde tanıdıkla yürür. Ya da inanılmaz fazla yere başvurursun vs.
Ama işe başvurma durumu öyle değil. İyi notları olan ve istediği şeyi bilen, kendini geliştirmiş bir boğaziçi mezunu iş bulmakta zorlanmaz. Ama cv hazırlarken, hedef belirlerken çuvallarsan iş ararken de zorlanırsın şuanda stajda zorlandığın gibi.

Ben derslerimi geçeyim, başka bir şey yapmayayım diyorsan doktorluk sana daha kolay gelecektir.

Mesela burslara başvuran arkadaşın nereden haberdar oluyor bu buralara başvuruyor. Sen neden haberdar olamıyorsun. Sen neden farkında değilsin.
Mesela dışarıda boğaziçi makineli mühendisi staja kabul edecek tonla firma var, ama sen bunlara ulaşmakta zorlanıyorsun, farkında değilsin vs. Bınlar hep vizyon konuları, yol yordam bilme, yönlendirilme konuları.
Ailenin bu konularda etkisi torpil bulmak değil güzel danışmanlık vermem aslında çoğu öğrenci için. Ailesinden güzel yönlendirme gören öğrenciler iş hayatına daha rahat atılırlar. Ama bu senin kendi başına kapatamayacağın bi eksiklik değil. Ailenin sana veremediği danışmanlığı, gösteremediği yolu sen kendin arayıp bulmalısın.

Eğer buna üşeniyorsan o zaman doktorluk senin için daha mantıklı.
  • zimbirik  (19.04.24 11:40:21) 
Boğaziçi eski kalitesinde değil. Ülke bu kadar yozlaşırken üniversitenin aynı kalması mucize olurdu. Bölüm kontenjanları çok arttırıldı. Eskisi kadar kaliteli,iyi öğrenci girmiyor. İyi hocalar emekli oldu,özel üniversitelere geçti. Yerlerine de torpilli,nitelik açısından eski düzeyde olmayan hocalar atandı. Bizim okuduğumuz özgür,rahat boğaziçi şu an yok. Şu an iyi bir puanım olsa koç,sabancı gibi iyi öğrenciyi bursla alan bir okulu yazardım sanırım.

Üniversitede eskiden de ekonomik seviyesi yüksek ve akıllı öğrenci olurdu. Bu değişen bir şey değil. Üniversitenin sunduğu imkanlar ve açtığı kapılar azımsanmayacak kadar çok. Tanıdıkla,bağlantılarıyla iyi yerlere gelen insanlar her zaman vardı,hep de olacak. Okulun tüm imkanlarını kullanın. Mesela almanca dersini kredisiz alın,hem not kaygınız olmasın hem dili öğrenin. Danimarka herkese pahalı. Erasmus için daha uygun bir ülke seçilebilirdi. Bümede gidin,staj bulamıyorum deyin. Mentör programı vs vardı,yardımcı olurlar. Bir iki sosyal kulübün bağlantıları özellikle sağlamdır,oralara takılıp çevre edinin.

Ama tıp okumak istiyorsanız,tüm bunlar geçersiz kalır. O zaman biran önce alan değiştirin. Sadece para için tıp okumak şu yaştan sonra çok akıllıca gelmedi. İsteğiniz,ilginiz varsa elbette okunur. Kolay gelsin
  • asteriks  (19.04.24 12:09:26 ~ 12:10:32) 
boğaziçi’nde kim zenginmiş ya. cidden? zeki, disiplinli falan diyin ama “zengin”ler boğaziçi’nde değil ya da zengin tanımınız çok farklı. annesi babası ilk kuşak çalışıp kazanmış ve çocuğunu iyi üniversiteye gitmek için eğitmiş insanlar zengin değil, memurdur.

ve doktor olmak > boğaziçi. türkiye sınırları dışında boğaziçi diye bir şey yok.
  • deartheodosia  (20.04.24 02:45:02) 
bununla ilgili cok yazdim ben duyuruda. ciddi ve uzun yazacagim cunku ben de seninle ayni sartlarda ama senden muhtemelen bir 10 yas falan buyuk bir abinim. hatta ben de makine muhendisiydim yani baya benziyoruz.

oncelikle tespitin dogru, insanlar buyuk oranda ailesinin sartlariyla bir yerlere geliyor. bu yuzden bogazici, odtu vb okullarin basat bolumlerinde agirlikli olarak varlikli insanlar olur. doktor, muhendis, en kotu ogretmen cocuklaridir hepsi. sen staj, is ararken onlar babalarinin yardimiyla coktan baglamislardir. staj icin boyle, is icin de boyledir. mezun olup ailelerinden onbinlerce dolar alarak basar yurtdisina giderler, sen nereden burs bulurum diye kivranirsin. bu seni hayatin boyunca etkileyecek bir durum maalesef. ve acik soyleyeyim ilk jenerasyon hayat kuran insanlardan bir yol olmuyor. sen ancak cocuguna guzel sartlar olusturabilirsin ama senin butun hayatin ev, araba, gecim derdiyle gececek.

bu demek degil ki guzel, refah icinde bir hayatin olmayacak. turkiye standartlarina gore guzel bir hayat yasarsin, yurt disina da gidersin bir sekilde. ama surekli grind edeceksin. simdi biraz opsiyonlarina bakalim.

makinede gidersen onunde iki secenek var. ya sanayide calisacaksin, ya da meslegini geride birakip business olaylarina gireceksin. turkiye'de savunma sanayii disinda hem mesleki, hem maas tatmini veren yer yok makine icin. koc, sabanci vs ozel istiraklerde giris seviyesini surundururler, 35-40 yasindan sonra upper management'a ciktiktan sonra yuzun gulmeye baslar. ankara'ya gelip savunma sanayiine girmek gibi bir istegin yoksa tavsiye etmem. biraz tecrubeden sonra yurtdisina gitsen de makine muhendisliginde para yok.

ikinci secenek olaylarin business, yonetim tarafina kaymak. iste mbb'dir, bankalardir vs. buralardaki isler tamamen relationshiple bulunur. cunku teknik bir know-how gerektirmez. eskiden bogazici bu kapilari rahatlikla acardi, simdi ekonomiden dolayi zorlanabilirsin ama yine de yapilabilir. buranin sikintisi su, surekli grind edeceksin iste. bir is bulup calisacaksin, suyunu cikaracaklar. sonra bir baskasina gececeksin vs. surekli ugrasacak, network kurmaya calisacaksin ve garantin hic olmayacak.

bir ara yurtdisina gitmek isteyeceksin. disarida bogazici'nin prestiji sonecek. surekli ugras yani, surekli kendini ispatlama, mucadele. kaldi ki avrupa'ya gitmek kulaga hos geliyor ama turkiye'de daha cok kazanirsin rahatlikla.

yani ailenin networku yok ama kendi networkunu kurman gerekecek. people pleaser degilsen bu yol surekli struggle yolu haberin olsun. yani ben canavar gibiyim, cok zekiyim burada seni cok bir yere goturmez maalesef. iliskiler, baglantilar, bullshitting ile yurur burada isler. ugras dur. ben bu yola girdim, amerika'da calisiyorum, 30 yasini gectim hala gelecek kaygisi, gelecek derdi var. bu diger bogazicili arkadaslarinin problemi degil, onlar bu yolda rahat giderler cunku aileden ev falan vardir onlarin. 35 yasinda canlari sikilip istifa eder, babalarina bir ev sattirip is falan kurar onlar. sen bunlari sifirdan yapacagin icin, hele bu dunya sartlarinda (olay akp'nin kotu ekonomi yonetimi degil, dunya capinda sikintilar var) cok ugrasirsin. ve acik soyleyeyim gelecek guzel gozukmuyor.

maasli calisan olmak her zaman problemdir. huzurun sarti kendi isini yapabilmektir. doktorluk tarihin her doneminde elit meslektir. kendini gelistirip muayenehane acip sadece bilginle para kazanabilirsin. muhendislik boyle bir meslek degil maalesef. ben simdiki aklimla tip egitimi almak isterdim. hem toplumda sayginligi var, hem yaptigin isin tatmini yuksek, 60 yasinda olsan da iyi doktor toplumda yeri olan, elinde altin bilezik olan doktordur. yani meslek olarak tip, bogazici'nde muhendislik okumaktan ustundur.

uzun yazdim, karisik yazdim ama ozetle; bogazici makine 20 sene once oldugu gibi bir hayat vermeyecek sana. yurtdisina gitsen de amerika veya korfez olmadigi surece para yok. butun dunyada varliklar cok kisitli bir kesimin elinde toplandi. senin de elinde iyi kartlar yok maalesef. eger garanti istiyorum diyorsan tibba gec.

eger gencligim var, heyecanim yuksek ugrasirim diyorsan 2 senede diplomani al. notlarin iyiyse yurtdisina ucretsiz egitime cikabilirsin. bu seni baska bir yola sokar. burada kalirsan yine is bulursun ama ugrasman ve surekli kendini zorlaman gerekecek. battle royal'de diger insanlara gore bir tik daha prestijli olacaksin ama kapilar onunde acilmayacak eskiden oldugu gibi.
  • antikadimag  (20.04.24 20:25:00) 
[]

aracın mevcut sigortası bittikten sonra satışı yapılırsa bir şey olur mu?

mevcut sigortası bitecek. bir süre sigortasız kalacak. bu sürede trafikte olmayacak. sonra satışı yapılacak ve yeni sahibi sigorta yapacak.

alındığından beri sigortalı/kaskolu bir araç.
böyle bir kesintiye uğrama hali, satış sonrası daha yüksek bir sigorta bedeli vb. sebep olur mu?

 
sigortası olmadan satışını veremezsiniz.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (18.04.24 23:55:28 ~ 23:57:04) 
+1

sigortasız satış mümkün değil yaptırmak zorundasın. sonra iptal ettirebilirsin zaten.
15 günlük sigorta ödeyeceksin her türlü.
  • jelly bear  (19.04.24 00:23:17) 
sigorta yaptırmam diyorsanız da aracın satışının olacağı gün yaptırırsınız tabi aylık gecikme oranında zam uygulanıyor o durumda. ben sizin yerinizde olsam sigorta-kasko yaptırırım satılana kadar. doğal afet olur, biri park halinde vurur, kapalı garaj çöker, kapalı garajda fare problemi olur.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (19.04.24 14:22:21) 
[]

Ne Sıklıkta Kıyafet Alışverişi Yapıyorsunuz?

