[]

Akp'lileri anlamak

Bu adamlarla diyalog imkansız. Her insan gibi davranışlarının kökenlerini bilmiyorlar. Dogmaya boğulmuş gidiyorlar öyle(Bana göre). Soru sorduğum zaman ezberlediklerini söylüyorlar her zaman. En sonunda olay "yav bırak bunları" noktasına geliyor.

Bu adamların/kadınların kafa yapılarını anlamak için ne gibi okumalar yapılabilir? Sosyolojik, psikolojik, siyasi tarih, biat kültürü vs...

Takıldıkları sitelere filan baktım. Esnafla konuştum. Cahillik diz boyu. Kimse daha doğru düzgün ifade bile edemiyorlar kendini. Seçimden beri milliyetçi oldular zaten bir anda. Dün bir tanesi göktürk yazıtlarının piramitlerden filan eski olduğunu iddia etti. Olmadığını görünce de "Nasıl yalan yazıyorlar belli değil" dedi. Bunu diyen de 26 yaşında adam. Kafalar patates olmuş. Bu olay onlarla olmayacak.

Burada olan arkadaşlar da vardır mutlaka. Niyetim tartışmak değil. 10 yıldır konuşuyoruz iletişim kuramıyoruz sizinle hacı. Bir de böyle deneyelim.


Kabul edilmeyecek cevaplar:

- Çomar bunlar işte fazla takma.
- Namaz kılıyor diye veriyor işte.
- Çıkarları için hep.
vs...

Teşekkürler.

 
1- Katılıyorum. Biraz da ondan sordum bu soruyu. Ben cahilliğimi yeneyim bari.

2- Önerebileceğin bir kitap, makale, belgesel vs. var mı?

3- Bunun da farkındayım. Bu insanlar dediğim sokakta beraber top oynayarak büyüdüğüm insanlar. Ama dönüştükleri şey (yine bana göre) çok acımasız ve tutarsız. Sorular sorduğum zaman da bir yanıt almayı bırak direkt ad hominemle karşılaştım.

4- 1. madde ile aynı. Tamamen katılıyorum. Sorunum iletişim kurmanın mümkün olmadığını görmem ve cevap arayışımı farklı yerlere yönlendirmem.
  • sarper361  (21.04.16 11:24:19) 
Cocuk tecavuzune bile yorum getirmeye calisanlari var! Yok Avrupa'da da oluyormus, Osmanli'da da varmis. Erkek cocuguna tecavuz lan! Nasil bir sapikliktir bu! Bir de bunun ustunu kapamaya calismak da sapikliktir!

Ancak bu kisiler laftan anlamaz. Insan ortalama zekasi onlarda yok. Zaten zeka olsa Turkiye'nin dogru yolda olmadigini gorurler.
  • Traveller  (21.04.16 11:40:25) 
(bkz: beyler sakin)


  • sarper361  (21.04.16 11:42:36) 
Kömür yiyip makarna yakın. O zaman anlarsınız kafalarını.


  • suicides underground  (21.04.16 12:00:31) 
ulke cahil hocam bunun akpsi chpsi yok malesef. tayyip ne dese aynen dogrudur diyen adamlar var, ne dese yanlistir diyen adamlar var. simdi buraya sorsan tayyipin yaptigi hic mi Dogru sey yok diye sorsan 50 kisi yazar evet yok, Adam darth vader gibi saf kotulukten olusuyor derler.

turk filmleri bile Boyle aslinda. iyiler saf iyidir bizde hic kotuluk yapmaz, kotuler de saf kotudur hic iyilik yapmazlar. o yuzden tayyip iyi diye kodlanmissa bir kere hic hata yapmayacagina inanirlar, yaptigi herseyi savunurlar. bunun zitti da ayni sekilde.

sadece siyasal gorus de degil, futbolda da ayni. fenerbahcelilere sorsan kulüp sike yapmamistir, tapeler paralel isidir, fenerbahceye kuresel komplo kurulmustur falan. benim üniversite hocam var, kardiyoloji profesoru adam. fenerbahce hakkinda yazdiklarini gorseniz aglarsiniz yani. bu bahsedilen cehaletin okumusluk duzeyi ile de alakasi yok. bi garip.

nazi propoganda bakaninin lafi vardi bir seyin ne Kadar sacma oldugu onemi yok, surekli soylerseniz insanlar Dogru olduguna inanirlar. akp bunu cok yapiyor.

ülkede takim tutar gibi siyasi parti tutuldugu surece demokrasi adim atmaz. ben cok karamsarim bu konuda.
  • fayfim  (21.04.16 12:06:00) 
Benim ideolojimin parlementoda temsili yok. Şu an cevap vermeye mecalim de yok. Yine de yazıyorum.

