[]
Kitap okumanın olayı tam olarak nedir?
Merhaba Arkadaşlar,
Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkında dedim okurken. Şu an bana sorsanız neler vardı kitapta diye inanın bir cümle bilgi veremem. kitabı sanki hiç okumamış gibiyim yani ama kesinlikle tavsiye edebilirim, harika bir kitaptı diyebilirim. Dünya klasiklerinin hepsini okumuşumdur mesela ama inanın aklımda tek bir cümle yok. ne baş kahramının adını hatırlıyorum ne de olay örgüsünü.
Kitap okumamızın amacı kitabı aklımızda tutmak, özet olarak anlatabilmek mi? eğer böyleyse ben hiç gözlerimi yormayayım boşuna, bu iş bana göre değil demek ki. Yok ne alakası var xxx sebepten kitap okuyorsak bu xxx sebep nedir mesela? "kitap okumak insana çok şey katıyor yea." klişesi haricinde pratiği olan bir cevabınız varsa çok sevinirim.
Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkında dedim okurken. Şu an bana sorsanız neler vardı kitapta diye inanın bir cümle bilgi veremem. kitabı sanki hiç okumamış gibiyim yani ama kesinlikle tavsiye edebilirim, harika bir kitaptı diyebilirim. Dünya klasiklerinin hepsini okumuşumdur mesela ama inanın aklımda tek bir cümle yok. ne baş kahramının adını hatırlıyorum ne de olay örgüsünü.
Kitap okumamızın amacı kitabı aklımızda tutmak, özet olarak anlatabilmek mi? eğer böyleyse ben hiç gözlerimi yormayayım boşuna, bu iş bana göre değil demek ki. Yok ne alakası var xxx sebepten kitap okuyorsak bu xxx sebep nedir mesela? "kitap okumak insana çok şey katıyor yea." klişesi haricinde pratiği olan bir cevabınız varsa çok sevinirim.
youtu.be
şu dakikadan sonra ki iki dakikayı seyrediyoruz, bedavaya hayatın anlamını verdim hadi bakalım
şu dakikadan sonra ki iki dakikayı seyrediyoruz, bedavaya hayatın anlamını verdim hadi bakalım
- çok hızlı 2 ile çarpabiliyorum (31.12.18 10:35:04)
kitap okuyan insan kadar farklı amaç olabilir, bu gayet normal.
ben kendim için konuşuyorum; kitap okurken benim amacım içindeki bilgileri ezberlemek değil. neyi nerede bulacağımı unutmamak için indeks çıkardığım kitaplar da olmadı değil, ama önemsediğim şey bu değil.
benim amacım başkasının gözünden başka bir döneme bakabilmek, o zamana yolculuk edebilmek, başka mekanlarda başka insanların yaşadıkları üzerinden tecrübeler biriktirmek.
100 sene öncesine gidip o dönemde buralarda çok zeki bir adamın neler yaptığını, neler okuduğunu, nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorsam açıp Mustafa Kemal okurum mesela. en nefret ettiğim öğrenme biçimi 1881'de Selanik'de doğdu ile başlayan anlatımlar. Ben daha geriden başlayıp önce o dönemi anlatan, sonra o dönem içinde kişiyi anlatan biyografilere bayılıyorum mesela.
yöntem olarak en beğendiğim biyografilerden biri Ateşi Çalmak. Ben o kitabı yazarı ya da anlattığı kişileri bir dönem içinde anlamak için okuyorum.
edit: az çok bakış açım şu; 3:33 ve sonrası
www.youtube.com
ben kendim için konuşuyorum; kitap okurken benim amacım içindeki bilgileri ezberlemek değil. neyi nerede bulacağımı unutmamak için indeks çıkardığım kitaplar da olmadı değil, ama önemsediğim şey bu değil.
benim amacım başkasının gözünden başka bir döneme bakabilmek, o zamana yolculuk edebilmek, başka mekanlarda başka insanların yaşadıkları üzerinden tecrübeler biriktirmek.
