[]
Hayatla İlgili Kalıcı Kararlar
Böyle kararlar verme aşamasındayım şu anda.
Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde maddi olarak tatmin olamadığım gibi gelecekte de bunun değişmeyeceğini gördükçe artık çıkılmaz bir depresyona girdim. Yaptığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Çalıştığım yerden memnunum (beni her şeyi bırakmaktan geri tutan tek şey bu şu anda) ama çok az para kazanıyorum, iş bütün vaktimi alıyor. Git gide eriyorum, mental ve fiziki olarak. Şimdi önümde şöyle seçenekler var.
-Böyle devam edeceğim, git gide daha da mutsuz olacağım. Er geç bu işten de ayrılacağım, yine iş arayacağım, yine böyle bir yere gireceğim ve üç kuruş gececek elime. Uzun vadede durumumun düzeleceği yok. İşimden de gittikçe nefret ediyorum.
-Kamuya gireceğim, kpss kasıp. Açıkçası bunun üzerinde yoğunlaşıyorum son bir yıldır, 88 puan aldım henüz atanamadım. Son atamada doğu illerinin gelmesi yüksek bir olasılık. Ya da bu yıl tekrar kasıp gireceğim. Ama herkes kastığı için yine atanamayacağım. Yine de en makul en yapabileceğim şey bu gibi geliyor.
-Benim güzel bir okulda mütercim tercümanlık örgün eğitim lisans kaydım var. Buraya hukuktan mezun olduktan sonra çalışmak istemediğim için 2.5 sene devam ettim. Sonra bedelli askerlik çıktı, para lazım vs diye işe girdim o günden beri çalışıyorum. Burayı bitirmek için de 7 yıllık limit dolayısıyla 2-3 senem var. Yani şu dakika işi bırakıp okula devam edersem 30 yaşında mezun olabilirim. Bu süre zarfında avukatlık yapmam imkansız, devamsızlık dolayısıyla. Mezun olduğumda iki diploma ne kadar işime yarar Türkiye şartlarında emin değilim.
-Son olarak geçen hafta Hollandadaydım kuzenimi ziyarete gittim. O ne yaptı etti kıçını yırttı master için gitti şimdi 7 yıldır orada doktorasını yapıyor. Artık sürünme aşamasını geçti iyi kötü para kazanıyor. Vatandaşlık alması her geçen sene kolaylaşıyor. Hepsini geçtim burada cidden yaşadığım şey hayat değil, orada kuzenimin vasıfsız işlerde çalışan arkadaşları bile oldukça mutlular. Yaşlandıkça daha büyük depresyona gireceğim böyle bir ortamda yaşamak için çabalayamadığım için. Şimdi biraz birikmişim var. Çok şükür bakmakla yükümlü olduğum kimse ya da borcum da yok. Hatta çok zora düşersem annem de yardımcı olur. Her şeyi göze alıp avrupada master kovalamak çok korkutucu geliyor bana. Ya o bir yıl içerisinde orada kalmaya devam etmeye yetecek kadar başarılı olamazsam, bağlantı edinemezsem vs. geri dönersem çok büyük yıkım olur benim için. iş tecrübem az olduğu ve yaşım ilerlediği için iş bulmam da çok zor olur. zaten ben gidip dönene kadar artık avukatların maaşları asgari ücrete kadar iner. o yüzden en çok istediğim şey bu olmasına rağmen bir türlü kalkışamıyorum buna.
Ne yapmalıyım
Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde maddi olarak tatmin olamadığım gibi gelecekte de bunun değişmeyeceğini gördükçe artık çıkılmaz bir depresyona girdim. Yaptığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Çalıştığım yerden memnunum (beni her şeyi bırakmaktan geri tutan tek şey bu şu anda) ama çok az para kazanıyorum, iş bütün vaktimi alıyor. Git gide eriyorum, mental ve fiziki olarak. Şimdi önümde şöyle seçenekler var.
-Böyle devam edeceğim, git gide daha da mutsuz olacağım. Er geç bu işten de ayrılacağım, yine iş arayacağım, yine böyle bir yere gireceğim ve üç kuruş gececek elime. Uzun vadede durumumun düzeleceği yok. İşimden de gittikçe nefret ediyorum.
