[]
Beste yapmak, esinlenmek veya taklit etmek.
Bunların müzikte farkı nasıl oluyor.
mesela kulağa çok aşina gelen minik bişey kaydettim iyi güzel, ben şimdi esinlendim mi, beste mi yaptım, yoksa taklit mi ettim? bu hep kafama takılıyor.
linki de koyayım.
bu şarkının hangi şarkıya, şarkılara benzediğini de buldurursanız sevinirim.
aslında ciddi ciddi kulağıma hoş geldiği için başkadım, sonra arkadaşlar dedi ya bu tanıdık falan diye lap lap iki dakkada salladım geçtim.
mesela kulağa çok aşina gelen minik bişey kaydettim iyi güzel, ben şimdi esinlendim mi, beste mi yaptım, yoksa taklit mi ettim? bu hep kafama takılıyor.
linki de koyayım.
bu şarkının hangi şarkıya, şarkılara benzediğini de buldurursanız sevinirim.
aslında ciddi ciddi kulağıma hoş geldiği için başkadım, sonra arkadaşlar dedi ya bu tanıdık falan diye lap lap iki dakkada salladım geçtim.
Beethoven ın ayışığı sonatı bu nerede dinlesem tanırım
- freebird5406_2 (27.08.20 18:07:33)
bu akor yürüyüşünde 34883488 tane müzik olduğundan birilerine tanıdık gelir muhakkak. işte orada armoni bilgisi ortaya çıkıyor. mesela sen la sol fa akorlarını arka arkaya çal. sonra bir de ben çalayım başka tınlar başka etki çıkar.
arada nihavend'ler falan dinlemişsin kromatik tizleşmeler falan ufak ufak türk müziği numaraları var... güzel abi işte çalış iyi olur. ama kromatiğe çok takılma. bir de 1:00'dan itibaren yaptığın meyanın öncesiyle devamlılık açısından bir bağlantısı yok. fikirlerin var ama dağınık dağınık.
freebird'e takılma sen dalga geçmiş senle.
arada nihavend'ler falan dinlemişsin kromatik tizleşmeler falan ufak ufak türk müziği numaraları var... güzel abi işte çalış iyi olur. ama kromatiğe çok takılma. bir de 1:00'dan itibaren yaptığın meyanın öncesiyle devamlılık açısından bir bağlantısı yok. fikirlerin var ama dağınık dağınık.
freebird'e takılma sen dalga geçmiş senle.
- alperz (27.08.20 18:20:34)
sağol @alperz bana böyle bilgiler lazım, etrafımda milyon tane insan var, bir tanesi de sorduğum şu soruya cevap veremedi.
ben armoni öğrenmek istiyorum, nereden başlamalıyım, kitap vb?
bak sıfır bilgiyle bunları yapıyorum öğrenirsem eğer önüm açılır.
bu arada ben müziği 12 yıl önce bıraktım ve 2 ay önce başladım.
bas aldım, sıcaklardan çalışamadım, midi klavyem ufak bi 88 tuş istiyorum ama herşey çok pahalı, kışa hedefim 8 saat müzik çalışmak. armoni olayını çözmeden olmayacak.
nota da bilmiyorum, eskiden öğrenmiştim de unuttum. bastığım akorları bile bilmiyorum ama hissettiğim için kulağıma uyumlu gelen şeylere basıyorum.
ben armoni öğrenmek istiyorum, nereden başlamalıyım, kitap vb?
bak sıfır bilgiyle bunları yapıyorum öğrenirsem eğer önüm açılır.
bu arada ben müziği 12 yıl önce bıraktım ve 2 ay önce başladım.
bas aldım, sıcaklardan çalışamadım, midi klavyem ufak bi 88 tuş istiyorum ama herşey çok pahalı, kışa hedefim 8 saat müzik çalışmak. armoni olayını çözmeden olmayacak.
nota da bilmiyorum, eskiden öğrenmiştim de unuttum. bastığım akorları bile bilmiyorum ama hissettiğim için kulağıma uyumlu gelen şeylere basıyorum.
