[]
Tutunamayanlar romanı neden bu kadar popüler?
Ayıptır söylemesi birkaç bin kitap okumuş olmama rağmen daha da ayıptır söylemesi hiç Oğuz Atay okumamıştım. Okumama sebebim ise her daim çok popüler olmasıydı. Kürk Mantolu Madonna'yı okumayı da yine aynı sebepten geçen yıla kadar ertelemiştim mesela.
Son on beş günümü memlekette (kaldığım sürenin neredeyse tamamına yakını evde) geçirince ve dahi kindle'ım yanımda olmayınca uykudan evvel youtube'dan birkaç tam metin sesli kitap dinler oldum bu sürede. Çok kitap kalmayınca da Tutunamayanlar'a bir şans vereyim dedim.
Aman Allah'ım! Bu kadar müstesnâ; değil yazıldığı zaman, günümüzde dahi bu kadar aykırı hem o kadar usta bir dil! Romanın yarısındayım şu an ve bitirmemişken açıyorum bu duyuruyu.
Söyler misin bana Ekşiciğim Duyuru, hitap ettiği okuyucu ortalama Türk insanının elli katı daha fazla genel kültüre sahip olması gerektiği halde bu kitap neden bu kadar popüler?
Son on beş günümü memlekette (kaldığım sürenin neredeyse tamamına yakını evde) geçirince ve dahi kindle'ım yanımda olmayınca uykudan evvel youtube'dan birkaç tam metin sesli kitap dinler oldum bu sürede. Çok kitap kalmayınca da Tutunamayanlar'a bir şans vereyim dedim.
Aman Allah'ım! Bu kadar müstesnâ; değil yazıldığı zaman, günümüzde dahi bu kadar aykırı hem o kadar usta bir dil! Romanın yarısındayım şu an ve bitirmemişken açıyorum bu duyuruyu.
Söyler misin bana Ekşiciğim Duyuru, hitap ettiği okuyucu ortalama Türk insanının elli katı daha fazla genel kültüre sahip olması gerektiği halde bu kitap neden bu kadar popüler?
Sana bir iyi bir kötü haberim var:
İyi haber: Türkiye'de kitap okuyan herkes belli bir ortalamanın üstündeki insanlar. Buna Elif Şafak falan okuyanlar dahil. Dolayısıyla "bu kitap insanları aşıyor!" dediğinde ortalama bir çomarı değil, ortalama bir eğitimli bireyi düşün.
Kötü haber: Çoğu kitabı anlamıyor; ama övüldüğü için övüyor.
O değil de; yaş kaç? "Birkaç bin kitap" fazlasıyla iddialı bir rakam.
İyi haber: Türkiye'de kitap okuyan herkes belli bir ortalamanın üstündeki insanlar. Buna Elif Şafak falan okuyanlar dahil. Dolayısıyla "bu kitap insanları aşıyor!" dediğinde ortalama bir çomarı değil, ortalama bir eğitimli bireyi düşün.
Kötü haber: Çoğu kitabı anlamıyor; ama övüldüğü için övüyor.
O değil de; yaş kaç? "Birkaç bin kitap" fazlasıyla iddialı bir rakam.
- sen git ben geliyorum (07.02.18 06:14:01)
İsmi güzel.
- anon1m (07.02.18 08:13:37)
Popülerlesmesinin sebebi okunmasi değil. Bahseden kişiler, ya da oradan buradan fragman fragman sözler okuyanlar kitabi okumuş değil. Yalnızca adi çok bilinen kitap diyelim bence.
- velvetmorning (07.02.18 09:23:18)
Ben de bir kaç bin olmasa da çok kitap okurum. Tutunamayanlara 2 defa başladım ikisinde de bitiremeden.
Kitap popüler çünkü çok fazla aforizma içeriyor. İnsanlar da içindeki aforizmaları paylaşmayı seviyorlar sağda solda.
İkincisi de isminden dolayı herkeste bit "tutunamayan" olma fikri var. Övüldüğü kadar çok okunduğunu düşünmüyorum.
Kitap popüler çünkü çok fazla aforizma içeriyor. İnsanlar da içindeki aforizmaları paylaşmayı seviyorlar sağda solda.
