[]
işkenceci üvey anneye dayak atılması hakkında ne düşünüyorsunuz
sözlükte entryleri okudum da kanım dondu. bunun yanlış olduğunu düşünen yok mu?
benim düşüncem şu kabaca: modern insanlar olarak hukuk kuralları üzerinde uzlaşırız ve bu kurallara herkesin uymasını isteriz, bu kurallar sayesinde her an ölüm korkusu olmadan yaşarız. hukuk kurallarının koruduğu en önemli şey insandır. insan hayatına, sağlığına zarar veren -neredeyse- tüm fiiller (öldürme, işkence, tecavüz vs.) yasaklanmıştır. neredeyse diyorum çünkü bunların ufak istisnaları, hukuka uygunluk nedenleri var. nefsi müdafaa (haklı savunma) gibi. yalnızca, hayatımıza (ya da başkasının hayatına) doğrudan kast eden bir durum varsa ve başka türlü kurtulma olanağımız yoksa üstün değer olan 'insan hayatı'nı korumak için öldürme fiilini işleyebiliriz. İşkence ve tecavüz için bu da olmamalı, ama tartışılabilir. biri kafaya silah dayayıp şu kişiye işkence yapmazsan, tecavüz etmezsen seni öldüreceğim diyor mesela. neyse o bu tartışmaya girmeyeyim. temel olarak, üstün değer olan insan hayatını koruyan kuralları yalnızca insan hayatını korumak için ihlal edebiliyoruz demek istediğim buydu.
olaya gelirsek, herkes şunu diyor: "onun gibi caniye az bile, şöyle şöyle yapsalarmış keşke. hatta idam olsaydı assaydık." toplumu etkileyen her olayda aynı şeyleri görüyoruz. yani; o kadar üstün gördüğümüz insan hayatını, x eylemini gerçekleştirdiği için hiçe sayıyoruz. yalnızca öfkemizden. ve bu bence hukuki güvenilirliğin kaybolmasına neden oluyor. çünkü bu üstün değeri x eylemini yapanlar için korumazsak üstünlüğü falan kalmaz.
tecavüz edenler idam edilebilir, çocuklara işkence yapanlar daha beter işkenceye maruz kalabilir... o zaman biri de çıkıp "beni aldattı, ölmeyi hak etti" diyebilir ki diyor da. idamı, işkenceyi toplum meşrulaştırdığı zaman bireyin meşrulaştırması yolu açılıyor. bu da hukuki güvenilirliğin kaybolması anlamına geliyor.
böyle işte. merak ediyorum düşüncelerinizi.
benim düşüncem şu kabaca: modern insanlar olarak hukuk kuralları üzerinde uzlaşırız ve bu kurallara herkesin uymasını isteriz, bu kurallar sayesinde her an ölüm korkusu olmadan yaşarız. hukuk kurallarının koruduğu en önemli şey insandır. insan hayatına, sağlığına zarar veren -neredeyse- tüm fiiller (öldürme, işkence, tecavüz vs.) yasaklanmıştır. neredeyse diyorum çünkü bunların ufak istisnaları, hukuka uygunluk nedenleri var. nefsi müdafaa (haklı savunma) gibi. yalnızca, hayatımıza (ya da başkasının hayatına) doğrudan kast eden bir durum varsa ve başka türlü kurtulma olanağımız yoksa üstün değer olan 'insan hayatı'nı korumak için öldürme fiilini işleyebiliriz. İşkence ve tecavüz için bu da olmamalı, ama tartışılabilir. biri kafaya silah dayayıp şu kişiye işkence yapmazsan, tecavüz etmezsen seni öldüreceğim diyor mesela. neyse o bu tartışmaya girmeyeyim. temel olarak, üstün değer olan insan hayatını koruyan kuralları yalnızca insan hayatını korumak için ihlal edebiliyoruz demek istediğim buydu.
olaya gelirsek, herkes şunu diyor: "onun gibi caniye az bile, şöyle şöyle yapsalarmış keşke. hatta idam olsaydı assaydık." toplumu etkileyen her olayda aynı şeyleri görüyoruz. yani; o kadar üstün gördüğümüz insan hayatını, x eylemini gerçekleştirdiği için hiçe sayıyoruz. yalnızca öfkemizden. ve bu bence hukuki güvenilirliğin kaybolmasına neden oluyor. çünkü bu üstün değeri x eylemini yapanlar için korumazsak üstünlüğü falan kalmaz.
tecavüz edenler idam edilebilir, çocuklara işkence yapanlar daha beter işkenceye maruz kalabilir... o zaman biri de çıkıp "beni aldattı, ölmeyi hak etti" diyebilir ki diyor da. idamı, işkenceyi toplum meşrulaştırdığı zaman bireyin meşrulaştırması yolu açılıyor. bu da hukuki güvenilirliğin kaybolması anlamına geliyor.
böyle işte. merak ediyorum düşüncelerinizi.
sadece ilk cümleni okudum.
cevap : yok
edit: dayanamadım ek yapayım.. söylediğin her şey insanlar için gerekli..
