[]

köpek bilgisi genel&labrador retriever hakkında

kedili eve en uygun, küçük ırk olmayacak, köpek cinsi hangisidir?

labradoru olanlar nasıl bakıyorsunuz? nereye baksam "sabah gidip akşam geliyosan işkence etme hayvana sahiplenme" falan diyorlar, işe gitmiyo musunuz siz? hep evde birileri oluyor mu yani? çok havlar mı? (köpek tabi ki havlayacak, aşırısı apartmanla sıkıntı olur diye soruyorum ona önlem alabilmek için) günde kaç km yürümek ister? oyuncu olduğunu biliyorum ama golden kadar değil mesela, kaç saat ilgilenmek gerekir bir günde (yürüyüş harici)?


 
golden'la labradorun arasındaki tek fark tüy uzunluğu diyebilirim.
golden kadar oyuncu olmaz falan diye bir şey yok.

evet, mesela benim köpeğim 2 kasım'da öldü, 15 yaşındaydı.
annemin iş düzeni, benim çalışmaya başladıktan sonraki düzenim vb. sonucunda hiç o kadar yalnız bırakmadık.
elbette sabahtan akşama kadar yalnız kaldığı da oldu, ama hayat düzeni şeklinde değil.

yalnız bırakacaksanız gerçekten almayın.
çok mutsuz oluyorlar.
bizimki 4-5 saat falan bahçede koşmasına rağmen, gece oyun oynamak için kafamıza top atıp uyandırırdı 6-7 yaşına kadar.
bir de sabah akşam dolaştırılıyordu bunun üstüne.
enerjisini siz düşünün.

bir de şu var; ben panço yalnız kalmasın diye yılbaşında evde oturduğumu bilirim.
çünkü havaifişeklerden korkup havlıyordu.
apartmandan laf ediyorlardı.
onun önüne geçmek için yalnız bırakmamaya çalışıyorduk öyle günlerde.

bunun aynısı olmayabilir, ama bu tarz fedakarlıklar yapmanız gerekecek.
gerçi şimdi bana sorsanız, keşke hâlâ yaşıyor olsaydı da her yılbaşında evde otursaydım.
ama işte o zamanlarda bazen zorlanabiliyorsunuz.
köpek bakmak, çocuk bakmak kadar zor.
hatta çocuk bir süre sonra kendi başına idare ediyor.
köpek öyle değil.
benim köpeğim 15 yaşında öldü.
15 yaşına kadar ilk günkü gibi baktık her şeyiyle.
çocuk olsa, eşek kadar adam olmuştu o yaşta.

ama 8 kediyle yaşıyordu ve kedileri de çok severdi.
yani bu cinslerin kediyle sorunu olmaz genelde.

bir de, apartmandakilere sorun.
eğer çoğunluk sağlanırsa, mal sahibi bile olsanız köpek için dava açılır.
zaten mal sahibi olmakla kiracı olmak arasında pek fark olmuyor.
bir dava açılması halinde mahkeme köpeğin tahliyesine karar veriyor.
yani köpeği yollarsanız kendiniz oturabiliyorsunuz.

ve eğer apartmanın yönetmeliğinde köpek beslenmemesi gibi bir karar alınmışsa zaten işiniz iyice zor.
  • blatta hiberna  (03.01.14 22:06:50) 
Soylenenlere katilmiyorum. Golden cok oyuncudur, golden gunde 2 saat disarida dolasmali, golden evin altini ustune getirir. Goldeni yalniz birakma cok aglar. Bu soylenenlerin hepsi hikaye.

Ayni sey insanlar icin de soylenir, her gun 1 saat yurumeli, 2,5 litre su icmeli, tv x mesafeden izlenmeli gibi gibi. Bunu kacimiz yapiyoruz, yapan ve yapmayan arasinda ne kadar fark var ?

Bu isler egitimle ilgilidir. Bizim golden imiz mutfaktan iceriye 2. adimi dahi atmaz cunku oyle disiplin edildi. Asla yataklara cikmaya yeltenmez. Oyuncaklari disinda gidip bi seyleri kemirmez. Aynisi insanda da yok mu ? Yaramaz cocuk vardir, uslu cocuk vardir.

Hepsi yanlis degil hakkini verelim. Kopeklerin en mutlu olduklari anlar yaradiklarini hissettikleri anlar, oyun oynadiklari anlar ve sahibiyle fiziksel temas icinde oldugu anlar. O yuzden birlikte vakit gecirmeniz gerekir bol bol. Labrador kopekleri gecmiste balikci aglarini toplarlarmis gecmiste, sizin bu kopegi mutlu etmek icin onu bi goreve alistirmaniz gerek boyle. Ben letonya'da copleri cikartan labrador gordum -20 derecede, bileklere kadar karda, zemin buz, posetleri tek tek goturup konteynira atiyordu ve isi bitirip gelip yanimiza oturdugunda havasini heyecanini gormen gerek. Sanirsin ki rock star. Gelip bizimle oturup waffle yiyodu. Bu gibi seyler kopegin 2 saat egzersiz yapmasindan cok daha faydali. 2 saat sahilde yurutecegine 15 dk gomdugun bir seyi arasin ayni egzersizi yapmis olur ve daha mutlu olur.

