Ekşi Duyuru

O baba manipulatör çünkü narsist, yönetecek birini bulduğunda asla bırakmaz. Elde imkan varsa tamamen kopmak lazım, çünkü bunun şiddeti gün geçtikçe artacak ve hayatın her kıvrımını şekillendirmek isteyecek her şeye karışacak sırf iş sermaye vs diyerek.

Manipülatör baba demişsiniz ama söylediğiniz aslında genel olarak "Baba" gibi. Ortalama bir ebeveyn - çocuk ilişkisi budur zaten; ister istemez ebeveyn kendini çocuktan üstün görür, hele de ortada kendi finanse ettiği bir şey varsa çocuğu dengi olarak göremediği için "Dur şimdi o öyle değil" diye kontrol etmeye çalışır. Durumdan duruma değişir ama ilişkilerde güç ve sorumluluk transferi güçsüz taraf kendini ispat ettikçe gerçekleşir; kimse kimseye durup dururken kendine denk bir statü vermez. O alanı kendinize açamıyorsanız konu konfor alanının ne kadar konforlu olduğuna kalıyor. Çok konforluysa, maceranın anlamı olmayabilir.

ebeveynlik kavramı bir yana, parası olan bir insan kendi parasının nasıl kullanılacağına ilişkin yön tayin etmesi çok doğal değil mi? diğer yerlerden farkı konfor alanından çıkıp başaramazsanız geri dönme ihtimaliniz olan bir yer.

Türkiye'de bunun gibi ebeveynler çok fazla. Narsist bir babayı tasvir etmişsiniz sanki. Özgürlük gibisi yok konfor alanımdan çıkardım.

Ali koç kaldığı sürece sırtımız yere gelmez.

Not: hedef 25

gsliyim, aziz yıldırım daha iyi başkan olur diye düşünüyordum fikrim değişmedi. aziz yıldırım fena olgunlaşmış. tehlikeli gs için

ikisi de basarisiz oglu basarisiz. ali koc daha basarisiz hatta. al birini vur otekine.

keske ucuncu bir kisi bulabilseydik.

ali koç ne yaptı ki, full başarısızlık.

galiba dün geceki tartışma özelinde sordun. yani genel olarak hangisi başarılı değil, tartışma programında hangisi daha iyiydi diye sordugunu tahmin ediyorum

bence aziz yıldırım daha iyiydi. ali koçta hep bi gizemli haller, bir kibir var. karşı tarafın açığını bulmuş gibi lafı gediğine koymuş gibi konusuyor ama ortada bir şey yok. zaten aziz yıldırım da bir kaç defa dalga geçti, "ne garip adamsın" gibi bir şeyler dedi. "her şeyi yanlış anlıyorsun" dedi

seçimi büyük ihtimalle ali koç kazanacaktı zaten, bu tartışma aziz yıldırıma seçim kazandıracak kadar fark yaratmaz bence, ama aziz yıldırım gibi bir tecrübe bu şansı da değerlendirmek istedi

ali koç,

aziz yıldırım sadece sermayeden yedi maalesef

ikiside değil
ikiside başarısız.

fakat dün akşam gördük aziz yıldırım canlı yayına iyi niyetle gelmiş, kongreyi,taraftarı birleştirmek için. oysaki ali koçun nefret kusmak için geldiği çok belliydi. konuşması, hal ve hareketleri ne kadar terbiyesiz olduğunu gösterdi.

zaten en büyük sorun koskoca kulüpte bunlardan başka aday çıkmaması.

gsliler ali koc'un finansal konularda ve kadro kalitesinde sahip oldugu ivmeden asiri cekiniyorlar fakat kazanacagini bildiklerinden "azizden korkuyordum" diyorlar.

aziz yildirim futboldan anlasaydi ismail koybasilarla alper potuklarla ucer senelik sozlesmeler yapmazdi. ali koc'un aldigi kadroya bakmak yeterli ikisinin arasindaki farki gormek icin.

eskiden iyi kadro kurmak kolaydi. euro dusuktu, parayi basip aliyorlardi. ffp yoktu. simdi olay cok farkli noktalara geldi. zaten ilk defa aziz yildirim bunla karsilastiginda kadro degeri 75 milyon euroya kadar dusmek zorunda kaldi cunku hicbir fikri yoktu ffp ile ilgili.

simdi de kulubun basina gecip olan kaynaklari sacma sapan transferlerle harcayacak kazanirsa. ali koc buraya adim adim geldi. bu yuzden de saglam bir temeli var. boyle devam ettigi surece yillarca surecek ambargo ve avrupada basari kacinilmaz. mourinho'yu oyle herhangi bir takimin basina getiremezsin. adam da goruyor bu ivmeyi.

Fikrim degismedi, ikisi de Fenerbahçe seviyesinde başkan adaylari. Hangisinin 5. Yildizi kutlamalarini tvden izleyecegini merakla bekliyorum.

Son 20 senede rakibin 10 sen 6 kez şampiyon olduysan başarısızsın demektir. Aziz yıldırım kabadayı olduğu için hakemler üzerinde daha etkili. Ali koç zengine bebesi gibi para harcıyor. Olay sistemsizlik net. Bence fb başkanları soyunma odasına gsdan daha çok karışıyor ve daha sistemsiz bir yapılanma içinde ondan kaybediyorlar.

ikisi de cok kötü. ali koc un kisilik bozuklugu oldugundan emin oldum gibi bir sey ama.

Odunpazarı evlerini gezin. OMM'ye girilebilir müze olarak. Bi de çok sıra yoksa balmumu müzesi. Bunlar dışında da çok müze var da zaman çok değilse gerek yok. Odun pazarından çıkışta sol tarafta Atatürk bulvarı üstünde Eskişehir çibörek evi var. Çibörek yiyecekseniz orda yiyin, papağanda asla yemeyin. Ama bence Eskişehir'in asıl olayı Sorpa diye bi çorbaları var o :D iki az sorpa, bir porsiyon çibörek yapabilirsiniz ikisinin de tadına bakmak için. Balaban köftesi de var yerel lezzet güya ama her şehirde olan salçalı soslu köfte işte gideri var da özel bi olay değil.

Porsuk etrafını gezersiniz adalar civarında. Hoş bi yer yani dolaşması keyifli. Kanlıkavak parki da güzel zamanınız varsa uğranabilir.

Sazova parkı şehrin dışında. Araba varsa gidilebilir ama ekstra bi olayı yok çocuk yoksa.

Kore yemeği severseniz garın oralarda boyang diye bi kore restoranı var, öyle üç beş senelik yer de değil bildiğim kadarıyla. Oraya bakabilirsiniz. Yine aynı hizada ismini hatırlamadığım bi pizzacı var o da çok lezzetli tavsiye ederim.

Eskişehir'in 50 senelik burger zinciri pino var bi de. Beklentinizi doğru ayarlarsanız gayet lezzetli ama handmade burger gibi değil de lezzetli bir büfe burgeri gibi düşünün.

