[]
Kendimi çok aptal ve yetersiz hissediyorum.
Şu hayatta genel olarak hiçbir başarım, kayda değer hiçbir meziyetim, yeteneğim veya beni bir konuda ileri götürecek bir yönüm yok. Ot gibi geldim, ot gibi yaşıyorum ve ot gibi ölüp gideceğim. Okuduğum okullar da bitirdiğim bölüm de dahil buna. Özellikle işsizlik beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Kendimi diğerlerinden ayıracak, beni bir adıma götürecek başarım, deneyimim yok. En son banka sınavına girmiştim gişe memurluğu için, bugün o açıklandı. Sonuç yine hüsran. Bu hislerimi daha da pekiştirdi. Halim böyle olunca ne okuduğumdan, ne yediğimden ne de uyuduğumdan bir şey anlıyorum. Ot bile ekolojik denge açısından daha faydalı bir varlık gösteriyor benim yaşantıma göre. Tek istediğim keşke hiç doğmasaydım...
Neyse, biraz iç dökmek istedim. "Nasıl kurtulabilirim?" gibi soru sormayacağım, çünkü biliyorum ki bazı şeyler nasıl geldiyse öyle gidiyor. Siz böyle bir durum yaşıyor musunuz?
Neyse, biraz iç dökmek istedim. "Nasıl kurtulabilirim?" gibi soru sormayacağım, çünkü biliyorum ki bazı şeyler nasıl geldiyse öyle gidiyor. Siz böyle bir durum yaşıyor musunuz?
Yıllardır böyleyim. Yılbaşı gecesi intihar planları yaparak geçti Hatta. Hayatımdan umudu kesmiştim. Bir gün oturdum, İki film üst üste izledim. Tamam ya, dedim, benim zaten en başından beri yapmak istediğim şey buydu. Akıntıya karşı yuzuyormusum. Öğretmenim, 30 yaşındayım ama bu sene üniversite sınavına girip sinema okumaya karar verdim. Çünkü cidden senin de söylediğin gibi elimde avucumda bi şey yok. Dolayısıyla kaybedeceğim de bi şey yok.
Yani bir tutkun varsa ona tutun Yoksa zilyon sene çıkamazsın depresyondan. O ölü toprağını atamazsın üstünden.
Yani bir tutkun varsa ona tutun Yoksa zilyon sene çıkamazsın depresyondan. O ölü toprağını atamazsın üstünden.
- femme vitale (11.01.18 22:58:29)
zamanında bende işe yaramıştı umarım senin için de güzel şeylere neden olur "ayağını sıcak tut, başını serin, kendine bir meşgale bul, düşünme derin derin" sevgiler
- rhoda (11.01.18 23:08:23)
belki de oylesindir.
- purple rain (11.01.18 23:13:06)
hocam senin gibi insanlar genellikle bi konuda acayip yaratıcı ve başarılı oluyor, sanırım sen bunu keşfetmemişsin henüz.
işsizlik psikolojisi berbat bişey bende de var bu.
ben oyalanmayı tercih ediyorum.
işsizlik psikolojisi berbat bişey bende de var bu.
ben oyalanmayı tercih ediyorum.
- killerbee (11.01.18 23:13:34)
Sizin durumunuzdaki bir insana bunu kabul ettirmek kolay olmayacak ama kesinlikle hissettiğiniz gibi değilsiniz. Aksine siz yeterli ve akıllı bir insansınız. Önce bunu hatırlayın. Klasik bir hikaye vardır balıkları kavağa çıkma meziyetlerine göre değerlendirirsek onları başarısız görürüz ana temalı. Muhakkak sizin de iyi olduğunuz bir alan var. Herkes başarıyı kavakla ölçüyor diye kendinizi yetersiz bulmayın. Balık olmaktan usanmayın. Kendi alanınızı er ya da geç bulacaksınız.
- nifak tohumu (11.01.18 23:31:24)
Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin. Bu sözü hatırla kimse mükemmel değil imrenek baktığın yerlerde de ne acılar var. Mücadeleye devam...
- Fritz-X (11.01.18 23:34:18)
ben de böyleyim.
- pinkpeony (12.01.18 00:07:42)
Beni anlatmissin. Yalniz degilsin.
- yarey (12.01.18 00:25:03)
@fritz-x +1
o hitlerin gizli silahi degil miydi bu arada?
o hitlerin gizli silahi degil miydi bu arada?
