[]
''İslam''-da şüphe
imanda şüphenin yeri nedir ? yani şüphe duymak serbest ama söylemek yasak diyorlar da o nasıl olacak ? o zaman da münafıklık olmuyor mu ?
bir de bahisini ettiğim şey imanın kelime anlamı gereği şüphe barındırmaması değil. meselenin islam tarafı. akıl şeytan icadı mı ?
bir de bahisini ettiğim şey imanın kelime anlamı gereği şüphe barındırmaması değil. meselenin islam tarafı. akıl şeytan icadı mı ?
Yanlis soyluyorlar. Islamda supheye yer yok. Supheyi giderene kadar arastirman isteniyor islamda. Islamda oyle.
- stavro (10.09.15 09:46:02)
Sen şüphe hissedip bunu söylemediğinde Allah anlayabiliyor bunu. Hatta "Dimik bindin şiphi ittin" diyor.
- angelus (10.09.15 09:49:54)
illaki vardır. şüphe duymadan yaşayamazsın. onlarca şeyi neden yaptığımızı bilmiyorum bir müslüman olarak.
misal şeytan taşlamak... mantıklı bir açıklaması da yok bunun. bir taşa taşlar atıyorsun. komik. bunun böyle olduğunu düşünmek beni dinden çıkaracak değil ya.
misal şeytan taşlamak... mantıklı bir açıklaması da yok bunun. bir taşa taşlar atıyorsun. komik. bunun böyle olduğunu düşünmek beni dinden çıkaracak değil ya.
- mermize (10.09.15 09:51:12)
ahahaha çok güzel söylemişsin. Akıl şeytan icadıdır.
Şüpheye de kat'iyen yer yok.
Şüpheye de kat'iyen yer yok.
- Frederick Co (10.09.15 09:52:00)
Önce deizm, sonra agnostizm sonra da ateizme giden ilk yola girmişsin hayırlı olsun.
Şüpheye yer yoktur, islam dini ''mutlak bir iman'' ister hatta bizim din hocası bile ''düşünmeyin çocuklar dinden çıkarsınız'' diyodu, valla adam haklıymış.
Şüpheye yer yoktur, islam dini ''mutlak bir iman'' ister hatta bizim din hocası bile ''düşünmeyin çocuklar dinden çıkarsınız'' diyodu, valla adam haklıymış.
- neferkitty (10.09.15 09:53:55 ~ 09:54:23)
neferkitty +1
şüphe derken "oku"mayla geçecek şüphelerden bahsedilmiyor. yani şüpheden kasıt "2+2 cidden 4 mü yapar?" falan değil. asıl şüphe olayı başka burada. "lan ya allah yoksa?" diyemezsin mesela islamda. ya da "acaba cihad doğru bir şey mi?", "kadınlarla erkekler her anlamda eşit olsa olmaz mıydı?" diyemezsin. dersen allahı sorgulamış olursun.
kuran'a göre evrimi de sorgulayamazsın, gök ve yer olaylarını da. çünkü evrimi kabul etmiyor kuran. adem & havva var yaratılışçı dinler için. yer olayları insanlar azgınlık yaptı diye var, gök ile ilgili ise yanlış ifadeler var kuranda. bunlar kuranı yanlış düşürecek/düşüren şüpheler olduğu için dinden çıkma oluyor.
senin sorduğun daha çok ilk kısma giriyor, ki "imanda şüphe" diye özellikle belirtmişsin zaten. meleklere, peygamberlere, kutsal kitaba, allaha, tekrar dirilmeye falan iman etmen, şüphe duymaman gerek islam sınırları içinde kalmak istiyorsan.
kısacası şüpheye yer yok.
şüphe derken "oku"mayla geçecek şüphelerden bahsedilmiyor. yani şüpheden kasıt "2+2 cidden 4 mü yapar?" falan değil. asıl şüphe olayı başka burada. "lan ya allah yoksa?" diyemezsin mesela islamda. ya da "acaba cihad doğru bir şey mi?", "kadınlarla erkekler her anlamda eşit olsa olmaz mıydı?" diyemezsin. dersen allahı sorgulamış olursun.
kuran'a göre evrimi de sorgulayamazsın, gök ve yer olaylarını da. çünkü evrimi kabul etmiyor kuran. adem & havva var yaratılışçı dinler için. yer olayları insanlar azgınlık yaptı diye var, gök ile ilgili ise yanlış ifadeler var kuranda. bunlar kuranı yanlış düşürecek/düşüren şüpheler olduğu için dinden çıkma oluyor.
senin sorduğun daha çok ilk kısma giriyor, ki "imanda şüphe" diye özellikle belirtmişsin zaten. meleklere, peygamberlere, kutsal kitaba, allaha, tekrar dirilmeye falan iman etmen, şüphe duymaman gerek islam sınırları içinde kalmak istiyorsan.
kısacası şüpheye yer yok.
