[]
En yakininizin olmesini nasil karsilayacaksiniz? Bir fikriniz var mi?
Anne, bana, kardes, sevgili, evlat kadar yakin olanlari. Ben ne zaman dusunsem paramparca olurum, onlar oldugunde kalbim de onlarinkiyle ayni anda duracakmis gibi dusunurum. Sonra bunu dunya'da yasayacak/yasamis tek kisi olacak olmamam rahatlatir beni ya da rahatlattigini zannederim, peki ya bu durumu yasadigimda? Bunu tek yasayan insan olmayacak olmam rahatlatir mi beni? Sanmiyorum, herkesin sevdigi kendine ozeldir cunku, her ne kadar aciyi paylastigimizi dusunup soylesek de, basimiza gelmeden asla anlayamayiz sanirim. Siz ne dusunuyorsunuz?
Sevdiklerini kaybeden herkesin basi sag olsun, sabirlar diliyorum
Sevdiklerini kaybeden herkesin basi sag olsun, sabirlar diliyorum
En buyuk kaygim diyebilirim. Bas etmenin yollarini ariyorum cunku benim icin gercekten cok onemli bir sorun bu.
- curukturpkokusu (26.08.16 00:11:13)
Ben rahatlatayım sizi biraz madem.
Alışıyorsun. Kalbin onlarla birlikte durmuyor. Kabul ediyorsun çünkü hayat böyle.
@sadakatsiz, sakın haa. bencillik yapma, sıranı bekle. evlat acısı ana baba ölümüne benzenmez, devirir. tez çıkar o dileği sen kafandan.
Alışıyorsun. Kalbin onlarla birlikte durmuyor. Kabul ediyorsun çünkü hayat böyle.
@sadakatsiz, sakın haa. bencillik yapma, sıranı bekle. evlat acısı ana baba ölümüne benzenmez, devirir. tez çıkar o dileği sen kafandan.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (26.08.16 00:24:32)
@sadakatsiz
hocam aynı durumdayız ama biraz aklıselim düşününce bunun bencillik olduğunu fark ediyorsun.
bilmiyorum; şok geçiririm, tepkisiz kalırım, kısa zaman sonra da ölürüm gibi geliyor bana.
hocam aynı durumdayız ama biraz aklıselim düşününce bunun bencillik olduğunu fark ediyorsun.
bilmiyorum; şok geçiririm, tepkisiz kalırım, kısa zaman sonra da ölürüm gibi geliyor bana.
- banagazozalnuri (26.08.16 00:38:56)
3 ay önce en sevdiğim kadın öldü.
ben hastanenin önündeydim, babam telefon etti, ağlıyordu, oğlum yukarı gel kaybettik dedi. hayatımda o ikinci kata nasıl çıktığım falan hiç yok. kaç saniye ya da kaç yıl sürdü o merdivenler hiç hatırlamıyorum. zaman dursun istiyorsun. ama olmuyor. durmuyor. nefes alamıyorsun. ama yinede orada dedemi, babamı, iki tane halamı sakinleştirme işi bana düştü.
öyle bi boşluk hissediyorsun. diz kapaklarında aşağı doğru bir karıncalanma ya da bir sızı benzeri bir şey tarifi çok zor. omuzlarından aşağı doğru bir şey bastıryor. ayakta durmak bile zor, nefes alamıyorsun.
ama asıl hikaye bundan sonra başlıyor. aslında en zor kısım. o kaybetme süreci, kaybettiğini duyduğun an ya da o ilk şok kesinlikle en zor an değil. hatta yakınından bile geçmiyor.