Aklıma gelenler bunlar, daha önce gezmeye gelmiş ve bir senedir Eskişehir'de yaşayan biri olarak yazdım. Uzun süredir buralarda yaşayanlar varsa daha detaylı yazarlar

esk'te çibörek yenmez. ayvalık'ta ayvalık tostu yemek gibi bir şey, hepsi leş. üstteki arkadaşın dediği yeri iyi bilirim, hüsrana uğrarsınız ama kötünün en iyisi. yeni bir trend üretmiş bir de hepsi, çemenli sos falan veriyorlar. uzak durun.

mercimekli börek yiyin. kolay kolay bulamazsınız başka yerde. haşhaşlı ekmek (çörek) de tadın. tüm fırınlarda vardır hemen hemen. arkadaşın dediği gibi balabana gerek yok, sorpayı da artık kimse kuzudan yapmadığı için farklı bir lezzet alacağınızı zannetmiyorum.

belki de tatar olduğum ve aileden gelerek hepsinin asıl lezzetini bildiğim için vasat geliyor olabilir bana.

nereleri gezelim konusu ise kişisel biraz. çocuk var mı yok mu, iki dişi mi iki erkek mi geziyor, hareket mi seversin yoksa sakinlik mi, avm mi yoksa yerel yerler mi, alkol var mı yok mu, müze sever miyiz vs. yelpaze büyük.

1. orta yaş krizi
2. sınıfsal veda
3. şako boshporus
4. Geleceğin Habercisi Genç Yetişkinler

vefa küçük - şekip mosturoğlu kongre divan başkanlığı adaylığı için oy kullanılırken el kaldırmalı oy kullanıldı, vefa seçildi, aziz yıldırım da "biz daha çok el kaldırmıştık siz demokratik iş yapmıyorsunuz" minvalinde konuştu, kızıp gitti. akşam ise google'a bakarsanız çağrı yazısını görürsünüz, son kez çağıyorum yüzüme söyleyin, yüzünüze söylemek istiyorum denildi ve yayına geldiler

Yogun bir is temposu olunca eger insan direnmezse cidden is tum hayati oluyor. Biz arkadaslarla disaridayken bazen diyoruz is konusmayacagiz bugun diye.

Cani isteyen istediği gibi yaşar, kimsenin hayatının benden iyi ya da kötü olduğunu düşünemem. Misal bir başkası da size bakıp benzer şeyler düşünüyor olabilir.

Misal hayat kurtaran doktor/ogrenci yetistiren ogretmen/kanser arastirmasinda olan bilim adami vs isini hayatinin merkezine koyduysa da aynı şey mi sizin icin?

Ozel hayatında ne yaptığını bilmiyorsunuz tabi. Ben misal is yerinde bir sürü deli gibi çalışan insan gördüm ama özel hayatlari da oldukça dolu.

ünide de böyle insanlar vardi.muhabbet hep hocalar nerde phd yapmis, 10 sene önce bir dersinde elektrik kesilmis bla bla diye bir saka yapmis...

lisede de hangi hoca özel dersi kaca veriyor, kim kac net yapmis falan diye negatif negatif muhabbetler olurdu.

benim hayatimda öyle insanlar yok. en fazla komik bir olay, is yerinde sevgilisini aldatiyordur falan onlar disinda konusmuyoruz

kafayı işle bozmadım fakat işimde bir sorunu çözdüğüm zaman veya kritik işleri tamamladığım zaman yaşadığım hisler tarif edilemez, hayatta keyif aldığım istisna şeylerden biri.
olay para v.s. de değil. tatmin olma hissiyatı.

Alanında uzman olmak isteyen biri ister istemez böyle oluyor.
Senin dediğin galiba reklam yapanlar, ben de linkedin dünyasına girdim ve uyuz olmaya başladım. Tanımasam kendilerine -wow einstein mübarek derim.
ama “bunlarda her yerde” diyorum eko gibi.

kesinlike bana göre bir yaşam biçimi olmasa da, alanında tanrı seviyesine gelmiş insanlarda bu duruma saygı duyuyorum. ( misal işte futbol da messi filan gibi) ama onun haricindeki sıradan insanlar da bunun hastalıklı olduğunu düşünüyorum. tavrının hastalıklı olduğunu düşündüğüm insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. bence düpedüz y.rak gibi adamlar böyle insanlar. robot gibi makina gibi tipler.

işinde titiz olan insanlara büyük saygı duyarım ama bu farklı bir seviye. gıcık, sevimsiz bir insan türü.

İşten işe değişir yani yapılan iş belki çok ulvi bir amaca hizmet ediyordur ve dolayısıyla kişi orada maddi tatminin yanında başka bir şey de buluyordur, bunu bir nebze anlıyorum. Ancak sanırım üst düzey bir Microsoft yöneticisinin bir yerde yazdığı yazıda görmüştüm, çok basitçe "Ölüm döşeğinde kimse 'Ah keşke bir günüm daha olsa da ofisimde biraz daha çalışabilsem' demez" şeklinde bir şeydi.

Kendi bulunduğum alan IT ya da bankacılık için düşündüğümde açıkçası "Çok daha yoğun, çok daha fazla" çalışmak için bir sebep görmüyorum, zira fazladan çalıştığım saatlerin ya da gereksiz yere katlandığım stresin maddi getirisi kaybettiğim zaman, fiziksel ve mental sağlık, sosyal hayat vb. gibi şeylerde yaşadığım kaybı geri satın alamıyor. Bu açıdan bakınca bu bir denklem aslında, haliyle de kişiden kişiye değişir. Diğer taraftan yukarıda da bahsedildiği gibi işin bir de "Güç" tarafı var. Yani Elon Musk'ın bu kadar hırslı olmasının sebebi sadece para olmasa gerek mesela. Bazı insanlar meslekleri üzerinden sosyal statü ediniyorlar ve o meslekte yükseldikçe sosyal statüleri de yükseliyor. Haliyle bu oyunun içindeki bir kişi için de durmak demek oyun dışı kalmak olduğu için onlar da ister istemez işlerini her şeyin önüne koymak zorunda kalıyorlar zira bir noktadan sonra sosyal statüleri sahip oldukları hemen her şeyin temelinde kalıyor.

hustle culture bu. abd kökenli kapitalist bir tarz

çok para kazanmayacaksan.. olduğun yerde sayacaksak.. dünyaca ünlü biri falan olmayacaksan saçma ve gereksiz.

Kendilerini bu şekilde ispatlayarak mutlu oldukları için bizlik bişi yok diyorum. Bir yandan da minik bı acıma hissi buna mecbur hissettikleri icin

değil sıfır klimada evoporatörde henüz toz ve bakteri - koku yapacak malzeme olmaması lazımdı. montajı yapan klima servisine danışın. klimanın temizliğini yapsınlar koku gider.

normal değil

Öncelikle çok geçmiş olsun, babama Ekim ayında lösemi teşhisi koyuldu, hala tedavi sürecinde.

İlk olarak löseminin hangi türü? Lösemi ilk önce kendi içinde 2 türe ayrılıyor; sonrasında o iki tür de kendi içinde iki türe ayrılıyor. Dört ana grup içinde de onlarca ayrı tür var. Tedavi şekli de buna göre belirleniyor.


