[]
çalışanına en çok değer veren şirketler
türkiye için soruyorum tabii ki. hangileridir sizce? bildiğiniz, tecrübe ettikleriniz... çalışmaksa çalışılan ama aynı zamanda insanın kendini değerli hissetmesini sağlayan şirketler?
yabancı şirketlerin çoğu...
:)
:)
- forrestgump (04.09.09 21:57:56)
barsandan uzak dur
- asıl cap ou pas cap benim ama şifremi unuttum (04.09.09 22:01:59)
Başak Groupama
- saldiray abi (04.09.09 22:13:05)
turkcell.
- girl in a coma (04.09.09 22:22:34)
unilever efsanesini been de duymuştum zamanında öğrenci iken, ne kadar doğrudur bilemem.
- serseri marti (04.09.09 22:25:16)
danone
- alchemistt (04.09.09 22:25:20)
unileverde torpilde çok dönüyor bul adamını rahat girersin.
- alchemistt (04.09.09 22:25:49)
schneider elektrik var bir de, ama çok götleri kalkık :)
- alchemistt (04.09.09 22:27:36)
Toyota...
- pass (04.09.09 22:31:26)
assistance dizayn,cgrup ve bizim mahalledeki yufkacı.
- jamswety (04.09.09 22:39:00)
turkcell bu konuda ok iyidir. bir çok hak mevcuttur.
diğer tavsiyelerim,
shell
bp
price water house coopers
deloitte
vs.. gibi
ayrıntılı destek için irtibata geçiniz...
diğer tavsiyelerim,
shell
bp
price water house coopers
deloitte
vs.. gibi
ayrıntılı destek için irtibata geçiniz...
- kronikdonguselloser (04.09.09 23:04:31)
çalışanına değer veren derken ne kastettiğin önemli.
olay sadece maaş ve diğer haklarsa bir çok şirket verir ama canını da çıkarır.
çalışma ortamı, çalışanların her konuda katılımı ve fikir beyan edebilmesi ve ciddiye alınması, çalışan motivasyonu konusunda yapılanlar vb gibi şeylerse çok çok az yerde bulursun; bunlar çoğu şirkette "güya" yapılır ama emin ol hiç biri çalışanları tatmin edecek şeyler değildir, "laf olsun torba dolsun, aman da ne kadar iyi okuduk ik kitaplarını" kabilinden şeylerdir.
yukarıda yazılan şirketlerin çoğunda çalışan tanıdıklarım ve arkadaşlarım var, çoğu baskıdan kafayı yemiş durumda...çoğunun kariyer imkanı yok vs...
örneğin denetim şirketleri değil değerli hissetmek, kafayı çizmek için oldukça iyi yerler. 7/24 çalışmaktan etrafa boş boş bakan arkadaşlarım var, 3 aydır ilk kez pazar öğleden sonra çalışmadım diye seviniyorlar.
olay sadece maaş ve diğer haklarsa bir çok şirket verir ama canını da çıkarır.
çalışma ortamı, çalışanların her konuda katılımı ve fikir beyan edebilmesi ve ciddiye alınması, çalışan motivasyonu konusunda yapılanlar vb gibi şeylerse çok çok az yerde bulursun; bunlar çoğu şirkette "güya" yapılır ama emin ol hiç biri çalışanları tatmin edecek şeyler değildir, "laf olsun torba dolsun, aman da ne kadar iyi okuduk ik kitaplarını" kabilinden şeylerdir.
yukarıda yazılan şirketlerin çoğunda çalışan tanıdıklarım ve arkadaşlarım var, çoğu baskıdan kafayı yemiş durumda...çoğunun kariyer imkanı yok vs...
örneğin denetim şirketleri değil değerli hissetmek, kafayı çizmek için oldukça iyi yerler. 7/24 çalışmaktan etrafa boş boş bakan arkadaşlarım var, 3 aydır ilk kez pazar öğleden sonra çalışmadım diye seviniyorlar.
- kalimotxo (05.09.09 00:01:38)
philip morris'ten bayağı memnunlar
- orange coffee (05.09.09 00:30:39)
abb
siemens
siemens
- cruor (05.09.09 02:53:14)
Global dünyada ben öyle bi şirket bilmiyorum.