- lesmiserables (10.09.15 10:09:00 ~ 10:12:14)
İslam içinde birçok fıkıh düşüncesine sahip. Seni bir şeyi sorgulamak için engellemez, yani sogulama demez fakat (yanına bir fakat koyar) sorgularken amacın 'allah neden böyle bir hüküm koymuş?' Ya da bu olayda allah bize ne demek istiyor allahın bunun üzerindeki hikmeti nedir?'diye sorgulaman beklenir.
Yani sorgularken bile seni kısıtlar, sorgulamanı allahın varlığıyla kabulüyle başlamanı, cevabında amacın allahı bulmak olmasını ister, allahın yokluğu düşüncesini bile allahın varlığını bulmak için kullanmanı ister.
Felsefeden uzak bir dindir vesselam(gerçi diğer dinlerde aynıdır farkı yok)
Yani sorgularken bile seni kısıtlar, sorgulamanı allahın varlığıyla kabulüyle başlamanı, cevabında amacın allahı bulmak olmasını ister, allahın yokluğu düşüncesini bile allahın varlığını bulmak için kullanmanı ister.
Felsefeden uzak bir dindir vesselam(gerçi diğer dinlerde aynıdır farkı yok)
- filipis (10.09.15 10:18:03)
Kuran'ı okumak tuhaf, çünkü kimi yerlerde "Şüphe edenlerden olma" şeklinde ifadeler var. Bir yandan da peygamberler, çeşitli "açık" mucizelerle gelerek, insanların ikna olmasını sağlıyorlar.
Bir yandan da şu ayet var:
Bakara, 118: Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık.
Bir yandan da şu ayet var:
Bakara, 118: Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık.
- binary (10.09.15 10:36:53)
"Şüphe şirke götürür" derler.
Şüphe olmadan insan aklı bir şey üzerine düşünemez. Benim aklım tabi Almanca çalıştığı için "Zweifel" üzerinden gideyim, ikilem anlamına geliyor. Doğa da bir ikilik üzerine kurulu. Zıtlıklar ve belli bir düzen. Dolayısıyla bu zıtlıklar üzerine düşünmeden hiç birşeye varamayız. Türkçenin ırzına geçildiği için düşünmemize de engel olan bir hal alıyor dil problemi.
Doğada yüzlerce ikilem mevcut ve düz anlamda şüphe kendi başına bir problem olamaz. Şüphe ancak şirke götürüp Allah'ı veya bu var olan düzeni yok saymayı getirirse insanı şirke... yani Allah'a şart koşmaya götürebilir. O zaman din de iman da tehlikeye girebilir. Agnostisizmde bile var olan bir güç var ve bu reddedilemiyor. Dolayısıyla akıl varsa şüphe de vardır ama neyi kabul edip neye reddedeceğimiz bizim irademize ve aklımıza bağlı.
İslam toplumsal bir dindir. Hani "düşünmek serbest söylemek yasak mı" demişsin ya... şöyle bir örnek üzerinden anlatmaya çalışayım... İslam'da alkol aldığınızda dinden çıkmazsınız ama günahkar olursunuz. Ama bunu toplum içinde yaptığınızda bunun yayılmasına da sebep olursunuz ve başka sorumluluklar devreye girer. Toplumsal günahlar İslam'da kesinlikle onaylanmaz. Yani aslında siz bir Müslüman olarak içki içseniz bile bunun toplumsal olarak yayma eğilimine gittiğinizde durum değişir. İslam genel olarak toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilmiş bir din. Birey olarak sizin eylemleriniz tamamen Allah/Tanrı ile kendi aranızda iken toplumsal eylemleriniz doğrudan İslam'ı ve toplumu bağladığı için başka şekilde yargılanabilir.