Babam "akut miyeloid lösemi" tanısı aldi; bu türün alt gruplarında çok agresif olmayan ama çok da çabuk iyileşmeyen bir cesitti. Hemen ardından kemoterapi kürüne başlandı. Kemoterapi sonrası yaklaşık 5 hafta izole bir odada kaldı. Bir hafta eve dönüş, sonrasında tekrar ikinci kur ve 5 hafta hastane. Bu süreçte kemoterapiden istenilen sonuç alınmayınca ilik nakli yapılmasına karar verildi; Şubat ayında halamdan nakil yapildi. Şu anda olumlu bir seyirde tedavisi. Arada bir sürü detay var ama bunları şimdi buraya yazmayayım, siz isterseniz mesaj atarsanız her elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

Dediğim gibi türü, tedavinin seyrini belirliyor. Bazı lösemi türleri var ki hastalar yıllar yıllarca basit bir ilaç tedavisiyle hayatlarına kaldıkları yerden devam edebiliyor. Yaş çok önemli bir faktör. Bu süreçte internette yazılanlara pek takılmayın derim. Doktorlardan bilgi almak en doğal hakkınız (biz yurtdışındayiz ama her an her saniye bilgi verildi bize).

Lösemi eskisi kadar korkunç bir hastalık değil artık, tedavi oranı oldukça yüksek.


Çok geçmiş olsun.

@fraise çok teşekkür ederim bilgilendirme için aynı şekilde akut miyeloid ve 36 yaşında henüz. hücre türünü belirlemek için hala patoloji sonucunu bekliyoruz.

öncelikle internetten bir şeyler okumayın, tedaviye ve hastanıza odaklanın. babam multiple myeloma teşhisli, iki buçuk yıl oldu ve şu anda ayda bir tedavi olacak şekilde tedavi devam ediyor.

prof. dr. muhit özcan hocamı tavsiye ederim. kendisi ankara’da ama her şehirden gelen hastası var. mobil olduğum için mesaj atmak biraz zor, siz bana mesaj atarsanız iletişim bilgisini de verebilirim.

geçmiş olsun.

öncelikle çok gecmiş olsun, acil şifalar diliyorum. annem de multiple myeloma teşhisli ve 5. senemizde ayda 1 tedavi almaya devam ediyor Ankara da ve üniversite hastanesinde. bize ilk söylenen bu kanser türlerinde her hastanin birbirinden apayri oldugu ve internetten okuduklarınizin size uygun olmayacagiydi. O yüzden okumayın derim, hastalik çok yeni ve şokta oldugunuz için de öfkeli ve cok gergin oluyor insan. size cevap alamiyorsunuz hissi olsada mutlaka cok yakindan ilgiliyorlardir. özel hastaneye gidip bu zorlu sürece ekstra yükler yüklemeyin derim.

Çok geçmiş olsun. Her şey yoluna girecektir, kanser teşhisi alıp atlatmış biri olarak söylüyorum, bir acıya yiğitçe göğüs germenin gururu çok güzel. Babanıza da nasip olacak.

Şu bilgiyi vermiş olayım, devlet kanserle alakalı her türlü konuda özel ya da devlet hastanesi fark etmeksizin finanse ediyor. Yani eğer hastaneden bir şekilde memnun değilseniz özele emgeçebilirsiniz, sizden maddi bir tslepte bulunmayacaklardır.

Ayrıca şu konu da çok kritik, hekimlerin görüşleri aynı hasta özelinde birbiirnden farklı olabiliyor ve bunlar küçük farklılıklar değil. Bir şekilde babanızı başka doktorlara muayene ettirmekten, birkaç görüş birden almaktan sakınmayın. En kötü, eldeki dokümanı tanıdık hekimlere incelettirmekte fayda var.

Allah sabır versin. Elimden gelen bir şey olacaksa dmden yardımcı olmaya çalışırım

1- herkes kesin olark aynı parayı mı veriyor? veriyorlarsa bu durum hakkkında ne düşünüyorlar?
2- bu rakam aylık mı? aylıksa çokmuş hakikaten.

Apartmanlarda senede bir iki bi toplanti olmasi lazim, orada dile getirebilirsiniz. Oylamayla belirleniyor olmasi lazim kiranin.

Asansör var mı ? Varsa bakım masrafı, apartmanın ortak alan elektrik faturası vs. bunlar önemli detaylar. Tabi ki dediğiniz gibi bir apartman için 1000 lira fazla evet.Benim oturduğum 8-9 senelik apartman 10 daireli, kapıcı yok. 150 lira oldu yeni aidatı.

çok hakim değilim ama bu aidat için toplantı vs. yapıldı mı ya da yapılıyor mu ? Yönetici (kapıcı) bu aidatın gerçekten son kuruşuna kadar apartmana harcandığını gösterebiliyor mu ? (faturalar vs.) bunları sorgulamanız gerekir bence. Mutlaka bi gider defteri, fatura dosyası olması şart.

Asgari ücret brüt 20.002,50 TL.
Kapıcıyı işten çıkaralım demiyorsan para gayet normal.
Çıkaralım diyorsan, Genel kurulun toplanması için gerekli kat maliki imzasını toplayıp, toplantı yapılmasını sağlayacaksın. Toplantıda kendini yönetici seçtireceksin. Kapıcının işten çıkarılmasını teklif edip oylamada kabulünü sağlayacaksın.
Tazminatı vs. için parayı toplayıp adamı işten çıkaracaksın.
Toplantıda yeni aidat miktarına karar verdireceksin.
Sonra temizlik ve çöpün toplanması için tedbir alacaksın.

Bu arada anlattıklarından anladığım kadarıyla Apartmanın bir karar defteri yok, bir yöneticisi yok ve dolayısıyla kapıcının bir işvereni yok.

Eğer böyleyse ve kapıcı bir iş kazası geçirse, temizlik yaparken ayağı kayıp ölse, tüm kat malikleri hokka altına gidersiniz.

Asansör yoktur diye düşünüyorum da, eğer varsa bir asansör kazasında, yerinizde olmak istemezdim.

Yönetici aidatı kafasına göre artıramaz. sizlere tebliğ eder, evde kimseyi bulamazsa sina girişine asar, 1 hafta içinde itiraz edin olmazsa resmileşmiş olur.
En az 1/3 kat malikinin talebiyle olağanüstü toplantı yapılır ve yönetici oylanır, salt çoğunluk alamazsa değiştirilir.
En az yılda bir defa olağan toplantı yapılmak zorunda, itirazlarınızı orada yapabilirsiniz.
Bir denetçi/denetim kurulu (1 ya da 3 kişi) olmak zorunda. Onlara durumu iletip paranın nereye gittiğini açıklamalarını isteyebilirsiniz.
Toplantıda aidatın ne kadar olacağını ve nerileri harcanacağını tespit edebilirsiniz.
Sanırım sizin kapıcı asgari maaşı (brütü 23.500 civarı) ve huzur hakkı diye toplamda 45000 kadarını kendine harcıyor. Belki de maaşını brüt 45000 civarı göstertiyordur. Yöneticiye bu konularda özel bir yetki vermenize gerek yok, gelirler yetiyor ve 'çalışanın maaşı ... kadar olacaktır' gibi bir kısıtlayıcı madde koymadınızsa kendine 100.000tl maaş bile bağlayabilir :(

apartmanda görevli varsa 1000-1500 arası aidat aslında normal. ama görevlinin yöneticilik yapması normal değil. çünkü yöneticinin aynı zamanda görevliyi denetleyen ve organize eden kişi olması lazım. apartmanın ne kadar eski olduğu aidat miktarını çok değiştirmiyor malesef.

bizim gelir gider yazılıp paylaşılıyor 1500 veriyoruz sadece görevli var yapılan her harcamayı görüyoruz ve apartman anca kendini çeviriyor. 1k normal geldi bana kaç daire var apartmanda? zatengörevli maaş maliyet 21 22k

Güzel rota ama ben olsam git gel yapmazdım. Yuvarlak bir rota çıkarmak mümkün değil, kuzay-güney eksenli bir rota. Strasbourg’dan başlayıp aşağı doğru inmek daha mantıklı bence.

airalo gibi bir sirketten gidecegin yerde kullanmak icin e-sim alabilirsin. turk hattinin internetini kullanirsan aptal bir sekilde pahali olur (paket alsan bile).

