[]
Şu özlü sözü anlayamadım (İngilizce)
Pleasure disappoints, possibility never. And what wine is so sparkling, what so fragrant, what so intoxicating, as possibility!
İlk cümle tamam ama şarapla ilgili olan kısmı anlayamadım.
İlk cümle tamam ama şarapla ilgili olan kısmı anlayamadım.
Ihtimal de sarap gibi baloncuklu (kopuren), mis kokulu ve sarhos edicidir.
Ozetle diyor ki belli bir amaca ulasmanin size vermesini beklediginiz haz, sizde hayal kirikligi yaratabilir, beklediginiz kadar mutlulugu yakalayamabilirsiniz. Ama basariya giden yoldaki o basari ihtimali asla bir hayal kirikligi yaratmaz. Ancak bilmeniz gerekir ki bu basari ihtimali, yaniltici da olabilir, sarap gibi cezbedicidir ama basinizi dondurebilir, dikkat edin, gercekci ihtimaller ustune odaklanin.
Ozetle diyor ki belli bir amaca ulasmanin size vermesini beklediginiz haz, sizde hayal kirikligi yaratabilir, beklediginiz kadar mutlulugu yakalayamabilirsiniz. Ama basariya giden yoldaki o basari ihtimali asla bir hayal kirikligi yaratmaz. Ancak bilmeniz gerekir ki bu basari ihtimali, yaniltici da olabilir, sarap gibi cezbedicidir ama basinizi dondurebilir, dikkat edin, gercekci ihtimaller ustune odaklanin.
- crown (01.03.20 12:27:59)
çeviri yaparken karşıma çıksa şöyle çevirirdim:
Bir şarap var mıdır ki, ihtimal kadar köpüren, onun kadar mis kokan, onun kadar şarhoş eden.
"onun kadar"lar aslında gereksiz ama vurgu vermek için. Yazar da benzer bir şey yapmış.
Bir şarap var mıdır ki, ihtimal kadar köpüren, onun kadar mis kokan, onun kadar şarhoş eden.
"onun kadar"lar aslında gereksiz ama vurgu vermek için. Yazar da benzer bir şey yapmış.
- bobinhoo (02.03.20 17:29:19)
1