Bir de sadece ihtiyaç halinde mi kıyafet alıyorsunuz yoksa sadece beğendiğiniz için de aldığınız oluyor mu?




 
Giymiyeceğim bir kıyafeti almam. Aldığım yeni bir kıyafeti de ilk fırsatta giyerim hiç öyle bekletemem. Geçen anabilim dalı başkanı hocamızla konuşuyodum, ceketiniz güzelmiş hocam dedim, 5 sene önce almıştım etiketini sabah giyerken kestim dedi. Kendisi de her gün ceket giyen bir kadın yani fırsat olmamıştır durumu da değil. Bana çok değişik geliyor almak için kıyafet almak ve yıllarca giymemek.

Yani ihtiyacım yokken beğendiğim bi tişört vs olursa da alırım ama zaten muhtemelen benim kıyafet sayım ortalama bir insana göre azdır o yüzden arada kaynamıyor aldığım kıyafetler

Sıklığıyla ilgili yorum yapamam çünkü haftada 4-5 parça aldığım da oluyor aylarca alamadığım da, çok değişken
  • nundu  (18.04.24 21:46:10 ~ 21:47:31) 
bir sebepten ihtiyaç doğduğunda alıyorum.

- iş yeri/düğün/okul vbg. konularda kıyafet yönetmeliği
- kilo değişiklikleri
- kıyafetlerin eskiyip renklerinin solması
- kıyafetlerin eskiyip hasarlı hale gelmesi

kıyafet alışverişi yaparken midem bulanıyor. Aşırı sıkıcı bir süreç. Keşke tek tip şu uzay zamanı kıyafetlerine geçsek.
  • nawar  (18.04.24 21:54:06) 
Nadiren begendigim icin aliyorum. Aldiklarim hep ihtiyac. Ihtiyac derken mont falan gibiler cogunlukta ama mesela bi yere gidicem o ortam icin giysiyi de ihtiyac kategorisine sokuyorum. Ama hep bir amaca yonelik oluyor alisverislerim. Zengin degilim ama kaliteli urunler alirim hep. Uzun zaman giyerim aldiklarimi da o yuzden oyle pek sik alisveris yapmiyorum. Bu yil mont aldim mesela ama en son 5 yil once almistim bi mont.


  • Kittie  (18.04.24 22:09:13) 
sadece ihtiyac halinde. begenmek icin bakmak lazim. bakmiyorum bile. cok az para harciyorum üste basa.


  • robert bosch  (18.04.24 22:43:24) 
her fırsatta sevdiğim markaları hızlıca gezer yeni ne varmış bakarım. online olarak da beğendiğim kıyafetleri alır, evde dener, olmazsa iade ederim.

her sene en az 4-5 takım elbise alıyorum. 20'den fazla gömlek alıyorum. 3-4 kot, 10-15 tişört. 5-10 ayakkabı.

her zaman jilet gibiyimdir. spor yaptığım için kıyafetler üzerimde iyi duruyor.
  • gabe h coud  (19.04.24 00:23:40) 
ihtiyacım olursa alırım. dolapta daha yeni alınmış, az kullanılmış giysiler varken sırf beğendim diye almam.
3 tane kot varsa ancak bir şey olursa,aşınırsa falan yenisini alırım. mümkün oldukça gider aynısından alırım.
veya çok çok indirimli bulursam yedek olarak alır saklarım.

öyle çok beğendiğim-hoşuma giden bir şey görürsem mağazada görüp doğrudan hiç bir zaman almam. dener, bedenine bakar, internetten araştırırım. bir indirim veya kupon bulursam anca öyle alırım.
  • my fault  (19.04.24 01:05:06) 
nawar +1


  • hrskrs  (19.04.24 09:15:39) 
Elbise sevdiğim için görüp beğendikçe alırım. Kot,kazak vs ihtiyaç olunca alıyorum.


  • asteriks  (19.04.24 09:42:34) 
beğenmek için önce bakmak araştırmak gerekiyor. ölümüne ihtiyacım yoksa kıyafet almam. sevmiyorum alışveriş yapmakla uğraşmakla.


  • co2s2  (19.04.24 17:30:32) 
ben sık alırım. beyaz tişörtün, gömleğin fazlası olmaz. giyiyorum da.


  • oyokbuyoknevar  (19.04.24 21:07:39) 
Çok fazla evi doldurmayı sevmem şahsen tüketim olarak çılgınlar gibi alışveriş yapmayı sevmiyorum. Alacağım zaman kaliteli ama az almaya çalışıyorum mümkünse, örneğin indirim dönemini beklerim acele ihtiyacım olmuyor genelde her şeyim var. Beğendiğim için alma durumum da klasik ve sürekli kullanabileceğim parçalar için geçerli sezonluk şeyi gaza gelip almam.


  • titanic kemancısı  (19.04.24 21:12:37 ~ 21:13:32) 
devamlı kilo verip durduğum için bu ara sık sık alma ihtiyacım oluyor ama normalde kendime kıyafette pek alışveriş yapmam, bayağı keskin kurallarım var giyimde. çantaya, ayakkabıya vs. para harcarım. beğendiğim bir şey çıkarsa da parayı düşünmem alırım, çok bir şey bulamıyorum çünkü tasarım olarak hoşuma giden ve kumaşı ve dikişi kaliteli olan şeyler.


  • deartheodosia  (19.04.24 21:20:37) 
is ve disarisi icin bluz, elbise adl, ipekyol, mavi her sezon bakarim, cok begendigimi alirim, indirim beklerim.

dusununce pantolon mesela pandemiden beri almadim, tisort vs lazim oldukca aliyormusum.
  • durgunfoton  (20.04.24 00:26:31) 
benim telefonumda 3-4 tane alışveriş için app var. sürekli oralardan indirim kovalarım. eğer bir üründe iyi bir indirim yakalaram bazen ihtiyacım olmasa bile alırım. maalesef :(


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (20.04.24 00:41:35) 
[]

İyi zeytin nereden bulurum?

Özellikle sert etli zeytine marketlerde denk gelemedim bir türlü. Direk üreticiden aldığınız zeytin var mı? Online satışı olacak




 
İyi zeytin aramakla bulunmaz ancak bulanlar da arayanlardır...


  • burka  (18.04.24 22:34:41) 
Yıllardır Avni erel özel seçme zeytin alıyorum, tat ve kalite olarak hiç değişmedi. hepsiburada üzerinden satışı var


  • obscure  (19.04.24 10:05:03) 
sert zeytin seviyorsan kırma zeytin bak. çizik yumuşak olur.


  • mikahakkinen  (19.04.24 11:11:23) 
[]

Bu tweti ya da hesabı nasıl bulabilirim?

Dün ya da bir önceki gün Twitter'da gezerken ana sayfama bi gönderi düştü. Türkiye haritası vardı ve iki tane noktayı seçmişlerdi. "Buralarda fay hatları sıkıştı, deprem olması muhtemel" gibi bir şey yazıyordu. O iki noktadan birisi Tokat civarıydı ve malumunuz dün geceden beri 2 tane önemli sayılabilecek deprem oldu.

Diğer nokta Batı Anadolu'da bir yerdeydi. Afyonkarahisar, Kütahya civarında bir yer. Tweeti 2 -3 saniye gördüm sonra da geçtim, böyle şeylere bakmadığım için ana sayfama depremle ilgili gönderi düşmez asla.

Şimdi çok merak ettim hesabı, bulamaz mıyız acaba?

 
(git:twitter.com )
bu mu? şimdi buna bakıyordum.

  • scudman1  (18.04.24 18:36:00) 
scudman1 'in paylaştığı twitte bahsedilen SSGEOS'un twiti

twitter.com
  • jülsezar  (18.04.24 18:57:36) 
bu adam aylardır türkiyenin lafını etmiyordu. ne zaman 4 üzeri bir deprem olsa türkiye için felaket senaryoları yazmaya başlıyor. herhangi bilimsel dayanağı olmayan tahminleriyle milleti korkutuyor.


  • false pretension  (18.04.24 22:03:54) 
[]

şarjlı matkap tavsiyesi

www.trendyol.com

şurdaki matkaplardan 700 liralık olanlardan birini alsam iş görür mü?

hangi özelliklerine dikkat etmemi tavsiye edersiniz?

 
İşe bağlı olarak değişir ama günümüzde 700 liralık bir matkabın iş görmesi bence zor. Ufak tefek işleri görse dahi ilk zorlamada dağılması muhtemel gibi geliyor bana.

Bence adı sanı bilinmeyen markalar yerine bilinen bir markanın en basit ürünlerine bakın eğer fiyat kaygınız varsa. Bosch, Dewalt vs pahalı kaçarsa Einhell bakabilirsiniz.
  • 10551037  (18.04.24 19:06:25) 
Ben einhell den memnunum


  • mirty  (18.04.24 21:27:41) 
arada bir vida sıkarım, belki bir iki yer delerim, şarjı çabuk bitmeye başlarsa problem değil derseniz alabilirsiniz. zira ciddi işlerde kullanılan aletler gerçekten ciddi paralara satılıyor ve ticari amacınız yoksa bence gereksiz.

biz ticari anlamda kullanıyoruz. 7 senedir kullanılan dewalt vardı o kadar kötü kullanıma rağmen anca bozuldu gittik yenisini aldık. (fiyatı ne sen sor ne biz söyleyelim)
  • bravoteam  (19.04.24 16:05:01) 
Yılda bir iki defa kullanacaksanız şarjlı almayın. Bir şeyleri delecekseniz (yılda bir ikiden fazla) ucuzunu almayın.


  • sumuklurakun  (19.04.24 17:41:32) 
Attığını bilmiyorum ama ben 4-5 ay önce 300 liraya mı 350’ye mi ne alınabilecek en ucuzunu aldım, iş görüyor. Ama bende dewalt dcd ‘de var bence piyasanın en iyisi (başka işlerim için lazım oluyor)

Geçenlerde sehpa sipariş ettim, 300’lükten tak tak takıp geçtim çok kolaydı. Kullanım amacı ayda yılda bir sehpa dolap gelsin tak tak vurayım ise alın geçin
  • avatar is back  (19.04.24 17:52:31) 
[]

Tatlandirici onerisi?

Merhaba caya kahveye kullanmak icin Kalorisi en düşük en doğal tatlandırıcı ne önerirsiniz?




