[]

Ömür geçip gidiyor bir bok yapamadım ve saygı görmek istiyorum hissi

İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.

Yaş 32.

Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evlendim. Beşinci yılda çocuğum oldu. Aynı yıl ilk arabamı aldım. Yedinci yıl evimi aldım ve kredisini ödemeye devam ediyorum. 10. yılda iki seneliğine yurt dışında (bir arap ülkesi) bir göreve geldim ve şu an Türkiye'dekine göre çok daha güzel bir maaş alıyorum. Yani maddi/ailevi açıdan hiçbir sorunum yok, çok şükür.

Çocukluğumdan beri bilgisayar mühendisi olmak istemiştim. Bahsettiğim sebeplerden dolayı olmadı. 11 yaşımdan beri bilgisayar ve internet dünyası ile iç içeyim. Web siteleri oluşturuyorum, kod yazıyorum, bu işten çok olmasa da para da kazanıyorum.

Bu bahsettiğim işleri yaparken kendimi çok iyi hissediyorum, kendilerine iş yaptığım kişilerle görüşmeler yaparken kendimi değerli hissediyorum. Saygı görüyorum. Fakat asıl işimde bu değeri ve saygıyı göremiyorum. Demek istediğim bana saygısız davradıkları değil. Saygıyı hak edecek değerde bir iş üreten pozisyonda değilim. İş arkadaşlarımın %90'ı boş adam.

Olmam gereken yerde kesinlikle değilim hissini iliklerime kadar yaşıyorum. Mesela bir adam görüyorum, mobil uygulama yazmış, aylık gelirim xx.xxx lira diyor. Diyorum ki bu adam bilgisayarla/programlamayla en fazla birkaç yıl önce tanışmıştır, adam benim hayalimi yaşıyor. Ben ise memur kafasıyla, çocukluktan beri içinde olduğum sektörde silik bir tüketiciden başka bir şey değilim.

Dediğim gibi, yaş 32. Ne kadar ömrümüz var bilemeyiz fakat "adam yerine konulmak", "saygı görecek işler başarmak" ve maddi açıdan kimseye eyvallah etmeyecek noktaya gelebilmek konusunda çıtayı bir türlü yükseltemedim.

Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar.

Ömür de kısa. Böyle geçer mi?
Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor. Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.

Evet, param var, helalinden kazanıyorum, kimseye muhtaç değilim ama saygı görebilmek... Bu yaşıma kadar hiç hissetmediğim duygular bunlar. Yolda görsem selam vermeyeceğim adama gerçekten de selam vermemek istiyorum.

Sizde de var mı böyle bir durum?

edit: tolkien hayranı ve ona katılanların cevaplarına karşı bir açıklama yapma gereği hisettim. arkadaşlar benim saygı görme isteğimden kasıt diğer insanların bana saygı göstermesini istemem değil aslında. ortaya koyduğum iş itibariyle, kişiliğimden bağımsız olarak, yaptığım işe saygı gösterilmesini istiyorum. senin bu yaptığın işi herkes yapabilir gibi değil de x bu işten çok iyi anlar şeklinde tanımlanmak istiyorum. son olarak şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar 50 farklı meslektaşımdan duyduğum cümle şu "senin yerinde olsam, x,y,z işlerinden anlasam bu işi yapmazdım" yani ortada net bir şekilde oraya ait olmama durumu var. ego ile ilgisi yok. bir arkadaş "bilgisayar dükkanında format atma" cümlemden ne demek istediğimi gayet iyi anlamış ama siz de haklısınız ben kendimi tam olarak ifade edemedim.

 
yaşım 32, bilgisayar mühendisiyim, şu ana kadar milletin çalışmaya can attığı şirketlerde çalıştım, ara ara bi bok yapmadım hissi bana da geliyor.


  • oz suser  (25.11.20 13:40:57) 
Şu an kısaca yazıyorum ama işin özü kendine saygı. Büyük şeyler başarmışsin, gurur duymalisin


  • kisa  (25.11.20 14:10:44) 
David Graeber dayının Bullshit Jobs diye bir kitabı var. Sanırım benzer bir iş yaptığınız için değersiz hissediyorsunuz. Unabomber manifestosunda da bu maddi açıdan doyurucu ama hiçbir tatmin hissi vermeyen işlerin toplumu nasıl kemirdiğinden bahsediyordu.