-Kamuya gireceğim, kpss kasıp. Açıkçası bunun üzerinde yoğunlaşıyorum son bir yıldır, 88 puan aldım henüz atanamadım. Son atamada doğu illerinin gelmesi yüksek bir olasılık. Ya da bu yıl tekrar kasıp gireceğim. Ama herkes kastığı için yine atanamayacağım. Yine de en makul en yapabileceğim şey bu gibi geliyor.
-Benim güzel bir okulda mütercim tercümanlık örgün eğitim lisans kaydım var. Buraya hukuktan mezun olduktan sonra çalışmak istemediğim için 2.5 sene devam ettim. Sonra bedelli askerlik çıktı, para lazım vs diye işe girdim o günden beri çalışıyorum. Burayı bitirmek için de 7 yıllık limit dolayısıyla 2-3 senem var. Yani şu dakika işi bırakıp okula devam edersem 30 yaşında mezun olabilirim. Bu süre zarfında avukatlık yapmam imkansız, devamsızlık dolayısıyla. Mezun olduğumda iki diploma ne kadar işime yarar Türkiye şartlarında emin değilim.
-Son olarak geçen hafta Hollandadaydım kuzenimi ziyarete gittim. O ne yaptı etti kıçını yırttı master için gitti şimdi 7 yıldır orada doktorasını yapıyor. Artık sürünme aşamasını geçti iyi kötü para kazanıyor. Vatandaşlık alması her geçen sene kolaylaşıyor. Hepsini geçtim burada cidden yaşadığım şey hayat değil, orada kuzenimin vasıfsız işlerde çalışan arkadaşları bile oldukça mutlular. Yaşlandıkça daha büyük depresyona gireceğim böyle bir ortamda yaşamak için çabalayamadığım için. Şimdi biraz birikmişim var. Çok şükür bakmakla yükümlü olduğum kimse ya da borcum da yok. Hatta çok zora düşersem annem de yardımcı olur. Her şeyi göze alıp avrupada master kovalamak çok korkutucu geliyor bana. Ya o bir yıl içerisinde orada kalmaya devam etmeye yetecek kadar başarılı olamazsam, bağlantı edinemezsem vs. geri dönersem çok büyük yıkım olur benim için. iş tecrübem az olduğu ve yaşım ilerlediği için iş bulmam da çok zor olur. zaten ben gidip dönene kadar artık avukatların maaşları asgari ücrete kadar iner. o yüzden en çok istediğim şey bu olmasına rağmen bir türlü kalkışamıyorum buna.
Ne yapmalıyım
Atanıp doğuya gidersen ülke kaynaklı mutsuzluğun depar atar, bence yurtdışını zorla.
- epistemic_regress (28.01.20 01:04:59)
Vereceğim cevap işine yarar mı emin değilim:
Şu an tarif ettiğin durum, hayatla ilgili karar verme değil de içinde bulunduğun durumdan kaçma planı şeklinde. Hani net bir yol ayrımında değilsin zaten, sadece mutsuz olmamak, işte iyi para kazanmak... istiyorsun ve bunlar soyut şeyler; nereden hangi şartlarda, nasıl temin edebilecegin belli olmaz.
Kararini daha somut şeyler üzerinden vermek belki de bunlar yerine, çünkü bahsettiklerinden hangisini secersen seç ucunda nasıl bir yere çıkacağını ne biri söyleyebilir sana, ne de bir garanti/vaadte bulunabilir.
Sözün özü, mutluluk ve para konusunu tabii ki hesaba kat, ama sadece buna da odaklanma; nihayetinde sayıp doktuklerin icinden, hangi yoldan gidersen git şartlarını senin yol boyunca verdiğin kararlar, yaptığın şeyler oluşturacak.
Şu an tarif ettiğin durum, hayatla ilgili karar verme değil de içinde bulunduğun durumdan kaçma planı şeklinde. Hani net bir yol ayrımında değilsin zaten, sadece mutsuz olmamak, işte iyi para kazanmak... istiyorsun ve bunlar soyut şeyler; nereden hangi şartlarda, nasıl temin edebilecegin belli olmaz.