Yalniz kalmasin mevzusu da su sekilde. Zaten ilk basta 3 sonra 2 kere tuvalete cikarticaksin her gun. Ortalama 15-20 bu ise gidicek hazirlanip cikman tuvaletini yapmasi yaptigini kaldirman ve donunce patilerini silmen falan. Ama bu yetmez tabiki. Aksam tuvaletten sonra soyle oturup 1-2 saat onunla fiziksel temasta olman gerek. 15 sene boyunca sabah 8 aksam 8 evde yalniz olmasi tabiki iyi degil. Evde devriye gezebilecegi bir alan ve ogle yemeginde eve gelen kardes, haftada 2 gun temizlige gelen kadin gibi insan gormesi sosyallesmesine yardimci olur, onunla ilgilenmese bile evde dolasan birileri olsa guzel olur.

Disi olursa cok havlamaz, ilk kez gordugu insanlara 1-2 kere burada patron benim havlamalari yapar ama sonra alisir. Evde uzun sure yalniz kalirsa kapinin onunden gecenlere havlayabilir.

"Hayir" i anlamasini saglarsaniz bir seye 5-10 kere hayir deniyorsa zaten yapmaktan vazgececektir. Dedigim gibi kimse gozunuzu korkutmasin o aman soyle zor boyle zor yazanlarin maalesef buyuk bir kismi tasmasini takip soyle disarida bir tur atayim da havam olsun diyerek kopek almis insanlardir, gercekten hayatinda boyle bir dost isteyen insana asla zor gelmeyecek seyler olacak sorumlulugunda.
  • kegums  (03.01.14 22:38:50) 
kegums'un cevabının direkt olarak bana yazıldığını düşünmüyorum, ama yine de cevaben kendime göre bilgilendirici şeyler yazmak istedim.

benimki de özel bir eğitim almamasına, aile içinde yaşamasına rağmen gerçekten çok söz dinlerdi.
sehpada duran oyuncağını biz vermediğimiz sürece almazdı, sus dediğin anda susardı, kendisine ait olmayan hiçbir yiyeceği yemezdi vb.

hiçbir zaman evin içinde kabloları kemiren, sıkıntı veren, terlik yiyen, yaramazlık yapan falan bir hayvan olmadı.
sadece çok fazla enerjisi vardı ve çok hareketliydi.

dediğim gibi, sabah dolaştırıp çişini yaptırmak 15-20 dakika sürse, o dolaşmadan birkaç saat sonra çıkıp, bütün gün kulübün bahçesinde 3-4 saat koşardı.
daha sonra akşam tekrar 15-20 dakikalık bir ihtiyaç dolaşması olurdu.

ama özellikle 4-5 yaşına kadar bütün bu aktivitenin üzerine, akşamları da oyun oynamak isterdi.

söylendiği gibi dişiler hem daha sakin, hem de daha uysal oluyorlar.
yani erkeklerin hareketi de daha fazla.
köpeği görevlendirmek gerçekten önemli.
market torbalarını bile taşırkenki gururu görmeye değer.
yani verilen görevi yerine getirdiği zaman onlardan mutlusu olmuyor; ama şu da bir gerçek ki, köpeğin sağlığı için o hareketin ne kadar yararlı olduğunu biz panço ölmeden önceki 2 yılda anladık.

kanser gibi bir hastalığı ya da kronik bir rahatsızlığı, düzenli kullandığı bir ilaç vb hiç olmadı.
sadece son 6 aydır artık çişini arada bir kaçırmaya başlamıştı.
arka bacakları zaman içinde güçsüzleşmiş olsa da, öldüğü gün bile yerinden kendi kendine kalkıp, kendi kendine yürüyebiliyordu.
benim köpeğim yaşlılıktan, artık ömrü dolduğu için öldü.
ama dediğim gibi, hastalıktan sürünüp, düzenli bakıma ihtiyacı olacak bir hale gelmedi.
ve ben bunu gençliğindeki aktifliğine bağlıyorum.
15 yaşlarında olup da, arka bacaklarında hiç sorun olmadan, hatta hafif tempoda koşabilen köpeği az görürsünüz.
bahsettiğim düzen 7-8 yaşına kadar devam etmişti ve dediğim gibi, her zaman zinde ve sağlıklı bir hayvan olarak öldü.