 
En zararsızı beyaz şeker


  • Mirket  (18.04.24 19:15:34) 
splenda sukraloz bazlı, tatlandırıcılar içinde en zararsızı. yani milyon tane falan kullanınca kanser etkisi var e zaten bunun yerine şeker kullansan da var yani o

splenda.com.tr
  • neira  (18.04.24 22:52:42 ~ 22:52:51) 
savaş zamanı erzurum ve civarında kıtlama şeker bulunamadığı için insanlar kuru dut ile içermiş çaylarını. en sağlıklısı da budur. çayın içine koymuyorsun elbet, dutu yanağının içine alıp çayını içiyorsun.
ben çayımı balla içiyorum ama kalorisi düşük değil tabii.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (19.04.24 00:55:28 ~ 00:59:28) 
[]

go pro kaç almalı?

hem arabanın ön camına yapıştırıp trafikte ön tarafı kayıt almak, hem de motorla gezerken kaskın üzerine ya da göğse takmak için.. youtube'a koyunca 1080p kalitesinde olması benim için yeterli. go pro 7 de iş görüyor gibi ama 11 i de çıkmış, şimdi 10bine de var 20 bine de, aynı kamera 17 bine de var 22bine de, bi sürü de aksesuarı lensi var, hangisini alayım. benim alacağım tek parça olsun mümkünse. şu amcanıza bi link atın al dayı bu linke tıkla satın al, ben aldım kullanıyorum aha da çektiğim videoların kalitesi de şu diye youtube kanalınızı da atın, hem abone de olurum :P (olmadı).




 
5 black yeterli bu senaryoda.


  • orient blue  (18.04.24 18:28:49) 
[]

Bu patternde bir Instagram sayfası hatırlayan

Instagram'da bir adam vardı sokakta çaresiz ve bakımsız kalmış bir köpeği görüp etkileniyor ve sahipleniyor. Tüm özel zamanını neredeyse onunla geçiriyor. Göl deniz kıyısına falan gidip manzara eşliğinde ya da karda köpekle konyak içiyor falan. Duygusal bir adamdı. Moda fotoğrafçısı olabilir, gay değil. Çok popüler bir tip değildi ama bir yerden denk gelmiştim. Hatırlayan ya da bilen var mı tşkler

Not: Türk


 
[]

Arabayı bırakmanız lazım diyen esnaf

Kayınpederin toyota verso aracı ac'yi açınca üflüyor ama lo'ya getirsem bile soğutmuyor öyle üflüyor sadece.

Gazına birkaç ay önce baktırmış adamlar bizim yapacağımız bir şey yok gazı tam demiş. Başka bir yere yönlendirmişler. Oradaki adam da bırak aracı akşam alırsın demiş, güven vermeyince bırakmamış kalmış öyle. Araba çok temiz ve orijinal içinden parça vs. alsalar ruhumuz duymaz.

Şimdi yarın yine bir yere götüreceğim arabayı.

Adam bırakman lazım derse başında mı bekleyeyim bütün gün napayım?

 
Sabah erken saatte gidin, bugün uzun yola çıkacağım yaptırıp çıkmam lazım derseniz belki bırakmanızı istemezler.


  • Tutkun  (18.04.24 16:45:18) 
Gaz tamsa kompresör arızalı olabilir, kayış sağlamsa kavraması problemli olabilir, sigorta atmış olabilir.

Eğer bırak diyorlarsa güvenme, başında bekle direkt.
  • kimlanbu  (18.04.24 17:26:28) 
başında bekle.


  • adivar  (18.04.24 19:50:31) 
Şehir ankara ise dörtnal toyota yı tavsiye ederim


  • mirty  (18.04.24 21:23:07) 
[]

kirayı elden alan ev sahibi

2019'da kirayı elden alan ev sahibim vardı. sebepsiz olarak depozitomu da vermemişti. bu adamı kirayı elden aldığı için şikayet edebilir miyim şimdi? ev sahiplerinin kira bildirimi yapmamasıyla ilgili haberler dolaşıyor. 2019'u kapsıyor mu yoksa geç mi kaldık? önerisi olan var mı?




 
kirayı ödediğinize dair makbuz imza vb var mı ?


  • jülsezar  (18.04.24 16:02:33) 
189 Alo Maliye hattını arayın sorun hocam. Söz konusu para olunca eğer böyle bir durum varsa ilgilenirler hemen :D


  • nuevo  (18.04.24 16:03:04) 
elinde net belge yoksa sıkıntı. o da bu sefer kiralarımı ödemedi deyip icra takibi yapabilir. ıslak imzalı bir şeyin yoksa bulaşma.


  • retiredcolonel  (18.04.24 16:13:26) 
Ekşiden: bir işyeri elemanı sigortasız çalıştırıyormuş, şikayet etmişler, 'delil var mı?' Diye sormuşlar. Kontrat var ama ödeme belgeniz yoksa adam sizi şikayet edebilir üstüne :(


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (18.04.24 18:08:10) 
[]

ucaksiz almanyaya gitmek

ucak korkusu olan buyuklerimiz icin en mantikli en sancisiz cozum nedir? tren, otobus vs tecrube eden oldu mu?




 
buyukler icin en mantiklisi otobus sanirim. trende aktarma, gir, cik falan uzun is.


  • buenosdias  (18.04.24 15:14:27) 
Otobüs +1

Ulusoyun Köln'e seferi vardı diye biliyorum. Berline olmayabilir. emin değilim. Ama otobüs şirketlerinin kitlesi sizsiniz. Uçak korkusu olan insanlar için zaten sefer koyuyorlar.

Bu arada yolculuk 1.5 gün falan sürüyor. Biraz zorlayabilir.
  • nuevo  (18.04.24 15:44:17) 
  • but that was just a dream  (18.04.24 18:34:56) 
Almanya'yı bilmiyorum ama Viyana'ya arabalı tren var mesela. Edirne'den biniyorsun arabanla, Viyana'da iniyorsun.


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (18.04.24 21:04:37) 
[]

Bulgaristan'tan araba ile transit geçiş

Bulgaristan transit geçişlerde vize istemiyor(du). 1 Nisan itibariyle onlar da Şengen'e geçtiler. Merakım şudur, ben arabam ile hiç bir yerden vize almadan şimdi Bulgaristan'ı transit geçip Makedonya, Kosova, Sırbistan, Bosna'yı arabayla gezebilir miyim net bilgisi olan var mı?




 
hayır tabi ki. şengeni olandan transit vize istemiyordu zaten önceden de.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (18.04.24 18:12:15) 
[]

trendyol yemek'te dönen ketenpere

aynı restoran birden fazla isimle hizmet veriyor. mesela normalde sipariş vermediğim bir restoran var ama farklı isimle de satış yaptığı için ben de başka bir yer sanıp sipariş veriyorum ama gelen kutuda bile o istemediğim restoranın logosu var. meğer aynı yermiş.

diğer bir katakulli de mesela aynı restoran hem hamburger hem tatlı satıyor. bunlar için ayrı ayrı profil oluşturmuş. bu yine kabul edilebilir bir şey ama bir aldatmaca var sonuçta farklı isimler.

bu aldatmacaları şikayet edebileceğim bir kurum yok mu? insanları kandırmak bu kadar kolay olmamalı.

 
(bkz: ghost kitchen) olayı buraya da gelmiş sanırım.


  • inheritance  (18.04.24 14:24:50) 
Yok.
Resmi olarak şikayet edebileceğimizi sanmıyorum. Çünkü hukuki olarak bir sorun yoktur. Farklı iki şirket kurmuştur muhtemelen.
Trendyol'a şikayet etsek umursayacağını sanmıyorum, zaten o da bu işin bir parçası.

Bizim mahallede bir kebapçı var, puanları iyiydi. Tam sipariş verecekken gördüm ki yorumlarda sushi'lerinin iyi-kötü olduğundan bahsetmiş insanlar. Bizim mahallede de Dürüm Molası ve Meşhur Pideli Döner aynı restoran. Böyle pek çok yer var.
Başarılı bir kebapçı vardı bizim mahallede, puanları çok iyiydi. Sonra çok zam yaptı. puanları düştü. Dükkanın ismi X kebap'tı.
X Kebap ve Baklava adıyla yeni hesap açtılar. Fiyatları düzgündü. Puanları yeniden yüksek hale geldi.

Trendyol da bu işin bir parçası o yüzden bu konuda çözüm bulabileceğimizi sanmıyorum.
  • michael_knight  (18.04.24 14:50:45) 
[]

Doğu penceresinde hangi bitkilere bakıyorsunuz?

İnternette çok fazla şey yazılmış, artık ai'la yazılmış çöp içerik gibi geliyor her şey. Birbiriyle çelişen bir sürü içerik var.

Sizin kendi yetiştirdiğiniz bitkiler var mı doğu yönünde? Pencereye uzak iç kesimlere değil de direkt pencere önüne koyacağım. Gerçi sabah güneşi ama yine de beş buçuk saat civarı direkt güneş alacak, yazlar daha sıcak artık malum. Aldığım bitki yansın istemiyorum şimdi.

Tanıyan bilen varsa kroton düşünüyorum ben, uygun olur mu? Önerilere açığım.

 
kroton doğu cephesi için gayet uygun ancak şu an olmasa da havalar iyice ısındıktan sonra tülle filtreleme ister. ışığı çok sevdiği için pencereden uzakta olmayı sevmiyor ama direkt gün ışığı temmuz-ağustos sıcaklarında yapraklarında yer yer yanma yapıyor.

diğer cepheye adapte olmakla uğraşmasınlar diye çoğu bitkiyi doğu cephesinde tutuyorum. baktıklarımdan alocasia, crassula, pilea, peperomia çok seviyor mesela. bakmadım ama kauçuk, şeflera, eğrelti ve calathea da sever.
çiçekli bitkiler ve özellikle az ışık diye belirtilenler hariç çoğu uyum sağlar.
  • juliette  (18.04.24 20:43:43) 
[]

apartmanda dairenin isteğine bağlı haşere ilaçlama hakkında

6 katlı bir apartmanın 5nci katında (dubleks) oturuyorum. site yönetimi isteğe bağlı ilaçlama yaptırılabileceği yönünde mesaj attı. isteyene bu cumartesi apt. görevlisi gelip ilaçlama yapacakmış. velhasıl şimdi diyelim ben yaptırtmadım ve benim altımdaki tüm katlar yaptırttı. Tüm haşerat yukarıya benim daireye hücum eder mi? saygılarımla.




 
evet gelirler.
yaptırın bence ilaçlama çok müko bişi. sadece böcekler için olan çok hızlı ve temizlik filan da gerektirmeyen bir şey.

