[]
modernizm ve postmodernizm
yıllardır birçok farklı derste bunları görürüm, hala cözemedim bunların farkları nedir? bilen biri anlatırsa çok makbule geçer.
en basit yolu anlamak için:
modernizm, yenilikçilik, yeni fikir demek.
modernizm geliyor, yeniliklerle. muhafazakarlığa tepki olarak.
daha sonra bu modernizm'e tepki olarak da postmodernizim geliyor. yenilikçi sonrası.
modernizm, yenilikçilik, yeni fikir demek.
modernizm geliyor, yeniliklerle. muhafazakarlığa tepki olarak.
daha sonra bu modernizm'e tepki olarak da postmodernizim geliyor. yenilikçi sonrası.
- emfuzi (30.04.14 00:45:54)
modernistler dünyadaki hızlı değişime tepkili ve ondan korkuyor iken, postmodernist manyaklar bu kaosu benimsiyor ve seviyor. bu şekilde basite indirgemem sanırım en azından edebiyat alanı için açıklayıcı olur.
- wild honey suckle (30.04.14 00:50:04)
ayrımını yapmak o kadar basit değil. Bir bakış açısı sunabilmesi açısından marshall berman'ın katı olan her şey buharlaşıyor kitabı okunabilir.
Oldukça basit ve anlamsız bir ayrım yapmam gerekirse; modernizmin iki görünüşü var: yaratıcı-yıkıcılık ve bütünleştirici. İlki modernizmin sürekli değişim olduğuna ilişkindir. İkincisi ise modernizmin, metafizik zorlamaları yıkıp yerine akılsal zorlamaları getirdiğine ilişkindir. Yani insanların bir zincirden başka zincire vurulduğunu anlatır.
İlk görüştekiler için postmodern diye bir şey söz konusu olamaz. Söz konusu olan modernliğin bir değişimidir. İkincisi içinse dil, kültür ve farklılıklar üzerine yapılan incelemeler postmodern incelemelerdir. Tekrar söyleyeyim her iki söylemin de göz ardı ettiği büyük noktalar var.
Oldukça basit ve anlamsız bir ayrım yapmam gerekirse; modernizmin iki görünüşü var: yaratıcı-yıkıcılık ve bütünleştirici. İlki modernizmin sürekli değişim olduğuna ilişkindir. İkincisi ise modernizmin, metafizik zorlamaları yıkıp yerine akılsal zorlamaları getirdiğine ilişkindir. Yani insanların bir zincirden başka zincire vurulduğunu anlatır.
İlk görüştekiler için postmodern diye bir şey söz konusu olamaz. Söz konusu olan modernliğin bir değişimidir. İkincisi içinse dil, kültür ve farklılıklar üzerine yapılan incelemeler postmodern incelemelerdir. Tekrar söyleyeyim her iki söylemin de göz ardı ettiği büyük noktalar var.
- protector (30.04.14 00:52:37)
Bir ekleme yapayım: modernite 15.yy'a kadar indirilebilecek bir kavram. Ancak postmodernizm-modernizm tartışmasını inceleyebilmek için 19.yy iyi bir başlangıç noktası(yani modernizmin, endüstri devriminin, kitlesel mobilizasyonun başlangıcı). Belki isaiah berlin'in romantikliğin kökleri de okunabilir.