köpek bakmak, ona bakarken zor gelen bir şey değil.
hiçbir anne de çocuk büyütmek çok zor diye yakınmıyor.
kimse gereken fedakarlıkları yaparken bundan şikayetçi olmuyor.
mesela bunları yapabilecek biri olmak.
o hayvanın 15, belki 20 yıl yaşayacağını düşünerek, olabilecek her şeyi göze almak.
panço felç de olabilirdi.
her gün altından kakasını temizlemek zorunda da kalabilirdik.
her köpek benim anlattığım şekilde ölmüyor.
ki öldüğü gün, kendimi hayatımda en çaresiz hissettiğim gündür.

uzun lafın kısası; zihinsel olarak sorumluluk alması hayvan için ne kadar yararlı ve gerekli olsa da, bu tip köpekler harekete ihtiyaç duyar.
yani "2 saat yürüteceğine 15 dakika x yap, o ona yeter" fikrine katılmıyorum.

zaten sokak hayvanları vs konularıyla da çok ilgili olan ve hayatı kedi-köpeklerle içli dışlı geçen biri olarak, 15 yaşında bir köpeğin ne demek olduğunu biliyorum.
kötü bakılmış ya da hasta olan 15 yaşındaki köpeğin ne demek olduğunu da biliyorum.

yapanla yapmayan arasındaki fark da benim için budur.
ben köpeğimi gayet idealist bir şekilde yetiştirdim ve hayatımı yeri geldiğinde onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurup, kendiminkileri ikinci plana atarak yaşadım.
bu elbette sürekli olan bir şey değil, ama olabilen ya da gerekebilen bir şey.

yani her köpek günde 4 saat koşmayabilir, 2 saat oynadığında onunla idare eder belki.
ama yaşlandığında ne olur?
yaşı ilerlediğinde, evdeki hareketi de azaldığında ne kadar kilo alır?
bunun bir de yarını var, onu da düşünmek lazım.
ben bunu söylemeye çalışıyorum.
dolayısıyla golden ya da labrador tarzı bir köpeği eve alıp, günde 2 kere 15-20 dakikadan, toplamda 1 saat dolaştırıp, sonra oynamak köpeğin gelecekteki sağlığıyla yakından ilintili.

ki zaten hayvan fiziksel aktiviteye ihtiyaç duyuyor, yani bu bir gerçek.

ayrıca benim söylediğim şey zaten "golden evin altını üstüne getirir, golden yalnız bırakılınca çok ağlar" vs değildi.
  • blatta hiberna  (03.01.14 23:37:32 ~ 23:43:42) 
yavru sahiplenmeyeceğim sahiplenirsem.
sahipleneceğim hayvan 5 yaşında bir labrador zaten. yaşlandığı için kimse almıyormuş.

ayrıca hayvanla ilgilenmeyecek, sadece tuvalete çıkartıp bırakacak halim yok, yapılması gerekecek fedakarlıkların da, işin evden çıkmaya kadar varacağını da bilerek köpek sahiplenmeye karar verdim zaten. bunları göze almasam ne işim olur. sadece yaşayabileceğim zorlukları, olası durumları önceden bilmek için bilgi edinmeye çalışıyorum.

her dün sabah 8de çıkıp akşam 8de gelme drumu da yok zaten, haftada üç gün o yoğunlukta olurum en fazla.

işkence edersiniz falan diyorsunuz ama, benim tanıdığım labradorlar apartmanda yaşıyor, sahipleri çalışıyor ve gayet mutlular. belki biraz fazla ilgilenmek için uykudan feragat etmem gerekecek, çok da yorulacağım ama bunu da göze alıyorum zaten.

"işkence edersiniz" fazla sert. hayvanın egzersizini aksatacağımız anlamına da gelmiyor gün içinde evde olmamamız. akşamları çıkıp saatlerce yürümekten, hatta köpeğin peşinde koşmaktan bile gocunmam, ki zaten düzenli yürüyüş yapması gereken biri olarak köpekle birlikte güzel bir düzen oturtabileceğimizi düşünüyorum.

sorumluluk alıp alamamaya konu nereden geldi bilmiyorum, benimle ilgili olmadığını umut ediyorum bunun. çünkü birine "sen gündüz iştesin köpek sorumluluğu alamazsın" demek mantıklı değil, ki blatta hiberna'yı ve duyurulara verdiği cevapların mantıklı olduğunu da biliyorum. o yüzden genel olarak köpek sahiplenme olayından bahsedildiğini düşünerek es geçiyorum.