  • red g  (18.04.24 13:26:29) 
Hangi haşereden bahsettiğimize göre değişir.

Hamam böceği, kalorifer böceği (Kakalak) ve türevleri için cevap evet.
Gümüş böceği için cevap hayır.
vs.
  • Mirket  (18.04.24 13:28:48) 
site yönetimi bunu niye teklif ediyor. apartmanda böyle bir sorun mu var ? varsa niye komple ilaçlatma konusunda ısrarcı olmuyor (para vermek istemeyenlerden dolayı mı ?)


  • jülsezar  (18.04.24 13:32:52) 
bizim görevlinin yaptığı aparmana bile çok etkili olmuyor, ona para vereceğin3 profesyonel farklı solusyon kullanan birine para verin. görevliye para kazandırma aktivitesi.


  • eja  (18.04.24 13:40:06) 
kothrine ve bir küçük el pompası al. kendin ilaçla hocam. ilaç firmaları da aynısını yapıyor. solüsyon falan hikaye.


  • jackyr  (18.04.24 13:53:14 ~ 13:53:26) 
Soruyla bağımsız olarak. Lütfen ilacın türüne göre kaç gün havalandırılacak, kaç gün eve girilmeyecek, bunları iyi araştırın. Bodrumda bir anne ve iki çocuğu hayatını kaybetti bu nedenle.


  • mellifica  (22.04.24 21:57:58) 
[]

boston donuts sahibi kim

daha genel olarak türkiyede faliyet gösteren bir şirketin sahibinin kim olduğunu nasıl öğrenebilirim ?

sitelerinde yazmıyor ise.

edit: yani resmi bir kanaldan öğrenmem mümkün mü ? linkedin'de kendini gizleyebilirdi de.

 
Faaliyet ismiyle ticaret sicil gazetesinden bakılabiliyordu sanki, 100% emin değilim.


  • salihdt  (18.04.24 13:50:11) 
Önce Boston Donuts markasının sahibi olan şirketin tam ünvanını buluyoruz. Sitelerinde yer alan bir dökümana göre sahibi UGM Gıda Sa Ltd. Şti diye bir firmaymış. Sonra Ticaret scil gaztesinin web ssitesine giriyoruz, üye değilsek ücretsiz üye oluyoruz ve arama kısmında firmanın adını ve bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünün hangi ilde olduğunu seçiyoruz. Arama sonuncunda ticaret sicil gazetesine verilen ilanlardan şirket sahibi veya ortaklarını görebiliyoruz. Bu firma en son 2021'de bir ilan vermiş görünüyor. Sahibi de yazıyor.


  • kaptan memo  (18.04.24 14:07:04) 
GGBS'den kayıtlı işletme sorgulayabilirsiniz. Bir ilde franchise ile işletme hakkını alan alt firmaları görebilirsiniz böylece.

ggbs.tarim.gov.tr
  • zihua  (18.04.24 14:22:16) 
  • bir ileti paylastim  (18.04.24 15:40:57) 
[]

yabancı ülke insanları ile kaynaşmak

eskiden couchsurfing vardı mesela suyunu çıkarana kadar kullandık, hala var ama o kadar aktif değil.

yurtdışına gidiyorsun iki üç sohbet edebilecek insan oluyordu, mesela bu facebook eventlerine bakıyorum işte gettogetherlar falan var gidiyorum ama o hava yok yani her yeni gelene nereden geldi bu diye bakıyorlar

millet ile online kaynaşabileceğiniz bir website, forum, platform kullanıyor musunuz?

internations mı ne vardı yine bence efektif değil

 
İstanbulda oturuyorsaniz birçok mekan var yabancıların takıldığı, spontane gidip bir sürü insanla tanıştım bugüne kadar, Irish pub mesela.


  • sanguine  (19.04.24 00:01:32) 
[]

Büyükada'da meyhane önerisi

Merhabalar, yurtdışından misafirlerim geliyor. hem Büyüada'yı görmek hem de bir rakı sofrası istiyorlar. Büyükada'da önerebileceğiniz meyhane var mıdır? mezeleri ve ortamı güzel olan.

haftasonu delicesine kalabalık olur değil mi bir de? Haftaiçi ögleden sonra saatleri de gidebiliriz.


 
Eskibag Teras net


  • mor oje  (18.04.24 11:43:47) 
[]

Mobil tarifenize ne kadar ödüyorsunuz?

Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.

Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.

Bana çok uçuk geldi bu artış.

Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim muhtemelen diyerek kapattım.

Haziran'da taahhütüm bitmeden yeni bir teklif sunarlar mı acaba?

Siz ne kadar ödüyorsunuz?

 
30gb işte ek şeyler falan 425tl vodafone


  • duyurukullanıcısı  (18.04.24 11:17:59) 
15 gb,1000 dk 125 tl türk telekom faturalı.

taahhüt bitiyorsa kendi numaranızla başka bir firmaya geçin. geçiş yapacağınız firma en az yarı yarıya daha ucuz bir öneri sunacaktır size.

not: türk telekom ev internetim bitti aradım istediğim tarife için 350 tl önerdiler comnet'e geçiş yaptım 170 tl ödüyorum aylığa vurunca.
  • biravekahve  (18.04.24 11:32:47 ~ 11:34:24) 
30 gb 2000 dk 250 sms tt
320 tl taahhütlü faturalı

  • sevilen progressive türkücü  (18.04.24 11:39:18 ~ 12:04:08) 
Aynı paket derken aynı içeriklere sahip adı farklı başka bir tarife mi yoksa doğrudan bire bir kendi tarifenizin taahhütsüz fiyatı mı?

Sözlükte bunla ilgili entryler vardı. Operatörler doğrudan kendi kullandığınız tarifenin taahhütsüz fiyatını söylemekten çekiniyor. Gerekirse cimerden bilgi edinme dilekçesi falan atarak tam olarak kendi tarifenizin taahhütsüz ücreti nedir onu öğrenin. Bunun sebebi var olan tarifelerin fiyatlarında değişiklik yapmanın, yeni tarifeye fiyat biçmekten daha zor olması deniyordu. Eski tarifeye sadece zam yapılabiliyor, haliyle %200-300 gibi fark koymak zor oluyor yasal olarak. Ancak yeni tarifeye sıfırdan fiyat vermek başka. Bu yüzden atıyorum 30gb internet görünen ama çok ufak tefek farklılıkların olduğu bir ton naylon tarife var ortalıkta.

Bunun dışında 580 lira piyasa fiyatı, doğrudur. Malesef böyle paket fiyatları.
  • akhenaten  (18.04.24 11:40:52 ~ 11:45:38) 
taahhutsuz 34GB int+1000dk 550₺

sms bile yok
  • ala09  (18.04.24 12:03:02) 
Vodafone 40 GB. 390 TL. Şubat ayında bu tarifeye geçtiğim için böyle ucuz. (Düzeltme: ilk 3 ay böyleymiş sonra 500 küsür bir şey olacaktı galiba, şimdi aklıma geldi.)

580 lira bana biraz fazla göründü. Biraz daha inceleseniz 400 - 450 civarında bir teklif olması gerek gibi geliyor bana. Bilgi değil, his.
Şubat ayından önce 200 TL karşılığında sınırsız internet paketim vardı.
  • michael_knight  (18.04.24 12:12:23 ~ 13:45:30) 
Vodafone
20gb
1000dk
250 sms

194tl. Faturalı.
  • Amaranta ursula  (18.04.24 13:02:19) 
500 lira ödüyorum 20 gb spotify ucretsiz vodafone


  • eja  (18.04.24 13:41:22) 
Turkcell yıllık 120GB, 12.000 dakika ve 6.000 SMS paketine aylık 310TL ödüyorum.


  • pispinti  (18.04.24 14:20:55) 
Vodafone 260 sanırım. 30 gb faturalı


  • gabe h coud  (18.04.24 17:50:57) 
35GB 2000DK 250SMS - 320TL - Türktelekom - 1 Yıllık taahhütlü


  • ananiyimioguz  (18.04.24 18:27:35) 
Prime 25 GB ₺140. 2-3 ay sonra yenilenecek. ₺300 falan fiyat çıkar herhalde.


  • nawar  (18.04.24 21:40:34) 
Bu arada artık herkes numara değiştirerek operatörün kendi abonelerinden bile daha uyguna paket alıyorlar ve haksızlık oluyor, hem sürekli bir operatör geçişi oluyor vs. diye numara geçişleri arasındaki kampanyaları ya kaldırmışlar ya da düşürmüşler avantajlarını diye duydum, yanlışım varsa düzeltin


  • ananiyimioguz  (18.04.24 22:05:49) 
160 ödüyorum sonbaharda yaptım taahhüdü, 12 GB 1000 dk 100 sms Vodafone


  • sanguine  (19.04.24 00:02:58) 
[]

patatesi kaç liradan aldınız en son?

geçen markette 64liraydı kilosu. küçük ve özel bi patatesmiş. seçerek aldığım başka bi patates 19tl idi. haşladım ama eskiden olduğu gibi afiyetle yenecek gibi değildi.

pazara çıkmadım uzun zamandır, o yüzden pazar fiyatı çok farklı mı merak ediyorum. uzun zamandır lezzetli patates yemedim. muhakkak acı bi yeri denk geliyor artık, önceden sadece patates yiyerek yaşayabilirdim.

istanbul, avrupa, hal fiyatları 15-25 arasında olduğunu söylüyor. pazarda da 20-30 arasındadır sanırım. migrostan çok farkı yok bu durumda.

siz kaça aldınız, nereden alıyorsunuz, neye dikkat etmeli?

 
3 kg. 50-TL. pazardan - konum Çankaya, Ankara


  • ankarakecisi  (18.04.24 11:28:19) 
Migros'tan indirimdeyken 19.90'a almıştım ben de. En ucuz Bim'de 9.90'a görmüştüm ama hepsi tomurcuklanmıştı, o nedenle almadım.