- protector (30.04.14 01:04:24)
en başta ikisi de batı dünyasının düşünce tarihine aittir. modernizm, reform ve ardından gelen rönesans ile başlar. batı ortaçağı'nın baskıcı, bireyi dışlayıcı, bütün her şeyin tanrıya bağlandığı, insanı aşan mistik ve metafizik bilgilerin var olduğunun kabul edildiği... anlayışına karşıdır. bunun yerine insanı, bireyi ve aklı getirir. insanın aklını doğru kullanarak doğayı bilip ona hükmedebileceğini, bilginin insana ait olduğunu, hakikatin mistik olmadığını, insan aklı için ulaşılabilir olduğunu kabul eder. tanrı var olsa bile bir kere dünyayı yaratıp geri çekilmiştir. bu dünya insanın dünyasıdır artık. ama yine de bir hiyerarşi kurar: bilgiye sahip olanlar ve olmayanlar. çünkü aklın hakikati de tektir. aklını doğru kullanırsan, pozitivist pozitivist bilimle uğraşırsan her şeyi bilirsin, yüzlerce yıl yaşarsın, hastalıkların tedavi edilir, şahane teknikler geliştirip bir koyup üç alırsın, doğaya ve aklını kullanamayan herkese istediğin gibi hükmedersin... iddiaları büyüktür, sözleri büyüktür, hedefleri büyüktür, burnu büyüktür, her yere sokar. bunu da akıl ve hakikat adına yapar. mesela bir yere demokrasi götürmek ya da birilerini aydınlatmak, medeni yapmak modernizmin işidir. sonunda da dünya savaşlarıyla o dünya başına yıkılmıştır. o çok şahane biliminin nasıl iktidar aracı olarak kullanıldığını görür. hakikat hakikat diye tutturursan hitler gibi birinin gelip "hakikat medeni olmaktır, almanlar medenidir, öyleyse alman olmayanları, özellikle de pis yahudileri yok edeyim de dünya doğruyu bulsun" diyebildiğini görür...
bu travmaların da etkisiyle, postmodernizm doğrudan modernizme tepkidir. aslında başlangıcı rousseau gibi romantiklere gider. nietzsche de bir postmoderndir aslında. kısaca kazın ayağı öyle değil der. yine bireycidir, yine akıldan başka egemen tanımaz, ama tek bir aklı ve tek bir hakikati değil, farklı akılları ve hakikatleri de tanır. kimseye tek bir hakikati dayatamazsın, kimseye bu iyi, bu güzel, bu doğru diyemezsin, öyle medeniyet falan götüremezsin, otur oturduğun yerde der. bu nedenle bir nevi "zevkler ve renkler tartışılmaz" gibi anlaşılır çoğu zaman. ama bundan fazlasıdır. mesela azınlıkların, küçük grupların varlıklarını sürdürme haklarını tanımak gerektiğini söyler. bilgide de, sanatta da, toplumda da, politikada da, inançlarda da... çoğulcudur, demokrattır. postmodernizmin en büyük sorunu da her türden evrensel hakikati reddederken nasıl insan hakları gibi değerleri ya da bilimi, ajdar ile mozart'ın bir olmadığını... savunabileceğidir. bugün postmodern dünyada yaşıyoruz. büyük lafları pek ciddiye almıyoruz. o yüzden bu ikiliği de sürekli yaşıyoruz.
bu travmaların da etkisiyle, postmodernizm doğrudan modernizme tepkidir. aslında başlangıcı rousseau gibi romantiklere gider. nietzsche de bir postmoderndir aslında. kısaca kazın ayağı öyle değil der. yine bireycidir, yine akıldan başka egemen tanımaz, ama tek bir aklı ve tek bir hakikati değil, farklı akılları ve hakikatleri de tanır. kimseye tek bir hakikati dayatamazsın, kimseye bu iyi, bu güzel, bu doğru diyemezsin, öyle medeniyet falan götüremezsin, otur oturduğun yerde der. bu nedenle bir nevi "zevkler ve renkler tartışılmaz" gibi anlaşılır çoğu zaman. ama bundan fazlasıdır. mesela azınlıkların, küçük grupların varlıklarını sürdürme haklarını tanımak gerektiğini söyler. bilgide de, sanatta da, toplumda da, politikada da, inançlarda da... çoğulcudur, demokrattır. postmodernizmin en büyük sorunu da her türden evrensel hakikati reddederken nasıl insan hakları gibi değerleri ya da bilimi, ajdar ile mozart'ın bir olmadığını... savunabileceğidir. bugün postmodern dünyada yaşıyoruz. büyük lafları pek ciddiye almıyoruz. o yüzden bu ikiliği de sürekli yaşıyoruz.
- tembel tnt (30.04.14 02:40:04)
1