bazılarının yaptıkları insan veya hayvan sıfatını haketmeyen davranışlar onlara her şey serbest.
misal: özgecan olayı , bu kadın , çocuğa tecavüz edenler öldürenler.. bu gibiler için ayrı kanun çıkarılıp normal yasalardan yararlandırılmamalı.
herkes suç işleyebilir adam bile öldürebilirsin.. kavga olur sinir anı çeker vurursun birini onun cezası kanunda yazıyor zaten..
ama özgecan olayı, 5 yaşında çocuğa tecavüz edip öldürmeyi anlatmaya gerek yok
cevap : yok
edit: dayanamadım ek yapayım.. söylediğin her şey insanlar için gerekli..
bazılarının yaptıkları insan veya hayvan sıfatını haketmeyen davranışlar onlara her şey serbest.
misal: özgecan olayı , bu kadın , çocuğa tecavüz edenler öldürenler.. bu gibiler için ayrı kanun çıkarılıp normal yasalardan yararlandırılmamalı.
herkes suç işleyebilir adam bile öldürebilirsin.. kavga olur sinir anı çeker vurursun birini onun cezası kanunda yazıyor zaten..
ama özgecan olayı, 5 yaşında çocuğa tecavüz edip öldürmeyi anlatmaya gerek yok
- pembe baytar (27.12.15 00:51:22 ~ 01:01:14)
bence çok haklısın
- fatihkkk (27.12.15 00:52:17)
no
- Alt4y (27.12.15 00:54:24)
Yapılan gerçekten çok kötü ama beni asıl geren şey herkesin ağza alınmayacak küfürler etmek için bir yarışa girmesi ve kimsenin bunu garipsememesi, bilakis buna alkış tutması. O kadar çirkin ki bu küfür edilmenin meşrulaştırılması. Herkes caniliği kınıyor ama bunu içindeki caniyi salıvererek yapıyor. Yahu bunun çözümü bu değil ki. Çözümü ne bilmiyorum ama bu olmadığını çok iyi biliyorum. Birine canice davranabilmek eşiği o kişi bunu "hak ettiğinde" mi aşılıyor? Yani sırf birileri hak etmiyor diye mi işkence etmiyoruz ona? Ya da yasalar bizi durdurduğu için mi? Neden?
Can yakılacak olsa bunun âlâsını yaparım hiç merak etmeyin. Özellikle çocuk ve hayvan gibi savunmasız, karşı koyamayan, derdini anlatamayan canlılara yapılan işkence kanımı donduruyor ama ben bile bunu yapanlara karşı cani olmayı tahayyül edemiyorum. Ağzımdan en fazla "pislikler" kelimesi dökülüyor. Sanırım toplum olarak hastalandık. Geçmiş olsun.
Can yakılacak olsa bunun âlâsını yaparım hiç merak etmeyin. Özellikle çocuk ve hayvan gibi savunmasız, karşı koyamayan, derdini anlatamayan canlılara yapılan işkence kanımı donduruyor ama ben bile bunu yapanlara karşı cani olmayı tahayyül edemiyorum. Ağzımdan en fazla "pislikler" kelimesi dökülüyor. Sanırım toplum olarak hastalandık. Geçmiş olsun.
- yirmisantim (27.12.15 01:12:36)
insanlar cok aptal. hapse atilsin bitsin gitsin iste. hapis yatmanin yaninda dayak yemenin esamesi okunmaz. valla askere gitmek bile dayak yemekten kotu.
- bohr atom modeli (27.12.15 01:38:18)
içerdekilerin de çoğu çocuk katili. kadını sırf yeni geldiği için dövdüler, çocuğa kıydı diye değil.
- shedracon (27.12.15 17:34:52 ~ 17:35:32)
yirmisantim + 1
Hatta hiçbir +1'i bu kadar "Ben mi yazdım da hatırlamıyorum" diyerek yazmamıştım.
Adaletin olmadığı yerde insanların adaleti kendilerinin sağlamaya çalışması standart paket içinde geliyor zaten. Adalet sisteminin durumu da malum. Daha önce "Hukuğu sağlayacak olan ben değilim; ben ancak adaleti talep eden kişi olabilirim" demiştim. Şiddete şiddetle karşılık vermenin sonu yok, yapıcı değil; kan davasının, ırkçılığın kökeni bu değil mi?