- imnotsureabout (12.01.18 00:28:51)
hepimiz öyleyiz panpa.
- skayas (12.01.18 00:32:47)
dostum bu evrelerden zaman zaman geçmiş biri olarak bir şeyler yazmak istedim.
ben bu işin çözümüne kendimi kabul etmekle başladım. o lanet instagram. o lanet facebook var ya. hah işte onlar, senin kendi kendine farketmen gereken "özel" kabiliyetlerini alıp götürüyor. yerine sixpackli adamlar, 500 iq lu norveçliler koyuyor. gerçekten basit bir insan olabilirsin. bu gocunulacak bir şey değil, sahip olduğun "normallik" algısını değiştirmeye çalış. büyük alimlere düşünürlere yönel. hepsinin külliyatına sahip ol demiyorum. benim görebildiğim hepsinin gerçekten egolarını yakıp kül etmiş insanlar olması. ihtiyaçların azalırsa sahip olmak isteyeceklerin de azalacak, dolayısıyla elindekilerle mutlu olmayı öğreneceksin. ne konuştum amına koyim ya. neyse. kal sağlıcakla.
ben bu işin çözümüne kendimi kabul etmekle başladım. o lanet instagram. o lanet facebook var ya. hah işte onlar, senin kendi kendine farketmen gereken "özel" kabiliyetlerini alıp götürüyor. yerine sixpackli adamlar, 500 iq lu norveçliler koyuyor. gerçekten basit bir insan olabilirsin. bu gocunulacak bir şey değil, sahip olduğun "normallik" algısını değiştirmeye çalış. büyük alimlere düşünürlere yönel. hepsinin külliyatına sahip ol demiyorum. benim görebildiğim hepsinin gerçekten egolarını yakıp kül etmiş insanlar olması. ihtiyaçların azalırsa sahip olmak isteyeceklerin de azalacak, dolayısıyla elindekilerle mutlu olmayı öğreneceksin. ne konuştum amına koyim ya. neyse. kal sağlıcakla.
- spalm (12.01.18 01:16:44)
bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar
- regardless of what they say (12.01.18 01:19:06)
@Fritz-X ; yorumun için kendi adıma teşekkür ederim.
@ m e b;
aynısı bende de var, iki senedir geçemediğim ingilizce sınavı var lanet olası döktüğüm parayla pasaport alıp avrupa turu yapardım en ucuzundan öyle diyim hesabı sen anla..
halavazgeçmedim inat başarısız olmak da bi sonuç, yenile yenile kazanacaksın.
ismini vermek istemediğim yani nickini vermek istemediğim biri var, hiç tanımıyorum adınıdahi bilmiyorum iki satırmesaj yazıyor nasıl deşarj oluyorum anlatamam. o kadar destekleyici konuşuyor ki, sanki yanıbaşımdan biriymiş gibi.
daha pozitif olmaya çalış. pes etme.
@ m e b;
aynısı bende de var, iki senedir geçemediğim ingilizce sınavı var lanet olası döktüğüm parayla pasaport alıp avrupa turu yapardım en ucuzundan öyle diyim hesabı sen anla..
halavazgeçmedim inat başarısız olmak da bi sonuç, yenile yenile kazanacaksın.
ismini vermek istemediğim yani nickini vermek istemediğim biri var, hiç tanımıyorum adınıdahi bilmiyorum iki satırmesaj yazıyor nasıl deşarj oluyorum anlatamam. o kadar destekleyici konuşuyor ki, sanki yanıbaşımdan biriymiş gibi.
daha pozitif olmaya çalış. pes etme.
- antik depresan (12.01.18 01:26:15)
Ahan da ben, daha iki gun once "Vallahi malim" diye agalyip panikten butun gun bilgisayar bis yapamayip rezil oldum. Bugun onu toparlamaya calisiyorum hala. Mayis'tan beri boyleyim, yeni yeni toparliyordum. 4 gundur yine dagittim. Var ya, yer yarilsin ya da gorunmezlik yapan pelerin versinler, kimse beni goremesin, bulamasin, herkes beni unutsun istedim bir donem. Hala da kalici bir cozumdense bunun daha guzel geldigi zamanlar oluyor. Olme hevesim ya da oyle bir niyetim yok; nefes almak gibi asiri sevdigim bir aliskanligim var.
