[]
İnsanlarda ki eminlik
Insanlarda ki bu eminlik beni şaşırtıyor. Sözüm ölümler üzerine. Tamam hiçbir ölüm haklı gösterilemez, kesinlikle bunu iddia etmeyeceğim. Ancak merak ettiğim bi Abdullah cömert bi Berkin Elvan' I'n ölümlerine dair hiçbir görüntü yok. (Başka görüntüsü olmayan var mıydı hatırlamıyorum) Sadece onlara ait olduğu iddia edilen görüntüler var ve insanlar kesinlikle onlara ne olduğundan eminler. Bunu anlamıyorum.
not: derdim amaçları vs değil. Ya da ölümlerini meşrulaştırmak, haklı ya da haksız göstermek değil. Sadece insanlar ne olduğundan nasıl bu kadar emin?
edit: eklemeyi unutmuşum; gözden kaçırdığım bir görüntü varsa lütfen paylaşın, bende emin olayım. Ayrıca o ateşe atılan eylemcinin görüntüleri de inandırıcı gelmedi. Ateşi gösteriyorlar sonra götürüyorlar ve bir şey gözükmüyor.
edit2: O kadar uyarının üzerine belirtme ihtiyacı duymamıştım ama belirteyim akp trolü değilim.
not: derdim amaçları vs değil. Ya da ölümlerini meşrulaştırmak, haklı ya da haksız göstermek değil. Sadece insanlar ne olduğundan nasıl bu kadar emin?
edit: eklemeyi unutmuşum; gözden kaçırdığım bir görüntü varsa lütfen paylaşın, bende emin olayım. Ayrıca o ateşe atılan eylemcinin görüntüleri de inandırıcı gelmedi. Ateşi gösteriyorlar sonra götürüyorlar ve bir şey gözükmüyor.
edit2: O kadar uyarının üzerine belirtme ihtiyacı duymamıştım ama belirteyim akp trolü değilim.
Bahsettiğin şeyi ben de sık sık düşünüyorum aslında bakarsan. Türk insanının genel sorunu da bu zaten. Türk milleti olarak kendimize çok fazla güveniyoruz. Başkasını dinlemeye tahammülümüz yok. Çünkü biz zaten biliyoruz, eminiz her şeyden boş vesveselere harcayacak vaktimiz yok.
Bugün başbakan'ın mitingini izlerken gerçekten üzüldüm kendisi adına. büyük bir kin ve nefret bürümüş yalanlarının üzerine. görmediği bir şeye nasıl inanabilmiş bu kadar gerçekten ilginç. gerçi kanıtsız lafları seviyoruz biz tıpkı otuz cumadır ellerinde olan camide içki içme görüntülerine inandığımız gibi...
Bugün başbakan'ın mitingini izlerken gerçekten üzüldüm kendisi adına. büyük bir kin ve nefret bürümüş yalanlarının üzerine. görmediği bir şeye nasıl inanabilmiş bu kadar gerçekten ilginç. gerçi kanıtsız lafları seviyoruz biz tıpkı otuz cumadır ellerinde olan camide içki içme görüntülerine inandığımız gibi...
- istenmeyen evlat (14.03.14 18:58:51)
berkin için konuşuyorum:
-görgü tanıkları var.
-hastane raporlarından anlaşılıyor.
nasıl otopsi yapılırken olayın nasıl olduğu vücuda alınan darbelerle anlaşılıyorsa, doktor incelemelerinde de anlaşılıyor.
mesela berkin'in önce (hastaneye kaldırılırken) kafasına mermi mi, başka bir şey mi geldiği anlaşılmamış.
doktor raporlarında kafasına künt bir cisim çarpması sonucu yaralandığı söylenmiş.
kafasındaki yara da bunu destekliyor, yani tecavüzün aksine rapor vermek gibi bir şey değil bu.
avukatları da bunun üzerine, buna dayanarak şikayette bulunmuşlar.
mahallesinde de, ifadesi alınmış olan 3 görgü tanığı var.
sokakta dolaşıyordu değil de, "ekmek alıyordu" kısmını da, ailenin anlatmasından biliyoruz.
annesi kahvaltı sofrası kurmuş, ekmek almak için fırına gidiyorken berkin, "gazdan falan kaçamazsın, hızlı koşamazsın" diye annesinin elinden parayı alıp çıkıyor.
bir süre dönmeyince annesi merak ediyor, ne oldu diye düşünürken mahalleli kapısına gelip, berkin'in hastaneye kaldırıldığını söylüyor.
yani herkes gerizekalı, inanmak istediğine inanıyor değil.