Bunu düzenleyen sistem din kurumu ve devlet iken bugün bunun kurumsal organizasyonu din açısından da devlet açısından da sorunludur. Şu an Türkçe konuştuğumuzu düşündüğümüzde Türkiye üzerine konuştuğumuzu farz edelim.
Almanya örneğinden gideyim yine... Alman toplumu Türkler ilk geldiğinde ya da herhangi bir düzenli bir batı toplumunda Müslüman ya da yabancı bir topluluk o toplum içinde yaşamaya başladığında nasıl düşünüp organize olmuş onu hatırlayalım. Alman yasaları toplumsal hayatı organize ediyor ve diyor ki ev içi hukukunuza... bu İslam hukuku olur veya başka bağlı olduğunuz bir topluluğun kuralları olabilir. Bunları özel hayatınızda işleyebilirsiniz. Örneğin evlenmek, miras paylaşımı vb. ama toplumsal olan bir eyleme dönüşürse ve bu o toplumu etkileyecek bir hal alırsa Alman yasaları devreye girer. Örneğin bir cinayet işlendiğinde bu toplumsal olarak yayılabilecek bir eylem olduğu için bu o toplumu da bozacak bir şey olduğu için buna müdahale eder.
Çok uzattım gerçi ama şöyle özetleyeyim... İslam toplumsal olan hayatı belirler ve sizin toplumsal olmayan hayatınızdaki herşeyi vicdanınıza ve kendi iradenize bırakır.
Şüphe olmadan insan aklı bir şey üzerine düşünemez. Benim aklım tabi Almanca çalıştığı için "Zweifel" üzerinden gideyim, ikilem anlamına geliyor. Doğa da bir ikilik üzerine kurulu. Zıtlıklar ve belli bir düzen. Dolayısıyla bu zıtlıklar üzerine düşünmeden hiç birşeye varamayız. Türkçenin ırzına geçildiği için düşünmemize de engel olan bir hal alıyor dil problemi.
Doğada yüzlerce ikilem mevcut ve düz anlamda şüphe kendi başına bir problem olamaz. Şüphe ancak şirke götürüp Allah'ı veya bu var olan düzeni yok saymayı getirirse insanı şirke... yani Allah'a şart koşmaya götürebilir. O zaman din de iman da tehlikeye girebilir. Agnostisizmde bile var olan bir güç var ve bu reddedilemiyor. Dolayısıyla akıl varsa şüphe de vardır ama neyi kabul edip neye reddedeceğimiz bizim irademize ve aklımıza bağlı.
İslam toplumsal bir dindir. Hani "düşünmek serbest söylemek yasak mı" demişsin ya... şöyle bir örnek üzerinden anlatmaya çalışayım... İslam'da alkol aldığınızda dinden çıkmazsınız ama günahkar olursunuz. Ama bunu toplum içinde yaptığınızda bunun yayılmasına da sebep olursunuz ve başka sorumluluklar devreye girer. Toplumsal günahlar İslam'da kesinlikle onaylanmaz. Yani aslında siz bir Müslüman olarak içki içseniz bile bunun toplumsal olarak yayma eğilimine gittiğinizde durum değişir. İslam genel olarak toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilmiş bir din. Birey olarak sizin eylemleriniz tamamen Allah/Tanrı ile kendi aranızda iken toplumsal eylemleriniz doğrudan İslam'ı ve toplumu bağladığı için başka şekilde yargılanabilir.
Bunu düzenleyen sistem din kurumu ve devlet iken bugün bunun kurumsal organizasyonu din açısından da devlet açısından da sorunludur. Şu an Türkçe konuştuğumuzu düşündüğümüzde Türkiye üzerine konuştuğumuzu farz edelim.
Almanya örneğinden gideyim yine... Alman toplumu Türkler ilk geldiğinde ya da herhangi bir düzenli bir batı toplumunda Müslüman ya da yabancı bir topluluk o toplum içinde yaşamaya başladığında nasıl düşünüp organize olmuş onu hatırlayalım. Alman yasaları toplumsal hayatı organize ediyor ve diyor ki ev içi hukukunuza... bu İslam hukuku olur veya başka bağlı olduğunuz bir topluluğun kuralları olabilir. Bunları özel hayatınızda işleyebilirsiniz. Örneğin evlenmek, miras paylaşımı vb. ama toplumsal olan bir eyleme dönüşürse ve bu o toplumu etkileyecek bir hal alırsa Alman yasaları devreye girer. Örneğin bir cinayet işlendiğinde bu toplumsal olarak yayılabilecek bir eylem olduğu için bu o toplumu da bozacak bir şey olduğu için buna müdahale eder.