1. Karşıt 'fikri' cehalet zannetmek kültürsüzlüktür.

2. Tek taraflı yayın izlersen güdükleşirsin. Mutlaka karşıt tarafın yayınlarını da eşit sürelerle izle. Başka türlü beynini yıkattırmış olursun. Bunu hazmedemiyorsan siyasetle uğraşma.

3. AKP'lilerin büyük bir kısmı seninle uğraşmamak için üç maymunu oynuyor. Beni de başlarından defalarca defettiler. Öyle CHP'liler gibi de militanlaşmış boğucu bir partizan falan değilim. Gerici jakoben modernist hiç değilim. a) Aşağılanmaktan psikolojik şiddet görmekten bıkmış durumdalar. Uğraşmak istemiyorlar sorunca geçiştiriyor ya da aptala yatıyorlar. b) AKP'ye oy verenler daha az siyaset dinliyor izliyor. (Maçı bırakıp eve giden adama neden gittiği sorulduğunda verdiği cevap; Futbol maçını takımın kazanırken izlemek zevkli değil.) Ayrıca esnaflardan bahsediyorsak esnaf zaten standart olarak ekonomi izleyicisidir. c)...

4. Genel olarak AKP'ye oy verenler pragmatik. Ekonomi izlemeleri doğal. Bu bir eleştiri ya da yergi değil.

5. Muhalefet partileri ama özellikle CHP yandaşlarını fanatize etmek için yırtınırken toplumu AKP bölüyor deyip bir yandan da kendileri böldüler.



CHP'nin partizanlarını militanlaştırmak için gereksiz şekilde kullandığı olaylar:

1. "Ananı da al git"i toplumsal öfkeyi tetiklemek için kullanmaları. Hamaset duygu sömürüsü. Videoyu izledim başbakanı basının karşısında haddini aşacak şekilde görgüsüzce azarladı. Psikolojik şiddet uyguluyordu aynı lafı herkes ederdi. Tabi insan olarak izledim partizan olarak değil.

2. "Bir süt bile dağıtamadılar." Kim dağıtsaydı yaşanacaktı.

3. "Suriye'deki türbeyi taşıdılar kaçtılar." Zaten orjinal yerinde olmadığını da söyleseydiniz. Kaçıncı kez taşındı!?

Böyle gider... Bu üç maddeyi savunan CHP'linin burnunun ucunu göremediği fanatize edildiği belli. Neden tartışsınlar ki?


Mısır konusunda hükümet kaybedenin tarafında fazla durdu ve Mısır kaybedildi. "Önüne yatmak" AKP tarafından cinsel ayırımcı şekilde kullanılmaya çalışıldı. Kılıçtaroğlu'na aynen katıldığım konular.


Bir ara buraya AKP'nin iktidara gelmeye çabalarken nasıl ABD'den icazet almaya mahkum edildiğini ve karşılığında Ege, Kıbrıs, çözüm sürecini mecburen kabul ettiğini de yazmalıyım. Ordu, CHP, MHP üçü birden AKP'yi darbeyle korkuturken ve ordu halen iktidara gelecek partiye icazet vermeye yetkiliyken yaşandı bunlar. Yaptığı her darbede ABD'den izin almış olan Türk ordusu ABD'nin yeni parteri olan (eskiden orduydu) AKP için darbe yapma izni alamayınca komutanları mahkemelerde sürünmeye başladı.

Ben yıllardır bunlar sağcı parti çözüm süreci bir yerde patlar güçlenince ABD'ye takiye yapmayı bırakır teröristleri temizlemeye başlarlar demedim mi? Dedim. Kaç kere söyledim? Bin kere. Kriz bizi teğet geçecek dediğimde inandınız mı? Hayır. Dibine kadar solcu ve CHP'li CNN'in Cüneyt'i bu seçimi AKP kazanacak hem de açık arayla dediğinde vatan haini muamelesi yaptınız mı yapmadınız mı? Adam madam olun doğruyu söyleyeni 9 köyden kovmayın. Tek yayın organı takip ederseniz seviyeniz düşük kalır ve rahatlıkla fanatize edilirsiniz.
  • neotunc  (21.04.16 12:44:06 ~ 12:45:44) 
suriyeden gelen mültecinin yanimda dediğini aynen aktarayım da beyinlerimizde o good idea ampülü yansın:
silahsız, kan dökmeden, yani meşru seçimle iktidarı devraldılar...