-görgü tanıkları var.
-hastane raporlarından anlaşılıyor.
nasıl otopsi yapılırken olayın nasıl olduğu vücuda alınan darbelerle anlaşılıyorsa, doktor incelemelerinde de anlaşılıyor.
mesela berkin'in önce (hastaneye kaldırılırken) kafasına mermi mi, başka bir şey mi geldiği anlaşılmamış.
doktor raporlarında kafasına künt bir cisim çarpması sonucu yaralandığı söylenmiş.
kafasındaki yara da bunu destekliyor, yani tecavüzün aksine rapor vermek gibi bir şey değil bu.
avukatları da bunun üzerine, buna dayanarak şikayette bulunmuşlar.
mahallesinde de, ifadesi alınmış olan 3 görgü tanığı var.
sokakta dolaşıyordu değil de, "ekmek alıyordu" kısmını da, ailenin anlatmasından biliyoruz.
annesi kahvaltı sofrası kurmuş, ekmek almak için fırına gidiyorken berkin, "gazdan falan kaçamazsın, hızlı koşamazsın" diye annesinin elinden parayı alıp çıkıyor.
bir süre dönmeyince annesi merak ediyor, ne oldu diye düşünürken mahalleli kapısına gelip, berkin'in hastaneye kaldırıldığını söylüyor.
yani herkes gerizekalı, inanmak istediğine inanıyor değil.
- blatta hiberna (14.03.14 19:01:27 ~ 19:04:06)
istenmeyen evlat, işte bunu diyorum böyle yaparak başbakanı da en az kendileri kadar haklı yapmış oluyorlar.
- iorveth (14.03.14 19:01:33)
Blatta, ülke de şu an herkez görgü tanığı. Hatta gerçek görgü tanıklarından daha fazla eminler orada ne yaşandığına dair. Bu arada benim bildiğim görgü tanığı 2. (Kabul edilmesi için gerekli sayı 2 zaten)
Tabi birde Karataş saldırısında da (saldırının düzmece olduğu ortada) görgü şahidi ve rapor var
Tabi birde Karataş saldırısında da (saldırının düzmece olduğu ortada) görgü şahidi ve rapor var
- iorveth (14.03.14 19:12:40 ~ 19:13:02)
dün değil evvelki gün ailenin avukatını dinledim, 3 olduğunu söylemişti.
ona dayanarak 3 diyorum.
evet, sözde kabataş saldırısında da sahte raporlar, görgü tanıkları vs vardı.
ama şunu atlıyoruz, biz bir şey görmedik.
balçiçek ilter "morluklarını gördüm" yazdı.
mesela gezi parkı olaylarının başlarında bir kız (gazeteci miydi acaba? tam hatırlayamıyorum) dövülmüştü.
bir fotoğrafı vardı, bütün vücudu mosmor, yüzü gözü şiş.
bacaklarını uzatmış, evdeki kanepede fotoğraf çektirmiş.
görünüyor yani kızın durumu.
kabataş olayında sadece "öyle dediler, böyle dediler" durumu var.
biz bir şey görmedik, ki düzmeceydi zaten.
ama berkin konusunda, zaten çocuk öldü.
raporu veren devlet hastanesi.
yani çocuğun kafasında nokta kadar yer kanamış da, künt cisim diye rapor yazmışlar diye bir şey yok.
kaldı ki, zaten çocuğun ailesi kendi halinde, hatta muhtemelen düşük gelirli bir aile.
ne meşhur biri, ne iş adamının oğlu, ne siyasetçi.
yani sahte rapor almak istese, neyiyle kime hazırlatacak o raporu?
diğer olaydaki taraf kuvvetli.
resmen başbakan o olay gerçek olsun istedi diye, olayı gerçek hale getirmeye çalıştılar.
burada zaten çocuk öldü.