Çok da sevmem ama 90'ların sonuna doğru Sezen Aksu'ya "Şarkılarınızı niye önünüze gelen her şarkıcıya veriyorsunuz. Hak etmeyen şarkıcılar, şarkılarınızı söylüyor" demişlerdi. Sezen Aksu da "Ben Allah'ın terazisi miyim? Şarkıyı hak edip etmediğine ben karar veremem önceden, ona dinleyiciler karar verecek" demişti. Yargıç veya hakim değilsek, bu yönde bir eğitimimiz yoksa, hiçbirimiz Allah'ın terazisi değiliz. Değilim ben. Bana göre müebbet gerekiyordur, sana göre tecavüz edilip sürüm sürüm sürülmesi gerekiyordur, başkasına göre eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi gerekiyordur. Bunların bir geçerliliği, standardı, ayarı ve sonu yok ki, bunlar kişisel olarak içimizden geçenler sadece. Hukuk sadece suçu engellesin, suçsuzu korusun diye yok ki, suçluya insanlar kafasına göre ceza vermesin diye de var. Benim yapabileceğim düzgün işleyen bir adalet sistemi istemek, bunun için uğraşmak; gerekirse bunun için başıma, iş gelmesi; ötesinde cezayı kesici bir organ değilim. Yetkili bir kişi değilim, Allah'ın terazisi değilim. Bir kişi çıkar da "Ben şu konuda eğitimliyim. Bu insana gereğinden az ceza verilmiştir. Şu ülkedeki şu hukuk uygulamasında şöyle örnekler vardır. Bunun arkasındaki mantık şudur ve toplum gerçekleri ile şu şekilde örtüşmektedir. Bizim toplumumuzdaki dinamikler de şunu göstermektedir, bu yüzden de bu kişinin iç organlarının parçalanırcasına dövülmesi" derse "Evet, bu şekilde olabilir" derim ama içimdeki öfke ile "Beterine yapsınlar" dersem, kişisel olarak içimden geleni söylemiş olurum ama bu yapıcı veya anlamlı değil, sadece içimdeki öfkeyi kustuğum için anlık rahatlatıcı. Ne derece adil olduğunu ise ben bilemem.
"Senin çocuğun olsa, aynı şeyi ona yapsalar" deseler, tabii ki üzülür, yıkılır, sinirlenir ve adalet isterdim. Belki ellerimle boğmak isterdim ama adaletin yolu bu olmamalı.
Hatta hiçbir +1'i bu kadar "Ben mi yazdım da hatırlamıyorum" diyerek yazmamıştım.
Adaletin olmadığı yerde insanların adaleti kendilerinin sağlamaya çalışması standart paket içinde geliyor zaten. Adalet sisteminin durumu da malum. Daha önce "Hukuğu sağlayacak olan ben değilim; ben ancak adaleti talep eden kişi olabilirim" demiştim. Şiddete şiddetle karşılık vermenin sonu yok, yapıcı değil; kan davasının, ırkçılığın kökeni bu değil mi?
Çok da sevmem ama 90'ların sonuna doğru Sezen Aksu'ya "Şarkılarınızı niye önünüze gelen her şarkıcıya veriyorsunuz. Hak etmeyen şarkıcılar, şarkılarınızı söylüyor" demişlerdi. Sezen Aksu da "Ben Allah'ın terazisi miyim? Şarkıyı hak edip etmediğine ben karar veremem önceden, ona dinleyiciler karar verecek" demişti. Yargıç veya hakim değilsek, bu yönde bir eğitimimiz yoksa, hiçbirimiz Allah'ın terazisi değiliz. Değilim ben. Bana göre müebbet gerekiyordur, sana göre tecavüz edilip sürüm sürüm sürülmesi gerekiyordur, başkasına göre eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi gerekiyordur. Bunların bir geçerliliği, standardı, ayarı ve sonu yok ki, bunlar kişisel olarak içimizden geçenler sadece. Hukuk sadece suçu engellesin, suçsuzu korusun diye yok ki, suçluya insanlar kafasına göre ceza vermesin diye de var. Benim yapabileceğim düzgün işleyen bir adalet sistemi istemek, bunun için uğraşmak; gerekirse bunun için başıma, iş gelmesi; ötesinde cezayı kesici bir organ değilim. Yetkili bir kişi değilim, Allah'ın terazisi değilim. Bir kişi çıkar da "Ben şu konuda eğitimliyim. Bu insana gereğinden az ceza verilmiştir. Şu ülkedeki şu hukuk uygulamasında şöyle örnekler vardır. Bunun arkasındaki mantık şudur ve toplum gerçekleri ile şu şekilde örtüşmektedir. Bizim toplumumuzdaki dinamikler de şunu göstermektedir, bu yüzden de bu kişinin iç organlarının parçalanırcasına dövülmesi" derse "Evet, bu şekilde olabilir" derim ama içimdeki öfke ile "Beterine yapsınlar" dersem, kişisel olarak içimden geleni söylemiş olurum ama bu yapıcı veya anlamlı değil, sadece içimdeki öfkeyi kustuğum için anlık rahatlatıcı. Ne derece adil olduğunu ise ben bilemem.
"Senin çocuğun olsa, aynı şeyi ona yapsalar" deseler, tabii ki üzülür, yıkılır, sinirlenir ve adalet isterdim. Belki ellerimle boğmak isterdim ama adaletin yolu bu olmamalı.
- aychovsky (27.12.15 17:53:56)
yirmisantim +1
şunu söylemek lazım ama, kadına yapılanlar doğru değil. ama yapılanlara üzülemiyorum.
şunu söylemek lazım ama, kadına yapılanlar doğru değil. ama yapılanlara üzülemiyorum.
- buffy de vampir sayılır (27.12.15 18:03:52)
1