  • peki madem  (18.04.24 11:49:34 ~ 11:50:08) 
su an taze patatesler cikmis olmali fiyatlar bu ara biraz yuksek gidebilir. ankara ortalamasi 15-20 tl arasidir. seyyarlarda fiyat daha dusuk olabiliyor.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (18.04.24 13:27:23) 
Duyulması gerektiği kadar+1

Taze sarı patatesler çıktı, ince kabuklu, pazarda 3 kilo 50
  • grimavi  (18.04.24 14:55:25) 
Bugün pazarda 3 kilo 100 gördüm Erenköy /istanbul


  • SiyamkedisiZorro  (18.04.24 17:57:21 ~ 17:57:36) 
[]

Gereksiz yapılan bebek alışverişleri

Sayın sözlükçüler,

Hamileyim ve bu konulardan zerre anlamıyorum:)

Bebek ve çocuk ürünleri bildiğiniz gibi adam silkeleme şiarıyla oluşturulmuş bir derya. Milyar tane ürün var ve çoğu fahiş fiyatlara. Siz tecrübeli anne babalara soruyorum,

Şunu şunu aldık almaz olaydık bir kere kullanmadık dediğiniz şeyler neler? Mesela bana sürekli sterilizasyon makinası çok gereksiz diyorlar. Siz heves edip neler aldınız ve kullanmadınız? Tabi aynı şekilde kesinlikle al dedikleriniz neler?

Teşekkürler

 
Kıyafet konusunda çok dikkatli olman lazım. Arkadaşlarınız falan bir anda birçok kıyafet hediye edebilirler, giyemeden küçük kalır. Ayrıca, kıyafet/ayakkabı konusunda geleceğe yatırım yapma. Seneye kış için palto, yaz için tshirt alma. Kış sıcak geçebiliyor, yaz soğuk geçebiliyor, bedeni olmuyor vs.

Kanguru diye bir şey var, süper. Bebeği oyalayacak bir şey bulamadığında yüzü dışarı bakacak şekilde bindirip mahallede (hatta evde) dolaştırıyorsun. Hem kendin nefes alıyorsun, hem bebek eğleniyor.

Şunu aldım birkaç ayda küçük geldi: i0.shbdn.com
Keşke en başından tahta karyola alsaymışım.

Park yatak ödünç aldık. Hiç kullanamadık. Bebek gündüzleri oynamaya oraya girmek istemedi. Geceleri de orada uyutmak mümkün değil. Geceleri bebekle aynı seviyede olmak lazım, yanyana yatıyor gibi.

Şu tarz bir şey al, katlanır bebek bakım seti: encrypted-tbn0.gstatic.com

Hasta oldu nebulizatör aldık. Nefret etti, ağzının önünde bir cisim istemiyor.
  • kanepeee  (18.04.24 11:37:07) 
insanlar gidiyor bebege gidip dünya kadar kıyafet alıyor. sonra bebek biraz iri dogunca kıyafetler çöpe. bir de bebekler çok hızlı büyüyorlar bunu hesaba katmıyorlar 20 tane zıbınlık alıyorlar. en fazla 5 tanesini giyiyor. sonra digerleri bebegin büyüme hızına yetişemiyor ve olmuyor. hadi onlarda çöp. bez olayı da öyle . mesela dünya kadar bez stok yapıyorlar. bunların bir kısmı bebegin büyüme hızına yetişemiyor. boşa çıkıyor. veya aldıgı dünya kadar stoklu marka bez bebegin teninde alerji yapıyor. hoppp onlarda boşa..

benim akraba gitti bebek dogmadan otomatik sallanan ana kucagından aldı. dünya kadar para verdi. sonra bebek dogunca ona yatırdı. bebek onun üzerinde hiç durmadı huzursuz oldu. niye çünkü uyurken sallanmaktan hoşlanmıyordu. ama gidip düz yataga yatırınca uyuyordu. hadiii o da çöpe.

bir çok çılgın anne baba gaza gelip daha oturamayan bebege gidip spor ayakkabısı alıyorlar. bunlar da dünya para. bazıları gidip 5 çift ayakkabı alıyorlar. bebek o ayakkabıyı en fazla 1 ay giyebiliyor. digerleri tabiki çöpe gidiyor.

Akrabanın dedesi çocuk dogunca gitmiş akülü araba almış. çocugun o akülü arabaya binebilmesi için en az 4 yaşına gelmesi lazım. gel gelelim bu oyuncakların aküsü 2 sene bile kullanılmayınca ölüyor çöp oluyor. adamlar o heyecanla bunu düşünemiyor
onun için alacagınız şeyler için sakın acele etmeyin. zaten lazım olacak şeye kısa sürede ulaşabilecek çagdayız.
  • limonlu eksi  (18.04.24 12:24:35 ~ 12:33:57) 
az ve mumkunse ikinci el kiyafet +1

zorunlu seyleri onceden alin, zorunlu olmayan seyleri gerektiginde alirsiniz. zorunlu olanlari da sayiyla alin, abartmayin. hem dosek, hem yatak, hem karyola, hem besik almayin mesela. sterilizasyon makinesi eger biberonla besleniyorsa gerekli olabilir, sadece anne sutuyle besleniyorsa hic gerek yok. bebekten bebege degisiyor.

yani en gerekli seyler, bez, krem, islak mendil, 3-5 takim kiyafet fazlasina gerek yok, bir suru agizlik bez, 1-2 tane battaniye, yatak odasinda yatirmalik yer, diger odalarda yatirmalik yer, bebek arabasi, kanguru dedikleri vucut temasini saglayan zimbirti (uzun bi bez parcasi genelde). Ates olcme aleti falan alacaksaniz onu en kalitesinden alin, dandik olanlar fazla olcuyor bosa panik yaptiriyor. "white noise" yapan seyler guzel. uyku tulumu. ilk aklima gelenler bunlar. bunlarin ustune alengirli seyl almaya gerek yok ilk etapta. yeriniz paraniz ve ihtiyaciniz olunca alirsiniz.
  • icim urperiyor  (18.04.24 12:36:12) 
Sterilizasyonu ben çok az kullandım, makina olmadan da sterilize edebilirsiniz kullanıyorsanız biberonları ve emzikleri.

Bebek arabası şart.
Alt değiştirme ünitesi hiç almadım ve ihtiyacım olmadı.
Araba kullanıyorsanız oto koltuğu da şart.
Bez çok almayın, büyüdükçe olmayabilir ve elinizde kalabilir.
Kıyafetler çok sık yıkanıp kirlendiği için yedekli olması iyi elbette ama yine aşırıya kaçmayın derim, bende kullanılmamış/az kullanılmış çok bebek eşyası vardı, ihtiyacı olanlara ulaştırdım en sonunda. Ayakkabı özellikle, giydiği zaman alın ve bence çok çeşitli almayın bütçeniz kısıtlıysa.
Bebek kitapları, oyuncaklar hiçbir zaman fazla olmuyor :) oğlum eski oyuncaklarını hala çıkartıp oynuyor ara ara, yaş aralığından bağımsız.
Park yatak hiç kullanmadım, kanguru almıştım hiç kullanmadım -benimki durmadı içinde. Ama tam tersi şu sallanan ana kucakları (isveçli bir firmadan almıştım, ismini unuttum şu anda ama bayağı ünlüler) elim ayağım olmuştu benim, en çok kullandığım üründü.
  • deartheodosia  (18.04.24 12:38:15) 
Biraz karışık ve uzun yazdım maalesef.
İlk 2-3 ayın eşyası dışında bir şey almayın. Her şeyi zamanı gelince alın. Tercihleriniz değişebiliyor, bebeğin davranışları değişebiliyor, birilerinden hediye gelebiliyor, bir akrabanın eski eşyaları gelebiliyor vs.
Mümkün olan her şeyi ikinci el alın çünkü çok kısa sürede gereksiz hale geliyor.

- Park yatak: Kullanmadım diyenlerin nasıl kullanmadığını anlayamıyorum. Bebeği içine koyuyorsun uyuyor. Kendi yatağının da kenarına getiriyorsun, istersen yan tarafını açıyorsun. Bebekle aynı seviyede uyumuş oluyorsun.
- Bebek arabası: Arabanız varsa travel sistem almanızı öneririm, büyük kolaylık oluyor ve oto koltuğu masrafı yapmamış oluyorsunuz.
- Küvet ve file: Trendyol'da en çok satan modeli aldık, katlanıp küçülebiliyor. Memnunuz ama diğer çeşitleri denemedim, bilmiyorum.
- Ana kucağı: Babybjörn'ün taklidi olan Pierre Cardin'i aldık. İşimizi gördü ama şimdiki aklım olsa onu almam. Biraz daha bebeği kavrayan bir model alırım. Elektrikli ana kucağı alan arkadaşım çok memnun kaldı. 8 bin liralık bir ürün aldı, 3bin 500 liraya sattı. Ana kucağı ilk 5-6 ay kullanılabiliyor, sonra çöp.
- Emzik: Kullanıp kullanmamaya karar vermeniz gerek. İnsanlar %50 - %50 ayrılıyor genelde emzik konusunda. Çocuk doktorunuz, büyükleriniz ve internetteki kaynaklara bakarak kendi kararınızı verin.
- Kanguru: kanguru değil de sling'i mutlaka denemek isteyeceksiniz. Basit bir kumaş parçası, çok para vermeden bir tane alın, denersiniz.
- Telsiz: Videolu alayım diye düşününce fiyatlar çok yüksekti, paraya kıyamadım, karar veremedim alamadım. 6 ay oldu. İhtiyaç hissetmedik. Bizim hayat şeklimizle ilgil sanırım. Bence siz de ihtiyacınızın ses mi video mu yoksa kullanmamak mı olduğunu anlayınca satın alın.
- Müslin bez: Ne kadar çok alırsanız o kadar iyi.
- "Keçe Anne Bebek Bakım Çantası" adıyla satılan sepet gibi şey bizim evde çok kullanılıyor. Pek çok bebekli ailede görüyorum.
- Oyuncak: Çok fazla oyuncak almamaya çalışın. Zaten ilk aylarda neredeyse hiç gerekmeyecek. Ben pilli ve düğmeye basınca ses çıkaran oyuncakların zararlı olabileceğini düşünüyorum. Mümkün olduğunca çıngıraklı oyuncaklar tercih ediyorum. Siz de bebeğiniz büyürken farklı tercihler yapabilirsiniz, şimdiden almayın.
- Koku geçirmeyen çöp kutusu: Çok gerekli. Korbell marka bu alanı domine etmiş sanırım. Biz de ondan aldık. Yedek poşetlerini almak da önemli olduğu için bilinmeyen bir marka almayın.
- Çanta: Doğum yaptığımız özel hastane güzel bir çanta verdi, kullanıyoruz. Yaklaşık 1200 TL verip bir çanta daha almıştık, onu daha az kullanıyoruz. Bebek arabası alınca ondan da bir çanta çıktı. Hastane verecekse almasanız da olur. İhtiyacınızı anlayınca daha bilinçli bir seçim yaparsınız.
- Battaniye: En azından 3-4 tane mutlaka gerekli. Yaza yaklaştığımız için belki geciktirebilirsiniz yine de 1-2 tane alın derim.
- Hastane pompası kiralamayın. Bir aylık kira fiyatına alacağınız pompa aynı işi yapıyor. Boşuna kira vermeyin. Almakla, geri götürmekle uğraşmayın.