Kararini daha somut şeyler üzerinden vermek belki de bunlar yerine, çünkü bahsettiklerinden hangisini secersen seç ucunda nasıl bir yere çıkacağını ne biri söyleyebilir sana, ne de bir garanti/vaadte bulunabilir.
Sözün özü, mutluluk ve para konusunu tabii ki hesaba kat, ama sadece buna da odaklanma; nihayetinde sayıp doktuklerin icinden, hangi yoldan gidersen git şartlarını senin yol boyunca verdiğin kararlar, yaptığın şeyler oluşturacak.
- encokbenisevinnolur (28.01.20 01:15:27)
+1 encokben...
Bu şekilde kendini daha çok yıpratırsın. Bir soluklan. Yeni şeyler deneyeceğin kısa bir seyahat planı yap. Ülkede vardır mutlaka daha önce hiç gitmediğin bir şehir. İşi gücü gelecek kaygısını mutluluğu bir kenara bırak, kendini tamamen adapte edeceğin bir geziye çok bir kaç gün.(gezmeyi sevmiyorsan, başka birşeyler deneyebilirsin, marangoz atölyesinde masa yapmak gibi, onu sen bul) kafanı meşgul eden düşüncelerden uzaklaşmak iyi gelecek. Sonra kendine sor gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istiyorum. Soyut, ucu çok açık şeyler yerine net cevaplar bulmaya çalış. Bir arabam olsun gezeyim deme mesela, ferrarimle italyadan ispanyaya seyahat edeyim de. Zaten bu istediklerini gerçekleştirmek için neler yapman gerektiğini az çok tahmin edeceksin.
Hedefi belirledikten sonra yol çok da önemli değil. Her yolu seni bir şekilde hedefe ulaştırır. Hedef olmadan olmaz. Kal sağlıcakla.
Bu şekilde kendini daha çok yıpratırsın. Bir soluklan. Yeni şeyler deneyeceğin kısa bir seyahat planı yap. Ülkede vardır mutlaka daha önce hiç gitmediğin bir şehir. İşi gücü gelecek kaygısını mutluluğu bir kenara bırak, kendini tamamen adapte edeceğin bir geziye çok bir kaç gün.(gezmeyi sevmiyorsan, başka birşeyler deneyebilirsin, marangoz atölyesinde masa yapmak gibi, onu sen bul) kafanı meşgul eden düşüncelerden uzaklaşmak iyi gelecek. Sonra kendine sor gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istiyorum. Soyut, ucu çok açık şeyler yerine net cevaplar bulmaya çalış. Bir arabam olsun gezeyim deme mesela, ferrarimle italyadan ispanyaya seyahat edeyim de. Zaten bu istediklerini gerçekleştirmek için neler yapman gerektiğini az çok tahmin edeceksin.
Hedefi belirledikten sonra yol çok da önemli değil. Her yolu seni bir şekilde hedefe ulaştırır. Hedef olmadan olmaz. Kal sağlıcakla.
- hepbiarayisicinde (28.01.20 04:35:56)
Yapacagın iş parti farketmeksizin siyasete bulaş çevre yap mümkün oldukça zengin olsun çevren tecrübe kazandıkça iş kurup serbest çalışırsın
- civilengineer.v (28.01.20 09:01:21)
Ben de işsiz bir tercüman olarak yazayım. Bu sektör battı. Tercümanlık mezunu arkadaşlarımın çoğu polis oldu. İngilizce öğretmenlik okuyor olsaydınız daha iyi olurdu. Onların ataması kolay sanki. Bir de yurtdışına gitmek için avrupa gönüllü hizmetini deneyin. Orada çevre edinirsiniz. Türklerin olduğu yerde avukatlık yaparsınız belki dili öğrendikten sonra.
Tercümanlıkla ilgili sorularınız varsa yanıtlarım.
Tercümanlıkla ilgili sorularınız varsa yanıtlarım.
- geçerkenugradım (28.01.20 10:35:12)
Merhaba Sanguine,
Eğer Türkiye'de yaşamaktan mutsuz olduğunuzu söylemeseydiniz, o zaman arkadaşların dediklerini uygulamanız belki yeterdi. Ancak şu an kısa vadede iş görür givi geliyor bana.