İkincisi de isminden dolayı herkeste bit "tutunamayan" olma fikri var. Övüldüğü kadar çok okunduğunu düşünmüyorum.
- Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir (07.02.18 09:30:27)
Birkaç sene önce Amazon'da bir araştırma yapılmış, biliyorsunuzdur belki kindle kullanıcıları herhangi bir alıntıyı işaretledikleri/altını çizdikleri/highlight ettikleri (artık ne diyorsanız) zaman, o bilgi bir dosyada saklanıyor ve herkes görüyor. "65 kullanıcı bunun altını çizdi" gibi. Bu istatistiklere dayanarak, insanların kitapların nerelerinden alıntılar yaptıklarını analiz etmişler ve daha çok başlangıç kısımlarından olduğunu görmüşler. Örneğin belki son beş altı yıldır ortalığı kasıp kavuran Thinking Fast And Slow/ Hızlı ve Yavaş Düşünme (Daniel Kahneman) en çok başlanan, alıntılanan ama en az okunan/tamamlanan kitap olmuş. En çok okunan ve tamamlanan da yine popüler bir kitaptı ama hatırlayamıyorum şimdi, notlarıma bakmam lazım.
Uzun lafın kısası, ben Tutunamayanlar'ın da biraz böyle olduğunu düşünüyorum. İnsanlar ediniyor, bakınıyor, bir şeyler paylaşıyor, ama baştan sona hazmederek okuyan kişi sayısı daha azdır herhalde.
Uzun lafın kısası, ben Tutunamayanlar'ın da biraz böyle olduğunu düşünüyorum. İnsanlar ediniyor, bakınıyor, bir şeyler paylaşıyor, ama baştan sona hazmederek okuyan kişi sayısı daha azdır herhalde.
- sopiro (07.02.18 09:36:03 ~ 09:37:17)
insan ömrü yaklaşık 30bin gün (82 yıl gibi düşünürsek)
sizin maksimum 60larınızda olduğunuzu ve kitap okumaya 7 yaşında başladığınızı varsayınca karşımızda hadi biraz da ben koyuyorum 20bin gündür kitap okuyan bir birey var.
20bin günde birkaçbin kitap, 3000 desek her hafta bir kitap ve 50küsür yıldır bu tempo. yani, çok güzel. ama Tutunamayanlar ne zaman böyle popüler oldu? 2000'lerden sonra. Öncesinde niye okumadınız?
neyse bu kadar kurcalamayayım. neticede oğuzcuğum övülüyor..
sizin maksimum 60larınızda olduğunuzu ve kitap okumaya 7 yaşında başladığınızı varsayınca karşımızda hadi biraz da ben koyuyorum 20bin gündür kitap okuyan bir birey var.
20bin günde birkaçbin kitap, 3000 desek her hafta bir kitap ve 50küsür yıldır bu tempo. yani, çok güzel. ama Tutunamayanlar ne zaman böyle popüler oldu? 2000'lerden sonra. Öncesinde niye okumadınız?
neyse bu kadar kurcalamayayım. neticede oğuzcuğum övülüyor..
- stanley weber (07.02.18 09:39:39)
sosyal medya sayesinde popüler. bir ara olric furyası vardı hatırlarsanız sosyal medyada. millet olric'i geyik malzemesi yaptı resmen. öyle paylaşıla paylaşıla meşhur oldu garipçiğim kitap.
- dedimmidemedimmi (07.02.18 10:23:13)
Tutunamayanlar zor bir roman. Okumak, anlamak, yapılan göndermeleri kavrayabilmek için, ondan önce başka okumalar yapmış olmak, anlatılan dertler üzerine daha önce de düşünmüş olmak gerekiyor. Gerekiyor yanlış kelime, olsa daha iyi olur diyelim. Aksi durumlarda insanlar kitabı anlaşılmaz buluyor, içine giremiyor.