Senin yasadigin durum sadece sana ozgu bir durum degil. Statunle de alakali degil. Eskiden danismanlik yaptigim bir part time is vardi; calistigimiz buyuk bir holdingin gecesinde koskoca holdingin CEO olmasa da buyuklerinden biri icip icip "Ben beceremiyorum bu isi. Iyi degilim yeterince, cok yetersizim, cok gerizekaliyim. Bir gun herkes ne kadar kotu oldugumu anlayacak diye odum kopuyor" deyip muzikle sallanmaya basladi. Biz mavi ekran verdik, cunku adam bildigin dupeduz basarili. Ayni gun adamla calismisiz, super performans gostermese de rezil olacak, eziklenecek bir calisma gostermedi. Bir sure adama bakip "Allah Allah, hic derdi yok herhalde" dedik. Meger adam aylardir bunun yuzunden depresyondaymis. O adam kadar basarisiz olmak icin neler vermezdin, degil mi?
Simdi bu durum sana biraz salaca gorunmus olabilir. Sonucta adam hayvan gibi basariliyken miziklaniyor. Nereden baksan simariklik gibi ama ayni sey senin icin de gecerli. Hani, adamla aranizda bir miktar insan vardir para ya da unvan olarak olarak ama senin de altinda milyonlarca insan var. Onlar da senin universite okumus olmana bakip "Oha lan, universite okumus. Bir de basarisizim diye agliyor" der.
Bana psikolog boyle dedi. Bunu hatirlatti. Benim isime yaramadi, "Bana ne onlardan. Ben istedigimi ve ugrastigimi beceremiyorum, boyle de olmuyor. Ayrica bircok insan da benim yapamadigimi yapiyor" dedim. Bu sefer "Her insanin yetenekleri, sinirlari, potansiyeli farkli. Karsilastirma kendini" dedi. Ben de "Acik acik yetersizsin onlara gore diyemiyorsunuz da; acik acik limitler var, potansiyel, yetenek mi diyorsunuz" dedim. "Hayir, bazilari icin kolay olan senin icin zor olabilir" dedi. Sonra uc seans daha "Ama tabii potansiyeller de var" kisir dongusunden sonra psikiyatr/terapiste attim kendimi. Buyuk olasilikla benzer bir durumda oldugunu tahmin ediyorum, o yuzden kesifte isine yarar belki. Kadina "Bu hissettigim anksiyete mi bilmiyorum ama neyse bu, sirtimda dev bir suluk gibi. Zaman icinde kanimi eme eme agirlasti, yordu ve bir saniye beni yalniz birakmiyor. Gittigim her yere bu sulukle gidiyorum. Arkamda oldugunu biliyorum ama kurtulamiyorum. Siki siki yapisti, cikarmaya calistikca daha da yapisiyor. Ben de ugrasmaktan vazgectim, yanimda gezdiriyorum". Kadinin gozleri iri iri acildi "Bu anksiyete degil, bu bir" dedi. Sonra da durdu "Bu hissettigin utanc." dedi. Sonra da bu benzetmeyi kitabinda kullanmak icin izin istedi. "Bu tipik bir utanc tanimi. Utanc ruhun yada vucudun batakligi olarak tanimlanir kitaplarda. Senin de suluk demen buna cok guzel uydu; cunku suluk de bataklik gibi ne kati ne sividir, tutamazsin, bas edemezsin, yutar" dedi. Bu sekilde en azindan literature bir benzetme kazandirmis oldum, benim isime yaramasa da. Sonra da daha once dinledigim bu kadinin konusmasini onerdi.
www.ted.com
Bu his yuzunden "Nasil baslarsa boyle gider" gibi bir izlenim hakim, cunku gittigin her yerde pesinde ve seni birakmiyor. Savasmaya calistikca o daha guclu geliyor ve sen batsan o batmaz gibi. Cunku "kurtulmak" yanlis kelime. Bununla savastigin surece sen kaybedersin, senin savasmandan ve caresizliginden besleniyor zaten. Yarayi kasirsan daha fazla kanar ama iyilesirken de kasinir, bu da oyle bir yara. Aradigin kelime kabullenmek ama boyle gonulsuz kabullenmek degil, sahip cika cika, gurur duya duya kabullenmek.