- hem şişko hem deli (27.08.20 18:23:16 ~ 18:29:38)
nail yavuzoğlu müzik teorisi 1 ve 2'yi bitir sonra yaz gene buraya bakarız.
- alperz (27.08.20 18:33:44)
Bu müzik ne esinlenme, ne beste ne de taklit. Bana göre kendi kendinize jam session yapıp daha sonra bunu derleyip toparlamışsınız. Gayet de güzel olmuş.
Hiç armoni bilmeyen birinin "ikincil dominant" kullanması mesela bence yabana atılacak bir şey değil.
ikincil dominant: mi minör' e giderken si majör kullanmanız. yani eksen akorun (si minör) üçüncü derecesini ufak bir süre ile yarım ses tizleştirip (re#) 4. derece akoruna (mi minör) gidiş hissini pekiştirmeniz.
Her neyse, bu hiç bir şarkıya benzemiyor. Sizin müziğiniz.
Ama üzerinde uğraşılmamış, emprovize ya da yukarda da söylediğim gibi kendi kendine jam session.
İnsanların kulağına hoş gelmesinin ya da başka şeylere benzetmelerinin nedeni ise @aplerz' nin de dediği gibi, kullandığınız armonik yürüyüşlerin klasik müzikten pop' a ordan fanteziye, efendime söyleyeyim kimi türkü aranjelerine, hatta rap' e ve askeri marşlara kadar bir çok müzik türünde kullanılan ve aşina olunan bir matematikle aynı/benzer olması.
Sizin de bunu yapabiliyor olmanız, iyi bir dinleyici olduğunuzu, ayrıca da iyi bir kulak ve yeteneğe sahip olduğunuzu gösterir.
Daha çok yapın. "Ben bir yerden mi esinlendim", "dinlediğim başka bir müzikten kulağımda kaldı kesin" ve sair düşüncelere kapılmayın.
Evet, belki de böyle oldu ama bu kötü bir şey değil. Sonuçta müzik sizin.
Bir çok müzisyenin, başlangıçta taklit etmenin çok önemli olduğu ile ilgili görüşleri var.
Mozart' ın en önemli esin kaynağı J.S. Bach' tır mesela. Beethoven Haydn' ın öğrencisidir. Haydn ve Mozart arkadaştır. Hepsinin müziklerinde birbirlerinin etkileri vardır.
Armoni öğrenmeniz konusunda ise kararsız kaldım. Elbette bilmek çok önemli. Ama bazen bilgi yaratıcılığı köreltebiliyor. Örneğin bu müziğiniz armoni veya form açısından incelenecek olursa sayısız hata bulunur. Siz de bunları öğrendikçe içinizden geleni yapmakta zorlanabilir, kurallara uydurabilmek çabasıyla duygudan çıkabilirsiniz falan filan. İşin bu kısmı üzerine satırlarca yazılır, tartışılır...
Sonuç olarak, kısıtlı bilgi ve eğitime rağmen ortaya çıkarttığınız şey güzel. Devam edin :)
Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.
Hiç armoni bilmeyen birinin "ikincil dominant" kullanması mesela bence yabana atılacak bir şey değil.
ikincil dominant: mi minör' e giderken si majör kullanmanız. yani eksen akorun (si minör) üçüncü derecesini ufak bir süre ile yarım ses tizleştirip (re#) 4. derece akoruna (mi minör) gidiş hissini pekiştirmeniz.
Her neyse, bu hiç bir şarkıya benzemiyor. Sizin müziğiniz.
Ama üzerinde uğraşılmamış, emprovize ya da yukarda da söylediğim gibi kendi kendine jam session.
İnsanların kulağına hoş gelmesinin ya da başka şeylere benzetmelerinin nedeni ise @aplerz' nin de dediği gibi, kullandığınız armonik yürüyüşlerin klasik müzikten pop' a ordan fanteziye, efendime söyleyeyim kimi türkü aranjelerine, hatta rap' e ve askeri marşlara kadar bir çok müzik türünde kullanılan ve aşina olunan bir matematikle aynı/benzer olması.
Sizin de bunu yapabiliyor olmanız, iyi bir dinleyici olduğunuzu, ayrıca da iyi bir kulak ve yeteneğe sahip olduğunuzu gösterir.
