[]
diyet - protein shake
süt ya da süzme yoğurt ile (protein tozu kullanmadan yapılan shake'lerde yaklaşık en az 20g şeker barındırıyor. bu saçma bir hale sokuyor mu olayı yağlardan kurtulmaya çalışan kişi için?
bir de keto ya da low carb diyette istediğiniz kadar sebze yiyin diyorlar fakat bunlar da karbonhidrat barındırıyor ve bunun küçük bir miktarı şeker. doğru bir olay mı bu?
bir de keto ya da low carb diyette istediğiniz kadar sebze yiyin diyorlar fakat bunlar da karbonhidrat barındırıyor ve bunun küçük bir miktarı şeker. doğru bir olay mı bu?
Senin kilo verip vermemen sütteki ya da ıspanaktaki şekerle alakalı değil, aldığın ihtiyaçtan fazla ya da az kaloriyle alakalı bir durum. Süt de ıspanak da yapısı gereği şeker taşır, sen nasıl kaslarında şeker depo ediyorsan ıspanak da aynı şekilde kendi yaşamı için şeker depo eder, her gün 30 kilo ıspanak yesen 160 gram civarı şeker almış olursun, 160 gram şeker 640 kalori yapar, düşün yani günde yiyeceğin birkaç porsiyon sebzeden kaç gram şeker alacaksın. Ortalama bir insan için günlük 100-150 gram şekerden zarar gelmez, bunun zaten çoğunu beyin kullanıyor, kalanı da kaslara karaciğere falan gidiyor depo edilmek için, bulaşmaman gereken şey vücut tarafından tanınmayan glikoz/fruktoz şurubu içeren ürünler, bunlar vücudun şeker metabolizmasına zarar verebilir ama sebzede şu var sütte bu var deyip küçük hesaplara girmenin bir anlamı yok.
- angelus (19.06.20 12:40:23)
karbonhidrat var karbonhidrat var.
fruktoz ile ilgili angelus zaten durumu açıklamış. fruktoz vücutta kullanılamıyor. dolayısıyla eşit miktarda fruktoz veya glikoz alan iki kişinin vücutlarındaki yağlanma farklı olacaktır.
peki şöyle bir senaryo kuralım.
biyolojik olarak birbirinin aynısı iki insan düşünelim. hatta her şeyi eşit yapmak için muhteşem derecede sağlıklı bir insanı kopyaladığımızı düşünelim.
kopyaların ikisine de günde toplam 150 gr glikoz veriyoruz. bu iki insanın yağlanmaları farklı olabilir mi?
bu sorunun cevabını vermeden önce bir analoji yapalım.
bir market kasası düşünelim. 1 saatte 30 müşteriye hizmet verebiliyor. kapasitesi bu.
bugün bu markete 25 kişi gelse kasada kuyruk olmaz kesinlikle diyebilir misiniz?
diyemezsiniz. neden diyemezsiniz?
aynı anda 25 kişi gelse kasaya (bugün sadece 25 kişi geldi tesadüfen hepsi de aynı anda geldi). market kasası aynı anda 25 kişiye hizmet veremeyeceği için kasada kuyruk olacak.
şimdi glikoz sorusuna gelelim.
kopyalardan bir tanesi 150 gram glikozu son derece lifli besinlerden toplamda 5 öğünde 2şer saat arayla almış olsun.
diğer kopya ise hayvan gibi tek seferde içecekle tamemen lifsiz bir şekilde 150 gr glikoz alsın.
glikoz vücuda girip kan şekerini yükseltmeye başladığında insülin bunu alıp hücrelere götürür. ihtiyacı olan kullanır.
birinci kopya gün içerisinde azar azar olacak bütün ihtiyaçları için insülin aracılığıyla hücrelerine bu şekeri taşıdı. zaten çok lifli besinlerle aldığı için şeker kana yavaş karıştı, vücutta alarm zilleri çalıp bir an önce kandan bu maddeyi uzaklaştırmaya çalışmadı.
ikinci kopya ise vücudunu alarma geçirdi. bir anda kanındaki yabancı madde miktarı arttı, kanı yoğunlaşmaya başladı, eğer önlem almazsa hücreden kana sıvı geçişi bile olabilir kan eğer çok yoğunlaşmaya devam ederse. insülin hemen tepeye çıktı, aldı şekeri hücrelere götürdü ama bir anda vücudun 150 gr şeker kullanma ihtimali yok.