"Bununla bas etmek icin ilk adim, duygunun utanc oldugunun farkina varmak ve bazi egzersizlerle onu beslememek" dedi bana terapist baci. Bu egzersizler grubuna ve bu ugrasiya da ozsefkat deniyor.
Ornegin, ayni durumda bir arkadasin olsa nasil davranirdin? Sana gelse ve dese ki "Ben is bulamiyorum, kendimden tiksindim", ona ne derdin? Arkadasa, aileye gosterecegimiz sefkati kendimize gosteremiyoruz, ustune bir de kendimizi cezalandiriyoruz. Bu arada kafayi dagitmak icin sacma isler yapabilirsin ya da "Butun gun yataktayim zaten, daha ne sefkati gosterecegim" diyebilirsin. Bunlar sefkat gostergesi degil. Bunlar gercegi dusunmemeye calisma, kendini olaylama, utancla yuzlesmeme aktivitesi.
Ozsefkati su kardesim cok guzel anlatmis
www.youtube.com
Hazir madem evdesin, ozsefkat konusunda arastirma yaparak ve kendine aktif sekilde ozsefkat gostererek biraz daha degisik duygulara girebilirsin.
Ya bu arada sen ne guzel Ispanyolca calisiyordun, o ne oldu?
Senin yasadigin durum sadece sana ozgu bir durum degil. Statunle de alakali degil. Eskiden danismanlik yaptigim bir part time is vardi; calistigimiz buyuk bir holdingin gecesinde koskoca holdingin CEO olmasa da buyuklerinden biri icip icip "Ben beceremiyorum bu isi. Iyi degilim yeterince, cok yetersizim, cok gerizekaliyim. Bir gun herkes ne kadar kotu oldugumu anlayacak diye odum kopuyor" deyip muzikle sallanmaya basladi. Biz mavi ekran verdik, cunku adam bildigin dupeduz basarili. Ayni gun adamla calismisiz, super performans gostermese de rezil olacak, eziklenecek bir calisma gostermedi. Bir sure adama bakip "Allah Allah, hic derdi yok herhalde" dedik. Meger adam aylardir bunun yuzunden depresyondaymis. O adam kadar basarisiz olmak icin neler vermezdin, degil mi?
Simdi bu durum sana biraz salaca gorunmus olabilir. Sonucta adam hayvan gibi basariliyken miziklaniyor. Nereden baksan simariklik gibi ama ayni sey senin icin de gecerli. Hani, adamla aranizda bir miktar insan vardir para ya da unvan olarak olarak ama senin de altinda milyonlarca insan var. Onlar da senin universite okumus olmana bakip "Oha lan, universite okumus. Bir de basarisizim diye agliyor" der.
Bana psikolog boyle dedi. Bunu hatirlatti. Benim isime yaramadi, "Bana ne onlardan. Ben istedigimi ve ugrastigimi beceremiyorum, boyle de olmuyor. Ayrica bircok insan da benim yapamadigimi yapiyor" dedim. Bu sefer "Her insanin yetenekleri, sinirlari, potansiyeli farkli. Karsilastirma kendini" dedi. Ben de "Acik acik yetersizsin onlara gore diyemiyorsunuz da; acik acik limitler var, potansiyel, yetenek mi diyorsunuz" dedim. "Hayir, bazilari icin kolay olan senin icin zor olabilir" dedi. Sonra uc seans daha "Ama tabii potansiyeller de var" kisir dongusunden sonra psikiyatr/terapiste attim kendimi. Buyuk olasilikla benzer bir durumda oldugunu tahmin ediyorum, o yuzden kesifte isine yarar belki. Kadina "Bu hissettigim anksiyete mi bilmiyorum ama neyse bu, sirtimda dev bir suluk gibi. Zaman icinde kanimi eme eme agirlasti, yordu ve bir saniye beni yalniz birakmiyor. Gittigim her yere bu sulukle gidiyorum. Arkamda oldugunu biliyorum ama kurtulamiyorum. Siki siki yapisti, cikarmaya calistikca daha da yapisiyor. Ben de ugrasmaktan vazgectim, yanimda gezdiriyorum". Kadinin gozleri iri iri acildi "Bu anksiyete degil, bu bir" dedi. Sonra da durdu "Bu hissettigin utanc." dedi. Sonra da bu benzetmeyi kitabinda kullanmak icin izin istedi. "Bu tipik bir utanc tanimi. Utanc ruhun yada vucudun batakligi olarak tanimlanir kitaplarda. Senin de suluk demen buna cok guzel uydu; cunku suluk de bataklik gibi ne kati ne sividir, tutamazsin, bas edemezsin, yutar" dedi. Bu sekilde en azindan literature bir benzetme kazandirmis oldum, benim isime yaramasa da. Sonra da daha once dinledigim bu kadinin konusmasini onerdi.