Peki neden bu kadar popüler? Tam da bu yüzden. İnsanların çoğu, bu kitabı okumamış olsa bile okuduğunu söylüyor. Kitaptan alıntılar yapıyor, kitaplığının en nadide yerine yerleştiriyor. Çünkü bu kitap bir nevi statü sembolü olarak görülüyor. Kitabın sahip olduğu tüm bu değerleri, onu okuduğunu söyleyerek, sevdiğini anladığını söyleyerek, ondan bahsederek kendi üzerine alıyor. Herkesin dahice ama okuması zor olduğu konusunda hemfikir olduğu bir kitabı, okuyan ve anlayan sınıfına dahil ediyor kendini. Öyle olmasa bile. Orhan Pamuk'un Kara Kitabında da aynı durum mevcut.
Bunu gündelik hayatta pek çok farklı alanda görebilirsiniz aslında. Şirketler ve reklamcılar nesnelere statü yüklerler, insanlar da bu nesnelere sahip olarak kendilerinin, pazarlanan o statüye de sahip olduğunu düşünürler. Bu yüzden gelirlerinin çok üzerindeki son model telefonlara kucakla para döker, tüö şartlarını zorlayarak son model arabaya sahip olmak ister, kocaman marka logolu kıyafetler satın alırlar vs.
Bu durumun örneklerini sanattan edebiyata, gündelik hayattan insan ilişkilerine kadar pek çok yerde gözlemleyebilirsiniz.
Peki neden bu kadar popüler? Tam da bu yüzden. İnsanların çoğu, bu kitabı okumamış olsa bile okuduğunu söylüyor. Kitaptan alıntılar yapıyor, kitaplığının en nadide yerine yerleştiriyor. Çünkü bu kitap bir nevi statü sembolü olarak görülüyor. Kitabın sahip olduğu tüm bu değerleri, onu okuduğunu söyleyerek, sevdiğini anladığını söyleyerek, ondan bahsederek kendi üzerine alıyor. Herkesin dahice ama okuması zor olduğu konusunda hemfikir olduğu bir kitabı, okuyan ve anlayan sınıfına dahil ediyor kendini. Öyle olmasa bile. Orhan Pamuk'un Kara Kitabında da aynı durum mevcut.
Bunu gündelik hayatta pek çok farklı alanda görebilirsiniz aslında. Şirketler ve reklamcılar nesnelere statü yüklerler, insanlar da bu nesnelere sahip olarak kendilerinin, pazarlanan o statüye de sahip olduğunu düşünürler. Bu yüzden gelirlerinin çok üzerindeki son model telefonlara kucakla para döker, tüö şartlarını zorlayarak son model arabaya sahip olmak ister, kocaman marka logolu kıyafetler satın alırlar vs.
Bu durumun örneklerini sanattan edebiyata, gündelik hayattan insan ilişkilerine kadar pek çok yerde gözlemleyebilirsiniz.
- sarap dumani (07.02.18 10:30:13)
Hızlı okuyan biri olmamama rağmen on günde bitirmiştim, bilinç akışını sevdiğimden oldukça hoşuma gitmişti. Denildiği gibi ben de çoğu insanın okuduğunu sanmıyorum çünkü okusalar kitapta olmayan sahte alıntıları paylaşmazlardı xxxx Olric xxx şeklinde.
@sarap dumani'nin yazdığı duruma da Orhan Pamuk'tan bir alıntı ekleyeyim.
"james joyce'un ulysses'ini okurken, önce hayatı, rüyaları, sokakları, şüpheleri, hesapları, efsaneleri bizimkinden farklı olan kahramanlarla özdeşleşmeye çalıştığımız, ama daha çok da 'zor' bir kitabı okuduğumuz için kendimizi iyi hisseder, seçkin bir iş yaptığımızı düşünürüz. joyce gibi bir yazarı okurken, aklımızın bir yanı da joyce gibi bir yazarı okumakta olduğumuz için kendimizi tebrik etmekle meşguldür."
ulysses yerine x kitabını koyabilirsiniz.
------
EDİT: Soner Yalçın'ın büyük kütüphanesi mi varmış? Onun kadar cahil bir herif görmedim, kitap okumakla adam olunmadığının kanıtı.
@sarap dumani'nin yazdığı duruma da Orhan Pamuk'tan bir alıntı ekleyeyim.