benim anladiğım, halkın genel ortak değerlerine sahip çıkan kazanıyor.
tamam, şimdi lambalar sönebilir.
  • 1adam  (21.04.16 14:04:17) 
Öncelikle ilk paragrafı yazma sebebim dolaylı olarak bu soruya cevap olacak. İlk paragrafta kendimi açıklama ihtiyacı duyuyorum ki hemen başta etiketlenip söylediğim her şeye o pencereden bakılmasın. 2006 yılında ilk oyumu AKP lehine kullandım 2010 yılına kadar AKP'yi destekledim. Siyasi parti fanatiği hiç olmadım. İdeolojilerden ekseriyetle nefret ederim çünkü yaşam tarzı, toplum görüşü paket halinde sunulmamalı. Çeşitlilik ilerlemek için esastır diye düşünmekteyim. Bununla birlikte birtakım sebeplerden dolayı AKP'ye inandım ve destekledim. Kimseyi bunun doğruluğuna inandırmaya çalışmadım sadece bireysel olarak topluma faydalı olacağını düşündüğüm tercihi yaptım.
2010 sonrasında, inanmak istemekle birlikte birçok kuşkuya kapıldım nihai amaçları ile ilgili. 2011'de Ahmet Davutoğlu, yalçın akdoğan, ömer çelik gibi partinin eski toplarıyla bir kaç defa gayri resmi ortamlarda uzun uzun muhabbet etme şansı yakaladım. Gerçekten bir davaları olduğu, toplumun faydalarını gözettikleri konusunda ikna oldum. Şahsen tanışsanız boş beleş insanlar olmadıklarını(yalçın akdoğan hariç; adam hakikaten dar kafalı şahsi çıkar peşinde gibi geldi), hayalleri, hedefleri, toplumsal fayda gözeten görüşleri olduğunu görebilirsiniz. En azından ben gördüm. 2011'den 2013'e kadar bu duyguya tutunarak hala toplumu saydıklarını sevdiklerini düşündüm (bir yerde öyledir muhakkak). Gün geçtikçe sarsılan inancım 2013'te yerini berraklığa bıraktı ve bu grubun niyetlerine dair hayal kırıklığı ve öfkeyle kalakaldım.
Sebeplerimi anlatırken kendimden de bahsetmek istiyorum. İç anadoluda memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak büyüdüm. 13 yaşından beri ailemden ayrı kendi ayaklarım üzerinde durdum. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okudum, okurken çalıştım, boş bulduğum her vakitte minimum bütçelerle dünyayı dolaştım. Hayatım boyunca, dünyanın her yerinde sınıf farklılığına tanık oldum. Ekonomi temelli, etnik, mezhep, coğrafi temelli gruplara ayrılmış insanlar gördüm. Bu gruplar arasında var olan güç savaşına, nefrete, hoşgörüye (acımaya) tanık oldum. Türkiye'de kendini gösteren ekonomik ve kültürel sınıfların bir unsuru olduğum için, sınıflararası farklılığı hep yaşadım. Başörtülü annemin kabul gördüğü ya da ötelendiği ortamlarda bulundum, Geçim sıkıntısı yaşadım ama çok daha kötülerine tanık oldum. Özel bir üniversitede burslu okudum. Üst gelir grubunun dinamiklerine aşina oldum. Bütün bu deneyimlerin sonunda galiba otomatik olarak ait olduğum "halk sınıfına" hitap eden, bu sınıfa uzun yıllardır yapılan ayrımcılığa, aşağılamaya karşı çıkan, bu sınıfın kısmen sesi olan partiye, AKP'ye sempati duydum. 10 seneye yakın STK'larda aktif bir şekilde görev aldım. İnsan Hakları eğitmenliği yaptım, insanlara demokrasiyi anlatmaya çalıştım. Yakın tarihte bizi evrensel doğruların en yakınına getiren partiye, AKP'ye sempati duydum. Geriye dönüp baktığımda sebeplerim ve vardığım sonuçlardan pişmanlık duymuyorum. Değişime inandım, köhneleşmiş bir düzeni değiştirmeye çalışan bir gruba dogrudan ya da dolaylı destek verdim. Ancak bu değişimin gittiği noktayı doğru gözlemleyemedim. Belki yanılmaktan korktum, belki de gururuma yediremedim kandırılmayı ama iktidarın evrildiği yönü uzun süre kabul edemedim. Güce sahip olanın, bu güçten vazgeçmek istemeyeceğine inanmak istemedim. Ben inansam da inanmasam da geldiğimiz durum ortada. Her gün nefretin körüklendiği, özgürlüklerin kaale bile alınmadığı, halkla dalga geçercesine gövde gösterilerinin yapıldığı korkunç bir topluma dönüştük.
Bu yazıyı yazma sebebim bir insan AKP'yi neden destekler sorusuna cevap vermekti. Yazarken farkına vardığım üzere, bireysel hayat mücadelesini sürdürürken, toplum için almak zorunda olduğumuz kararlarda (ne kadar eleştirel ve rasyonel olursak olalım) duygusal etkenler daha kuvvetli oluyor. Siyasetin temelinde de olduğu üzere, toplumun farklılıklarını hedefleyen, politikalar, söylemler karar mekanizmalarında en birincil etkenler oluyor. İnsanlar çoğunlukla sınıf farklılığına dayalı olarak kendilerini bir gruba ait hissediyorlar. Eylemlerden, politikalardan bağımsız olarak sadece aidiyet vazifesi olarak, sorgulamadan, o grubu ve temsilcilerini destekliyorlar. İnsanlar AKP'ye oy vermiyorlar, AKP'nin hala temsil ettiğini sandıkları kendi sınıflarına oy veriyorlar. İktidar ne derse desin, o söylemi kendi sınıflarının ortak görüşü olarak kabul ediyorlar. Başka grupların söylemleri yanlış, çünkü onu başka gruplar söylüyor. Doğru olsa bizimkiler söylerdi. Başka gruplar birini savunuyorsa o kişi kötü. İyi olsa bizimkiler savunurdu. AKP bu farklılığı kullanarak, bu aymazlığı, aidiyet cehaletini kullanarak bu noktalara kadar geldi. Ne zaman bu farklılıklar zayıflasa, ne zaman bu gruplar ortak noktalar bulsa, başka farklılıklar yarattı. Başka kriterlerle insanları başka gruplara böldü.
Giriş var, gelişme var ama maalesef bir sonuca varamıyorum. Bir insan niye AKP'ye oy verir? Bir insan niye oy verir? Kafamda deli sorular..
  • ubuntuee  (21.04.16 14:25:15) 
arada bir duyuruyu ziyaret ederim. genelde işim düştüğü içindir ama birşeyleri alırken vicdanen bazı şeylere de yardım ederim. bu konu da onlardan birisi oldu.