Esim alamazsan veya telefonun desteklemiyorsa geldiğinde bi markete girip lebara, smarty, three vb. tak kullan hat alırsın direkt. Hemen aktif oluyor.

Hic ugrasmayin hocam, havaalaninda wifi oluyor zaten ucretsiz. gumrugu gecince yine havaalaninda otomatlar var, aylik £15-20 pounda paket alabiliyorsunuz.

ben vodafone kullaniyorum ingiltereye gittigimde, zaten hattim var aylik £10'a 40gb almistim sanirim en son.

Turk hatlari kendi paketimi 1 gun kullanmak icin o kadar para istiyor.

50 pence 3 three si̇m card al. 15 -20 pounda All You Can Eat Data diye bir hizmet var onu tavsiye ederim. buradan inceleyebilirsin.

www.three.co.uk

Esim sağlayıcısıyım, distribütör firma. Bana ulaş telehram ta.me yada yeşillendir

doğru mu bilmiyorum ama biri şunu yazmış

eksisozluk.com

gbm; glioblastoma multiforme, glioblastoma, kötü huylu bir beyin tümörü tipi.
Sözlükte biri böyle yazmış

ben de bilmiyordum, duyuruyu gördüğüm iyi oldu. yazılan doğruysa çok büyük talihsizlik.

babamı gbm'den kaybettim. 55 yaşında, bilinen hiçbir sağlık sorunu olmayan, konu fizik ve sağlık olduğunda kendi çocuklarına taş çıkaracak bir adamdı. "beyin tümörü var" ile cenaze arası iki ay sürdü bizim için. GBM inanılmaz agresif bir tümör ve bildiğim kadarıyla üzerinde fazla araştırma da yok. çok küçük bir ihtimalle müdahale edilse, temizlense bile geri geliyor. acayip bi şey.

Gürcistan türkiye arasi bir schengen anlasmasi olmadigina göre evet

Pasaportunu alsan daha kolay olur. Yoksa bi kagit aliyorsun, onu kaybedersen basina bela.

Şubat ayında uçmuştum. Pasaportumu hiç çıkartmadım çantamdan havaalanında, hep çipli kimliği verdim. Pasaportumu her ihtimale karşı hep taşıdım ama. Kiralık araçla bir trafik cezası yedim orda pasaport no falan sordular sadece o zaman çıkardım şehiriçinde.

pasaportunun yaninda olmasina gerek yok. yeni kimlikle girebiliyorsun.
bankamatik gibi bi nane var eczanenin az ilerisinde sabihada, oradan 150 lira veriyorsun harc kagidini aliyorsun. gidiyorsun pasapor kontrolune.
kimligine damga vuramayacagina gore sana bi kagit veriyor. onu damgaliyor. donerken de ayni kagitla doneceksin. cuzdanindan ayirma.

Kimlikle girilebiliyor olması selamın aleyküm diyip kontrolsüz girebileceğin anlamına gelmiyor. Pasaport kontrolüne gireceksin tabi ki.

Pasaportun neden yanında olsun adamlar kimlikle seyahate izin veren anlaşma yapmış.

Maalesef ben de 90 larda doğdum babamın hatası ile buraya dönmüşüz alman vatandaşlığına geçmeyi bırak orada yaşamak için oturum izni bile vermiyorlar.

www.youtube.com

almanya'da dogum yetmiyor vatandaslik icin. zaten o olay sadece abd gibi birkac ulkede var. avrupa'da yok benim bildigim.

link buldum:
qz.com

Ben Bilfen’ de öğretmenlik yaptım asla ama asla vermeyin çocuğunuzu. O öğretmenler odasındaki cehalet karşısında içim daraldı. Yemekleri çok kötü keşke daha alternatif okullar baksanız.

bilfen kesinlikle almaz.
diğerleri alabilir.

Buraya mahsus soruyorsan kesinlikle burayı hareketlendirmeye çalışıyor. Bana göre. Yok genel soruyorsan iletişim ve ilgi ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünüyorum.

Kararsız. Ben gibi

sorudan soruya fark var.

bazen sırf laf olsun, muhabbet diye de sorulabilir. bazen aşikar şeyleri sormak bile gerekebiliyor.

meraklı/zeki derim genelde soru soranlara. aptal demem pek. hadsiz de olabilir çok soruyorsa.

Ömür törpüsü.

- Seni seviyorum.
- Neden?

mal. hepsi gibi

soruya göre degisir.
örnek lütfen?
....
galiba ben de cok soru soruyorum :)

olumlu veya olumsuz bir sey dusunmem
ama hafiften de sinir gelir abarti sekildeyse

Bazen zeki, bazen aptal, bazen meraklı, bazen küstah, terbiyesiz hadsiz...

bir bilgenin sabrini ta$irabilecek kadar saldirgan, bir kediyi sakinle$tirebilecek kadar uysal, bir toplulugu gulmekten kirip gecirebilecek kadar pozitif, yanindakileri intihara surukleyebilecek kadar negatif, butun gece dansedebilecek kadar enerjik, butun gun uyuyabilecek kadar yorgun, bir haftalik i$i yarim gunde bitirecek kadar hizli, yarim gunluk i$i bir haftaya yayabilecek kadar yava$, bir gelincik kadar narin, bir cam agaci kadar guclu...

Mesela üretim yapan bir fabrikada yeni işe giren bir mühendisi düşünelim. Fabrika hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her şeyi sormasını, merak etmesini beklerim. Sormuyorsa yadırgarım. Sorduğu soruların özelliğine göre zeki mi yoksa vasat mı onu anlarım.

Çok ufak bir araştırmayla bulabileceği şeyleri soran birisi eğer bunu alışkanlık haline getirmişse pek hoş karşılamam. Zevzek olduğunu düşünürüm.

Özellikle çocukların sordukları sorular onların zekalarıyla ilgili çok güzel ipucu veriyor. İyi soru soran çocuğa rastlayınca mutlu olurum.

Önemlidir soru sormak.

Kesinlikle sordukları soruya bağlı. Sorusuna göre "Vay geri zekalı" ile "Hmm! Çok mantıklı bir soru" arasında geniş bir yelpaze var.

ne soruyor, anlamak için mi soruyor. konuşmuş olmak için mi soruyor bu önemli.