hemen insülin şekeri alıp karaciğere götürdü, yağa çevrilip depolandı.
aynı marketteki kasiyer olayı gibi.
müşteriler gün içerisinde azar azar gelince kasiyer bir günde 25 kişiye hiç kuyruk oluşturmadan hizmet verebiliyor.
vücut da insülin aracılığıyla şekeri, böyle azar azar geldiğinde, tatlı tatlı kullanıyor.
o yüzden istediğiniz kadar sebze yiyin lafının arkasındaki olay bu. istediğiniz kadar yiyin demek günde 88 kilo brokoli yemek istemeyeceğinizi varsayıyor. yani karnını doyuracak kadar sebze ye korkma. zaten lifli şeyler (genelde). o yüzden insülinizi anında tepeye çıkartıp vücudunuzda alarmlar çaldırmayacak diyor. sebzeden kaçmayın demek istiyor.
fruktoz ile ilgili angelus zaten durumu açıklamış. fruktoz vücutta kullanılamıyor. dolayısıyla eşit miktarda fruktoz veya glikoz alan iki kişinin vücutlarındaki yağlanma farklı olacaktır.
peki şöyle bir senaryo kuralım.
biyolojik olarak birbirinin aynısı iki insan düşünelim. hatta her şeyi eşit yapmak için muhteşem derecede sağlıklı bir insanı kopyaladığımızı düşünelim.
kopyaların ikisine de günde toplam 150 gr glikoz veriyoruz. bu iki insanın yağlanmaları farklı olabilir mi?
bu sorunun cevabını vermeden önce bir analoji yapalım.
bir market kasası düşünelim. 1 saatte 30 müşteriye hizmet verebiliyor. kapasitesi bu.
bugün bu markete 25 kişi gelse kasada kuyruk olmaz kesinlikle diyebilir misiniz?
diyemezsiniz. neden diyemezsiniz?
aynı anda 25 kişi gelse kasaya (bugün sadece 25 kişi geldi tesadüfen hepsi de aynı anda geldi). market kasası aynı anda 25 kişiye hizmet veremeyeceği için kasada kuyruk olacak.
şimdi glikoz sorusuna gelelim.
kopyalardan bir tanesi 150 gram glikozu son derece lifli besinlerden toplamda 5 öğünde 2şer saat arayla almış olsun.
diğer kopya ise hayvan gibi tek seferde içecekle tamemen lifsiz bir şekilde 150 gr glikoz alsın.
glikoz vücuda girip kan şekerini yükseltmeye başladığında insülin bunu alıp hücrelere götürür. ihtiyacı olan kullanır.
birinci kopya gün içerisinde azar azar olacak bütün ihtiyaçları için insülin aracılığıyla hücrelerine bu şekeri taşıdı. zaten çok lifli besinlerle aldığı için şeker kana yavaş karıştı, vücutta alarm zilleri çalıp bir an önce kandan bu maddeyi uzaklaştırmaya çalışmadı.
ikinci kopya ise vücudunu alarma geçirdi. bir anda kanındaki yabancı madde miktarı arttı, kanı yoğunlaşmaya başladı, eğer önlem almazsa hücreden kana sıvı geçişi bile olabilir kan eğer çok yoğunlaşmaya devam ederse. insülin hemen tepeye çıktı, aldı şekeri hücrelere götürdü ama bir anda vücudun 150 gr şeker kullanma ihtimali yok.
hemen insülin şekeri alıp karaciğere götürdü, yağa çevrilip depolandı.
aynı marketteki kasiyer olayı gibi.
müşteriler gün içerisinde azar azar gelince kasiyer bir günde 25 kişiye hiç kuyruk oluşturmadan hizmet verebiliyor.
vücut da insülin aracılığıyla şekeri, böyle azar azar geldiğinde, tatlı tatlı kullanıyor.
o yüzden istediğiniz kadar sebze yiyin lafının arkasındaki olay bu. istediğiniz kadar yiyin demek günde 88 kilo brokoli yemek istemeyeceğinizi varsayıyor. yani karnını doyuracak kadar sebze ye korkma. zaten lifli şeyler (genelde). o yüzden insülinizi anında tepeye çıkartıp vücudunuzda alarmlar çaldırmayacak diyor. sebzeden kaçmayın demek istiyor.
- levpontryagin (19.06.20 12:54:59)
1