- Rodin (05.09.09 03:34:29)
Yanlış soruya doğru yanıt gelmesi pek mümkün değildir, yanlış hayat nasıl doğru yaşanmazsa...
Çalışan kimdir, homojen bir tip midir? Çalışmak, çalışan için ne ifade etmektedir, hayatının amacı mı, aracı mı; kendisini gerçekleştirmesini engelleyen mi, yoksa kendisi olabilmenin tek yolu mu; yoksa bu ücretli çalışmanın çalışma ile ilgisinin kalmadığı mı?
Değerden kasıt nedir, standart bir kategori midir? Çalışana göre, değer vermenin de anlamı değişecektir. (Konumuz olmayabilir, ama bir de kullanım değeri ve değişim değeri bir şey vardır.)
Bazı çalışanlar nitelikli, uyumlu ve çalışkandır, bunlara muamele farklıdır; bazıları nitelikli, çalışkan ama uyumsuzdur, bunlara muamele farklıdır; kimisi de hem tembel, hem de uyumsuzdur, bunlara muamele de hepten farklıdır; kimisi niteliksiz olup bunların da bazısı uyumlu ve çalışkan, kimisi uyumsuz ve çalışkan, kimisi de hem uyumsuz, hem de tembeldir ve bunlara da muamele birbirlerinden farklıdır.
Ancak soru, istenilen süre ve kalitede çalışmaya razı olanlara sağlanan maddi-manevi (!) olanaklar ise, diyecek fazla bir şey yok. Denebilir gerçi: Yine bir kısım çalışan patron veya vekilinin sırtını sıvazlamasından, yaptığı işi beğenmesinden haz alır; bir kısmı da sırtımı sıvazlamasın, ama iyi bir ücret ve mümkünse ikramiye ödesin, özel sağlık sigortası yapıp tatil parası versin ve bir de yüksek performansımı ödüllendirsin noktasındadır; kimisi de sırtımdan uzak dursun, vereceği para ve haklar da beni fazla kesmez, el-mecbur gidiyoruz, havasındadır.
Rodin, kısmen de olsa doğru söylüyor olabilir. Uzatmaya hacet yok...
Çalışan kimdir, homojen bir tip midir? Çalışmak, çalışan için ne ifade etmektedir, hayatının amacı mı, aracı mı; kendisini gerçekleştirmesini engelleyen mi, yoksa kendisi olabilmenin tek yolu mu; yoksa bu ücretli çalışmanın çalışma ile ilgisinin kalmadığı mı?
Değerden kasıt nedir, standart bir kategori midir? Çalışana göre, değer vermenin de anlamı değişecektir. (Konumuz olmayabilir, ama bir de kullanım değeri ve değişim değeri bir şey vardır.)
Bazı çalışanlar nitelikli, uyumlu ve çalışkandır, bunlara muamele farklıdır; bazıları nitelikli, çalışkan ama uyumsuzdur, bunlara muamele farklıdır; kimisi de hem tembel, hem de uyumsuzdur, bunlara muamele de hepten farklıdır; kimisi niteliksiz olup bunların da bazısı uyumlu ve çalışkan, kimisi uyumsuz ve çalışkan, kimisi de hem uyumsuz, hem de tembeldir ve bunlara da muamele birbirlerinden farklıdır.
Ancak soru, istenilen süre ve kalitede çalışmaya razı olanlara sağlanan maddi-manevi (!) olanaklar ise, diyecek fazla bir şey yok. Denebilir gerçi: Yine bir kısım çalışan patron veya vekilinin sırtını sıvazlamasından, yaptığı işi beğenmesinden haz alır; bir kısmı da sırtımı sıvazlamasın, ama iyi bir ücret ve mümkünse ikramiye ödesin, özel sağlık sigortası yapıp tatil parası versin ve bir de yüksek performansımı ödüllendirsin noktasındadır; kimisi de sırtımdan uzak dursun, vereceği para ve haklar da beni fazla kesmez, el-mecbur gidiyoruz, havasındadır.
Rodin, kısmen de olsa doğru söylüyor olabilir. Uzatmaya hacet yok...
- uyuklayankedi (05.09.09 06:05:40)
1