Eşim batıl inancı sebebiyle 7. aya kadar bebek için alışveriş yapmamıza izin vermedi. Son anda alışveriş biraz zor oldu bize.

Ek: En önemli kısmı unutmuşum. Şimdiden çocuğa yatak almayın. Odasını boğmayın. Benim en beğendiğim yatak bu ama saçma sapan bir fiyatı var. Uygun fiyat böyle yatak yapan bulunca alacağım ama daha zamanımız var sanırım. goodnightkid.com
  • michael_knight  (18.04.24 13:35:55 ~ 13:55:20) 
- bebek kiyafetlerini bebegin dogacagi aya göre secmeye calisin. yani 6 aya göre kislik zibin alirsiniz ama belki cocuk 6. ayinda temmuz ayinda olacagiz?

- pompa islerine girmeye gerek yok. önce bir emzir. baktin ebf olmuyor, baktin bir sebepten pompoya ihtiyac var, o zaman düsünürsün.

- kendi kendine sallanan bebek salincaklarindan alabilirsin: www.amazon.de
kendi hareketiyle sallandigi icin bebekler onu severler. kendi kendiklerini oyalarlar ve kas gelişimerini engellemez. otomatik olanlardan alma. cok kisitlayici ve sacma. kas gelişimi için iyi değil.

- bebek kiyafetlerinde 52 beden altinda alma.

- bebek alti acmak icin silinebilir portatif sergi almani tavsiye ederim. sunlardan: www.emmanoah.de cocugun kicini basini koltuga, haliya degdirerek alt acanlar var, igrenc bir sey. hem disarida hem evde cok rahat oluyor bunlar. sergiyi kumas degil, dedigim gibi silinebilir almalısın. silinebilenler özellikle kisin soguk oldugu icin 8-10 tane de beyaz müslin alırsın, sergi üstüne onu serersin, bebege soguk gelmez. sik sik da yikarsin böylece müslinleri.

-kiyafeti az al, sundan kis, bundan kis falan demiyorum. istedigin gibi al. hatta bol bol al. 8 tane mi doguracaksin sanki? bir, belki iki tane cocugun olacak. keyfini cikar elinde sans varken.

- biberon olarak lansinoh tavsiye ederim. cam olanlardan. anne memesine form olarak en yakini o. oldukca ortodontik. hem kolik yapmaz hem de meme ya da biberon reddi riski azalir. lansinoh bulamazsaniz evenflo. philips advent falan salla. bu ikisi marka haric ortodontik ya da anti-kolik denen biberonlarin cogu ortodontik ya da anti-kolik degil.

- emzikte de aynisi gecerli. philips, nuk falan gec. nuk korkunc hatta. en iyisi mam marka. hastanede emzik veriyorlar mi türkiye'de bilmiyorum, avusturya'da philips veriyorlar. berbat. öyle sekline, rengine aldanip almaktan ziyade ortopedik olmasina ve ihtiyaci en saglikli sekilde karsilayisina göre secmelisin ürünleri. bebegi emzirdikten sonra emzik verirsen kaka yapmasini kolaylastirirsin.

- emzirme sütyeni, sütyen icine konan süt tamponu cok kullanisli seyler. silikon meme ucunu ihtiyaca göre alirsin, hemen alma ama kesinlikle meme ucu koruma kapağı tavsiye ediyorum. özellikle silverette marka cok iyi. gercek gümüs, kaplama değil.

- emzirme yastigi al. gereksiz degil.

- torticollis, tongue tie, cheek tie gibi sorunlar icin uyanik ol. olur demiyorum ama sen uyanik ol. cocuk doktorun, öyle bir sey yok, derse o doktoru degistir. bunlar var. bu nedenle bence su an hala vaktin varken bir IBCLC danismani bul, adini kenara yaz. sonra stres ve uykusuzlukla birini bulmaya ugrasmazsin. hippi büyücüsü doula degil, IBCLC danismani. yoksa kim takar doulayi?

-beyaz ses, kahverengi ses falan gibi seyler icin cihaza ihtiyacin yok. spotify kayniyor bunlarla. spotify'da zamanlamayici da var istersen. kuruyorsun mesela 50 dakikaya, o kendi kendine 50 dk sonra duruyor.

- gebeysen okuyorsundur, biliyorsun ki bebegin sepetinde ya da besiginde sids riski sebebiyle ne battaniye ne yastik ne oyuncak olmali. sadece bebegi koymalisin. bu sebeple uyku tulumu tavsiye ederim. inanilmaz kullanisli. kollari cikarilabilenler var. direkt kolsuz olanlar var, müslin bezden yazlik olanlar var, vs vs. mevsime göre uygun boyda 3-4 uyku tulumu en azindan ilk 18 aya kadar öneririm.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (18.04.24 15:07:35 ~ 19.04.24 14:40:44) 
biberon ve emzik de kullandık ama sterilizasyon makinesi almadım. temiz içerikli deterjan almıştım. ara ara da kaynattım. çoğu emzik mikrodalgada su içinde temizlenebiliyor zaten. emzik ve biberon da tercihe bağlı biraz. ilk 40 gün önerilmiyor ama illaki emzik veririm diyorsanız bir tane alın, dursun. ne zaman kafayı sıyıracağınız belli olmaz çünkü. damaklı ve kauçuk uçlu olsun ama bir tane yeterli çünkü almayabiliyor bebekler ya da belki sen tercih etmezsin. biberona da hemen gerek yok. zaten gerek olursa ilk başta şırınga ya da kaşık biberon kullanırsınız. ama dediğim gibi şu an gerek yok, ihtiyaç olursa alınır.

ana kucağı fıtık garantili bir ürün. bebeğim kilolu olmamasına rağmen ben çok zorlandım ve kullanmadım. hediye gelmişti, işe yaramadı. para verip almazdım. hani deneme imkanın varsa birinde deneyip alabilirsin belki ileride. yoksa bence gereksiz. zaten bazı bebekler sevmiyor.

park yatak ve beşik hediye geldi. ikisi de kullanıldı ama şöyle. 5 aylıkken işe başladım. park yatağı eşimin ailesine kuruldu, beşik bizim eve kuruldu. ikisi de işe yaradı yani. ama böyle bir durum yoksa ben olsam anne yanı beşik alırım büyük boyutlu. çünkü bebekle aynı hizada olmak ilk aylar çok iyi olurdu. almadığıma pişmanım. mesela biz bebekle yattığımız için bi süre sonra beşik yatak kenarı koruma görevi gördü sadece. 1 yaşından biraz sonra montessori tipi yatağa geçtik rahat ettik. yani büyük hantal bi beşik almaya bence hiç gerek yok. anne yanı beşikten sonra direkt montessoriye bile geçilebilir oda ayrılacaksa. ayrılmayacaksa basit bir beşik yeterli. park yatak alacaksanız da içine mutlaka ekstra sert bir yatak alın bebek sağlığı açısından.

kıyafet konusu da şöyle. aman lazım olmaz diye çok da az alma. yaz bebeği olursa mesela çok terler, günde iki üç zıbın gidebilir mesela. asla bir sürü eldiven şapka vs alma. eldiven zaten ilk hafta sonrası önerilmiyor. şapka da aynı şekilde soğukta dışarı çıkmadığı sürece evde gereksiz ilk günler sonrası. yani hastane çıkışı denilen pahalı pahalı takımlara gerek yok. 5-6 zıbın, 3-4 yakım yeterli. hepsi de aynı kalıp olmasın tabi, büyüklü küçüklü olsun. ilk ayı atlattıktan sonra yine ihtiyaca göre çıkıp alınabilir zaten. 10 mendi yeter. kışın doğacaksa iki pamuk battaniye, yazın doğacaksa 2-3 müslin örtü. alacağın yatak türüne göre sadece çarşaf. yastık-yorgan kılıflı takımlara gerek yok zaten kullanmıyoruz.

her markanın ayakkabı kalıbı farklı. vicco küçük kalıp mesela. o yüzden biraz riskli ama biz yürümeye başlayınca aralıklı beden olacak şekilde stok yaptık. mevsim denk geliyor bi şekilde. bot belki beklenebilir.

alt açma örtüsü al mutlaka paket paket ve alt değiştirirken örtüyü bölgeyi kapatacak şekilde kaldır. o kadar çok kaka ve çiş kazası yaşadım ki. iki saniyede değiştiririm, ne var ki diyorsun ama öyle tazyikli kaka yapıyorlar ki inanamazsın. başlangıç için bir beden bebek bezini günde 15 tane gidecek gibi hesapla. belki daha fazla. bizimkine bu be yeter dedikleri bez yetmedi mesela. ama stok yapmak riskli. iki paket alıp duruma göre stok yapılabilir. ıslak mendil de aynı şekilde. doğru ıslak mendili bulduktan sonra koli koli depolayabilirsin yer varsa. ben öyle yapıyordum. korbell çöp kovası asla aldığıma pişman olmadığım bir ürün. ikinci el de bakabilirsin. poşeti muadil alıyoruz biz ama.

ana kucağı otomatik vs alanlar çok gördüm ama bende dümdüz bi model vardı. fazlasına ihtiyaç duymadım. zaten bu tip şeylerde uzun süre yatması sağlıklı değil. uyutmayı da önermiyorlar. bebek ölümleri bile gerçekleşmiş. kullanacaksan da sen uyanık ol yanında ve kemeri takılı olsun mutlaka. ve bir iki saatten fazla yatmasın.

bebek oturma minderi kullandım hafif oturmaya başladıktan sonra. ucuz bi modeli iş görür.

