[]
bu felsefi cümleyi anlayamıyorum (ingilizce)...
Bu saatte bu soruyu sormamış olmayı dilerdim ama malum vize haftası :(
anlayamadığım cümle tocqueville'den:
"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."
Ne demek istemiş cidden kafam almadı bu saatte? ingilizce'yi anlamakta sıkıntım yok, bana felsefi açıklaması lazım. Yardımcı olabilirseniz çok sevineceğim.
anlayamadığım cümle tocqueville'den:
"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."
Ne demek istemiş cidden kafam almadı bu saatte? ingilizce'yi anlamakta sıkıntım yok, bana felsefi açıklaması lazım. Yardımcı olabilirseniz çok sevineceğim.
önce bi götten salliyim, sonra disseksiyona girişirim:
bir ulus, birkaç vazgeçilemez menfaatin arasında bölündüğünde, çoğunluğu elde bulundurma imtiyazının bi hükmü kalmaz, çünkü bunu gerçekleştirmek çok sancılı olur.
ne annadık? hiç bi bok annamadık. öyleyse, disseksiyon şart!
bir ulus, birkaç vazgeçilemez menfaatin arasında bölündüğünde, çoğunluğu elde bulundurma imtiyazının bi hükmü kalmaz, çünkü bunu gerçekleştirmek çok sancılı olur.
ne annadık? hiç bi bok annamadık. öyleyse, disseksiyon şart!
- compadrito (17.11.14 04:24:02 ~ 04:24:22)
aha bu da geçtiği context:
The moral dominion of the majority is based as well on the principle
that the interests of the greatest number must be preferred to those of the
few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of
the greatest number naturally increases or decreases depending on the state
of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable
interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes
too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to
strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he
wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks
of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit
to his laws.
The moral dominion of the majority is based as well on the principle
that the interests of the greatest number must be preferred to those of the
few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of
the greatest number naturally increases or decreases depending on the state
of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable
interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes
too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to
strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he
wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks
of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit
to his laws.
- rivulet (17.11.14 04:26:08)
hah! eline sağlık! ben de context ney ki acaba diye kıvranıyodum burda! Hatta naapalım biliyon nu? Daha da yabıştıralım:
The French, under the old monarchy, held as a given that the king could do no wrong; and when he happened to do something wrong, they thought that the fault was with his advisors. This facilitated obedience marvelously. You could murmur against the law, without ceasing to love and respect the law-maker. Americans have the same opinion about the majority.
The moral dominion of the majority is based as well on the principle that the interests of the greatest number must be preferred to those of the few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of the greatest number naturally increases or decreases depending on the state of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it be- comes too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit to his laws.
But since the United States was populated by men equal to each other, no natural and permanent dissidence is yet found among the interests of the various inhabitants.
The French, under the old monarchy, held as a given that the king could do no wrong; and when he happened to do something wrong, they thought that the fault was with his advisors. This facilitated obedience marvelously. You could murmur against the law, without ceasing to love and respect the law-maker. Americans have the same opinion about the majority.
The moral dominion of the majority is based as well on the principle that the interests of the greatest number must be preferred to those of the few. Now, it is easily understood that the respect professed for this right of the greatest number naturally increases or decreases depending on the state of the parties. When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it be- comes too painful to submit to it.
If a class of citizens existed in America that the legislator worked to strip of certain exclusive advantages, held for centuries, and that he wanted to bring down from an elevated position and restore to the ranks of the multitude, it is probable that the minority would not easily submit to his laws.
But since the United States was populated by men equal to each other, no natural and permanent dissidence is yet found among the interests of the various inhabitants.