öncelikle bir akım altında belirli belirsiz bir güruhu toplamak zaten süregelen bir yanlış. yani bir rock müzik sever neden techno dinlemez gibi bir şey bu. her insanın içinde mutlaka farklı görüşler mevcuttur. fakat bunları dile getirirken çevresine göre değil belirli frekanslaradır. yani kahvede oturup sohbet ettiği adamla kayın biraderiymiş gibi konuşmayacaktır. ancak şu var; eğer insanları tanıyan biriyseniz 3-5 kelime bile konuşsa ne tarz bir yaşam tarzı var öğrenebilirsiniz. fakat yine aynı insanlar kendilerince bir kilit kişilik oturttuklarını da sanarak/inanarak tavizsiz bir karaktermiş gibi davranabilir. kaldı ki bu bile az önce bahsettiğim 3-5 kelime içine dahil bir çerçevedir.

gelelim insanlarla nasıl iletişim kurulacağına. bu insanlar tartışma insanıdır. fikir/bilgi paylaşımı yapma düşüncesiyle giderseniz (spesifik konular hariç) mutlaka üzülür hatta hastalık sahibi olursunuz :). sohbetleriniz kısa olsun. teati insanları değillerdir. karşınızdaki insanları bazı özel seviye cümlelerle ölçün önce. ağzınızdan çıkan her kelimeyi kaldırabilecek yapıda olmayabilirler. anlamalarını beklerseniz bu sizin hatanız olur. bir nevi fiyat performans gözlemine girişmeyin. yani ekonomik durumları çok güçlü olsa da kültür seviyeleri inanılmaz düşük olabillir. ya da tam tersi bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz fakat size tavsiyem "kimi tanıdıysam benden 1 fazla bildiğini öğrendim" düşüncesini aklınızdan çıkarmayın. boşaltılmadan doldurulamazlar. sabır gerçekten herkesin ihtiyacıdır.

kıssa yapacak olursam eğer, herkes kendi hayatını yaşasın. kimse kimseyle uyuşmak, anlaşmak veya kapışmak zorunda değil. susmak gerçekten erdemdir. kabullenmek de öyle. bırakalım kim neyi nasıl istiyorsa onu yapsın/yaşasın. ayrım yapmadan, seviye aramadan insanlık öne çıkmalı. çıkartılmalı. din hiç kimse içindir fakat inanç herkesin ihtiyacıdır. inanmadan yapılanlar derme çatmadır. denge biz insanlar için varolan yegane huzurdur.

ama şunu da eklemeden edemeyeceğim. siyasetin tillahı gerçekten türkiye'de dönüyor. aynı kara delik gibi, kimse kaçamıyor. herkes bir şekilde dahil ediliyor. ya içselleşiyor ya da ötekileşiyor. çatı altında yaşamak isteyenler çatı altında yaşayabilir ama benim nefesimi kesemezler. sabrederim, kabul ederim ama teslim olmak bambaşka bir olgu.

güzel olan güzel kalsın. hayat gibi. ne zaman biter bilinmez. önce insanlığı yaşamaya bakın. düzeltilmesi gereken birşeyler varsa önce düzenin kendisine bakılmalı.

mutlu bir gelecek için. kendinize iyi bakın.
  • sengdil semir  (21.04.16 17:01:38) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.