100 sene öncesine gidip o dönemde buralarda çok zeki bir adamın neler yaptığını, neler okuduğunu, nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorsam açıp Mustafa Kemal okurum mesela. en nefret ettiğim öğrenme biçimi 1881'de Selanik'de doğdu ile başlayan anlatımlar. Ben daha geriden başlayıp önce o dönemi anlatan, sonra o dönem içinde kişiyi anlatan biyografilere bayılıyorum mesela.
yöntem olarak en beğendiğim biyografilerden biri Ateşi Çalmak. Ben o kitabı yazarı ya da anlattığı kişileri bir dönem içinde anlamak için okuyorum.
edit: az çok bakış açım şu; 3:33 ve sonrası
www.youtube.com
- babilbaligi (31.12.18 10:37:54 ~ 10:42:35)
Tam olarak aynı durumdayım aynı şey diziler ve filmlerde de geçerli.
Sadece iyi ya da kötü olarak kalıyor aklımda diğer her şeyi unutuyorum.
Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum.
Belki sende de hafıza problemi vardır bunun için bir şeyler yapabilirsin.
Sadece iyi ya da kötü olarak kalıyor aklımda diğer her şeyi unutuyorum.
Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum.
Belki sende de hafıza problemi vardır bunun için bir şeyler yapabilirsin.
- mutekebbir (31.12.18 10:38:48)
benzer durumdayim ama bende soyle bi etkisi var. okul doneminde kitap okumaya pek vaktim olmuyor. ve bu durum konusmami etkiliyor. akicilik gidiyor, ifade gucum zayifliyor. bi cumleye basliyorum yarisinda kelime bulamiyorum, mala bagliyorum iyice. aklimdan gecenleri dile getiremiyorum ozetle. ama kitap okumaya baslayinca tam tersi oluyor. cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani.
- pide (31.12.18 10:51:56)
Yılmaz özdilin kitabı köşe yazıları gibiyse aklında birşey kalmaması normal bence.
- sutlu nescafe (31.12.18 10:59:51)
aynisi bende de var. sıkıntı yapma.
yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin.
ben mesela önceki ay, geçen temmuz, bir sene önce ne yediğimi bilmiyorum. hatta dün yediklerim bile :)
ama yedim, doydum, geçti.
yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin.
ben mesela önceki ay, geçen temmuz, bir sene önce ne yediğimi bilmiyorum. hatta dün yediklerim bile :)
ama yedim, doydum, geçti.
- tabudeviren (31.12.18 11:07:13)
Bahsettiğin akılda kalmama problemini daha önce başkalarından da duydum ama hiç başıma gelmediği için sana verebileceğim bir tavsiyem yok. Belki okudukların son zamanlarda türeyen ucuz edebiyat kitaplarındandır diyecektim ama zaten klasikleri okumuşsun.
Yine de, kitapların zengin içeriğini ve verdiği haz duygusunu bir yana bırakırsak, kitap okumak vaktini çöpe atmanı önler. (Aynı şey spor yapmak, bir geziye çıkmak, film veya belgesel izlemek için de geçerli.) Aklında kalmasa da bir kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten.
Yine de, kitapların zengin içeriğini ve verdiği haz duygusunu bir yana bırakırsak, kitap okumak vaktini çöpe atmanı önler. (Aynı şey spor yapmak, bir geziye çıkmak, film veya belgesel izlemek için de geçerli.) Aklında kalmasa da bir kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten.
- ruhen hastayim ben (31.12.18 11:21:52 ~ 11:26:58)
ayni ben de dedigin gibiyim, yuz yil once yasadigim en ufak bi olayi zaman zaman tarihine kadar hatirlayan, arkadaslarinin hafizasini ajanda gibi kullandigi bi insanim. kolay kolay unutmam anilari veya hap bilgileri. sarki sozleri de boyle mesela, mumkun degil unutmam. ama 1 hafta once izledigim filmi hatirlamadigim zamanlar bile var. hele bi ara haftada 1 kitap okurken saniyesinde unutuyordum kitaplari. sadece bana hissettirdigi duygular ve filmi/diziyi/kitabi sevip sevmedigim kaliyor aklimda. bu ucunu mumkun degil hatirlayamiyorum. oyle birkac film var hatta izlemedim diye izlemeye baslayip ortasina, sonlarina dogru 1-2 sahneden izledigimi fark edip filmi hatirlamiyorum bari bitireyim tekrar diye ikinci kez bitirdigim.
