[]
büyüye nazara cinlere vs inanmayıp şansa inanmak?
çelişki değil mi sizce? ya da şans derken ne anladığımıza göre mi değişiyor bu olay? nazar ne kadar irrasyonelse şans da aynı şekilde irrasyonel bence.
şans yoktur olasılık ve risk yönetimi vardır.
- ghilleinthemist (30.07.17 17:32:40)
değil. Şans dediğimiz şey, rastlantısal olumluluk.
sizin karşı çıktığınız şey sanırım şanslı insana inanmak. o da bu hallerin devamlılığı. Burada da etken bu olayların devamlılığından çok 1 tane çok büyük bi' şans yakalayıp onun avantajlarından faydalanarak iyi bir pozisyonda olmak aslında. yani çokcanası algıda seçiciliğiniz o kişiyi öyle gösteriyor olabilir.
mesela acun ılıcalı buna örnek olabilir. şanslı diyebilirsiniz, şanssız da diyebilirsiniz.
yahut az önce sorulmuş yine; koç ailesi de buna örnek olabilir. şansları yaver gitmiştir ve bunu kendileri de eylemleriyle destekleyerek bugünkü konumlarına ulaşmışlardır.
keza şengör ailesi de yine buna bi' örnek -ki bunu celal şengör söylüyor.
şans dediğimiz şey, genetik miras ve sosyo-kültürel ortamın(bkz: cografya kaderdir) zamanla buluşup kişiyi olumlu ayrıştırması işte.
ama james bond gibi, sürekli seken kurşunlar sağa sola abansın, anlık bütün olumlu rastlantılar aynı kişinin başına gelsin durumu, işte bu inanılmayacak kadar irrasyonel. diğeri değil.
keza, şanssa inanmak diye birşey yok esasında, bu bi' gerçek. yani imana ihtiyacı yok. ne zaman doğacağını anananın babanın kim olacağını hangi coğrafyada ve kimlerle arkadaşlık kuracağını belirleyemediğin müddetçe, şans bir realite.
sizin karşı çıktığınız şey sanırım şanslı insana inanmak. o da bu hallerin devamlılığı. Burada da etken bu olayların devamlılığından çok 1 tane çok büyük bi' şans yakalayıp onun avantajlarından faydalanarak iyi bir pozisyonda olmak aslında. yani çokcanası algıda seçiciliğiniz o kişiyi öyle gösteriyor olabilir.
mesela acun ılıcalı buna örnek olabilir. şanslı diyebilirsiniz, şanssız da diyebilirsiniz.
yahut az önce sorulmuş yine; koç ailesi de buna örnek olabilir. şansları yaver gitmiştir ve bunu kendileri de eylemleriyle destekleyerek bugünkü konumlarına ulaşmışlardır.
keza şengör ailesi de yine buna bi' örnek -ki bunu celal şengör söylüyor.
şans dediğimiz şey, genetik miras ve sosyo-kültürel ortamın(bkz: cografya kaderdir) zamanla buluşup kişiyi olumlu ayrıştırması işte.
ama james bond gibi, sürekli seken kurşunlar sağa sola abansın, anlık bütün olumlu rastlantılar aynı kişinin başına gelsin durumu, işte bu inanılmayacak kadar irrasyonel. diğeri değil.
keza, şanssa inanmak diye birşey yok esasında, bu bi' gerçek. yani imana ihtiyacı yok. ne zaman doğacağını anananın babanın kim olacağını hangi coğrafyada ve kimlerle arkadaşlık kuracağını belirleyemediğin müddetçe, şans bir realite.
- mete kudur (30.07.17 17:36:46)
şans, artık o kadar matematiksel olasılıksal hesabı yapmadığın zaman "eee artık o kadar da uğraşamayacağım" dedin anlar için gunlük yaşamda kullandığımız kolaylık sağlayan kelime sadece.
yoksa şansa "inanma" durumu yok.
eğer şans "inanılıyorsa" o zaman büyüye nazara toteme inanmakla aynı şey bu.
yoksa şansa "inanma" durumu yok.
eğer şans "inanılıyorsa" o zaman büyüye nazara toteme inanmakla aynı şey bu.
- qazaqwsx (30.07.17 17:36:56 ~ 17:37:21)
Şans derken neyi tanımladığımıza bağlı. Kader anlamındaki şansla, olasılık anlamındaki şans aynı değil. Aynı şekilde, kelimenin kullanıldığı yere göre değişebilir. Örneğin, 'Kaderinde kaza geçirmek' varmış cümlesindeki kader ile 'Coğrafya kaderdir' cümlesindeki kader aynı değil.