Kişisel soruysa tersliyorum.
İş ile ilgiliyse cevaplarım, soru saçma olursa olsun, herhangi birşey düşünmem. Hepimiz öğreniyoruz. İyi bir soruysa, beğenirim kaliteli bir insanmış falan derim.
Ortamla insanlarla ilgiliyse, iyi düşünmem.

cok soru sormak biraz aptallik gostergesi bence. dogru sorulari bulamiyor ya da cok dusunmuyor diye dusunurum ben.

uzmanı dışındakiler soruyorsa aptal, insanları rahatsız ettiği için hadsiz.

istihbaratçı olduğunu düşünürüm

aramdaki ilişkiye göre değişir. kadın erkek tanışıklılık süresi. yani sorunun net değil. gerizekalı'dan çok zekalıya kadar geniş bir yelpazede

@mehmettheslim dogru soyluyor, lisans mezuniyetiniz varsa sartsiz sekilde kayit yaptirabilirsiniz aof'e, anadolu universitesi'ni ben cok basarili buluyorum, tavsiye ederim, kayit tarihlerini takip etmeniz gerekir

nevşehirdeki döviz büroları madeni doları kabul etmiyor, dolayısıyla ellerinde olacağını da sanmıyorum ama her şehirde uygulama aynı mıdır bilmem.

Bostanlı çarşıda bir döviz bürosunda 'Her ülke parası alınır, madeni euro alınır' diye bir yazı gördüm. Dolara da sıcak baktıklarını ve bir gidersen bulabileceğini sanıyorum.

çoğu yer kabul etmiyor bu yüzden istanbul'da bile ticareti dönmez. zamanında garsonluk yaparken aldığımız 1 euroyu 2 tlye bozuyorlardı. doları hiç görmedim hatta bir keresinde sormuştum döviz bürosunda çalışan kişi ben de görmedim dedi.

Amerika'da bile yok ki piyasada madeni 1 ya da 2 dolar.

Sadece quarter (çeyrek) dolar var genelde. Türkiye'de de kapalıçarşı'daki dövizcilerde olabilir bir tek diye düşünüyorum.

Duş sonrası hafif nemli saçları örüp, yazma ile kafayı sarmak. Sabah uyanıp açınca doğal güzel dalgalar oluyor.

Dyson fön al, iyi onlar gördüğüm yorumlar kadarıyla.

çorapla falan sarıp bir şey yapıyorlar ya ondan yap

15 temmuz şehitleri anma ve xxxx gazisi?

15 temmuz ertesi günü pek çok kişi kendi bacağına vs siktirip 15 temmuzda vurulduk diye müracaat edip gazi maaşı alıyor "iddia"ları vardı :)

Eski iş yerimde biri anlatmıştı 15 temmuz gecesi bunun bir yakını köprüyü kapalı görünce ne oluyor diye merak edip arabanın üzerine çıkmış bakmak için.
Dengesini kaybedip düşmüş ayağımı incinmiş, kolumu burkulmuş hatırlamıyorum.
O günden beri gazi maaşı alıyormuş.
Böyle bir şey olabilir

isimleri?
geçmişleri de olur

stad projeleri var yarıştırdıkları. onun haricinde siyasi kanat farkı var. ali koç muhalif bir adam ama aziz yıldırım hükümete daha yakın, daha doğrusu ılımlı bir isim.

Ali Koç artık Aziz Yıldırım'ın enkazını devralmasına bırakılamayacak kadar çok hata yaptı. Finansal olarak 1,5 senedir düzlüğe anca çıktık. Daha yeni normal seviyelere geldik. Geçtiğimiz 10 yılın gelirlerine ipotek konmuştu, pos makinesine kadar haciz yolundaydık. Hepsi Aziz yüzünden oldu, Ali sayesinde düzeldi. Bu konuda hakkı yenmez ama futbol yönetiminden anlamadığı kesin. Aşırı popülist hareketler yapıyor.

Aziz Yıldırım ise ondan daha popülist söylemlerde bulunuyor. Ağzını açmasa rahat kazanırdı. Şimdi ise sadece TikTok ve Twitter'da Kurtlar Vadisi editleri izleyerek gaza gelen (ve Aziz Yıldırım yönetimi görmemiş) 25 yaş altı ile 45 yaş üstü romantikleri etkiliyor. Yani bütün taraftarı bu değil ama çoğunluk bu. Verdiği sözler çocuk kandıracak cinsten.

Ali Koç gelirse önümüzdeki Avrupa'da önümüzdeki 3 sene bizim lige göre güzel başarılar elde etmeye ve hem kulübü hem ülkeyi cazip hale getirmeye başlarız. Lig şüpheli, burada iş farklı dönüyor. Aziz Yıldırım gelirse ya bu sene ya da önümüzdeki sene 1 kere şampiyon oluruz. Bunu yaparken de düzlüğe çıkan kulübü batırıp gider. Sonra yine GS'nin BJK'nin ve TS'nin kadro dışı bıraktığı 33+ oyuncular ile belimizi doğrultmaya çalışırken ilk 3'e girmeye oynarız.

Ali koç muhalif mi? Tüm cemaati yanına çekmiş.

Aziz yıldırım 30+ insanların alışık olduğu başkan gibi başkan, tam bir o.g. Faruk süren gibi, Süleyman seba gibi.
Ve Ali koçtan çok daha zengin. Koç ailesi ne kadar destek olursa var, aziz yıldırım kendisi var.
Koyu bir beşiktaşlı olarak diyorum bunu.
Aziz başkan kraldır.

Not: inşallah da aziz başkan kazanır seçimleri.

Koyu bir Beşiktaşlı nasıl aziz Yıldırım över hayretle okuyorum.

Bu genç kardeşime 2003-2004 sezonunu araştırmasını öneririm.

Öte yandan futbol dünyası -sadece Türkiye'de degil- pis ve kirli bir dünya. Aziz Yıldırım bütün bu işleri ve bağlantıları çok daha iyi yonetiyordu. Şanssızlıgi akp+feto operasyonu kendisine patladı.

Ali koç ise bomboş bir adam. Türkiye'nin en varlıklı ailelerinden birisin ve tribünden adam dövmek için atliyorsun :) koç ailesinin olmamış üyesi kendisi. Kardeşlerini araştırın ne kadar alakasız olduklarını göreceksiniz (vizyon ve entelektuelite acisindan)

Temel fark, biri bulunduğu konuma kendisi geldiği için bütün bağlantılara çok daha hakim ve daha başarılı (daha kirli) öbürü ise tepeden sadece koç soyadi ile inmiş ortalıkta alık gibi gezinen bir tip

Not: tr futbolundaki bütün "basari" gibi görünen organizasyonların arkasında hep çok kirli bir ağ vardır.

aziz yıldırım 20 senede 10 gs şampiyonluğu
ali koç 6 senede 3 gs şampiyonluğu

şimdi aziz yıldırımın o 10 senede fb şampiyonluğu var
ali koçun hiç fb şampiyonluğu yok

bence ali koç kalsın. dış mihraklar, jome sorunho hojamız anadın mı, eagle hocamız.

Baldan kaymak +1
Aradaki fark birinin bir adet şeytan kupası bir adet de Türkiye kupası var. Diğerinin en azından şampiyonluğu var.

Yoksa ikisi de aynı seviyede insanlar. Sadece biri bu noktaya kendi gelmis, diğerinin dedesi zengin.

Aziz yıldırım başkan gibi başkandır. Emekli dayılar gibi "araştırmanı öneririm" demek gülünç. Yaşım da 40.