Eğer birikiminiz varsa, yeni bir ülkeyi deneyimleyebilirsiniz. Olumsuzlukları hesaba katmak gerek elbette fakat eğer azmederseniz niçin olmasın?
Hollanda yerine Almanya'yı düşünebilirsiniz belki master için? Hollanda'da master programları Almanya'ya göre daha pahalı.
Kolay gelsin.
Eğer Türkiye'de yaşamaktan mutsuz olduğunuzu söylemeseydiniz, o zaman arkadaşların dediklerini uygulamanız belki yeterdi. Ancak şu an kısa vadede iş görür givi geliyor bana.
Eğer birikiminiz varsa, yeni bir ülkeyi deneyimleyebilirsiniz. Olumsuzlukları hesaba katmak gerek elbette fakat eğer azmederseniz niçin olmasın?
Hollanda yerine Almanya'yı düşünebilirsiniz belki master için? Hollanda'da master programları Almanya'ya göre daha pahalı.
Kolay gelsin.
- chihirovekohaku (28.01.20 10:43:49)
25 yaşındayım, avukatım, kendi ofisimde çalışıyorum. Yaşadığın tüm umutsuzlukları birebir yaşıyorum. Hatta çevremdeki çoğu avukat arkadaşım ve ortaklarım da yaşıyor. İçinde bulunduğun umutsuzluk ve mutsuzluk durumu genel olarak bizim meslek grubunda ve gözlemlediğim diğer meslek gruplarında da yaşanır halde. Dolayısıyla sana özel bir kaygı olmadığını belirtmek isterim. Bunun genel sebebi de dünya değişirken bizim sürekli olarak yerimizde saymamız ve ülkenin içinde bulunduğu ve gitgide kötüye giden ekonomik durum tahminimce.
Ben içinde bulunduğum umutsuzluk ve mutsuzluk durumundan nasıl uzaklaşıyorum?
1-Mesleğimiz stresli ve sürekli olarak mutsuz insanlarla uğraşmak durumunda kaldığımız için çevremi meslektaştan arındırdım. Çünkü iş çıkışı oturup bir şeyler içmek istediğimde sürekli olarak yok şu dava nasıl oldu, yok hakim kararda hata yaptı, yok müvekkil ücreti ödemedi, yok şu dosyadan şu kadar kazandım gibi muhabbetlere maruz kalmak istemiyorum. Meslektaş olarak görüşmeye devam ettiğim arkadaşlarım da aynı muhabbetlerin dönmesinden şikayetçi olan ve farklı şeyler hakkında konuşmak isteyenler insanlar.
2-Yeni bir hobi edindim. En son lise yıllarında resim yapmıştım. O dönemde, hocalarım resim konusunda eşsiz bir yetenek olmasam da elimin yatkın olduğundan bahsederlerdi. Malum, üniversite sınavı, dersaneler derken hiçbir zaman okuldaki dersler dışında doğru düzgün resim yapmaya fırsatım olmamıştı. Gittim bir atölyeye yazıldım, yeni insanlar tanıdım, yağlı boya çalışıyorum ve haftanın 2 günü 3'er saat buna ayırmak meditasyon etkisi yarattı. Benim fikrime göre, insanın üretken olması birçok sorundan uzaklaşması için harika bir meditasyon yöntemi.
Resim, müzik gibi uğraşlar yerine yemek yapmak, bir şeyleri tamir etmek, puzzle bitirmek vs bunlara dahil edilebilir.
3- Eskiden, üniversite ve staj döneminde çok fazla şey okuduğum için kitap okumaktan kaçıyordum. İş gereği hala çok fazla şey okuyor ve yazıyorum fakat artık kitap okumayı bu sebeple ekstra görmemeye başladım. Düzenli olarak kitap okuyor, düzenli okuyan arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunuyor, okuduğum yazarlar hakkında araştırma yapıyor, kütüphanemi zenginleştirmeye çalışıyorum.