Daha çok yapın. "Ben bir yerden mi esinlendim", "dinlediğim başka bir müzikten kulağımda kaldı kesin" ve sair düşüncelere kapılmayın.
Evet, belki de böyle oldu ama bu kötü bir şey değil. Sonuçta müzik sizin.
Bir çok müzisyenin, başlangıçta taklit etmenin çok önemli olduğu ile ilgili görüşleri var.
Mozart' ın en önemli esin kaynağı J.S. Bach' tır mesela. Beethoven Haydn' ın öğrencisidir. Haydn ve Mozart arkadaştır. Hepsinin müziklerinde birbirlerinin etkileri vardır.
Armoni öğrenmeniz konusunda ise kararsız kaldım. Elbette bilmek çok önemli. Ama bazen bilgi yaratıcılığı köreltebiliyor. Örneğin bu müziğiniz armoni veya form açısından incelenecek olursa sayısız hata bulunur. Siz de bunları öğrendikçe içinizden geleni yapmakta zorlanabilir, kurallara uydurabilmek çabasıyla duygudan çıkabilirsiniz falan filan. İşin bu kısmı üzerine satırlarca yazılır, tartışılır...
Sonuç olarak, kısıtlı bilgi ve eğitime rağmen ortaya çıkarttığınız şey güzel. Devam edin :)
Tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.
- blokberg (28.08.20 05:24:45)
cevabon için teşekkür ederim @blokberg
ben 5. sınıfa giderken, konservatuar sınavlarına girecektim ve bizim bundan sınavdan 2 hafta önce haberimiz oldu. istanbulda bi hocaya götürdü annem beni meşhur. adam gülerek anneme dedi ki 'hanım hanım ben 2 senede anca hazırlıyorum çocukları bu sınava 15 günde ne yapabiliriz ki dedi', annem de bunun üstünde rica minnet hocaya bişeyler söyledi, adam da öylesine 'tamam siz gidin çocuk kalsın deyip özetle bizi başından atmanın adımını attı.
ilk derse aynı anda basılan 13 sesi ayırmıştım, hocanın eli ayağı titreye titreye elime bi kağıt parçası tutturup eve göndermişti beni.
derslerde bi sıkıntı yoktu da torpil olayı yüzünden yetenek sınavlarına bile giremedim itü ile mimarsinan'ın. sınav günü bir baktım. tanıdığım bildiğim tüm sanatçılar elinden bi çocuk tutmuş getirmiş.
sonra 2007 senesinde konservatuara girmek istedim ama yaşım da 24 idi. beni girmek istediğim okuldan bölüm başkanı ile tanıştırdılar adam dedi ki bu şekilde olmaz 1 sene hazırlanman lazım en kolay kontrabastan girersin dedi.
gittim kontrabas aldım derslere başladım, hiç ömrümde yaylı enstruman görmüşken yine ikinci derste tek yaya 32 nota gam çalınca o hoca da çok şaşırdı. o senem öyle hergün derslerle çalışmayla geçti yine kazanamadım. ağzımla kuş tuttum yaranamadım.
çünkü sınava başka bir bölüm başkanı girmişti ve ona para yedirmedim diye doğru yaptığım herşeyi yanlış deyip üstüne beni de tersleyip gönderdi.
tabi bunlar azeri, yani düşün 2 bölüm başkanı var, bunların eşleri de konservatuarda hoca, birisi şan, diğeri solfej vb, danışıkllı dövüş.
bunun üstüne müziği bıraktım ben 2008 gibi. daha da 2 ay öncesine kadar ellemedim. ne nota biliyorum, ne bi bilgim var. çok müzik de dinlemem ama kulağım hep işte onno tunç ile dolu, o yüzden ne yaparsam yapayım 90lar havası olmuş diyolar.
bi şekilde bi çıkış yolu bulmam lazım, aklıma her gün bir sürü yeni beste geliyor kaldı ki pop müzik için ciddi iş yapacak olanlar da var.'