@numlock

Kusura bakmayın lütfen. Ben böyle başkan gibi başkan, kral adam vs ithalatı duyunca yaşınızın 40 olacağını tahmin edemedim :)

aziz yildirim'in futbolu hala 2000'lerin basi gibi sanmasi. halbuki son 4 fiyasko yilinda anlamaliydi.

ali koc basarisiz ama kulubu aldigi noktada kadro degeri 75 milyon euroydu. bu sene bariz sampiyonlugu calindi. avrupada ceyrek final gordu. rakibini kendi sahasinda yendi. bu bunlarin en buyuk gostergesiydi.

Tabii canım araya hikaye sokusturuyoruz..

Her ne hikmetse reis 7 şubatta kendisini indirmek isteyen fetoculerle sadece 4 ay sonra turkiye'nin en buyuk stadinda 100 bin kisi Çılgınlar gibi fetoculuk kutluyor -türkçe olimpiyatları- yetmiyor "tulaayy gerii doonn" adamı gibi hocaefendisini çağırıyor..

Fıkra bununla da bitmiyor, koç ailesi ile yakın (!) İlişkiler içinde olan aktroll kardeşimiz allah razı olsun ki biz fakirlere koç kardeşleri detaylarıyla anlatıyor..

Ukalalık gibi olmasın ama;

Google'a "indesit jw85 kullanım kılavuzu" yazıyorsunuz, 84 sayfalık bir kullanım kılavuzu çıkıyor, ingilizce.

Telefondan ayaküstü 2 dakikada bu kadarını buldum, belki Türkçe olanı da vardır.

Modelini ben jw85 gibi gördüm köşeden, başka bir şey yazıyorsa siz doğrusunu yazıp aratın.

@kibritsuyu, Hocam çok sağ olun modele göre aratmak hiç aklıma gelmemişti. Buldum şimdi benimkinin modelini.

stokhölm sendrom

Kendilerini suçlu olarak görürler çünkü, düzgün yetiştiremedim, onun aslında kalbi çok iyi diye.

Daha çok sevmiyorlar aslında. Sadece sorun çıkaran çocuğu koruma iç güdüsüyle yaklaşıyorlar. Bu çocuğum sıkıntılı onu korumam lazım gibi düşünüyorlar. Ama sıkıntısı olmayan çocuğa daha az ilgi göstermesi adaletsizlik yaratıyor. Sorun yaratan çocukla ilgilenmekten diğeriyle ilgilenemiyor. Onun korunmaya muhtaç olduğunu düşünüyor. Ben bu konuda uzman değilim sadece tahmin yürütüyorum.

Anne de sağlıklı olmayabilir örneğin narsistik anneler kendilerine bağımlı ve güçsüz çocuklardan daha memnun olurlar ama aslında gerçekten de o kadar sevmezler böyle çok seviyorum fedakarlık yapıyorum modunda takılırlar vitrin olarak, bunu genellemek çok zor

eşisözlüğün en meşhur başlığı
eksisozluk.com

Bence anneler özellikle hayırsız evladı değil de o evladın belirli bir özelliğini seviyor. Hayırsız evlat aynı zamanda zengin, araba sahibi, iyi bir konumda iş sahibi olabiliyor ya da sadece cinsiyetinden ötürü seviliyor.

son çıkan se modeli olabilir ya. bende 7 var, hiç kullanmıyorum o ekstra özellikleri. 8 ve 9'da da öyle aman aman farklar yok bence.

bu yaygin bir bilgi mi bilmiyorum ama belirtmek istedim: iphone'unuz olmasi lazim apple watch icin.

Telefon gibi her Allahın günü şarj etmen gerektiğini bilerek al alacaksan.

ben olsam açmam. mecbursam alırım.

Olur. Mahalledeki kapalıysa en yakın avmye gidin

Garantiye baktım şimdi alış 36 lira googleda 35 lira. Yani 50 euroda ödeyeceğim fark 50 lira. Hiç döviz bürosuyla falan uğraşmadan garantiden aldım. Şimdi bunu çekebileceğim atm bulmam lazım :d

google'a "bir euro kac tl" yazinca cikan miktarin pek hukmu yok. yani o uluslararasi para piyasalarindaki fiyat. sen son kullanici olarak o orandan zaten hic alamazsin. 50 lira kaybettim gibi bakma o yuzden.

Unutulan

youtu.be

eğer herşeyi denediyseniz internetinizin müşteri hizmetlerine bağlanıp sorununuzu anlatın. uzaktan bağlanıp düzeltme yapabiliyorlar. cmd'de "ping -t store.steampowered.com" yazdığınızda ping atabiliyor musunuz?

Ping request could not find host store.steampowered.com diye uyarı geldi, doğru şekilde yazdıysam atamıyorum sanırım ping de.

İnternet sağlayıcı superonline geçen hafta fibere geçtik deyip kablo değiştirdiler, modeme ilave bir aparat bağladılar o günden beri yüzümüz gülmedi zaten.

13 f/p ürünü bence

Iphone'da geriden gelinmez. Çıkış tarihinden sonra 5 senelik ömrü var

iphone her türlü alınır.
ben 4s kullanıyorum 5 senedir ikinci telefon olarak. yakında emekli edip 7s plus alma planım var.

14 mü 15 mi diye soruyorsan tabi ki 15.

Pro alın ama almışken...

Kıvırcık marul.

Normal kıvırcık marul, bir de markette pazarda yaprakları uzunlamasına görürsün tezgahta kıvırcığın yanında, ona da çin marulu deniyor, onun da tadı güzel

bu kıvırcık diye geçiyor. marul daha kıvrımsız olan

Farkını yazdığınız için teşekkür ederim :)

bunu bir bakışta bilmek, farkını anlatmak hatta yazarak göstermek her yiğidin harcı değildir. köyde en aşağı birkaç sene yaşamış, her yaz tatili ailesi tarafından zorla köye götürülmüş, köyde kaldığı süre boyunca halalarıyla beraber bahçeye inip bunu toplamak gerekir. toprak emek ister, markette gördüğünüze aldanmayın. ticarete dönen ve isimlendirilen şeylere çok güvenmeyin.
fotoğraflara baktım ve isminin kıvırcık olduğuna kanaat getirdim. benden köylüsü varsa buyursun o da yanıtlasın.

Marullar kendi içinde
Göbek marul
Kıvırcık marul
Marul
Çin marulu diye dörde ayrılırlar.

Birinci fotoğraftaki marul vasıfsız olan ve üçüncü sırada yazdığım, adının önünde bir sıfat olmayan maruldur.

İkinci fotoğraf çekim açısı itibariyle kıvırcık marulla vasıfsız maruldan biri olup tam anlaşılamamaktadır.

eski sürüm bir word (word 97-2003 belgesi vs.) formatında bir dosyaysa veya güncel word formatını açmayan bir bilgisayarda açmaya çalışınca sorun olabiliyor. düz word formatında çalışman gerekiyor.

Mac windows ayrımında da bazen sıkıntı olabiliyor; Microsoft hesabından gitiş yapıp Word üzerinden kişisel formüllerinizi kayıt edebiliyorsunuz diye biliyorum belki bu şekilde önemli formülleri yedekleyebilirsiniz

Burada soru cevaplı olarak seri videolar var:

m.youtube.com

www.kitapyurdu.com

cocuk.diyanet.gov.tr

Hiçbir çocuğa işin özünü verebilen bir yayın olamaz :) çocuklara anlatılan her şey somut anlatılmalı, soyut düşüncenin henüz gelişmediği çocuk zihninin anlayabileceği tarzda ve üslupla anlatılmalı. Bunlar da işin ancak yetişkinler tarafından hakkıyla anlaşılabilecek o özünü vermekten uzak olur.