mama sandalyesi en uygunu alıp geçmek mantıklı. bime filan geliyor, onlar bile olur.

minder ve sandalye 6. ay sonrası için. ama türkiye enflasyonu düşünülürse eğer yerin varsa şimdiden alınabilir şeyler.

otuz tane oyuncağa, kitaba şuna buna gerek yok şimdilik. siyah beyaz kartlar ve bir tane çıngırak yeterli emin ol. saklama kabıyla da oynayabiliyorlar zaten bebeklikte. büyüdükçe alırsınız.

www.hepsiburada.com bu şart. özel sırt çantası uygun bi şey alınmalı. normal çanta verimli olmuyor. çünkü ilk başlarda bir yere giderken yanına bir ton şey alman gerekiyor. ve çok bölmeli, özel gözlü bi çanta iş görüyor. ama bir sene sonra filan boşa çıkar. ama dediğim gibi ilk sene çok işe yarıyor.
bendeki şu. www.hepsiburada.com

işe erken başlayacaksan bi elektrikli sağım pompası şart. yoksa manuel de iş görür. süt-meme durumu değişken olur mu bilmiyorum ama ben olsam şimdiden bi manuel alırdım. ne zaman lazım olacağı belli olmuyor. sütler boşa gitmesin diye bi paket saklama poşeti alınabilir. gümüş kapak aldım, kullandım, işe yaradı mı bilmiyorum. meme başı yarası fena bi şey. ben silikon uç kullandım yara olduğunda. pazar günü nöbetçi eczanelerde aramıştık. yani herkesin başına gelmeyebilir ama şu anki aklımla ilk alacağım şeylerden biri. bir tane meme ucu kremi lansinoh vs bir tane de medikal bir krem, madecassol gibi. lansinohu silmeye gerek yok ama diğeri bebek emmeden silinmeli mutlaka. gümüş kapak almayacaksan da meme başını kıyafetten korumak için muadil kapaklardan al bence. bir de göğüs pedi çok kullandım ben ilk aylarda. emzirme sütyeni almadım. normalde sütyen kullanmıyorsan rahat edemezsin zaten. pedli sporcu sütyenleri filan da iş görüyor.

araba varsa yine enflasyonu düşünerek bir tane oto koltuğu şimdiden. 360 derece dönen modeller pratik oluyor.

bebek arabası ise şöyle. gidin deneyin. en pratik katlanan, sürülen hangisiyse onu alın. koca koca modeller bir süre sonra çöp oluyor. çok pahalı bir şeye gerek yok. zaten bir süre sonra tamamen katlanır modellere ya da baston modellere geçiliyor pratiklik açısından.

telsiz ilk aylar olmasa da sonrasında gerekli. görüntülü filan almadık biz ama.

saydığım hemen her şey ikinci el alınabilir. sıfır olsun diye uğraşma. yatak harici belki hiçbiri ömürlük değil çünkü. dediğim gibi mesela 1 yaşından sonra o hantal bebek arabasına binmeyecek, 8. aydan sonra anne yanı beşikte yatırmak tehlikeli olacak.
  • elorelia  (19.04.24 10:37:20) 
yazılanlardan sonra aklıma gelenler oldu, onları da ekleyeyim;

benim aldığım sallanan ana kucağı babyjörn’dü, çok çok memnun kaldım. inanılmaz memnun kaldım. bebeğimi koyup minik minik sallayarak uyuttum hep.
park yatak kullanmadım :) kullanmayan kullanmıyor işte. ihtiyacı olan bir hamileye gönderdim daha sonra.
okbaby’nin banyo aparatını almıştım, bebekken ona koyarak yıkadım hep. büyüdükçe şu ebebek’te satılan minik küvetlere geçtik. benimki banyo yaparken doldurup içinde yıkanmaya bayılıyor.
süt sağma makinası da aşırı kullandığım bir şey olmuştu benim. çok sütüm vardı, maalesef bir çoğu da çöpe gitti ama sadece psikolojik etkisinden dolayı bile alırdım.
telsiz vs. hiç kullanmadım, ev geniş olsa da duyuyordum zaten ya da bulunduğum odada uyuyordu.
mama sandalyesi ilk ikea’dan almıştım, idare etti ama sonra sığmamaya başladı. chicco’dan alarak güncelledim. şu an 3.5 yaşında, yemek yerken hala o koltuğa oturmak istiyor.

ayrıca ne güzel öneriler yazılmış <3 hamileler kaydetsin :)
  • deartheodosia  (19.04.24 20:07:20) 
[]

Götüüür kelimesi sizde neyi ifade ediyor?

Soru bir arkadaşım ekolünden geliyor.
Arkadaşımın kız arkadaşı x diyelim. Y’de benim arkadaşım.

X’e kendi arkadaşlarıyla whatsapp grubunda önceki sevgilileri soruluyor
İsimlerini yazdıktan sonra başka bir arkadaşı da götüüüürr diye yazıp random atıyor
Sonrası sesli mesaj şeklinde ilerliyor konuşmanın.

Y isimliArkadaşım da bunu görünce haliyle x’ten soğuyor.

Siz ne tepki verirdiniz bu durumda?

Ayrıca x eski sevgilileriyle olan fotoğraflarıda tutmuş telefonda ya da gittiği tatilde yaptıkları haritaya kadar silmemiş. Guya görmedim hatırlamıyorum diye geçiştirmiş

 
X ile Y sevgili değil mi ,

Götüüüür orada yarasın maşallah iyi götürmüşsün manitaları anlamında kullanılmış.

Ama arkadaşlar arasında yapılır böyle muhabbet, geçmiş ile ilgili konuşulmuş, y nin görmemesi gerekirdi.

Ancak götüüür ü xin arkadaşı yazmış, bu durumda x den niye soğuyor y ? Yoksa başka bir şeye mi takıldı ?
  • jülsezar  (18.04.24 10:59:35 ~ 10:59:59) 
Ali, ayşe desen anlaşılacak konu x,y ile denkleme dönüyor.

Kız dayanışması her zaman vardır, nasıl erkek muhabbeti varsa kız muhabbetinin de aşağı kalır yanı yok, hatta kız muhabbeti daha da uçuk, boyundan işlevine her şeyi anlatıyorlar.

Y'nin yapması gereken o random atan arkadaşına sırada sen varsın demesi.
  • kimlanbu  (18.04.24 11:01:57) 
E bozulurum ben de haliyle, sevgilinin eski sevgilileri tabi ki olabilir bu doğal ancak sevgili olduğunuz kişi "eski sevgililerim" temalı bir gırgır şamata şeması oluşturup bir de bununla eğlendiği için hatırlatıcı şeyler arşivlemişse, bu, en iyi ihtimalle insana "iyi hissettirmez." Arkadaşlar arasında bu konu açılabilir elbette ama sizin tarif ettiğiniz şey baya detaylı duruyor.

Yanlış tanımış olabileceğimi düşünürüm, samimiyetini sorgularım. Birkaç laf çarparım eskilerin eskide kalmasıyla ilgili. Sonra bir süre takip eder davranışlarını ölçüp tartar ne yapacağıma öyle karar veririm.

Birinin eski sevgili koleksiyonuna girmek için çok da hevesli olmam doğal olarak.

Tabi sorunun diğer tarafı da, bu kişi bunları neden görüyor? Bazı şeyler kişiye özel kalmalı. Böyle bir şeye şahit olmak moral bozucu ama halbuki X, Y hakkında daha farklı düşünüyor olabilir. İlişkileri yıllandıkça tutumunu değiştirebilir. Çünkü şu aşamada belli ki arkadaşlar sevgiliden daha eski. Sevgilinin önce bu kişinin hayatında bir yeri olmalı. Biraz da "ne bekliyordun ki" derler insana.
  • akhenaten  (18.04.24 11:07:55 ~ 11:12:01) 
ek bilgiye cevap,


hoş değil tabi ki eski fotoğrafların telefonda durması, ama bunu nasıl öğrendiğinizi de merak ettim. yedeklese anı vs dese harddiskte bir nebze. benim instagramda exim ekli duruyordu misal. tenezzül bile etmedim silmeye. exim de tenezzül etmemiş sadfsg. kız arkadaşımın galerisinde ne var bilmem o da benimkini bilmez, aynı şekilde instada exi mi ekli kim ekli.

ama ne olursa olsun güven kırılırsa demek ki bir birinize uygun değilsiniz demektir. haklı haksız aramaya gerek yok.

bir de ilişki ne kadar sürelik, ne kadar bağ var. o konuda akhenaten +1

benim 15 yıllık arkadaşlarım var görüştüğüm, bunlar sevgilim/eşimden hep eski olacaklar. sevgililerimize saygısızlık etmeden geçmişi konuştuğumuz olur/olabilir.
  • jülsezar  (18.04.24 13:31:04) 
Öncelikle başlığa cevap vereyim; devamında anlattığınız bağlam çerçevesinde "götüüüüür" kelimesi bana sevişmeyi / seksi ifade ediyor. Samimi arkadaş gruplarının içerisinde olabilecek basit bir muhabbet bu. Sadece bu yüzden bir insandan soğumazdım.

Eski sevgililerin fotoğraflarının saklanma konusunda ise ben saklayana da silene de hak veririm açıkçası. Ben özellikle silmem, ama bundan rahatsız olanları da anlayışla karşılamak lazım.
  • pispinti  (18.04.24 14:30:41) 
[]

Ekspertiz önerisi

Merhaba, 2.el araç alımı için mümkünse bostancı sanayide ekspertiz önerisi olan var mı? Öne çıkan firmalara bakıyorum ama iyi olduğu kadar kötü yorumlar da var. Ben de pek anlamıyorum bu işlerden. Otorapor, ümran, tarcanlar vs. Hangisine gitmeli?




 
ümranı tavsiye ederim.


  • durbidakka  (18.04.24 10:13:42) 
Otorapora gitmeyin. İşi çok fazla ticarete dökmüşler. 1 sene önce ekspertiz yaptırdım yaptırırken istediğiniz zaman online olarak görebilirsiniz raporunuzu demişlerdi. Geçen bir bakayım rapora dedim çıkarılan raporu online olarak görebilmek için bile 600 lira para istiyorlar. Her şeyi ticarete döküyorlar.

Diğer şirketlerle ilgili bilgim yok. Otorapor hakkındaki fikrimi paylaşayım dedim.