"james joyce'un ulysses'ini okurken, önce hayatı, rüyaları, sokakları, şüpheleri, hesapları, efsaneleri bizimkinden farklı olan kahramanlarla özdeşleşmeye çalıştığımız, ama daha çok da 'zor' bir kitabı okuduğumuz için kendimizi iyi hisseder, seçkin bir iş yaptığımızı düşünürüz. joyce gibi bir yazarı okurken, aklımızın bir yanı da joyce gibi bir yazarı okumakta olduğumuz için kendimizi tebrik etmekle meşguldür."
ulysses yerine x kitabını koyabilirsiniz.
------
EDİT: Soner Yalçın'ın büyük kütüphanesi mi varmış? Onun kadar cahil bir herif görmedim, kitap okumakla adam olunmadığının kanıtı.
- i was made for you (07.02.18 11:04:19 ~ 12:00:44)
ben hiçbir şey anlamadım. yarıda bıraktım başım götürmedi.
- for day to break (07.02.18 11:13:08)
Ahahah, benim okudugum kitap sayisina takan arkadaslar olmus. Bir tarafim nurettin gibi video cek diyor: youtu.be
(bkz: nurettin d)
Diger tarafim binali reyiz gibi "binlerce kitap okudum, inanmazsan say kardesim" de diyor. Sanirim ikincisini yapacagim, neticede duyurumdaki soru insanlarin tutunamaynlar'i neden sadece kitapyurdu'nda 30bine yakin satin aldigiydi.
Bir de yukaridaki bir iki yanlisi duzelteyim: tutunamayanlar 2000lerde populer olmadi, evvelinde de populerdi. 7 yasimda degil, 3 yasimda okumayi ogr3ndim. Bir omer koc, celal sengor, soner yalcin kadar olmasa da hatiri sayilir buyuklukte bir kutuphanem var. Bir insanin omrunde bes bin kitaptan fazla kitabi hakkiyla okuyamayacagini dusunen ve olmezd3n evvel bu rakami gececegini uman bir kisiyim..
Not: dokuz yasimdaki oglumun okudugu kitap sayisini duyurunun yuzde sekseninden fazlasinin okumadigini dusunuyorum. Optum hepinizi sapsikler.
(bkz: nurettin d)
Diger tarafim binali reyiz gibi "binlerce kitap okudum, inanmazsan say kardesim" de diyor. Sanirim ikincisini yapacagim, neticede duyurumdaki soru insanlarin tutunamaynlar'i neden sadece kitapyurdu'nda 30bine yakin satin aldigiydi.
Bir de yukaridaki bir iki yanlisi duzelteyim: tutunamayanlar 2000lerde populer olmadi, evvelinde de populerdi. 7 yasimda degil, 3 yasimda okumayi ogr3ndim. Bir omer koc, celal sengor, soner yalcin kadar olmasa da hatiri sayilir buyuklukte bir kutuphanem var. Bir insanin omrunde bes bin kitaptan fazla kitabi hakkiyla okuyamayacagini dusunen ve olmezd3n evvel bu rakami gececegini uman bir kisiyim..
Not: dokuz yasimdaki oglumun okudugu kitap sayisini duyurunun yuzde sekseninden fazlasinin okumadigini dusunuyorum. Optum hepinizi sapsikler.
- dilemma of subscribtionability (07.02.18 11:43:05)
İnsanımız yeri geldikçe, fırsat buldukça kendisini olmadığı kadar kültürlü gösterme gereği duyuyor.
Örneğin kendi ifadelerine bakarsan, hiç kimse evlenme programı seyretmiyor ve herkes belgesel seyrediyor ama reyting sonuçları da ortada.
Tutunamayanlar, Türk Edebiyatında kendine haklı bir yer edinmiş, kalın, okuması zor, anlamak için de kafa yorulması gereken bir kitap.
Bu özellikleriyle, okunmuş olduğunun belli edilmesi 'Ben kültürlüyüm' demenin bir yolu olarak görünüyor.
Bir soru sorup kendisi gibi düşünmeyeni tik vermemekle cezalandıran soru sahibinin duyurusu da 'Ben kültürlüyüm' demenin bir başka yolu.