Bence sağlam birkaç ilahiyatçıyı takip edin, işin özüne ulaşmış olup olmadığı konusunda içinize sinen kişileri bulun. Yine de kendinz okuyup düşünmelisiniz işte her türlü.

Bence ebeveyn çocuğa din eğitimini kendi vermeli. Başkalarına terk etmemeli çocuğunun düşünme akışını, zihnini.

çocuklarınıza mistik/metafizik düşünmeyi öğretmeyin, bırakın büyüyünce kendi isterse bakınsın bunlara. fikir istemediniz biliyorum ve kızmayın da ama üzülüyorum çocuklar için. biz yandık onlar yanmasın bari...

@anna sun

Mistik/metafizik düşünme diyerek bana mı göndermede bulundun bilmiyorum ama benim soyut düşünceden kastım mistisizm metafizik falan değil.

Yetişkin olmadan, hayatın akışını ve insanın yapısını anlamadan varılamayacak kanaatleri kastediyorum ve temel dînî öğretilerin bunların üzerine kurulduğu gerçeğini göz önüne alırsak yetişkinlerin bile önemini hâlâ kavrayamadıkları konuları çocuklara dayatmamak gerektiğini, dayatacaklarsa muhakkak anne babaların kendilerinin anlatmaları gerektiğini söylüyorum.

Yalan söylememek en doğrusudur, yalan söylemek günahtır (zarar vericidir) çünkü hem senin kendine güvenmene engel olur hem de sosyal çevrenin sana güvenmesine engel olur.

Bu örnekte güven duygusunu bir çocuğa anlatamazsın, hele insanın kendine güvenmesinin gerekliliğini ya da toplumun birbirine güvenmesinin tek yolunun güvenilir davranışlarda bulunmak olduğunu anlatamazsın. Dallanır budaklanır çünkü, çocuk ise sözden anlamaz davranışlardan anlar. Gözüyle gördüklerini örnek alır, dinlediklerini, ona sözlü olarak öğretilenleri değil.

Başlık sahibi de bunu istemiş ama bu iş başkalarının insafına bırakılacak şey değil, her anne baba kendi öğretmeli bunları çocuklarına. Hem davranışlarıyla, hem de olumsuz bir durumda müdahale etme yoluyla. Bunu kastediyorum.

@muhayyer divan, size yönelik bir şey yazmadım, hatta tam okumadım bile yazdıklarınızı.
lakin "işin özü" denebilecek her şey çocukların gerçekçi/mantıkçı düşünmesini engelleyecek türden meseleler. kimin öğrettiğinden çok neyi öğrettikleri anlamlı bana göre. bir çocuğu evrensel ahlak kurallarına göre eğitebilirsiniz ama önce kendiniz onları benimsememişseniz dinler kolay bir kontrol aracı tabii ki...
ve gene sözüm size değil.

www.instagram.com
aradığınız koltuk bu sanırım.

kuyumcular sahne satmaz. mahallenizde yok mu yıllardır açık olan bildiğiniz bir kuyumca.

Ben de mahalle kuyumcusundan alıyorum, artık alırken parmağımla hafifçe eğiyorum. Gözünün önünde. Kızmıyorlar Allah razı olsun, çünkü sahte satmıyorlar.

Bu sözlerimizle rahat davranma yine de tedbirli ol.

kuveyt türk atm'lerinden gram altın alınabiliyor, en sağlamı banka olur diye tahmin ediyorum ama kuyumcularda da sahte olacağını sanmam. internetten falan almayın yeter ki.

paralı, tezsiz yüksek lisans

Yüksek Lisans başvuru tarihinde başvurunuzu yapıp süreçten geçerseniz önümüzdeki dönem başlayacaksınız tabi ki, yani öyle uzun bir süreç değil. Süreç içinde tecil süreniz dolsa da sorun olmaz, ben lisans mezunu olduktan sonra tecilimi başlatmamıştım mesela (o zaman kendiniz gidip başlatıyordunuz muayeneye girip) yüksek lisansa kayıtlanma sürecinde de tecilim yoktu. Kaydım yapılınca okul tecil ettirdi. Yine de emin olmak için asker almayı arayıp sorun süreci, değişiyor böyle şeyler.

Dil konusunda genelde üniversitelerin kendi dil sınavları oluyor. Onlara da girebilirsiniz. Dil puanınız olmadan yüksek lisansa alan bir yer bulamazsınız sanırım. Böyle bir yer var mı onu da bilmiyorum.

dil puanı olmadan alan yerler vardır, tam bu dönemlerde başvuruların devam ediyor olması lazım ama yüksek lisansa kabul alsanız bile ders seçimlerini tamamlamadan aktif öğrenci statüsüne düşmüyorsunuz e-devlette. ders seçimleri de Eylül'ü bulur büyük ihtimalle. kabul alıp kayıt yaptırdıktan sonra enstitü sekreterliği ile görüşüp askerlik şubesine tecil için sizin adınıza bilgi vermeleri/başvurmalarını sağlamanız gerekecektir.

@oekuklu sorun şu ki aktif olarak öğrenci gözükecek miyim? 2 ay sonra bitiyor süre. ama okullar iki ay sonra başlamıyor.


@akhenaten tecil yokken, yani süresi geldiği halde askere gitmemenin bir yaptırımı yok mu? okula kayıt yaptırıp aktif öğrenciliğim belli olana kadar geçen sürede ne yapacağım?

@hrkrs ders kayıtları yapılana kadar olan sürede ne olacak? ciddi bir sorun değil mi bu?

@thetruenorthstrongandfree kpss çalışıyorum. 35 gün kadar sonra sınava gireceğim. 6 aylık askerlik sürecinin kendisi geçtim, o süre içerisinde başvuru yapabileceğim alanlar ne olacak? 6 ay az bir süre değil ve 6 ay bittikten sonra ortada kalmam olası gözüküyor.

Yaptırımı var tabi ama öyle hızla gelişen bir süreç değil o. Ben bakayaya bile düşmemiştim örneğin. Ama dediğim gibi bu gibi şeyler sürekli değişiyor. Siz bağlı olduğunuz askerlik şubesini arayıp "bu bu dönem yüksek lisans başvurusu yapacağım, ancak tecil sürem okul başlamadan dolmuş olacak, okul başladığında tecil yaptırmam sorun yaratır mı, süreç nasıl ilerliyor" diye sorun. Sorun olacağını sanmam, birçok kişi karşılaşıyor bu durumla.

Ancak 6 ay çok da uzun bir süre değil, bence bedelli parasına değmez. Ayrıca askere gidip geldikten sonra "artık bu iş de bitti" hissi çok rahatlatıcı bir şey. Gençliğinizi önünüzde böyle bir kesintinin varlığını düşünerek harcamayın, bitsin kurtulun. İşe girişlerde daha çok işinize yarar askerliği yapmış olmak. Ayrıca KPSS'ye girebilirsiniz, zaten siz teciliniz biter bitmez hop diye askere alınmayacaksınız. Gidebileceğiniz en erken tarih, kendinizi de yırtsanız Ağustos celbiyle olur ki büyük ihtimalle daha sonraya kalır. Askere gitseniz bile eğitim hakkınızdan dolayı izin alarak sınava girebilirsiniz. Bunları da sorabilirsiniz askerlik şubesine.