cenaze arabası geliyor. morgdan bir beden çıkarıyorsun. bir yüzünü açıyorlar bakman için. tabuta koyma işi var. sonra cemevinin morguna götürüyorsun. morg buz gibi. kapağını açınca o yaz sıcağında soğuk hava yüzüne vuruyor. için deliniyor. benim babannem burada üşür diyemiyorsun ama. itiyorsun içeri doğru. sonra yıkarken su koymaya giriyorsun. son 25 yıldır ağrıları sebebiyle sırt üstü yattığını hiç görmediğin kadın sırt üstü yatıyor. sonra tabutunu taşıyorsun. o kadar hafif ki. tahmin bile edemezsin. sora bir toprak yığınının üstüne bırakıyorlar. sen mezarın içindesin. o beyazlar içinde yukarıdan sana veriyorlar ve sen o kadını toprağın altına yerleştiriyorsun. yerleştirdin. sırtını doldurdun. şimdi çıkacaksın. peki onu nasıl yalnız bırakacaksın. bütün aile taş kalpli olduğun konusunda hem fikir olsa da, en son 2008 yılının şubatında ağlamış olsan da işte orada ağlıyorsun. başka hi bir ey yapamıyorsun. o derin çukurdan seni çekip alıyorlar. içinde bir ateş yanmaya başlıyor. mağmalardan daha sıcak güneşten daha yakıcı. sonra bir kürek alıyorsun eline bi kürek toprak atıyorsun üstüne. işte o an bütün yangınlar sönüyor. okyanuslar içinde. bir rahatlama.
sonra bırakıyorsun onu orada. küçük bir toprak kabartısından ibaret artık o. yıllardır alzaymır hastası lan ve son 3 yıldır seni tanımayan babaannenin yüzünü böyle bir duyuru görünce senin de unuttuğunu farkediyorsun. ve ilk defa anlamsız bir şekilde böyle sama bir yerde içini döktüğünü farkediyorsun.
her şey geçiyor. bazen öyle oluyor.
ben hastanenin önündeydim, babam telefon etti, ağlıyordu, oğlum yukarı gel kaybettik dedi. hayatımda o ikinci kata nasıl çıktığım falan hiç yok. kaç saniye ya da kaç yıl sürdü o merdivenler hiç hatırlamıyorum. zaman dursun istiyorsun. ama olmuyor. durmuyor. nefes alamıyorsun. ama yinede orada dedemi, babamı, iki tane halamı sakinleştirme işi bana düştü.
öyle bi boşluk hissediyorsun. diz kapaklarında aşağı doğru bir karıncalanma ya da bir sızı benzeri bir şey tarifi çok zor. omuzlarından aşağı doğru bir şey bastıryor. ayakta durmak bile zor, nefes alamıyorsun.
ama asıl hikaye bundan sonra başlıyor. aslında en zor kısım. o kaybetme süreci, kaybettiğini duyduğun an ya da o ilk şok kesinlikle en zor an değil. hatta yakınından bile geçmiyor.
cenaze arabası geliyor. morgdan bir beden çıkarıyorsun. bir yüzünü açıyorlar bakman için. tabuta koyma işi var. sonra cemevinin morguna götürüyorsun. morg buz gibi. kapağını açınca o yaz sıcağında soğuk hava yüzüne vuruyor. için deliniyor. benim babannem burada üşür diyemiyorsun ama. itiyorsun içeri doğru. sonra yıkarken su koymaya giriyorsun. son 25 yıldır ağrıları sebebiyle sırt üstü yattığını hiç görmediğin kadın sırt üstü yatıyor. sonra tabutunu taşıyorsun. o kadar hafif ki. tahmin bile edemezsin. sora bir toprak yığınının üstüne bırakıyorlar. sen mezarın içindesin. o beyazlar içinde yukarıdan sana veriyorlar ve sen o kadını toprağın altına yerleştiriyorsun. yerleştirdin. sırtını doldurdun. şimdi çıkacaksın. peki onu nasıl yalnız bırakacaksın. bütün aile taş kalpli olduğun konusunda hem fikir olsa da, en son 2008 yılının şubatında ağlamış olsan da işte orada ağlıyorsun. başka hi bir ey yapamıyorsun. o derin çukurdan seni çekip alıyorlar. içinde bir ateş yanmaya başlıyor. mağmalardan daha sıcak güneşten daha yakıcı. sonra bir kürek alıyorsun eline bi kürek toprak atıyorsun üstüne. işte o an bütün yangınlar sönüyor. okyanuslar içinde. bir rahatlama.
sonra bırakıyorsun onu orada. küçük bir toprak kabartısından ibaret artık o. yıllardır alzaymır hastası lan ve son 3 yıldır seni tanımayan babaannenin yüzünü böyle bir duyuru görünce senin de unuttuğunu farkediyorsun. ve ilk defa anlamsız bir şekilde böyle sama bir yerde içini döktüğünü farkediyorsun.
her şey geçiyor. bazen öyle oluyor.