Ama abartırken dikkatli olmak da lazım. 'Birkaç bin' sözünü 3000 olarak kabul edersek, haftada bir kitaptan 57 yıl gibi bir sonuçla karşılaşıyoruz.
Matematik yalan söylemez.
Örneğin kendi ifadelerine bakarsan, hiç kimse evlenme programı seyretmiyor ve herkes belgesel seyrediyor ama reyting sonuçları da ortada.
Tutunamayanlar, Türk Edebiyatında kendine haklı bir yer edinmiş, kalın, okuması zor, anlamak için de kafa yorulması gereken bir kitap.
Bu özellikleriyle, okunmuş olduğunun belli edilmesi 'Ben kültürlüyüm' demenin bir yolu olarak görünüyor.
Bir soru sorup kendisi gibi düşünmeyeni tik vermemekle cezalandıran soru sahibinin duyurusu da 'Ben kültürlüyüm' demenin bir başka yolu.
Ama abartırken dikkatli olmak da lazım. 'Birkaç bin' sözünü 3000 olarak kabul edersek, haftada bir kitaptan 57 yıl gibi bir sonuçla karşılaşıyoruz.
Matematik yalan söylemez.
- oguz altun (07.02.18 12:10:02)
@oguz altun
tik verilmeyenler benim gibi düşünmeyenler değil de soruya cevap vermeyenler. zaten tikin işlevi de verilen doğru cevapları onaylamak. ayrıca haftada bir kitap senede 52 kitap yapar ki, hakikaten de kitap okumayan insanlar yılda 52 kitabın çok olduğunu düşünürler...
tik verilmeyenler benim gibi düşünmeyenler değil de soruya cevap vermeyenler. zaten tikin işlevi de verilen doğru cevapları onaylamak. ayrıca haftada bir kitap senede 52 kitap yapar ki, hakikaten de kitap okumayan insanlar yılda 52 kitabın çok olduğunu düşünürler...
- dilemma of subscribtionability (07.02.18 13:14:27)
benim tüm arkadaşlarım arasından en entelektüeli lise ikinci sınıfta tanıştığım bir insan. kendisi ve üçüncü bir arkadaş ile üniversiteye başladığımız yıl bir edebiyat dergisi çıkarma denememiz oldu. ben ilk sayı basılmazdan evvel ayrıldım. ikinci sayıya benden habersiz bir şiirimi koydular vefa babından. toplamda dört sayı çıktı dergi. o kısa süreli macerada bir çekirdek kadro oluştu. bu kadrodan üç tane genç edebiyatçı çıktı. bunlar günümüz ünlü edebiyatçılarının bazılarının rahle-i tedrisinden de geçtiler. ünlü edebiyat dergilerinde yazıları, şiirleri yayınlandı.
bu üç arkadaş ile bir hatıramızı mesela şurada okuyabilirsiniz: eksisozluk.com işte o piknikteki üç arkadaştan felsefe hocası olan arkadaş bu bahsettiğim. ben bir edebiyat, sanat vs. akımı biliyorsam bu arkadaş bire mukabil on katını biliyor. zamanının edebiyat sözlükünde (takma isimle) çok popülerdi. zaman içinde onlarca çevirisi basıldı. gerek kendi adıyla, gerek takma adlarla kitapları basıldı. neyse, uzatmayayım...
işte bu arkadaş ile yıllar sonra buluştuk geçen ay. konu tutunamayanlara geldi bir şekilde. ben bunun üniversitede tutunamayanlar okuduğu zamanı hatırlıyorum. hatta o zamanlar, sonradan kız arkadaşı olacak olan bir arkadaşı ile üzerine konuşup ediyorlardı. ben buna "tutunamayanlar da ne güzel kitapmış yahu, öyle bir kitap niçin bu kadar popüler, kaç kişi okumuştur ki" gibisinden, bu duyuruda sorduğum gibi şeylerden bahsedince bana "oğuz atay'ın bu kadar popüler olmasının sebebi solcu olmasıydı" dedi. ve tutunamayanlar için ise "ödül kazanmasının sebebi milliyetçilik karşıtı bir roman olması" dedi. ya eleman koca tutunamayanlar'ı "milliyetçi karşıtı bir roman"a indirgedi, iyi mi?... ben karşı çıkınca "ya zaten mağdur edebiyatı yapan arabesk romanlar tutar hep" dedi. bunu bu eleman dedi ya! o zaman ben daha iyi anladım, bu romanı türkiye'de adam gibi okuyan çok çok az insan var...