Bence de gitmek için en mantıklı zamandasınız. Çok da büyütülecek bir şey değil, arkadaşlarımın hepsi benden sonra gittiler ama gidip gelene kadar uğraştıklarına değmedi bence. Ayrıca bunlar olana kadarki 5-6 yılda bana baya imrenmişlerdi bu konuda :D saçma ama insan iyi hissediyor, kafa rahatlığı bambaşka bir şey. Hepsinden de önce çalışmaya başladım.

Yalnız komandoların zaten duygusuz olanı makbul değil mi?

Doktorunla görüşmelisin bence. Doz ayarlaması yapabilir. Ya da ilaç değiştirebilir.

Antidepresan tedavisiyle beraber psikolojik destek alıyor musun?

Antidepresanların görevi, beyni sağlıklı dengeye kimyasal olarak getirip psikolojik değişiklikleri uygulanabilir hale sokmak. Yani ilaç desteğinin işi çok geçici, önemli olan senin kendini tanıyıp anlayıp çözümleyip gerekli çalışmalarla gerekli değişiklikleri yapman, bunun için de beyninin sakinleşmesi lazımdı, onu ilaçlarla yapmışsın zaten.

ilaç + psikologla terapi ile sorunlarından daha hızlı kurtulabilirsin.

ben de kullanmıştım, libido düşürmüştü. bunu psikiyatrımla paylaştım, değiştirdik.

2016'dan beri aynı ilacı kulllanıyorsan etkisini kaybetmeye başlamış da olabilir. ben de 2018'den 2022'ye kadar aynı ilacı kullanmıştım ve etkisi yok olmuştu. başta her şey güzeldi.

neyse merak etme düzelecek bu yazdıkların.

Libido düşmesi bazı antidepresanlarin yanetkisi evet. Ama anhedoni yani yaptigi şeyden zevk/tat almamak depresyonun belirtilerinden zaten. Doz ayarlaması için doktorunuzla konuşmak en güzeli. Belki ilaç da değiştirebilir. Acık bir şekilde anlatın aynı şekilde.

Redmi telefonlar kağıt üzerinde iyi ama yazılım ya da donanım olarak bir sorunu çıkıyor

Biraz kullanıcı yorumlarını incelersen, herkes telefondan memnun ama önceki modellerde olan yakınlık sensörü sorunu bunda da çıkabiliyor

Yani telefonla konuşurken ekran kapanmıyor yanağınla menülerde dolanıyorsun vs

Redmi note 8 pro iyi diye 11 note almıştım. Çok kötü çıktı. 13 fikrim yok ama 8 le kıyaslama

Alma derim,aynı cihazı aldım ,ısınma ve pil sorunu yaşadım.İade etmek için servis köşelerinde süründüm sonunda sorunu kabul ettiler.Yazılımı iyi değil,kamerasında takılmalar vs vardı ama gözüme çarpan cihaz ısınıyor ve donma yapıyor az bişey daha katıp kesinlikle samsung alın 5 yıl garantili modellerini

çok teşekkürler, model öneriniz olur mu peki?

Samsung a24 ya da samsung m15 hangisine denk gelirsen farketmez

illa vatanbilgisayardan alınacaksa bu model, hem 5g var hem daha güncel bir model
www.vatanbilgisayar.com

İstanbul bolu arası zaten kısacık. Bence dayanın, boluda haznedar restoranda yiyin.

bolu'daki mekanın adı hanzade?

Menemenci Alaattin

limona da benzettim. bir turunçgil ama. çok güzel kokar yaprakları eğer limonsa. ama meyve vermez muhtemelen aşılı olmadığı için. çok güzel yeşillik olmuş.

Portakalın, limonun, mandalinin çekirdeğini ekince turunç çıkıyor diye biliyorum. Soonra ona aşı yapıyorlar

Turunç bu aşılamazsanız portakal olmaz

www.tcmb.gov.tr

2023 Sonuna 100 dersen,
2024 Ocak 100*1,067=106,70
2024 Şubat 106,70*1,0453=111,53
...
2024 Mayıs 122,72 = %22,71

enag'a göre 30.8. not olsun diye yazdım.

ödemeyi iş bitimi şeklinde konuştuysan zaten bir şey olmaz. plakasını ve adamlar evden eşya çıkarırlarken fotoğraf çekebilirsin. önemli olan eşyalarını doğru düzgün taşımaları ve orada kurmaları. ufak tefek sıkıntılar olabilir, örneğin dolabı söker, orada tam kuramaz veya ayarını yapamaz. bunlara göz yumacaksın, fakat televizyonu kırarlar falan bunlar olmaması gereken şeyler.

bence bir kereliğine sırf bu rezaletten kurtulmak için biraz para bayılın.

ben akasya avm'de trio kuföre gidiyorum. eskiden de acıbadem'deki san kuaföre gidiyordum. yılda 1 veya 2 kez gittiğim için pahalı olmasına katlanıyorum. en azından güzel oluyor.

acıbadem caddesinde başka bir kuaför daha var, aşağıda kalıyor. adını unuttum. m harfliydi. sakın ona gitmeyin. benim saçımı da onlar bozmuştu.

Akdkfkkakaşa hazır noodlelar gibi :)) kusura bakma ama trajikomik bir durum olmuş.

Çetin Kuaför g.co

saç tellerinin farklı boyda kesilmiş olması problem di mi
baka sorunlu kısım varsa anlmayanlar için açıklama geçilse iyi olur kamuoyu adına

Evet @bir soru sorcam. En alttaki saçla en üstteki saç mesafesi (bunu katlı kestiğini sanarak yaptı) böyle olmamalı. Kaçak kat gibi djdjfkck
Bir de makasla kestikten sonra böyle aralara bir şeyler yapıyorlar ki direkt makas izi belli olmasın diye onu da yapmamış.

Bunu toparlamaları için ya üstten çok katlı kesecekler ya da boyu daha da kısaltacaklar, kısalması çok üzerse biraz uzamasını bekleyin derim. Sıfırdan saçı herkes keser ama bunu düzeltmesi daha zor o yüzden çok mutsuz ediyorsa Sabit Akkaya dan fiyat alın derim

dataset işlemleri genellikle pandas kütüphanesiyle yapılıyor, bunu import etmeniz lazım. daha sonra ya önceden excelde yaratmış olduğunuz dataseti içeren dosyayı buradan okutursunuz ya da pandas üzerinden kolon adları ve satır adlarını belirterek dataseti burada oluşturursunuz. daha detay ister misiniz yoksa ihtiyaca göre internette aratarak mı yazmak istersiniz bilemedim böyle üstünkörü oldu biraz :)

Yazarın eserlerinde geçen yerler eğer kitap içerisindeki metin frekansları ise önce metinsel analiz yapıp sonra dataset oluşturup sonra görselleştirebilirsiniz ama metin temizliği zordur sıfırdan birisi için. Belki internette yapılmış hazır dataseti vardır