çevremde çok müzisyen de var. günümüzde artık konuşmayı da bilirsen mesela sosyal medya üzerinden ulaşamıyacağın insan da yok, çoğu geri dönüş de yapıyor ama ne bileyim şu armoni konusunda bir allahın kulu da şöyle çalış böyle çalış demedi, belki de dediğin olay yüzündendir.
bu dediğim insanlar da ciddi müzisyenler, genco arı, ilker özalp falan. gerçi genco hocayla kopuğuz bu aralar. eskiden çok laflardık sosyal medya üstünden. o konuda biraz kırgınım.
mayıs ayı sonlarına doğru ses kartı aldım, idare edecek bi bas gitar aldım, fender squier aldım. basa elimi süremedim sıcaklardan, kışa sağlam çalışmak istiyorum.
gitarı da gitar klavyesi üstünden düşünmek için aldım. fretless bass istiyorum solo enstruman açığım var, yaptığım her şarkıya fretless ile solo çalarsam derinlik kazanır, boyut atlar da para yok. bi de midi klavye 4 oktav yetmiyor çok zorluyor.
ben 5. sınıfa giderken, konservatuar sınavlarına girecektim ve bizim bundan sınavdan 2 hafta önce haberimiz oldu. istanbulda bi hocaya götürdü annem beni meşhur. adam gülerek anneme dedi ki 'hanım hanım ben 2 senede anca hazırlıyorum çocukları bu sınava 15 günde ne yapabiliriz ki dedi', annem de bunun üstünde rica minnet hocaya bişeyler söyledi, adam da öylesine 'tamam siz gidin çocuk kalsın deyip özetle bizi başından atmanın adımını attı.
ilk derse aynı anda basılan 13 sesi ayırmıştım, hocanın eli ayağı titreye titreye elime bi kağıt parçası tutturup eve göndermişti beni.
derslerde bi sıkıntı yoktu da torpil olayı yüzünden yetenek sınavlarına bile giremedim itü ile mimarsinan'ın. sınav günü bir baktım. tanıdığım bildiğim tüm sanatçılar elinden bi çocuk tutmuş getirmiş.
sonra 2007 senesinde konservatuara girmek istedim ama yaşım da 24 idi. beni girmek istediğim okuldan bölüm başkanı ile tanıştırdılar adam dedi ki bu şekilde olmaz 1 sene hazırlanman lazım en kolay kontrabastan girersin dedi.
gittim kontrabas aldım derslere başladım, hiç ömrümde yaylı enstruman görmüşken yine ikinci derste tek yaya 32 nota gam çalınca o hoca da çok şaşırdı. o senem öyle hergün derslerle çalışmayla geçti yine kazanamadım. ağzımla kuş tuttum yaranamadım.
çünkü sınava başka bir bölüm başkanı girmişti ve ona para yedirmedim diye doğru yaptığım herşeyi yanlış deyip üstüne beni de tersleyip gönderdi.
tabi bunlar azeri, yani düşün 2 bölüm başkanı var, bunların eşleri de konservatuarda hoca, birisi şan, diğeri solfej vb, danışıkllı dövüş.
bunun üstüne müziği bıraktım ben 2008 gibi. daha da 2 ay öncesine kadar ellemedim. ne nota biliyorum, ne bi bilgim var. çok müzik de dinlemem ama kulağım hep işte onno tunç ile dolu, o yüzden ne yaparsam yapayım 90lar havası olmuş diyolar.
bi şekilde bi çıkış yolu bulmam lazım, aklıma her gün bir sürü yeni beste geliyor kaldı ki pop müzik için ciddi iş yapacak olanlar da var.'