zaten ne kadar koşması yürümesi gerek, evde ne kadar oynamak lazım diye sormamın seebi de hayatımı nasıl düzenleyeceğime karar vermek istemem. hani bundan "aman çok gezmek istemiyor" anlamı çıkmasın. ilk defa köpek besleyeceğim, ihtiyaçlarını sahiplenmeden önce öğrenmek istiyorum. eğer beceremeyeceksem alıp hayvanı mutsuz etmeyeyim diye...

cevaplar için teşekkürler.
  • guvercnucusu  (04.01.14 00:38:17) 
ben işkence etmekten bahsetmedim, ama (gözümden kaçmadıysa) sanırım burada cevaplayan kimse bahsetmemiş.

zaten köpeğe bahçede değil, evde bakılır.
yani bahçede, kulübede köpek bakmak benim onayladığım bir şey değil.
dolayısıyla apartmanda köpek bakmayı da hayvana işkence olarak görmüyorum.

dediğiniz gibi, genel olarak köpekle yaşama - köpek bakma durumuyla ilgili kendi tecrübemi aktardım sadece.
yoksa elbette dünyadaki herkes çalışıyor.
ama bizim aile düzenimiz köpeği sürekli yalnız bırakmayı gerektirmiyordu.
herkesin köpek besleme şekli, köpeğiyle olan ilişkisi kendine elbette.
benim anlattıklarım hem kendi yaşadıklarımı, hem de yaşanabilecek ihtimalleri içeriyor.

5 yaşında bir labradorla daha kolay iletişim kuracağınızı düşünüyorum.
yavrudan almaktan çok daha kolay olur sizin için.
hem o çocukluk enerjisini atmış olur, hem de sizin yaptığınız iyilik karşısında minnet duyar.

sadece bazen yalnız kalmak konusunda sorun yaratabilir.
terk edilmiş hayvanlarda genelde tekrar terk edilme korkusu olabiliyor.
ama bu da zaten size alıştıktan ve güvendikten sonra düzelir.
  • blatta hiberna  (04.01.14 00:49:14) 
işkence kısmı başka bir platformdan karışmış özür dilerim :)

peki bir sorum daha olsun, ankara'da nerede yüzdürebiliriz bu köpecikleri? su hastasılar bildiğim kadarıyla çünkülüm. haftasnları alıp gitsek şöyle, biz otursak o yüzse saatlerce... ne güzel olur. hem eğlenir, hem enerjisini atar...
  • guvercnucusu  (04.01.14 01:11:26) 
ankara'da neresi var bilemiyorum.
ama eğer bahçe gibi bir yer varsa, çocukları soktukları şişme havuzlardan alıp onlara su doldurabilirsiniz.
öyle de çok eğleniyorlar.

yüzmeyi çok seviyorlar elbette, ama suyla oynamak da çok hoşlarına gidiyor.
bu da bir seçenek olabilir ankara için.
  • blatta hiberna  (04.01.14 01:17:54) 
bir de şunu belirteyim ben, önümüzdeki 6 ay boyunca (köpeğin bu kadar zamanda bize zaten alışacağını güveneceğini ve belli bir düzenin oluşacağını düşünüyorum) ben neredeyse sürekli onunla vakit geçireceğim. sonrasında yoğunlaşacağım biraz, ihmal etmeyeceğim tabi ki ama gündüz dışarıda olmam gerekecek hafta içleri. bunun için de programımı en az günde eve geç gelmek zorunda kalacak şekilde ayarlayabilirim. (iki gün 8-5 arası dışarıda olup sonrasında üç dört saat gitmek gibi)

ben normalde evde duran bir insan değilim zaten, eğer ki bir köpek sahiplenirsem girebileceği mekanları, sorun çıkmayacak parkları (burada köpeklerden rahatsız olanlar var diye parkın ortasında köpekler için telle çevrili alan oluşturuluyor da) vs. öğrenip ona göre her şeyi düzenleyip mümkün olduğunca benimle beraber olması için uğraşacağım.

bunları söylememin sebebi sorumluluktan kaçmadığımı görmenizi istemem. çünkü ben de köpek sahiplenmeyi düşünen insanlara, köpek bakmadığım halde sadece araştırdıklarımla ve biraz gördüklerimle, "çok zor çok büyük sorumluluk tekrar düşün sonra sahiplendirmek zorunda kalırsan bunalıma girmesin hayvan" vs diyorum.

ve sahiplendiğim hayvanı bırakmak benim için söz konusu dahi olamaz. eski evimden kedim çok miyavladığı için (kızgınlık dönemi) neredeyse atılıyordum, sahiplendir dedi bir sürü insan, hepsine ateş püskürdüm. bir hayvanı himayeme aldığım andan itibaren o benim evladımdır.
  • guvercnucusu  (04.01.14 06:13:11) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.