- zugas (26.08.16 00:47:19)
Her seye alistigin gibi buna da alisacaksin bir sekilde. Yapacak bir sey yok. Hayat her kosulda ama her kosulda devam ediyor. Yarin bir gun aynisi senin basina da gelecek.
Ne demis ustad:
"...Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında."
Ne demis ustad:
"...Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında."
- papillon7 (26.08.16 00:48:49)
ben de @sadakatsiz gibi düşünüyorum. onlardan önce ölmek acımı azaltacak gibime geliyor. biraz bencil bir düşünce olduğunu kabul ediyorum ama çok da mantıksız değil
- yüzyıllık yalnızlık (26.08.16 00:54:51)
bu merasimleri kafanın içinde çoktan tek tek yapmış olmalısın. bunu yapan meşhur bir filozof vardı.
en yakınım olarak yengem öldü. son ana kadar dirayetliydim de o tabut kalkıp elden ele giderken insan kötü oluyor.
herkes anne babasını kaybetmekten korkar. en azından erken olmamasını, hiç olmazsa onlar bizim mürüvvetimizi gördükten sonra olmasını, gecinden olmasını dileriz.
en yakınım olarak yengem öldü. son ana kadar dirayetliydim de o tabut kalkıp elden ele giderken insan kötü oluyor.
herkes anne babasını kaybetmekten korkar. en azından erken olmamasını, hiç olmazsa onlar bizim mürüvvetimizi gördükten sonra olmasını, gecinden olmasını dileriz.
- AWD (26.08.16 01:06:13)
lise sonda abim ve eşini, 4 yıl sonra üniversite 3. sınıftayken ablamı, bundan 4 yıl sonrada babamı kaybettim. annemin durumuda çok iyi değil son iki yıldır, gayet net farkındayım durumun.
babam çok yaşlıydı, bir derece daha kolay atlattım ama özellikle abimle eşi ve ablamın kayıplarının bende yarattıklarını çok detaylı yazmak istemiyorum. zaten toparlayamam, burda ki kimseninde içini o derece ezmek/acıtmak istemem. abimle yengemi ben buldum (yenge dediğime bakmayın, aramızda sadece 2 gün yaş farkı bulunan kuzenimdi kendisi), ablamıda morgta teşhis etmek zorunda kaldım. insanlar bazı acıların/olayların detaylarını bilmemeliler (onlarında travmatize olmaması için), paylaşmadım, hafiflemedim, kendi içimde zamanla hallettim. en yakın arkadaşım bile bilmez ben o morgta ne gördüm, aşağı inmesine dahi izin vermedim, kendim indim.
zaman, başka bir şey yok insanı iyileştiren. insan denilen varlık müthiş dirayetli. alışıyorsun, aşıyorsun, iyileşiyorsun. çok şey katıyor sana bu süreç, çok şeyde götürüyor...ama eninde sonunda yaşama tutunuyorsun.
babam çok yaşlıydı, bir derece daha kolay atlattım ama özellikle abimle eşi ve ablamın kayıplarının bende yarattıklarını çok detaylı yazmak istemiyorum. zaten toparlayamam, burda ki kimseninde içini o derece ezmek/acıtmak istemem. abimle yengemi ben buldum (yenge dediğime bakmayın, aramızda sadece 2 gün yaş farkı bulunan kuzenimdi kendisi), ablamıda morgta teşhis etmek zorunda kaldım. insanlar bazı acıların/olayların detaylarını bilmemeliler (onlarında travmatize olmaması için), paylaşmadım, hafiflemedim, kendi içimde zamanla hallettim. en yakın arkadaşım bile bilmez ben o morgta ne gördüm, aşağı inmesine dahi izin vermedim, kendim indim.
zaman, başka bir şey yok insanı iyileştiren. insan denilen varlık müthiş dirayetli. alışıyorsun, aşıyorsun, iyileşiyorsun. çok şey katıyor sana bu süreç, çok şeyde götürüyor...ama eninde sonunda yaşama tutunuyorsun.
- Phoebe (26.08.16 10:51:23 ~ 11:09:39)
1