yani artık tartışılacak bir şey yok.
nasıl olduğu ortada zaten.
ha, iki adım gerideyken isabet etmiştir belki.
ya da ne bileyim, kaldırımdan inerken değil de, fırına girerken isabet etmiştir vs.
birinde somut kanıtlar var.
diğeri tamamen (raporları dahil) uydurmaca.
bir de şu boyutu var:
diyelim ki, bu çocuk eylemciydi.
ne bileyim, polise taş attı diyelim.
o olaylarda zaten silahlı bir çatışma falan olmadı.
polis gaz fişekleri ve plastik mermi kullandı.
direnişçiler de (hadi eylemci olduklarını varsayalım) ya kaçtı, ya onlara atılan gaz kapsüllerini polislere geri attı ya da hadi uçlarda olsun, molotof atmış olsun.
ki o zaman grup içinde olması gerekirdi, daha çok tanık olurdu.
sonuçta çocuğun kafasına nişan alınmış.
yine de haklı çıkarmıyor ki.
45 derece açıyla, kalabalık grup üzerine atılması gereken bir kapsülü, birinin üzerine nişan alarak atmak demek, "silah kullanamıyorum, bari bunu silah olarak kullanayım" demek.
bugün konuşma yaptı hazret.
polis, onun 15 yaşında olduğunu nereden bilsinmiş.
yahu, 34 yaşında da olsa, üstüne neden nişan alıyorsun?
yani aynı şeyi 50 yaşında adama yapsa onu da öldürebilir zaten.
sonuçta sen silahsız birine, elindekini bilinçli olarak yanlış şekilde kullanarak saldırıda bulunuyorsun.
ve sonunda çocuk ölüyor.
bu biber gazı denen nane böyle bunların kullandığı gibi sokak arasına 10 tane atılacak bir şey değil.
kalabalık kitleleri dağıtmak için havaya 2 tane atacağın bir şey.
adamlar çocuk oyuncağına çevirdi.
insanların tepkisi buna.
yani artık emin olunması gereken noktayı geçtik.
çocuk kafasına darbe alıp öldü, insanlar saldırıyı gördü, zaten günlerdir ne yaşandığı ortadaydı.
insanlar da bu yüzden emin.
ona dayanarak 3 diyorum.
evet, sözde kabataş saldırısında da sahte raporlar, görgü tanıkları vs vardı.
ama şunu atlıyoruz, biz bir şey görmedik.
balçiçek ilter "morluklarını gördüm" yazdı.
mesela gezi parkı olaylarının başlarında bir kız (gazeteci miydi acaba? tam hatırlayamıyorum) dövülmüştü.
bir fotoğrafı vardı, bütün vücudu mosmor, yüzü gözü şiş.
bacaklarını uzatmış, evdeki kanepede fotoğraf çektirmiş.
görünüyor yani kızın durumu.
kabataş olayında sadece "öyle dediler, böyle dediler" durumu var.
biz bir şey görmedik, ki düzmeceydi zaten.
ama berkin konusunda, zaten çocuk öldü.
raporu veren devlet hastanesi.
yani çocuğun kafasında nokta kadar yer kanamış da, künt cisim diye rapor yazmışlar diye bir şey yok.
kaldı ki, zaten çocuğun ailesi kendi halinde, hatta muhtemelen düşük gelirli bir aile.
ne meşhur biri, ne iş adamının oğlu, ne siyasetçi.
yani sahte rapor almak istese, neyiyle kime hazırlatacak o raporu?
diğer olaydaki taraf kuvvetli.
resmen başbakan o olay gerçek olsun istedi diye, olayı gerçek hale getirmeye çalıştılar.
burada zaten çocuk öldü.
yani artık tartışılacak bir şey yok.
nasıl olduğu ortada zaten.
ha, iki adım gerideyken isabet etmiştir belki.
ya da ne bileyim, kaldırımdan inerken değil de, fırına girerken isabet etmiştir vs.
birinde somut kanıtlar var.
diğeri tamamen (raporları dahil) uydurmaca.
bir de şu boyutu var:
diyelim ki, bu çocuk eylemciydi.
ne bileyim, polise taş attı diyelim.
o olaylarda zaten silahlı bir çatışma falan olmadı.
polis gaz fişekleri ve plastik mermi kullandı.
direnişçiler de (hadi eylemci olduklarını varsayalım) ya kaçtı, ya onlara atılan gaz kapsüllerini polislere geri attı ya da hadi uçlarda olsun, molotof atmış olsun.
ki o zaman grup içinde olması gerekirdi, daha çok tanık olurdu.
sonuçta çocuğun kafasına nişan alınmış.
yine de haklı çıkarmıyor ki.