Çok uzattım gerçi ama şöyle özetleyeyim... İslam toplumsal olan hayatı belirler ve sizin toplumsal olmayan hayatınızdaki herşeyi vicdanınıza ve kendi iradenize bırakır.
- osmanyueksel (10.09.15 10:41:14)
''Şimdiye kadar hep önce iman sonra şüphe yolunu tuttuk, şimdi de şüphe ile başlayarak imanı arayalım.'' Erol Güngör
- perferil (10.09.15 11:47:12)
Herhangi bir tartisma baslatmak icin soylemiyorum, bir cevap da beklemiyorum buna ama kurana gore yer gok olaylarini sorgulayamazsin falan filan diye bir sey yok, kim uydurduysa yanlis. Kurani anlamsiz bulabilir, uydurma, safsata olduguna kanaat getirebilirsin ama kuranda boyle bir sey yok. Evrende olan biten her bir halti bal gibi de sorgular, arastirirsin. Kuran sana astrofizikle ilgili bilgi falan vermez zaten, kendin arastirirsin. Kutlecekimini de kendin kesfedersin, atomalti parcaciklari da.
- stavro (10.09.15 13:06:46)
arkadaş bilimi kuranda aradıklarını sanmış.
- Frederick Co (10.09.15 14:53:41)
@mete kudur,
ne yazık ki bu soruyu tarafsız olarak tartışabileceğin ya da soruna tam anlamıyla bir yanıt bulabileceğin bir yer değil burası.
islam, kelime olarak "teslim"den gelir. yani bu sözcüğün kökeni "allah'a sorgusuz sualsiz teslim olmak" manasıyla ilgilidir. öyleyse islam'da şüphe edilemez anlamı çıkıyor. ancak bunu sadece "islam"la bağdaştırmak doğru değil. tüm dinler ve hatta batıni öğretiler ve felsefi inançlar için de bu geçerlidir. zira biraz zen budizmi ile ilgilenirsen (budizm ile tasavvuf arasında çok yakın bir ilişki var*) "zihin" denilen kavramın yok edilmesi gerektiğinden bahsedilir(1). zihin, şüphenin yaratıcısıdır. zihin "mara'nın oyunlarına(2)" ve maya'nın yanılsamalarına(3) kolayca düşebilir.
hazreti islam peygamberinin bir hadisi vardır ve şöyledir "herkesin inandığını sen bil". zira islam doğru anlaşıldığında(4) şüphe edecek bir durum olmadığı ortaya çıkar.
peki günümüz islam anlayışında şüphe edecek tonla sorunun olması neden? çünkü insanlar hakikati "idrak" edemediler ya da idrak etmeye bile çalışmadılar. ayrıca islam (aynı diğer dinlerde olduğu gibi) toplumları yönetmek için bir oyuncak haline geldi.
* hayır bir şey içmedim. tüm batini (=ezoterik, içrek)öğretilerde bu ilişki çok net görülür.
1 - mesela echart tolle ve benzeri ekolde olanların bu konuda söylediği bir çok şey vardır. şimdinin gücü adlı kitabı neredeyse bununla ilgilidir.
2 - mara, hinduzim'deki baştan çıkaran tanrı(ça) olarak bilinir. islamdaki şeytana benzer. nefsin kötü yönü de denilebilir.
3 - Platon'un mağara alegorisi anımsanabilir burada. modern toplum aldatmacaları da buraya girer. "maya" yine hinduzm inancındadır. hakikatin anlaşılmasını engellemek için onu örter, gizler. o yüzden "hakikat yolunu bulanlar, ancak onu arayanlardır" demiş bistami. mevlana'nın bahsettiği görünmeyeni gizleyen perde de bunu işaret eder.