benim okumamış olma sebebim de, sırf isminden ve popülerliğinden dolayı bir "boynu bükükler" gibi ucuz duygu sömürüsü yapan bir şey zannetmemdi. (gerizekalılık önyargı karışımı bir şey işte benimkisi) bu duyuruyu açtığım zaman yarısına gelmiştim ama sonra araya başka kitaplar girdi...
bu yıl, tekrardan başladım ve sindire sindire bir okuma gerçekleştirdim. yani o kadar dikkatle, yavaş ve keyif alarak okudum ki, mesela 14. bölüme geldiğimde bazen günde üç sayfa kadar okuyordum. şu anda kitabın dörtte üçü bitti. bu zaman zarfında -abartısız- iki yüzün üstünde (evet 200) gönderme yakaladım. (abartacaksak bin diyelim bu sayıya) bunlar benim yakalayabildiklerim daha. ama bu edebiyatçı arkadaşım bile tutunamayanları üstün körü okumuşsa, ben sorumun cevabını almış oldum bir şekilde...
bu üç arkadaş ile bir hatıramızı mesela şurada okuyabilirsiniz: eksisozluk.com işte o piknikteki üç arkadaştan felsefe hocası olan arkadaş bu bahsettiğim. ben bir edebiyat, sanat vs. akımı biliyorsam bu arkadaş bire mukabil on katını biliyor. zamanının edebiyat sözlükünde (takma isimle) çok popülerdi. zaman içinde onlarca çevirisi basıldı. gerek kendi adıyla, gerek takma adlarla kitapları basıldı. neyse, uzatmayayım...
işte bu arkadaş ile yıllar sonra buluştuk geçen ay. konu tutunamayanlara geldi bir şekilde. ben bunun üniversitede tutunamayanlar okuduğu zamanı hatırlıyorum. hatta o zamanlar, sonradan kız arkadaşı olacak olan bir arkadaşı ile üzerine konuşup ediyorlardı. ben buna "tutunamayanlar da ne güzel kitapmış yahu, öyle bir kitap niçin bu kadar popüler, kaç kişi okumuştur ki" gibisinden, bu duyuruda sorduğum gibi şeylerden bahsedince bana "oğuz atay'ın bu kadar popüler olmasının sebebi solcu olmasıydı" dedi. ve tutunamayanlar için ise "ödül kazanmasının sebebi milliyetçilik karşıtı bir roman olması" dedi. ya eleman koca tutunamayanlar'ı "milliyetçi karşıtı bir roman"a indirgedi, iyi mi?... ben karşı çıkınca "ya zaten mağdur edebiyatı yapan arabesk romanlar tutar hep" dedi. bunu bu eleman dedi ya! o zaman ben daha iyi anladım, bu romanı türkiye'de adam gibi okuyan çok çok az insan var...
benim okumamış olma sebebim de, sırf isminden ve popülerliğinden dolayı bir "boynu bükükler" gibi ucuz duygu sömürüsü yapan bir şey zannetmemdi. (gerizekalılık önyargı karışımı bir şey işte benimkisi) bu duyuruyu açtığım zaman yarısına gelmiştim ama sonra araya başka kitaplar girdi...
bu yıl, tekrardan başladım ve sindire sindire bir okuma gerçekleştirdim. yani o kadar dikkatle, yavaş ve keyif alarak okudum ki, mesela 14. bölüme geldiğimde bazen günde üç sayfa kadar okuyordum. şu anda kitabın dörtte üçü bitti. bu zaman zarfında -abartısız- iki yüzün üstünde (evet 200) gönderme yakaladım. (abartacaksak bin diyelim bu sayıya) bunlar benim yakalayabildiklerim daha. ama bu edebiyatçı arkadaşım bile tutunamayanları üstün körü okumuşsa, ben sorumun cevabını almış oldum bir şekilde...
- dilemma of subscribtionability (11.05.19 03:44:15 ~ 04:09:36)
1