www.ted.com
Bu his yuzunden "Nasil baslarsa boyle gider" gibi bir izlenim hakim, cunku gittigin her yerde pesinde ve seni birakmiyor. Savasmaya calistikca o daha guclu geliyor ve sen batsan o batmaz gibi. Cunku "kurtulmak" yanlis kelime. Bununla savastigin surece sen kaybedersin, senin savasmandan ve caresizliginden besleniyor zaten. Yarayi kasirsan daha fazla kanar ama iyilesirken de kasinir, bu da oyle bir yara. Aradigin kelime kabullenmek ama boyle gonulsuz kabullenmek degil, sahip cika cika, gurur duya duya kabullenmek.
"Bununla bas etmek icin ilk adim, duygunun utanc oldugunun farkina varmak ve bazi egzersizlerle onu beslememek" dedi bana terapist baci. Bu egzersizler grubuna ve bu ugrasiya da ozsefkat deniyor.
Ornegin, ayni durumda bir arkadasin olsa nasil davranirdin? Sana gelse ve dese ki "Ben is bulamiyorum, kendimden tiksindim", ona ne derdin? Arkadasa, aileye gosterecegimiz sefkati kendimize gosteremiyoruz, ustune bir de kendimizi cezalandiriyoruz. Bu arada kafayi dagitmak icin sacma isler yapabilirsin ya da "Butun gun yataktayim zaten, daha ne sefkati gosterecegim" diyebilirsin. Bunlar sefkat gostergesi degil. Bunlar gercegi dusunmemeye calisma, kendini olaylama, utancla yuzlesmeme aktivitesi.
Ozsefkati su kardesim cok guzel anlatmis
www.youtube.com
Hazir madem evdesin, ozsefkat konusunda arastirma yaparak ve kendine aktif sekilde ozsefkat gostererek biraz daha degisik duygulara girebilirsin.
Ya bu arada sen ne guzel Ispanyolca calisiyordun, o ne oldu?
- aychovsky (12.01.18 01:53:43)
@meb, seni bildim bileli bu havadasın. Bence sana bir dönüm noktası lazım, iş bulsan çok daha iyi olacakmışsın gibi geliyor bana.
- cikmaz sokaktan cikagelen cocuk (12.01.18 02:02:33)
Bunu ben de yaşıyorum. Viktor Frankl diyor ki yaşamını anlamlandıramayan birey, keyifli şeylerle oyalanır (dikkatini dağıtır)
Bu kitabı okumanın öneririm : insanın anlam arayışı
Kitapta yazarın toplama kampındaki yaşamını dinliyoruz. Kurtulanların fiziksel olarak en güçlüler olanlar arasından değil ama daha ziyade yaşamını anlamlamdıran yani zihnine ben buraya gidiyorum diyen kişilerden çıktığını söylüyor. Örneğin yazar kendisini buradan kurtulacağım eve döneceğim, eşimle tekrar bir araya geleceğim gibi motive ediyor.
Aşağısı benim yorumum.
Yaşamı anlamlandırmak derken, bir amaç edinmekten ve hayatta kendine kendi gözünde yer edinmekten bahsediyor bence. Bu bazen dışarıdan çok önemsiz bir şey de olabilir. Kişinin kendisi ve kendisini nasıl gördüğüyle ilgili. Uç bir örnek verelim. Her gün iki çocuğun yaşamlarını iyileştirdiğini ve dinyayı daha iyi bir yer yaptığını düşün. Hayat senin için anlamlıdır.
Başka senaryo. İşinde iyi şeyler yapmayı hedefliyorsun. Bir yandan ailenin direği olup her koşulda tüm gücünle bir arada tutmaya çaba sarfediyorsun. Çocukların geleceği ve eşin ile birkaç hobin ve akraba/arkadaşın arasında dönüyor hayat. Bu da birçok insan için okdukça yeterli.