Yazılımcı olsanız da dönem dönem benzer şeyler hissedeceksiniz. Teknik açıdan çok iyi bir pozisyona geldiğinizde günün yarısını toplantılarla, diğer yarısını diğer yazılımcıların yazdığı kodu review ederek, "şunu nasıl yaparım" sorularına cevap vererek, gönderilen CV'lere bakarak geçireceksiniz.

Ev ve araba sahibi olmak artık beyaz yaka için lüks olmaya başladı (özellikle bekar veya aileden varlıklı değilse) Ben olsam kendimi şanslı azınlıktan sayar, hayattan keyif almaya bakardım.
  • bruce mclaren  (25.11.20 14:19:42) 
Ben de mobile developer olarak çalışıyorum ve doktora yapıyorum. Ama bi bok olamadim hissi yüzünden psikolojik destek aldım uzun bir süre. Hala bi bok olmuş degilim ama bununla yaşamayı öğrendim.


  • kaptan maydanoz  (25.11.20 14:21:23 ~ 14:22:22) 
Başkalarından saygı görmek istiyorsunuz hissi, içerde bi yerlerde kendinize saygı göstermeniz gerekli hissinden geliyor olabilir mi?


  • kırmızıayakkabılıgargamel  (25.11.20 14:45:59) 
j r r tolkien hayranı +1
Saygı görmek istiyorsanız saygı duyacaksınız. Benim hayat görüşüm budur. Siz de biraz geçmişten gelen üzücü günlerden sonra gelen rahatlama sendromu var gibi. O yüzden de diğer insanlara biraz daha üstten bakmaya başlamışsınız.

  • bigcaptain  (25.11.20 15:20:31) 
bu hisler benide yokluyor ara ara.

yazilimcilikta okul ve iyi egitim muhakkak onemli. ama kendini gelistirmis cok adam var ve kimse bu adamlarin okulunu sorgulamiyor. benim onceki sirketteki liderim gida muhendisiydi mesela ve muthis adamdi. simdi almanyaya gitti.

xxx kazaniyorum diyen adam cok. kazanan da cok. ama sizin ihtihac duydugunuz para degil sanirim. paranin onemsiz oldugunu iddia etmiyorum tabii.

bence ihtiyac duygudunuz saygiyi insanlarin sorunlarini cozerek kazanabilirsiniz. kendi isinizden bahsetmiyorum.

eger yazilim gelistirerek birilerinin sorunlarini cozerseniz, hem saygi hem para kazanmaniz muhtemel.

ama ilk etapta dogrudan parayi hedeflemek cok makul gorunmuyor. bir sure daha sevmediginiz isinize tahammul edip, bu ketenpereden kurtulmaniz gayet mumkun.
  • foster  (25.11.20 15:40:43) 
ben de size farklı bir açıdan bakma fikri vermeye geldim.

öncelikle diğer arkadaşların da söylediği gibi maddi olarak kendinizi şanslı sayabileceğiniz bir konuma gelmişsiniz ve içinde bulunduğunuz bunalım sizi bunu görememeye itiyor.

eğer işiniz sizi gerçekten yormuyor ve sizden bir şeyler çalmıyorsa, önce bulunduğunuz konum ve elde ettiklerinizle mutluluk duymaya çalışın. bunu yaparken de bununla yetinip şükür loopuna düşün demiyorum bakın. halihazırda sahip olduklarınızla mutlu olmayı denedikten sonra kendinize, sizi mutlu eden şeylerden daha fazla ekleyerek zevk almayı öğretin. daha fazla kod yazın mesela. ama bunu mesleki bir zorunlulukla değil de keyif almak için yapacak olmanın rahatlığını hissederek yapın.
yani ben olsam öyle yapardım.
umarım daha da mutlu olursunuz.
  • baharat  (25.11.20 15:45:05) 
bu sistemin ve toplumun getirdigi devamli kendini gelistir, hep daha iyisi ol baskisinin bilincaltiniza yerlesmesi de bir faktor bence boyle dusunmenizde.


sal gitsin baba.
  • baldur2  (25.11.20 15:47:34) 
Somut bir hedefiniz olması güzel bir şey. Türkiye'deki çoğu insanın bir hedefi ve hayalı yok. Düz ve klişe bir hayat yaşıyorlar ve farkında değiller.

Yalnız, sahip olduğunuz hedef ve hayal kendinizin için. Bir başkaları tarafından saygı görebilmek adına olmasın rica ediyorum. Bu benim için de geçerli.