4 - islam doğru anlaşıldığında dediğimde biri muhakkak "gerçek islam bu değil:( " der ve dalga geçer. öyleyse gerçek islam ne? kişinin rabb'e, tanrısına ve yaratıcısına teslim olması ve onu anlamaya çalışmasıdır.
sonuç:
şüphe dinden çıkarabilir. çünkü çok çok güçlü bir silahtır. şüphe sözcüğünü islam literatüründe arama sadece, psikolojik etkilerini ve hatta toplumsal ilişkiler bazında da ele al. şüphenin olumlu etkisi görülmez. (hazırlıklı olmak, teyakkuzda olmak şüphe ile aynı anlamda değildir) ancak şüphenin kötü olması, islamda sorgulamanın ve soruna yanıt aramanın olmadığı anlamına gelmez. islamda da (diğer öğretilerde olduğu gibi) her soruya bulabileceğin yanıtlar vardır. ancak en önemli husus objektif olablimektir ki şüphe objektifliğe zarar verir.
ne yazık ki bu soruyu tarafsız olarak tartışabileceğin ya da soruna tam anlamıyla bir yanıt bulabileceğin bir yer değil burası.
islam, kelime olarak "teslim"den gelir. yani bu sözcüğün kökeni "allah'a sorgusuz sualsiz teslim olmak" manasıyla ilgilidir. öyleyse islam'da şüphe edilemez anlamı çıkıyor. ancak bunu sadece "islam"la bağdaştırmak doğru değil. tüm dinler ve hatta batıni öğretiler ve felsefi inançlar için de bu geçerlidir. zira biraz zen budizmi ile ilgilenirsen (budizm ile tasavvuf arasında çok yakın bir ilişki var*) "zihin" denilen kavramın yok edilmesi gerektiğinden bahsedilir(1). zihin, şüphenin yaratıcısıdır. zihin "mara'nın oyunlarına(2)" ve maya'nın yanılsamalarına(3) kolayca düşebilir.
hazreti islam peygamberinin bir hadisi vardır ve şöyledir "herkesin inandığını sen bil". zira islam doğru anlaşıldığında(4) şüphe edecek bir durum olmadığı ortaya çıkar.
peki günümüz islam anlayışında şüphe edecek tonla sorunun olması neden? çünkü insanlar hakikati "idrak" edemediler ya da idrak etmeye bile çalışmadılar. ayrıca islam (aynı diğer dinlerde olduğu gibi) toplumları yönetmek için bir oyuncak haline geldi.
* hayır bir şey içmedim. tüm batini (=ezoterik, içrek)öğretilerde bu ilişki çok net görülür.
1 - mesela echart tolle ve benzeri ekolde olanların bu konuda söylediği bir çok şey vardır. şimdinin gücü adlı kitabı neredeyse bununla ilgilidir.
2 - mara, hinduzim'deki baştan çıkaran tanrı(ça) olarak bilinir. islamdaki şeytana benzer. nefsin kötü yönü de denilebilir.
3 - Platon'un mağara alegorisi anımsanabilir burada. modern toplum aldatmacaları da buraya girer. "maya" yine hinduzm inancındadır. hakikatin anlaşılmasını engellemek için onu örter, gizler. o yüzden "hakikat yolunu bulanlar, ancak onu arayanlardır" demiş bistami. mevlana'nın bahsettiği görünmeyeni gizleyen perde de bunu işaret eder.
4 - islam doğru anlaşıldığında dediğimde biri muhakkak "gerçek islam bu değil:( " der ve dalga geçer. öyleyse gerçek islam ne? kişinin rabb'e, tanrısına ve yaratıcısına teslim olması ve onu anlamaya çalışmasıdır.
sonuç:
şüphe dinden çıkarabilir. çünkü çok çok güçlü bir silahtır. şüphe sözcüğünü islam literatüründe arama sadece, psikolojik etkilerini ve hatta toplumsal ilişkiler bazında da ele al. şüphenin olumlu etkisi görülmez. (hazırlıklı olmak, teyakkuzda olmak şüphe ile aynı anlamda değildir) ancak şüphenin kötü olması, islamda sorgulamanın ve soruna yanıt aramanın olmadığı anlamına gelmez. islamda da (diğer öğretilerde olduğu gibi) her soruya bulabileceğin yanıtlar vardır. ancak en önemli husus objektif olablimektir ki şüphe objektifliğe zarar verir.
- dahinnotha (10.09.15 15:17:26)
1