4-Her ay olmasa da en azından 2 ayda bir, farklı bir şehre gitmeye çalışıyorum. İş için gittiğim yerlerde bile gezmek için kendime vakit ayırıyor sonra geri dönüyorum. Sanki günlerce kalmışım gibi bana çok iyi geliyor.
Tüm bunlara rağmen, hayat hala mükemmel değil. Ama hangimizin mükemmel ki? En mükemmel hayatı yaşadığını iddia eden biri bile, biraz düşündükten sonra kendi hayatı hakkında mutlaka bir pürüz bulacaktır. Mümkün olduğunca kendini yenilemeye ve geliştirmeye odaklan. Gelecek kaygısı hepimizde var. Para yaşamak için iyi bir araç, ama asıl amaç kendimiz olmalıyız bence. Sen kimsin, kim oldun? Fazla Polyanna bir tavır sergilemek istemiyorum fakat durum bu. Umarım en yakın zamanda üstesinden gelirsin. Sevgiler.
Ben içinde bulunduğum umutsuzluk ve mutsuzluk durumundan nasıl uzaklaşıyorum?
1-Mesleğimiz stresli ve sürekli olarak mutsuz insanlarla uğraşmak durumunda kaldığımız için çevremi meslektaştan arındırdım. Çünkü iş çıkışı oturup bir şeyler içmek istediğimde sürekli olarak yok şu dava nasıl oldu, yok hakim kararda hata yaptı, yok müvekkil ücreti ödemedi, yok şu dosyadan şu kadar kazandım gibi muhabbetlere maruz kalmak istemiyorum. Meslektaş olarak görüşmeye devam ettiğim arkadaşlarım da aynı muhabbetlerin dönmesinden şikayetçi olan ve farklı şeyler hakkında konuşmak isteyenler insanlar.
2-Yeni bir hobi edindim. En son lise yıllarında resim yapmıştım. O dönemde, hocalarım resim konusunda eşsiz bir yetenek olmasam da elimin yatkın olduğundan bahsederlerdi. Malum, üniversite sınavı, dersaneler derken hiçbir zaman okuldaki dersler dışında doğru düzgün resim yapmaya fırsatım olmamıştı. Gittim bir atölyeye yazıldım, yeni insanlar tanıdım, yağlı boya çalışıyorum ve haftanın 2 günü 3'er saat buna ayırmak meditasyon etkisi yarattı. Benim fikrime göre, insanın üretken olması birçok sorundan uzaklaşması için harika bir meditasyon yöntemi.
Resim, müzik gibi uğraşlar yerine yemek yapmak, bir şeyleri tamir etmek, puzzle bitirmek vs bunlara dahil edilebilir.
3- Eskiden, üniversite ve staj döneminde çok fazla şey okuduğum için kitap okumaktan kaçıyordum. İş gereği hala çok fazla şey okuyor ve yazıyorum fakat artık kitap okumayı bu sebeple ekstra görmemeye başladım. Düzenli olarak kitap okuyor, düzenli okuyan arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunuyor, okuduğum yazarlar hakkında araştırma yapıyor, kütüphanemi zenginleştirmeye çalışıyorum.
4-Her ay olmasa da en azından 2 ayda bir, farklı bir şehre gitmeye çalışıyorum. İş için gittiğim yerlerde bile gezmek için kendime vakit ayırıyor sonra geri dönüyorum. Sanki günlerce kalmışım gibi bana çok iyi geliyor.
Tüm bunlara rağmen, hayat hala mükemmel değil. Ama hangimizin mükemmel ki? En mükemmel hayatı yaşadığını iddia eden biri bile, biraz düşündükten sonra kendi hayatı hakkında mutlaka bir pürüz bulacaktır. Mümkün olduğunca kendini yenilemeye ve geliştirmeye odaklan. Gelecek kaygısı hepimizde var. Para yaşamak için iyi bir araç, ama asıl amaç kendimiz olmalıyız bence. Sen kimsin, kim oldun? Fazla Polyanna bir tavır sergilemek istemiyorum fakat durum bu. Umarım en yakın zamanda üstesinden gelirsin. Sevgiler.
- principlei (28.01.20 12:10:13)
1