Kendimden örnek vereceğim. Kendi adıma yapmaya çalıştığım; pişman olmayacağım ve iyi ki bu hayatı yaşadığım diyeceğim bir hayat yaşamak.

Biraz geçmişe gidiyorum. Sene 2017 (o zaman yaş 28) kendime verdiğim bir sözüm vardı. 35 yaşıma geldiğinde sahip olduğum tek şeyin kitaplar olmayacak. 35 olmadan gerçekleştirdiğim birkaç hedef/hayal oldu. Bunlar zaman içerisinde değişiyor, eviriliyor.

Kimseye hesap vermek zorunda değilsin, değilsiz. Belki hedeflerimizi/hayallerimizi gerçekleştirme fırsatını bulamayacağız ama bunun çabasını göstermek bile başlı başına bir macera. Hedeflerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışırken gösterdiğimiz çaba/efor belki bizi çok farklı bir noktaya taşıyacak.

Ayrıca hangi sektöre gidersek gidelim, onlarca/yüzlerce gerizekalı insanlar çıkacak. Keşke olmasalar ama varlar.

Aileniz var, çocuğunuz var. Umarım hep birlikte mutlu hayat yaşarsınız.

Son olarak: j r r tolkien hayranı +2
  • put it in your appropriate place  (25.11.20 16:01:20 ~ 16:01:48) 
"Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar."

valla ben burada jrr ve ona katılanlar gibi bir şekilcilikten ziyade mesleğin getirdiği yetersiz ortamdan yakınma görüyorum. yani benim ünvanım şöyle havalı olsundan ziyade, yaptığı işin kattığı manevi tatmin hissinden bahsediyorsun sanırım?
şu cümleden anladım:
"Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor."

eğer öyleyse bunda kötü bir taraf yok, benim için de kazandığım paradan çok yaptığım işin niteliği önemlidir. insan yaptığı işte katma değer üretemediğini düşündüğünde daha iyisini yapmak için motivasyon bulamıyor, bu da sıradan ve sıkıcı iş ortamı demek. challenge'lar bazı insanları hayatta tutan şeydir, bu açıdan seni anlıyorum ve söylediklerine katılıyorum.

ama şu saatten sonra maceraya gerek yok, risk alamayacak kadar kaybedecek şeyin var.
o yüzden iş harici bir tatminiyet geliştirmeye bakacaksın. hobi kısmına odaklanacaksın ilgi alanlarında, onlardan mutlu olmaya çalışacaksın. mevcut ekonomik düzende ne yazık ki çok çok az kişi hem iş hem de ücret tatminini bir arada sağlayabiliyor. daha gerçekçi yaklaşman gerekiyor. o sevmediğin iş hayatındaki sorumlulukları yerine getirmeni sağlıyor, sadece bu anlamda bile saygı duyup üzerine çok düşünmeden devam edeceksin. geri kalan zamanlarda seni mutlu eden şeylerle uğraşmaya devam.
  • Jux  (25.11.20 16:10:28 ~ 16:30:38) 
seninle hemen hemen aynı durumdayım. 2 yıllık bilgisayar teknolojisi ve programlama bitirdim. dgs'yle top 10'daki üniversitelerin birinde bilgisayar mühendisliğini kazandım. okulu okurken kpss'ye girdim. iyi bir puan alarak bir devlet kurumunda vhki pozisyonuna yerleştim. o gün bugündür vhki'yim. 33 yaşındayım. bir taraftan okurken bir taraftan çalıştım. benden daha niteliksiz müdürlerin egolarıyla uğraşıyorum. okul okurken şöyle bir hisse kapılıyordum. okulda atom çarpıştırıyoruz, işyerinde mağara adamlarıyla mamut avlıyoruz. okul ile işyeri arasında o kadar fark vardı yani.

okulu benimle birlikte bitirenler şu an çok iyi yerlerdeler. birçoğu aselsan'da, havelsan'da, vs'de. tamam ben de çok parlak bir öğrenci değildim. ama okul okurken niteliklerini benden düşük gördüğüm insanlar şu an özel sektörde çok havalı unvanlara sahipler. bunların hepsi asgari ücretle işe başladılar. hatta bazıları uzun süreli staj adı altında para almadan çalıştılar.
  • nickini degistiren yazar  (25.11.20 16:53:33) 
Motivasyonunuz çok makul gelmedi bana, yani "saygı görmek". İnsan olarak böyle zaaflarımız var ama mesela sizin amirinize gösterdiğiniz saygı gerçek bir saygı mı? İsteklerimiz başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerine bağlı olduğunda bunları gerçekleştirmek bir hayli güç oluyor kimsenin zihni üzerinde tasarrufa sahip olmadığımız için.