Şans rassaldır, olasılıkla belirlenir. Birinin şanssız olma veya şanslı olma olasılığı vardır. Biri tavla oynar ve sürekli 6-6 getirir; biri tavla oynar sürekli 1-1 getirir ama bunun kişiye bağlı olduğunu düşünmüyorum. Olasılık dağılımı öyle geldiği için öyle olduğunu düşünüyorum. Dünyada 7 milyar kişi varsa, birkaç kişi gerçekten çok şanssız olacaktır, birkaç kişi gerçekten çok şanslı olacaktır ve olmalıdır. Çünkü bu çoklukta, bu beklenir. Ancak, çoğunlukla şans olarak gördüğümüz şeyleri kişinin kendi yaratımı ama çoğu da çevrenin yaratımı. O açıdan özgür iradeye de inanmıyorum. Sen bir kişisin, dünyada geri kalan 6.999.999.999 kişiyi isteklerinin yönüne mutlak bir güçle çekebileceğime inanmıyorum. Herkes çekiyor her yöne ve hepimiz bir ağ gibi birbirimize bağlıyız. Ağın bana yakın bir parçası bir tarafa çekerse daha büyük hareket ederim, ağın uzak bir parçası hareket ederse daha küçük hareket ederim ama ki ağı ben dahil herkes bir tarafa çekiyor. Bu yüzden, ne kadere ne özgür iradeye inanıyorum. Tamamen şansa ve olasılığa ve o olasılık karşısında insanların kah rasyonel kah irrasyonel tutumlarına inanıyorum.
Örnek vereyim. Diyelim bir okula başvurdum ve ilk yedeklerdeyim. Önümdeki kişinin kaydolmaktan vazgeçmesi ve benim kaydolmam bir şanstır. Aynı şekilde, önümdeki herkesin kaydolması ve benim girememem bir şanssızlıktır. Bu da onların olasılık dağılımları ile karşılarına hangi seçeneklerin çıkacağına bağlıdır tamamen. Onlara o olasılık denk gelmez ve daha iyi bir seçenek yaratmazsa, bu benim şanssızlığım olur. Onlara o olasılık denk gelir ve daha iyi bir seçenek oluşursa, bu benim şansım olur. Şanssızlıkların ve şansın üst üste gelmesi düşük bir olasılıktır ama 7 milyar insanda da üst üste gelenleri olacaktır.
Bir yandan da şans dediğimiz şeylerin çoğu irpnik olarak kişinin kendi uğraşması sonucu elde edilen şeyler. Örneğin, Acun'un para kazanması tamamen şans değil, kendi seçeneklerini iyi değerlendirmesinin sonucu.
Şans rassaldır, olasılıkla belirlenir. Birinin şanssız olma veya şanslı olma olasılığı vardır. Biri tavla oynar ve sürekli 6-6 getirir; biri tavla oynar sürekli 1-1 getirir ama bunun kişiye bağlı olduğunu düşünmüyorum. Olasılık dağılımı öyle geldiği için öyle olduğunu düşünüyorum. Dünyada 7 milyar kişi varsa, birkaç kişi gerçekten çok şanssız olacaktır, birkaç kişi gerçekten çok şanslı olacaktır ve olmalıdır. Çünkü bu çoklukta, bu beklenir. Ancak, çoğunlukla şans olarak gördüğümüz şeyleri kişinin kendi yaratımı ama çoğu da çevrenin yaratımı. O açıdan özgür iradeye de inanmıyorum. Sen bir kişisin, dünyada geri kalan 6.999.999.999 kişiyi isteklerinin yönüne mutlak bir güçle çekebileceğime inanmıyorum. Herkes çekiyor her yöne ve hepimiz bir ağ gibi birbirimize bağlıyız. Ağın bana yakın bir parçası bir tarafa çekerse daha büyük hareket ederim, ağın uzak bir parçası hareket ederse daha küçük hareket ederim ama ki ağı ben dahil herkes bir tarafa çekiyor. Bu yüzden, ne kadere ne özgür iradeye inanıyorum. Tamamen şansa ve olasılığa ve o olasılık karşısında insanların kah rasyonel kah irrasyonel tutumlarına inanıyorum.
Örnek vereyim. Diyelim bir okula başvurdum ve ilk yedeklerdeyim. Önümdeki kişinin kaydolmaktan vazgeçmesi ve benim kaydolmam bir şanstır. Aynı şekilde, önümdeki herkesin kaydolması ve benim girememem bir şanssızlıktır. Bu da onların olasılık dağılımları ile karşılarına hangi seçeneklerin çıkacağına bağlıdır tamamen. Onlara o olasılık denk gelmez ve daha iyi bir seçenek yaratmazsa, bu benim şanssızlığım olur. Onlara o olasılık denk gelir ve daha iyi bir seçenek oluşursa, bu benim şansım olur. Şanssızlıkların ve şansın üst üste gelmesi düşük bir olasılıktır ama 7 milyar insanda da üst üste gelenleri olacaktır.
Bir yandan da şans dediğimiz şeylerin çoğu irpnik olarak kişinin kendi uğraşması sonucu elde edilen şeyler. Örneğin, Acun'un para kazanması tamamen şans değil, kendi seçeneklerini iyi değerlendirmesinin sonucu.
- aychovsky (30.07.17 17:46:59 ~ 17:56:12)
1