Bir de zincirleşmiş ekspertizlerde bir sürü paket oluyor. Sigortalı falan paketleri var bunların hepsi kandırmaca. En basic paketi yapın.
  • nuevo  (18.04.24 10:52:00) 
tarcanlar +1


  • since1907  (18.04.24 14:11:21) 
hedef oto ekspertiz ve tarcanlar kartal çok kötü asla tavsiye etmem.


  • kimsesiz genc boga  (18.04.24 17:20:26) 
Bu konuda ihtiyaç duyabilecekler için yazayım.

Ümran'a gittim. Ekstra plus gibi bir paket vardı onu yaptırdım. Paket içeriğinde o kadar kontrol maddesi var ama işlem toplam 30-40 dk sürdü. Sonuçlar tutarlı gibi geldi bana, 7/10 denilebilir.
  • teutonic-terror  (19.04.24 10:24:30) 
[]

Tek Başına Tatil

Selam herkese, hiç tek başınıza tatile gittiniz mi? Ben hiç gitmedim ve denemek istiyorum. Zorluklarla karşılaştınız mı? Keyifli yanları nelerdi? Önerir misiniz?




 
yurt dışına gittim 5 gün, yurt içine gittim ama kısaydı o.

yurt dışında ev kiraladım, evde kaldım.
zorluk olarak bişi yaşamadım.

-güvenli bölgeyi araştırıp oradan ev kiraladım.
-gece yarısı bile tek başıma bara gittim, sokakta takıldım, eve döndüğüm oldu.
-istediğim zaman istediğim yere gidip gelmek çok keyifli. ne istiyorsam yaptım.
-yeni insanlarla tanıştım.
-farklı bir deneyim bu. herkes kendisiyle vakit geçirmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu, illa başka biri olması gerekmediğini yaşamalı.
  • mor oje  (18.04.24 10:09:44) 
Ben gittim hep gittigimiz 5 yildizli oteldi o yüzden kafam rahatti 3 gun kaldim akşam yemeği haricinde sıkılmadım


  • sanguine mcqaer  (18.04.24 10:10:18) 
Olumsuz yanı her yer çift dolu, bu bazen can sıkıcı olabiliyor.

Olumlu yanları daha fazla. Özgürsün, bir maceranın içindesin, keyfine göre plan yapıyorsun, kafa dinliyorsun…
  • ruhen hastayim ben  (18.04.24 10:31:51 ~ 10:32:15) 
tatil derken otel mi yoksa seyahat mi?

otele gitmedim. denk gelmedi ama gidebilirim de. seyahatten daha kolay olur o.

seyahate cok gittim. zorlugu her seye, yola, plana, bilet nereden alinacak vs kendin karar vermen ve ögrenmen. bu beni yormustu. o nokta da dinlenmek gerek. yolda da insanlarla tanisiyorsun. bir yerde yalniz yemek yedigini görürse insanlar onlar da yalnizsa ya da cift degil de iki arkadaslarsa seni davet ediyorlar. dene mutlaka.
  • robert bosch  (18.04.24 10:51:03) 
Zorluk kısmı biraz göreceli bi kavram. Bazı insanlar 'fotoğrafımı kim çekecek' diye bile yalnız başına tatil yapmaktan kaçıyor ashssj. En önemli şey güvenlik kısmı sanırım, güvenli bir mekanda/mahallede vb. olduğunuz sürece yurtdışı/yurtiçi fark etmeksizin gayet keyifliydi, çok öneririm.


  • amelie poulain  (18.04.24 10:54:04) 
Eğer plaj tatiliyse sıkıcı olur ama city trip tarzı olacaksa bazen tek olmak daha iyi oluyor. Kimseyi beklemeden istediğiniz saatte otelden çıkıyorsunuz, istediğiniz yerde istediğiniz kadar takılıyorsunuz.


  • VIPCH  (18.04.24 11:05:49) 
yurt ici, yurt disi, deniz tatili, dag kampi... hepsini tek basima yaptim, tavsiye ederim.
keyifli yani bence cok ama kisiden kisiye degisir. tek basima tatile gidiyorum diye beni asosyal olarak etiketlemislerdi, halbuki ben yalniz ciktigim hicbir tatilden yeni insanlarla tanismadan donmedim. yeni iliskiler kurma kapasitem bu sayede cok gelisti.

hem keyifli hem de zor olan yani bence su: tum kararlari kendi istediginiz sekilde alacak kadar ozgursunuz; ama yalniz oldugunuz icin istediginiz her karari alamazsiniz, gotunuzu kollamaniz lazim :)
  • inspired by a true story  (18.04.24 11:19:15) 
iş için gidiyorum sağa sola tatil sayılır mı bilmem,
roma, zurich, oslo, munich, berlin vs vs

insan sıkılıyor ya, tamam gezdin 3 saat sonra oturup bi yerde yemek yiyesin geliyor, şurası ne güzelmiş diyesin geliyor çevrende kimse yok

özellikle munich, oslo gibi insanların kendi başına takıldığı yerlerde isen zaten yeni insanda bulamazsın

bence bir keyifli yanı yok yani
  • duyurukullanıcısı  (18.04.24 11:32:14) 
Ben hep tek başıma gidiyorum, hatta birisiyle gitmek çok zor geliyor bana. Ama insandan insana değişir.


  • peki madem  (18.04.24 11:50:51) 
2020'de marmaris'e gittim. kötü yanı her çift dolu evet, hiç sap yoktu:) onun dışında her şey güzeldi.


  • nothing in my way  (18.04.24 16:47:43) 
Yurtdışına çok gittim gezmeye. Güzel oluyor.

Yurtiçinde bir defa gittim. 2022 senesinde Kaş Antalya'ya gitmiştim. Keyifliydi. Kafamı dinlemiştim.
  • put it in your appropriate place  (18.04.24 18:19:34) 
Yurt dışı için defalarca yaptım.
Ben de alışkanlık yaptı, hep tek gitmek istiyorum.

  • HellKeePer  (18.04.24 23:40:46) 
yurtdışına başka birileriyle birlikte gidince işkence gibi geçmeye başlıyor.


  • deartheodosia  (20.04.24 02:42:26) 
[]

Behzat Ç Orjinal Müzikleri Cd'si

Cem Kısmet, Behzat Ç Orjinal müzikleri Cd'sinin orjinal kartonetinin iç yüzey görüntüsüne ihtiyacım var. Dizinin müzik departmanında çalıştım ve bunu amerikada O1 vize başvurumda kanıtlamam gerekiyor.

Bu konuda yardımcı olacak arkadaşı, miamiye gelirse misafir ederim :)


 
[]

4 gün vaktim var nereye gideyim?

Şirket 22 nisanı da yıllık izin olarak kesti.

Planım yoktu hala yok. Gideyim kendi kendime biraz vakit geçireyim dedim ben de.

Tr de bir yer söyleyin. Çıkıp gideyim, yemek yer dolanır dönerim. Varsa başka tavsiyeniz ekleyebilirsiniz.

İstanbul çıkışlı olacak.

Teşekkürler

 
Izmir, ayvalik, fethiye, karadenizde belki 1-2 sehir gorulebilir veya ucakla gidip ordan batuma gecilebilir


  • mor oje  (18.04.24 09:19:10) 
fazla uzaklaşmadan yorulmadan polonezköy. mis gibi doğa. yemekli bi yer bulup kalırdım. hava da yağmurlu mis.


  • baldan kaymak  (18.04.24 09:27:49) 
kapadokya+1


  • ala09  (18.04.24 09:28:44) 
Balkanlar
Çanakkale-behramkale
Ege antik bölgeleri
Eskişehir-bursa-bolu
Kapadokya
  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (18.04.24 09:31:32) 
assos.


  • amelie poulain  (18.04.24 09:44:59) 
izmir sığacık,
çanakkale assos

güzel ve sakince yerler.
  • biseysorcaktim  (18.04.24 09:58:10) 
ben olsam batı karadeniz yapardım. mevsim de şahane, yeşillik, ormanlar, doğa ve temiz hava.


  • numlock  (18.04.24 11:06:24) 
ayvalık çok tatlı olur o mevsimde.


  • wild honey suckle  (18.04.24 12:06:41) 
ayvalık +1


  • since1907  (18.04.24 14:11:44) 
[]

Bu tarz evlerin olayı nedir?

Aşağıdaki ilandaki evin olayı nedir?

Yapılmamış anladım ama tapusu nasıl olabiliyor?

Ben hiç anlamıyorum alınır mı böyle bir yer? Ne sormak lazım?

Kredi çıkar mı ki buraya? Dolandırılır mıyız? Kafamda deli sorular :)

Teşekkürler,

shbd.io

 
Ülke tarihi bu şekilde batan projelerle dolu :) Sözlükte "kooperatif" başlığında biraz zaman gecirirseniz görürsünüz.

Batmasa bile bu projelerin %90 i vaat ettiği gibi olmaz. Projede sosyal tesis olur, havuz olur, spor salonu olur; evin içi şıkır şıkırdir mermerler döşemeler parkeler vs

Böyle bir projeden ev alan arkadaşımızın evine gittik spor salonunu vs geçtim içinde oturmaya başladıklarında apartman merdivenlerinin trabzani yoktu :)
  • makbur  (18.04.24 03:24:32) 
Kat irtifakı tapusu çıkması için binanın bitmesine gerek yok inşaat iznini aldıktan sonra tapular çıkıyor. Sıfır dairelerin yüzde 90 ı kat irtifak satılır zaten. Kredi çıkıyor ama her projeye değil. Müteahhit den teminat isteyebiliyor banka. Bazen müteahhitler özel olarak bazı bankalar ile anlaşabiliyor. İnşaatın projeye uygunluğu her zaman bir risk. Ama zaten inşaat bittiğinde bu fiyata bu dairesi bulamayacaksınız.


  • dreamsandcolours  (18.04.24 07:47:19) 
olabilecekleri soyliyim. parasini verip aliyorsunuz. sonra projede maliyeti dusurmek icin eksikler, sacmaliklar, kuralsizliklar vs..yuzunden belediye projeleri onaylamiyor vve elektrik, su, dogalgaz vs.. faturalarini uzerinize alamiyorsunuz. santiye ucreti uzerinden fahis odemeler yapiyorsunuz. ondan sonra ugras dur.


  • buenosdias  (18.04.24 12:32:47 ~ 12:33:31) 
1 ... • ... • 164 • ... 11561   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.