çevremde çok müzisyen de var. günümüzde artık konuşmayı da bilirsen mesela sosyal medya üzerinden ulaşamıyacağın insan da yok, çoğu geri dönüş de yapıyor ama ne bileyim şu armoni konusunda bir allahın kulu da şöyle çalış böyle çalış demedi, belki de dediğin olay yüzündendir.
bu dediğim insanlar da ciddi müzisyenler, genco arı, ilker özalp falan. gerçi genco hocayla kopuğuz bu aralar. eskiden çok laflardık sosyal medya üstünden. o konuda biraz kırgınım.
mayıs ayı sonlarına doğru ses kartı aldım, idare edecek bi bas gitar aldım, fender squier aldım. basa elimi süremedim sıcaklardan, kışa sağlam çalışmak istiyorum.
gitarı da gitar klavyesi üstünden düşünmek için aldım. fretless bass istiyorum solo enstruman açığım var, yaptığım her şarkıya fretless ile solo çalarsam derinlik kazanır, boyut atlar da para yok. bi de midi klavye 4 oktav yetmiyor çok zorluyor.
- hem şişko hem deli (28.08.20 05:45:10 ~ 05:50:01)
imkanlarınız dahilinde devam edin o zaman. evet konservatuvar sınavlarında (hatta özel yetenek prosedürü olan tüm fakültelerin sınavlarında) anlattığınıza benzer şeyler yaşanıyor maalesef. ama artık geçip gitmiş, takılmanın bir faydası yok hatta zararı var size.
siz devam edin, çok da beklentiye girmeyin diğer insanların ne düşündüğü ile ilgili. çünkü pop müzik piyasası sizi hayal kırıklığına uğratır. orda da network, tanıdık, eş-dost vesaire lazım sivrilmek için. ama sosyal medya çok güçlü. kendinizi geliştirip ortaya gerçekten profesyonel bir iş çıkarttığınızda viral olarak yayılması an meselesi.
tabi size bunu diyen ben, müziği bırakalı yıllar oldu :) muzdarip olduğum şeyler benzer sebepler. ben konservatuvar mezunuyum mesela. ne değişti? benim gibi müziği bırakıp türlü türlü işlerle uğraşan bir sürü arkadaşım var. yani zamanında konservatuvara girememenizi dert etmeyin demek istiyorum. girenlerin de çok azı işini yapabiliyor.
siz devam edin. geliştirin kendinizi, gerisini boşverin.
elbette manevi tatmin denen bir şey var. beklentinizi anlıyorum ama biraz sabırlı olun bence. tekrar başarılar diliyorum.
siz devam edin, çok da beklentiye girmeyin diğer insanların ne düşündüğü ile ilgili. çünkü pop müzik piyasası sizi hayal kırıklığına uğratır. orda da network, tanıdık, eş-dost vesaire lazım sivrilmek için. ama sosyal medya çok güçlü. kendinizi geliştirip ortaya gerçekten profesyonel bir iş çıkarttığınızda viral olarak yayılması an meselesi.
tabi size bunu diyen ben, müziği bırakalı yıllar oldu :) muzdarip olduğum şeyler benzer sebepler. ben konservatuvar mezunuyum mesela. ne değişti? benim gibi müziği bırakıp türlü türlü işlerle uğraşan bir sürü arkadaşım var. yani zamanında konservatuvara girememenizi dert etmeyin demek istiyorum. girenlerin de çok azı işini yapabiliyor.
siz devam edin. geliştirin kendinizi, gerisini boşverin.
elbette manevi tatmin denen bir şey var. beklentinizi anlıyorum ama biraz sabırlı olun bence. tekrar başarılar diliyorum.
- blokberg (28.08.20 06:08:34)
tebrik ederim gayet güzel olmuş. Ama müzikal yaşantınızı öyle bir anlatmışsınız ki para yedirmeden okullara girilemez gibi bir algı oluşmuş. Bu giren insanlara büyük haksızlık diyebilirim. 8 sene o insanlarla okudum, çalıştım hatta düşündüğünüz torpil hikayelerine tezat hikayelere şahitlik ettim. İstanbul' da o senelerde İÜ, MSGSÜ, İTÜ, YTÜ, Marmara GSF, Marmara Öğretmenlik, Bilgi, Haliç (belki) 8 okulun hepsinde torpil olması imkansızdır. Her ne kadar yetenekli de olsanız da bu sınavlarda bir seviye vermeniz gerekir. Yani 13 sesi ayıramıyordur kişi ama gününün 8 saatini enstrümanına ayırmış, çok çalışmıştır.Bu sınavlar yeteneğin tespitinin yanı sıra lise son seviyesinde performans vermeniz beklenir.
