[]
ten, göz, saç renginin avantajı
veya dezavantajı var mı doğada insan için? bu farklılıklar mutasyon sonucu tesadüfen mi oluşmuş, yoksa coğrafyanın etkisi var mı?
cografya'nin etkisi bariz var. ekvator ve donenceler civarindaki insanlar gordugun gibi zenci veya daha esmer tenli. kutuplara gittikce gunes azligindan dolayi insanlar bembeyaz. bu da binlerce yillik bir kalitsal aktarimin sonucu.
- baldur2 (14.03.21 06:08:06)
Önce şunu bilmekte fayda var: Evrim hep 'daha iyiye' gitmez. O yüzden renkli göz, ten, saç rengi bazı insanlara avantaj sağlasın diye evrimleşmedi. Zaten evrimde böyle bir mantık yok. Yani örneğin zürafalar ağaçların yüksek yerlerindeki yaprakları yiyebilsin diye boyunları uzamadı. tam tersi bir süreç var. ağaçların yüksek yerlerindeki yaprakları yemeye çalıştığı için boyunları nesilden nesile uzadı. yüz binlerce yıllık süreç bu.
bu duruma adaptasyon deniyor. canlılar bulundukları ortama adapte oluyor ve çok uzun olan bir süreçte ortama adapte oluyorlar. bunda coğrafyanın etkisi tabii ki var. güneş ışınlarının gelme açıları en büyük etmen.
Evrim hep daha iyiye gitmez argümanına döneyim. Çünkü bu yönde yanlış bir algı var. Sanki insalar için gelecek nesiller 'daha akıllı' olacakmış gibi düşünülüyor. Aslında akıl evrim açısından olumuz bir durum ve muhtemelen yan etki olarak çıktığı düşünülüyor. Çünkü evrimsel olarak canlılar adapte olmaya, gen havuzunu genişletmeye ve çoğalmaya meyillidirler. Ancak akıllı varlıklar olarak biz çiftleşmemeyi ve ürememeyi tercih edebiliyoruz.
Başka bir örnek de yirmilik diş meselesi. Artık çoğu insanda yirmilik diş ya hiç çıkmıyor ya da çıksa bile ya çenede gömülü kalıyor ya da aldırılması gerekiyor. çünkü çene yapısı artık yirmilik dişlere uygun değil. çünkü bizim besin alışkanlıklarımız değişti (büyük oranda ateşin keşfi ile). artık yediğimiz şeyler pişmiş ya da daha yumuşak olduğu için öğütme ihtiyacı eskisi kadar fazla olmadığından yirmilik dişler kullanılmamaya başlandı. Kullanılmayan organlar zamanla körelir (zamanladan kasıt binlerce nesil sonrasına işaret). Bu durumu avantaj ya da daha iyi gibi düşünemeyiz. sonuç olarak yirmilik dişlerin yok olması bize herhangi bir avantaj sağlamıyor ya da eski duruma göre artık daha iyi bir vücut yapısına sahip değiliz.
bu duruma adaptasyon deniyor. canlılar bulundukları ortama adapte oluyor ve çok uzun olan bir süreçte ortama adapte oluyorlar. bunda coğrafyanın etkisi tabii ki var. güneş ışınlarının gelme açıları en büyük etmen.
Evrim hep daha iyiye gitmez argümanına döneyim. Çünkü bu yönde yanlış bir algı var. Sanki insalar için gelecek nesiller 'daha akıllı' olacakmış gibi düşünülüyor. Aslında akıl evrim açısından olumuz bir durum ve muhtemelen yan etki olarak çıktığı düşünülüyor. Çünkü evrimsel olarak canlılar adapte olmaya, gen havuzunu genişletmeye ve çoğalmaya meyillidirler. Ancak akıllı varlıklar olarak biz çiftleşmemeyi ve ürememeyi tercih edebiliyoruz.
Başka bir örnek de yirmilik diş meselesi. Artık çoğu insanda yirmilik diş ya hiç çıkmıyor ya da çıksa bile ya çenede gömülü kalıyor ya da aldırılması gerekiyor. çünkü çene yapısı artık yirmilik dişlere uygun değil. çünkü bizim besin alışkanlıklarımız değişti (büyük oranda ateşin keşfi ile). artık yediğimiz şeyler pişmiş ya da daha yumuşak olduğu için öğütme ihtiyacı eskisi kadar fazla olmadığından yirmilik dişler kullanılmamaya başlandı. Kullanılmayan organlar zamanla körelir (zamanladan kasıt binlerce nesil sonrasına işaret). Bu durumu avantaj ya da daha iyi gibi düşünemeyiz. sonuç olarak yirmilik dişlerin yok olması bize herhangi bir avantaj sağlamıyor ya da eski duruma göre artık daha iyi bir vücut yapısına sahip değiliz.
- himmet dayi (14.03.21 07:50:25)
Aslında doğal seçilim büyük etmen olduğundan doğaya uyum sağlayan genler avantajlı olup çoğaldı diğerleri yok oldu. Bazı yerlerde kısa boylu olmak avantajken bazı yerler de doğaya uyum için uzun boylu olmak avantaj oldu. Dezavantajlı olanların üremesi kısa ömür ya da yetersiz çiftleşme yüzünden azaldı hatta yok oldu.
Mesela kısa boylu zürafaların da var olduğunu düşünürsek, iyi beslenemediler, dişiler tercih etmedi. Genlerini aktaramadıkları için oyuna veda ettiler. Birde işin mutasyon kısmı var ama bu da yine doğal seçilimle varlığını sürdürebilir bana kalırsa. Uyum için dezavantajlıysa bir işe yaramaz, yok olur gider.
Mesela ülkelere göre boy uzunlukları göz renkleri hep doğa şartlarıyla evrimleşmiştir. Kilit nokta doğadaki avantaj şartıdır. Yoksa güzellik algısıyla alakası yok. Belki nadir olan güzeldir algısı sonradan oluşmuştur.
Mesela kısa boylu zürafaların da var olduğunu düşünürsek, iyi beslenemediler, dişiler tercih etmedi. Genlerini aktaramadıkları için oyuna veda ettiler. Birde işin mutasyon kısmı var ama bu da yine doğal seçilimle varlığını sürdürebilir bana kalırsa. Uyum için dezavantajlıysa bir işe yaramaz, yok olur gider.
Mesela ülkelere göre boy uzunlukları göz renkleri hep doğa şartlarıyla evrimleşmiştir. Kilit nokta doğadaki avantaj şartıdır. Yoksa güzellik algısıyla alakası yok. Belki nadir olan güzeldir algısı sonradan oluşmuştur.
- Unde bach canim (14.03.21 17:02:48)
1