oluyor yani cok normal bir sey. cok seyapma. bu tur aktiviteler sanirim beynin kisa sureli hafizasina yerlesiyor, tekrar ihtiyac duyulmadigi icin kullanilmadigindan da kisa sure sonra siliniyor. bir aciklamasi varsa sanirim bu olacaktir.
ayrica eklemek isterim, yemek yemek gibi benzetmesini begendim. o an bir bos zaman gecirgecine ihtiyac duyuyor ve o kitabi/filmi/diziyi izliyor, bitiriyorsun ve orada bitmis oluyor. yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi.
oluyor yani cok normal bir sey. cok seyapma. bu tur aktiviteler sanirim beynin kisa sureli hafizasina yerlesiyor, tekrar ihtiyac duyulmadigi icin kullanilmadigindan da kisa sure sonra siliniyor. bir aciklamasi varsa sanirim bu olacaktir.
ayrica eklemek isterim, yemek yemek gibi benzetmesini begendim. o an bir bos zaman gecirgecine ihtiyac duyuyor ve o kitabi/filmi/diziyi izliyor, bitiriyorsun ve orada bitmis oluyor. yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi.
- in vino veritas (31.12.18 11:26:21 ~ 11:29:12)
Hiç mi kitaptaki bir cümle veya olay sizi dumura uğratmadı bi yarım dakka düşündürtmedi, yalnızca bu bile kitap okumak için bir neden. Aklınızda bir şey kalmaması çok normal lakin duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden.
- olaylar olaylar (31.12.18 11:28:00)
Hani ağaçlar yaprak açar, çiçek açar ya. Sonra o yapraklar, çiçekler kuruyup dökülüp gider. Yok olur.
Aslında yok olmaz onlar ağacın dibinde yeni ağaçlar için besin olur, ağaç olur.
Sonra orman olur. Orman büyür gider.
Okuyup unuttukların da öyle.
Yok olmaz onlar.
Aslında yok olmaz onlar ağacın dibinde yeni ağaçlar için besin olur, ağaç olur.
Sonra orman olur. Orman büyür gider.
Okuyup unuttukların da öyle.
Yok olmaz onlar.
- oguz altun (31.12.18 11:40:25)
Mahalle baskisi yuzunden okuyoruz.
- stavro (31.12.18 12:18:15)
Kitap okumak için kitap okunmaz, kitap okumuş olmak için de okunmaz, kitabı bir nesne fetişizminin merkezi haline getirmek de ‘okur olmak’ demek değildir.
Metni gözle takip edip kelimeleri zihinde tekrarlamak da okumak değildir. İnsan hayata belli sorular sorar, belli soruların cevabını arar. Bu arayışlar bir sonuç olarak bizi kitaplara, filmlere ve sanat eserlerine götürür. Bizi üzerine düşünmeye, hayata, insanlara ve nesnelere giydirdiğimiz imajların yerini “gerçeğin” suretiyle değiştirmeye ve hayata daha derinden vakıf olmaya ve uzun muhakeme süreçlerine iter. Olgunlaştırır, ehlileştirir, yüzeysel olanı ve maruz kalınanı değil hakiki olanı ve anlamı olanı sunar.
Bazen bir kitabı okumanız 5 yıl da sürebilir. O metin üzerinde sizi düşünceye iten şeyler yıllar sonra hayatta bir yerde karşınıza çıkar ve siz de süreci bağdaştırarak tasdik edersiniz. O gerçeği size yıllar önce sunmuştur halbuki o kitap. Mesele okumak değil, düşünmek ve sindirmektir kitabı.
Ben Atatürk’ü asla Yılmaz Özdil’den okumazdım. Onunla ilgili bir dolu başarılı çalışma varken sıra asla ona da gelmez. Niyet, süreç ve sonuç olarak Nilgün Bodur’dan bir farkı da yoktur. İzmir’deki sahaflarda en fazla onun kitaplarını görürsünüz. Okuyucusu için bir değeri yoktur çoğunlukla, onu okuyanların çoğunluğu da Atatürk’ü gerçekten anlamış insanlar değildir. Atatürk’e olan sevgiyi, bağlılığı ve aidiyeti ticarileştirip türlü menfaatler için araçsallaştırmaktan da öteye gitmez.