45 derece açıyla, kalabalık grup üzerine atılması gereken bir kapsülü, birinin üzerine nişan alarak atmak demek, "silah kullanamıyorum, bari bunu silah olarak kullanayım" demek.
bugün konuşma yaptı hazret.
polis, onun 15 yaşında olduğunu nereden bilsinmiş.
yahu, 34 yaşında da olsa, üstüne neden nişan alıyorsun?
yani aynı şeyi 50 yaşında adama yapsa onu da öldürebilir zaten.
sonuçta sen silahsız birine, elindekini bilinçli olarak yanlış şekilde kullanarak saldırıda bulunuyorsun.
ve sonunda çocuk ölüyor.
bu biber gazı denen nane böyle bunların kullandığı gibi sokak arasına 10 tane atılacak bir şey değil.
kalabalık kitleleri dağıtmak için havaya 2 tane atacağın bir şey.
adamlar çocuk oyuncağına çevirdi.
insanların tepkisi buna.
yani artık emin olunması gereken noktayı geçtik.
çocuk kafasına darbe alıp öldü, insanlar saldırıyı gördü, zaten günlerdir ne yaşandığı ortadaydı.
insanlar da bu yüzden emin.
- blatta hiberna (14.03.14 19:39:55 ~ 19:41:55)
basit, herkes inanmak istediğine ve/ya işine gelene inanıyor.
edit2'ye ithafen: " faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir"
edit2'ye ithafen: " faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir"
- dafaiss (14.03.14 20:43:25)
yanlış anlaşılma olmuş biraz, burada soru nerden biliyorsunuz berkin'i polisin öldürdüğünü değil anladığım kadarıyla, soru kanıtlar olmadan da inanan insanların çokluğu. Unutmayalım ama, türkiye eminmişsin gibi konuşmanın prim yaptığı bir ülke. rte çıkıp ya belki polis öldürmemiştir ama bu işi soruşturacağız allah rahmet eylesin dese bu kadar "kalp çalma" olayıyla karşı karşıya kalmazdık.
Ben de iğreniyorum insanların sadece inanmak istedikleri şeye inanmalarından, her şeyi bilmelerinden. Şuna çok fazla denk geliyorum mesela, benim eğitimim gereği ortalama bir insandan çok daha fazla şey bildiğim şeyler var (hukukçunun hukuk bilmesi mesela) ama insanlar karşısındaki bilmeyen kişiye o kadar kendinden emin sallıyorlar ki, o bilmeyen kişi de inanıyor. bizim her şeyi bilen yöneticilerimiz de var ya, bir de onlar en iyi müslümanlar ya, yalan söylemek ve müslümanlık işte... tiksinç gerçekten.
Ben de iğreniyorum insanların sadece inanmak istedikleri şeye inanmalarından, her şeyi bilmelerinden. Şuna çok fazla denk geliyorum mesela, benim eğitimim gereği ortalama bir insandan çok daha fazla şey bildiğim şeyler var (hukukçunun hukuk bilmesi mesela) ama insanlar karşısındaki bilmeyen kişiye o kadar kendinden emin sallıyorlar ki, o bilmeyen kişi de inanıyor. bizim her şeyi bilen yöneticilerimiz de var ya, bir de onlar en iyi müslümanlar ya, yalan söylemek ve müslümanlık işte... tiksinç gerçekten.
- juusto (14.03.14 23:53:52)
juusto ne demek istediğimi güzel özetlemiş, teşekkür ederim.
yazma ihtimali olanlara ithafen; cevaplarda bu doğrultuda olursa sevinirim.
yazma ihtimali olanlara ithafen; cevaplarda bu doğrultuda olursa sevinirim.
- iorveth (15.03.14 09:54:35)
1