- compadrito (17.11.14 04:29:14 ~ 04:40:06)
@compadrito sana benim çıkardığım anlamı söyleyeyim:
1. ülkede bir sürü vazgeçilmez menfaat olduğunda, avantajlı bir kesim çoğunluğun düşüncesi (public opinion) için avantajından vazgeçmek istemez çünkü bu onlar için çok costly olur.
ama bir sürü vazgeçilmez menfaatle diğer olayın arasındaki ilişkiyi anlamadım.
tüm paperımın gidişatı buna bağlı :(
1. ülkede bir sürü vazgeçilmez menfaat olduğunda, avantajlı bir kesim çoğunluğun düşüncesi (public opinion) için avantajından vazgeçmek istemez çünkü bu onlar için çok costly olur.
ama bir sürü vazgeçilmez menfaatle diğer olayın arasındaki ilişkiyi anlamadım.
tüm paperımın gidişatı buna bağlı :(
- rivulet (17.11.14 04:37:24 ~ 04:42:42)
Bi kere ben o irreconcilable'ı son derece acemi bi şekilde götten sallamışım:
vazgeçilmez filan diilmiş o, derin demekmiş. idrakimizi o kelimenin üzerine bina etçez:
ülke değil, millet var ulus var. milleti oluşturan unsurlar arasında çok derin bir menfaat çatışmasını kastediyor olabilir burda. düşünmeye devam ediyom...
vazgeçilmez filan diilmiş o, derin demekmiş. idrakimizi o kelimenin üzerine bina etçez:
ülke değil, millet var ulus var. milleti oluşturan unsurlar arasında çok derin bir menfaat çatışmasını kastediyor olabilir burda. düşünmeye devam ediyom...
- compadrito (17.11.14 04:45:44 ~ 04:46:08)
başka çıkardığım anlam:
ortada farklı farklı kesimlerin farklı bir sürü vazgeçilmez menfaatleri olunca çoğunluğun avantajı hükmünü yitiriyor çünkü bu farklı kesimlerin vazgeçilmez derecede önemli menfaatleri çoğunluğa uymalarını daha costly hale getiriyor.
ortada farklı farklı kesimlerin farklı bir sürü vazgeçilmez menfaatleri olunca çoğunluğun avantajı hükmünü yitiriyor çünkü bu farklı kesimlerin vazgeçilmez derecede önemli menfaatleri çoğunluğa uymalarını daha costly hale getiriyor.
- rivulet (17.11.14 04:46:49)
bilgisayarı elime alıp, gece vakti, ev arkadaşımın kapısına dayandım. doğma büyüme Amerikalı, zeki ve MBA'li bi adam.
Bayaa bi düğüm oldu cümleyi okuyunca. Bişeyler geveledi. Ben ona ne anladığımı söyledim, 'Evet senin anladığın gibi ama tersten ifade etmiş' dedi. 1800'lerden kalma bi metin olduğunu söyledim. Bugün de geçerli ama bu, dedi.
Benim anladığım şu:
Bir milleti yaratan unsurlar arasında çok derin menfaat çatışmaları olduğunda, çoğunluğun isteklerini karşılamak lüks hâle geliyor. O hükümeti, o çoğunluk iktidara getirdi ve bi takım talepleri var ama iktidar o talepleri karşılayamıyor. Çünkü o derin menfaat çatışması, o taleplerin yerine getirilmesini çok zor ve çok pahalıya mâl olacak hâle getiriyor.
Günümüz Türkiye'sine de uyarlanabilir bi cümle gibi duruyor bu.
Sen gene de bu soruyu silme ve gün içerisinde, siyasetçilerden, Uİ'cilerden profesyonel bi yardım gelirse, paper'ın daha sağlam olur.
Bu arada, vazgeçilmez diil abicim, derin menfaat çatışmaları. Ben başta vazgeçilmez olarak salladım diye, yannış kalmasın aklında lütfen.
Bayaa bi düğüm oldu cümleyi okuyunca. Bişeyler geveledi. Ben ona ne anladığımı söyledim, 'Evet senin anladığın gibi ama tersten ifade etmiş' dedi. 1800'lerden kalma bi metin olduğunu söyledim. Bugün de geçerli ama bu, dedi.