Başka senaryo. Ressamsın. İşini çok seviyorsun. Ressam olarak doğduğuna inanıyorsn. Yıllar kısa gözüküyor gözüne. Günlerce evden çıkmıyorsun. Kendini işinde ya da hobinde diyelim kaybetmişsin.
Yahut belki de en sağlamı geliyor. Kişinin inanç dünyası. Varlığını temellendiriyorsun. Bu seni normalde başa çıkabileceğini düşünmediğin şeylere dayanmanı, onu farklı gözlerle yorumlamanı sağlıyor. Tüm hareketlerinde dinin esaslarını göz önüne alıyorsun. Bence insanın içinde yaratıcıya sığınma ihtiyacı da var. Bu taraftan da doyuyorsun. Ben kimim niye buradayım sorularına yanıt buluyorsun.
Eğer kendine rol veya hedef biçmeden yaşarsan her şey anlamsız geliyor. Kendini kibrit çöpü gibi hissediyorsun. Başa çıkmak için kimi kendini cinselliğe veriyor. Alışveriş bu iş için biçilmiş kaftan. Alkolle rahatlayan var. Maç (aidiyet), konser, sinema, tiyatro, kitap, tatil, parti ile gerçeklerden bir parça uzaklaşarak rahatlamayı seçeni var. Bazısı da ben bu sorunu çözeceğim. Yer ve anlam bulacağım bu hayatta diyor.
Bu kitabı okumanın öneririm : insanın anlam arayışı
Kitapta yazarın toplama kampındaki yaşamını dinliyoruz. Kurtulanların fiziksel olarak en güçlüler olanlar arasından değil ama daha ziyade yaşamını anlamlamdıran yani zihnine ben buraya gidiyorum diyen kişilerden çıktığını söylüyor. Örneğin yazar kendisini buradan kurtulacağım eve döneceğim, eşimle tekrar bir araya geleceğim gibi motive ediyor.
Aşağısı benim yorumum.
Yaşamı anlamlandırmak derken, bir amaç edinmekten ve hayatta kendine kendi gözünde yer edinmekten bahsediyor bence. Bu bazen dışarıdan çok önemsiz bir şey de olabilir. Kişinin kendisi ve kendisini nasıl gördüğüyle ilgili. Uç bir örnek verelim. Her gün iki çocuğun yaşamlarını iyileştirdiğini ve dinyayı daha iyi bir yer yaptığını düşün. Hayat senin için anlamlıdır.
Başka senaryo. İşinde iyi şeyler yapmayı hedefliyorsun. Bir yandan ailenin direği olup her koşulda tüm gücünle bir arada tutmaya çaba sarfediyorsun. Çocukların geleceği ve eşin ile birkaç hobin ve akraba/arkadaşın arasında dönüyor hayat. Bu da birçok insan için okdukça yeterli.
Başka senaryo. Ressamsın. İşini çok seviyorsun. Ressam olarak doğduğuna inanıyorsn. Yıllar kısa gözüküyor gözüne. Günlerce evden çıkmıyorsun. Kendini işinde ya da hobinde diyelim kaybetmişsin.
Yahut belki de en sağlamı geliyor. Kişinin inanç dünyası. Varlığını temellendiriyorsun. Bu seni normalde başa çıkabileceğini düşünmediğin şeylere dayanmanı, onu farklı gözlerle yorumlamanı sağlıyor. Tüm hareketlerinde dinin esaslarını göz önüne alıyorsun. Bence insanın içinde yaratıcıya sığınma ihtiyacı da var. Bu taraftan da doyuyorsun. Ben kimim niye buradayım sorularına yanıt buluyorsun.
Eğer kendine rol veya hedef biçmeden yaşarsan her şey anlamsız geliyor. Kendini kibrit çöpü gibi hissediyorsun. Başa çıkmak için kimi kendini cinselliğe veriyor. Alışveriş bu iş için biçilmiş kaftan. Alkolle rahatlayan var. Maç (aidiyet), konser, sinema, tiyatro, kitap, tatil, parti ile gerçeklerden bir parça uzaklaşarak rahatlamayı seçeni var. Bazısı da ben bu sorunu çözeceğim. Yer ve anlam bulacağım bu hayatta diyor.
- EasyTiger (12.01.18 07:44:38)
1