Doğru kitapları okursanız böyle bir sorununuz asla olmaz. Sadece Yılmaz Özdil bağlamında ifade etmiyorum. Belki klasikler de ruhunuza bir şeyler söyleyemiyordur, sizde hayata dair bir duygu uyandıramıyordur. Gerçek bir okur olursanız kendinize çok başka bir dünyanın kapılarını açmış olursunuz. Sizin sorununuz anlamamak ya da unutmak değil; doğru yönlendirilmemiş olmak. Ülkemizdeki diğer milyonlarca insan gibi.
Metni gözle takip edip kelimeleri zihinde tekrarlamak da okumak değildir. İnsan hayata belli sorular sorar, belli soruların cevabını arar. Bu arayışlar bir sonuç olarak bizi kitaplara, filmlere ve sanat eserlerine götürür. Bizi üzerine düşünmeye, hayata, insanlara ve nesnelere giydirdiğimiz imajların yerini “gerçeğin” suretiyle değiştirmeye ve hayata daha derinden vakıf olmaya ve uzun muhakeme süreçlerine iter. Olgunlaştırır, ehlileştirir, yüzeysel olanı ve maruz kalınanı değil hakiki olanı ve anlamı olanı sunar.
Bazen bir kitabı okumanız 5 yıl da sürebilir. O metin üzerinde sizi düşünceye iten şeyler yıllar sonra hayatta bir yerde karşınıza çıkar ve siz de süreci bağdaştırarak tasdik edersiniz. O gerçeği size yıllar önce sunmuştur halbuki o kitap. Mesele okumak değil, düşünmek ve sindirmektir kitabı.
Ben Atatürk’ü asla Yılmaz Özdil’den okumazdım. Onunla ilgili bir dolu başarılı çalışma varken sıra asla ona da gelmez. Niyet, süreç ve sonuç olarak Nilgün Bodur’dan bir farkı da yoktur. İzmir’deki sahaflarda en fazla onun kitaplarını görürsünüz. Okuyucusu için bir değeri yoktur çoğunlukla, onu okuyanların çoğunluğu da Atatürk’ü gerçekten anlamış insanlar değildir. Atatürk’e olan sevgiyi, bağlılığı ve aidiyeti ticarileştirip türlü menfaatler için araçsallaştırmaktan da öteye gitmez.
Doğru kitapları okursanız böyle bir sorununuz asla olmaz. Sadece Yılmaz Özdil bağlamında ifade etmiyorum. Belki klasikler de ruhunuza bir şeyler söyleyemiyordur, sizde hayata dair bir duygu uyandıramıyordur. Gerçek bir okur olursanız kendinize çok başka bir dünyanın kapılarını açmış olursunuz. Sizin sorununuz anlamamak ya da unutmak değil; doğru yönlendirilmemiş olmak. Ülkemizdeki diğer milyonlarca insan gibi.
- levent bilgen (31.12.18 12:30:18 ~ 12:38:46)
İyi kitapla kitap arasındaki fark böyle bir şey bence (Tabii kitabın konusunun merak uyandırması da önemli. Anı okumayı sevmeyen birine en iyi anı kitaplarını verseniz bile beğenmeyebilir.) Bazı kitapları okuduğumu bile unutuyorum bazı kitaplardan belirli bölümler (kurgu veya değil farketmiyor) sürekli aklıma geliyor. Bir de iyi kitaptan not çıkardığım için daha sonra dönüp bakabildiğimden aklımda kalma oranı daha da artıyor diye düşünüyorum.
- bruce mclaren (31.12.18 12:32:44)
"for pleasure"
- esref (31.12.18 13:15:16)
Sen bu kuşağın insanısın. Günümüzde çevremizde çok fazla etken var. En önemlisi de çok fazla yenilik olması ve bunların gelişimine ortak olmayı isteyen bir beyninin olması. Beynin sinemaya, müziğe, facebokk a instagram a pinterest e hepsiburada ya ve daha bir sürü şeyi yakalamaya çalışırken odaklanamıyor.
Seni alsak bugün, geçmiş ve geleceğe dair tüm endişelerinden arındırsak. sonra bir de şöyle sakin, güzel bir adaya yerleştirsek ve bu şekilde o kitabı okumaya başlasan muhtemelen aklında çok şey kalır.