@jrr hayranının dediklerine katılıyorum bu yüzden. Kendinizi ve başkalarını ne fazladan gömün ne de fazladan yüceltin ikisi de sakıncalı bence.
  • playing star again  (25.11.20 17:23:47) 
Bir de demişsiniz ki "Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.". Madem kendinize bu kadar güveniyorsunuz neden memuriyeti bırakıp bir şirkette işe başlamıyorsunuz? Bence cevabı açık, her şeyin bir bedeli vardır. Devlette vasıfsız birine amirim dersiniz ama işiniz garantidir, olağanüstü haller olmadıkça kimse sizi işten atamaz, maaşınızı kesemez, sigortanı ödemiyorum, tazminatını vermiyorum diyemez. Ama özelde bir sürü risk alırsınız. Birine amirim/patronum çekseniz dahi sizi işten atabilir işinizi düzgün yapmazsanız. Ha tabi bu en kötü senaryo ama, hayalinizi yaşamaktan sizi alıkoyan bir şey yok aslında kendi konfor alanınız dışına çıkma korkunuz dışında.


  • playing star again  (25.11.20 17:31:16) 
Playing star again çok güzel yazmış, ben de tam o minvalde bir şey yazacaktım. Sizin yaşadığınız şey, her şeyi riske atıp böyle bir maceraya girememenin kompleksi. Müdürün garip tipler olması, vs vs herkesin yaşadığı şeyler. Ben de IT sektöründeyim, bir sürü dingil var maalesef.

Bu "x bana artistlik yaptı halbuki benden daha aşağı", "bu bana üst olamaz mal bi adam", "ben onlardan daha zekiyim ama z" gibi komplekslerden arınıp, meseleye daha temiz bakmanız lazım. Yolda görsen selam vermeyeceğin adama gerçekten de selam vermemek istiyorsan aileden zengin olman lazım ne yazık ki.
  • roket adam  (25.11.20 17:59:11) 
selamlar, şunu yazmak istiyorum ben de.

devlet kurumunda çok kısa süre, öğrenciyken yarı zamanlı olarak çalıştım. hakikaten çok mal insanlar vardı, üstüm olan. yahu bu insanlar nasıl girmişler memur olmuşlar derdim. çok da güzel hakları vardı. vasıfsızlardı ama o insanları kolay kolay kimse de atamazdı işten.

sonra mezun oldum, 5 yıldır özel sektörde çalışıyorum. mesleğimi ve gün içerisinde yaptığım işi seviyorum. yöneticilerim kalifiye insanlar, sizin belirttiğiniz o saygıyı görüyorum. ama özel sektör ne demek biliyor musunuz? benim o işi iyi yapmam, saygı görmem ama bu nedenle de üstüme iş yıkılmaya devam etmesi demek.

hızlı olduğum için saygı görüyorum.
düzgün çalıştığım için saygı görüyorum.
patronum da yöneticim de beni seviyor, çünkü işlerine yarıyorum.

saldırgan amaçla söylemiyorum yanlış anlamayın, buyurun o zaman istifa edip şansınızı istediğiniz yerde deneyin. ama ayrılmadan önce artılar/eksiler listesi yapın muhakkak. şimdiki işinizde kaybedeceklerinizi göz önünde bulundurun. bundan rahatsızlık duymayacaksanız, bunu göze aldığınız noktada her şey sizin.
  • noxell  (25.11.20 23:37:33) 
kendimi yanlış ifade ettim sanırım, soruma edit yaptım arkadaşlar. son paragrafa bakabilirsiniz.

@tolkien hayranı ve ona katılanlar
  • işimdeyim gücümdeyim  (26.11.20 00:07:25) 
Anladığım kadarıyla başlığı okuyanların büyük çoğunluğu "saygı" kısmına takılmış.

İsteklerinin ve yaşama arzusunun farkında olan birisinin bu koşullarının kabul görmesini istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Birilerinin değil kendi hayatımız için çalışmalıyız.

Ülkede ne yazık ki sürü psikolojisi var bir kişinin hatalı yorumunun peşinden herkes gidebiliyor maalesef.
  • Avoiding The Puddle  (27.11.20 18:02:53) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.