Benim anladığım şu:
Bir milleti yaratan unsurlar arasında çok derin menfaat çatışmaları olduğunda, çoğunluğun isteklerini karşılamak lüks hâle geliyor. O hükümeti, o çoğunluk iktidara getirdi ve bi takım talepleri var ama iktidar o talepleri karşılayamıyor. Çünkü o derin menfaat çatışması, o taleplerin yerine getirilmesini çok zor ve çok pahalıya mâl olacak hâle getiriyor.
Günümüz Türkiye'sine de uyarlanabilir bi cümle gibi duruyor bu.
Sen gene de bu soruyu silme ve gün içerisinde, siyasetçilerden, Uİ'cilerden profesyonel bi yardım gelirse, paper'ın daha sağlam olur.
Bu arada, vazgeçilmez diil abicim, derin menfaat çatışmaları. Ben başta vazgeçilmez olarak salladım diye, yannış kalmasın aklında lütfen.
- compadrito (17.11.14 05:01:48 ~ 05:03:39)
irreconcilable için başka bi açıklama daha geldi aklıma: üzerinde uzlaşma sağlanamaz derinlikte...
üzerinde uzlaşma sağlanamaz derinlikte menfaat çatışmaları yani.
ekleme: çok doğru yoldasın! kafa patlatmaya devam et abicim. böyle böyle öğreniliyo bu meret!
üzerinde uzlaşma sağlanamaz derinlikte menfaat çatışmaları yani.
ekleme: çok doğru yoldasın! kafa patlatmaya devam et abicim. böyle böyle öğreniliyo bu meret!
- compadrito (17.11.14 05:07:54 ~ 05:13:13)
@compadrito şimdi böyle söyleyince de mantıklı geldi. umarım gün içinde başka cevaplar da gelir, çok teşekkür ederim uğraşınız için :)
- rivulet (17.11.14 05:11:52)
Şimdi öncelikle "irroconcilable" bu bağlamda bağdaşmaz, çatışan anlamına geliyor. çok basitçe nitelik ve nicelik çatışması ve sınıf çatışması olarak okuyorum. niteliğe bakılmaksızın çoğunluğun (yani yalnızca nicelik hesaba katılarak) çıkarını ve isteğini düşünmek eğer halkı oluşturan insanlar bir şekilde eşit sınıftan değilse sancılı olacaktır çünkü elinde daha fazla avantaja sahip ayrıcalıklı sınıf, azınlık, bunu istemeyecektir ve bu sınıfın çıkarları zarar görecektir. Örneğin Amerika'da çoğulcu yasa işliyor çünkü toplumda gözle görülür bir sınıflaşma ve çıkar ayrımı yok, eşit seviyedeler. Bunun yaşanmadığı toplumlarda prensibin nicelikten (the privilage of majority) çok nitelik üzerine yoğunlaşması gerekebilir, mesela azınlığın, ayrıcalıklı sınıfın ne istediğinin daha öncelikli olması ve bu önceliğin toplum için daha avantajlı olması gibi. benden bu kadar.
- linus van peltt (17.11.14 05:35:17)
"When a nation is divided among several great irreconcilable interests, the privilege of the majority is often unrecognized, because it becomes too painful to submit to it."
Bir millet üzerinde uzlaşılamayacak çıkarlar üzerinde bölündüğü zaman çoğunluğun imtiyazı çoğu zaman tanınmaz çünkü bu imtiyaza olur vermek çok sancılı olacaktır.
bu arada bu öyle çok felsefi bir metin sayılmaz. tocqueville siyasetçi, tarihçi falan bi insandır. felsefe ile ilgilense de bir kant bir aristo falan değildir.
Bir millet üzerinde uzlaşılamayacak çıkarlar üzerinde bölündüğü zaman çoğunluğun imtiyazı çoğu zaman tanınmaz çünkü bu imtiyaza olur vermek çok sancılı olacaktır.
bu arada bu öyle çok felsefi bir metin sayılmaz. tocqueville siyasetçi, tarihçi falan bi insandır. felsefe ile ilgilense de bir kant bir aristo falan değildir.
- mistreated (17.11.14 05:47:38 ~ 05:50:11)
1