Seni alsak bugün, geçmiş ve geleceğe dair tüm endişelerinden arındırsak. sonra bir de şöyle sakin, güzel bir adaya yerleştirsek ve bu şekilde o kitabı okumaya başlasan muhtemelen aklında çok şey kalır.
- silver apple (31.12.18 13:16:10)
ben de pek edebi kitap okumam ama makale, bilimsel yazilar vs bol bol okurum. bana sorsan ben de ozet gecemem, anlatamam ama okudugum yazilarla ilgili bir konu acilirsa okuduklarim aklima gelir. kitap okuma da ayni sekilde olabilir.
kitabi XXX sebepten dolayi degil tamamen kendi keyfin icin okuman lazim bence. okumaktan keyif aldigin, hoslandigin seyleri okumalasin.
kitabi XXX sebepten dolayi degil tamamen kendi keyfin icin okuman lazim bence. okumaktan keyif aldigin, hoslandigin seyleri okumalasin.
- crucio (31.12.18 13:20:55)
yalnız olmadığımı görmek çok güzel, sevindim:)
"Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum."
"cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani."
"yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin."
"kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten."
"yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi. "
"duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden."
"Okuyup unuttukların da öyle. Yok olmaz onlar."
şu şaheser cevaplara özellikle bayıldım. harikasınız tam nokta atışı cevaplar yani.
mahalle baskısı+1 ayrıca bu da yadsınamaz bir gerçeklik.
@levent bilgen, @bruce mclaren; sizin verdiğiniz cevaplara katılamıyorum. sürekli saçma, ilgimi çekmeyen şeyler mi okuyorum yani olur mu öyle şey? bilim de okuyorum, roman da hatta hiç sevmesem de bazen kişisel gelişim. konu fark etmeksizin bu durum oluşuyor bende.
hatta şu an rahmetli yaşar nuri hoca'nın deizm kitabını okuyorum mesela yarısına geldim. okurken "çok mantıklı lan!", "evet bu mükemmel bir açıklama, tam düşündüğüm gibi." diyorum ama 1 gün geçince hepsi buhar oluyor anladığım şeylerin.
yaşar nuri öztürk - deizm mükemmel kitap arkadaşlar bu arada. her ne kadar yarısında unutmuş olsam da:)
"Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum."
"cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani."
"yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin."
"kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten."
"yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi. "
"duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden."
"Okuyup unuttukların da öyle. Yok olmaz onlar."
şu şaheser cevaplara özellikle bayıldım. harikasınız tam nokta atışı cevaplar yani.
mahalle baskısı+1 ayrıca bu da yadsınamaz bir gerçeklik.
@levent bilgen, @bruce mclaren; sizin verdiğiniz cevaplara katılamıyorum. sürekli saçma, ilgimi çekmeyen şeyler mi okuyorum yani olur mu öyle şey? bilim de okuyorum, roman da hatta hiç sevmesem de bazen kişisel gelişim. konu fark etmeksizin bu durum oluşuyor bende.
hatta şu an rahmetli yaşar nuri hoca'nın deizm kitabını okuyorum mesela yarısına geldim. okurken "çok mantıklı lan!", "evet bu mükemmel bir açıklama, tam düşündüğüm gibi." diyorum ama 1 gün geçince hepsi buhar oluyor anladığım şeylerin.
yaşar nuri öztürk - deizm mükemmel kitap arkadaşlar bu arada. her ne kadar yarısında unutmuş olsam da:)
- yazar yazmaz yazan yazar (31.12.18 13:26:31)
kendi adıma, ya keyif aldığım için okurum, ya da merak ettiğim bir mevzuyu öğrenmek için.
kitap okumanın iki temel getirisi var ki hayati; kişinin kendisi daha iyi tanıması sağlarken, aynı kerte de kişiye çok ciddi bir çözümleme ve ifade gücü sunması.
kitap okumanın iki temel getirisi var ki hayati; kişinin kendisi daha iyi tanıması sağlarken, aynı kerte de kişiye çok ciddi bir çözümleme ve ifade gücü sunması.
- pangea (31.12.18 21:41:38)
o yüzden okuduğum tüm kitaplardan 5 sayfalık özet çıkarıyorum. ben kitabı sevdiğim için y a da ihtiyacım için okurum. o nedenle ilgim daha yoğun oluyor.
- for day to break (31.12.18 21:55:53)
1