- guitarissimo (28.08.20 06:14:36)
@guitarissimo, ben itü ile mimarsinan sınavına ilkokul 5 de girdim. o zaman ki durum gerçekten böyleydi bir sürü ünlü hepsi tutmuş bir çocuk getirmiş kaldı ki kaç kişi alacaklar zaten, torpilli elemanlar mevcut kadroya fazlaydı.
hatta bak mimarsinan da idari kadroda yüksek pozisyonda olan bir tanıdığımız kendi kızını sokamadı o sene düşün yani.
onun dışında bir de ismini vermiyeyim şimdi ufak piyasa, üni seviyesinde girdim sınava. o okul öyleydi.
evet torpilsiz arkadaşım da vardı, babası emniyette, hocalar ona özel ders almazsan bizden, okulu bitiremezsin dediklerinde hocaların tepesine çökmüştü. ayrıca evet ben de 8 saat çalıştım 1 sene boyunca, başarılıydım, 3 konçerto bi sonat çalıyordum, solfejim diktem iyiydi.
hatta ben özel derse konservatuarda gidiyordum 1 sene boyunca haftada 3 4 gün gittim, her gün en az 2 saat ders aldım.
konservatuar ortamını çözdüm.
büyük bir çoğunluk zengin çocuğu, torpille girmiş, ilkokulda girmiş adam üniversite son da adam gibi enstruman çalamıyor hala özel derse gidip para yediriyor. ellerindeki enstrumanlar bile servet, sadece spor olsun diye okuyolar, bunun çok küçük bir kısmı gerçekten severek ve çalışarak okuyor, çok küçük bir kısmı aldığı eğitimin hakkını veriyor.
sonra demiştim kendime ya ben bunlar gibi olacağıma hiç okumam daha iyi, hem hegün 8 saat çalışacak olduktan sonra hiç bişey de engelleyemez beni.
diğer okullarda yerlerde durumlar başkadır tabi haklısın.
hatta bak mimarsinan da idari kadroda yüksek pozisyonda olan bir tanıdığımız kendi kızını sokamadı o sene düşün yani.
onun dışında bir de ismini vermiyeyim şimdi ufak piyasa, üni seviyesinde girdim sınava. o okul öyleydi.
evet torpilsiz arkadaşım da vardı, babası emniyette, hocalar ona özel ders almazsan bizden, okulu bitiremezsin dediklerinde hocaların tepesine çökmüştü. ayrıca evet ben de 8 saat çalıştım 1 sene boyunca, başarılıydım, 3 konçerto bi sonat çalıyordum, solfejim diktem iyiydi.
hatta ben özel derse konservatuarda gidiyordum 1 sene boyunca haftada 3 4 gün gittim, her gün en az 2 saat ders aldım.
konservatuar ortamını çözdüm.
büyük bir çoğunluk zengin çocuğu, torpille girmiş, ilkokulda girmiş adam üniversite son da adam gibi enstruman çalamıyor hala özel derse gidip para yediriyor. ellerindeki enstrumanlar bile servet, sadece spor olsun diye okuyolar, bunun çok küçük bir kısmı gerçekten severek ve çalışarak okuyor, çok küçük bir kısmı aldığı eğitimin hakkını veriyor.
sonra demiştim kendime ya ben bunlar gibi olacağıma hiç okumam daha iyi, hem hegün 8 saat çalışacak olduktan sonra hiç bişey de engelleyemez beni.
diğer okullarda yerlerde durumlar başkadır tabi haklısın.
- hem şişko hem deli (28.08.20 06:36:49 ~ 11:00:05)
Bir de torpilsiz gelenlerden itü vakıf okullarından gelmeyeni deport ediyorlar diye duydum
- Unde bach canim (28.08.20 10:36:49)
@Unde bach canim, denizcilikte çok vardır, itü'den gelenler birbirini korur kollar, diğerlerine yüksekten bakarlar, abicilik oynarlar falan @northern mariners daha iyi bilir gerçi :)
- hem şişko hem deli (28.08.20 11:04:04 ~ 11:04:40)
1