[]
Türk Eğitim Politikaları ve Uygulamaları için ödev yardımı
Bir arkadaşıma yardım etmem lazım, Türkiyede 1960-80 arasında eğitim ile çıkan kanunlar, kararnameler, ve vuku bulan önemli olayları yazması gerekiyor.
Kaynak olarak Yahya akyüz ün kitabı haricinde tavsiye edebileceğiniz kaynaklar var mıdır?
Kaynak olarak Yahya akyüz ün kitabı haricinde tavsiye edebileceğiniz kaynaklar var mıdır?
1980'den beri yayımlanan öğretmen dergisi var.
ben 67-78 yılları arasında okudum. aklımda kalanları yazayım, arkadaşının öğrenci gözüynen nasıl görüldü fikri olsun.
yer izmir , köy okulu değil. (ilk okulu 5 ayrı okulda, orta okulu 3 ayrı okulda okudum. lise tek okul sayılır)
67-72
ilk okulda eğitim iş derslerimiz vardı. kilim dokuma, ebru, çivili makarayla yapılan örgüler, tahtalardan objeler yapmak (ben beşik ve masa sandalye takımı yapmıştım)
bilgi yarışmalarına katılım öğretmen ve müdürler tarafından destekleniyordu.
ilkokul bitirme sınavı vardı. her dersten ayrı ayrı sınava girdik.(resimden geçemiycem diye ödüm patladı. geçtim neyse ki.)
72-75
orta okulda tarım ve ticaret dersleri vardı. ikisinden de hayata dair çok şey öğrendim. el işi dersleri yine vardı. kızlar farklı erkekler farklı şeyler yapıyordu. parispuanı yaparak gecelik dikmiştim, bohça işledik, kendi önlüklerimizi diktik, bir de mutfak takımı işledim.
müzik aleti olarak isteyenler mandolin öğreniyordu, durumu olmayan veya istemeyen solfej. adamakıllı ama, şimdiki gibi üfürükten değil.
lisede 75-78 (vuku bulan önemli olay burada: öğretmen okulları olayı- boykotlar)
benimki öğretmen okuluydu. parasız yatılı okudum. okula başladıktan 1 hafta 10 gün sonra öğretmen okulları lise yapıldı. boykotlar, süresiz okul kapatmalar ve yine boykotlar oldu.
formasyon almadık, mecburi hizmet yapmadık. meslek lisesi mezunu olduk.
çok değerli öğretmenlerden eğitim aldık. siyaset okullara girene kadar. siyasilere yer açmak için o öğretmenlerimiz atandılar yerine mc hükümetinin atadığı militannlar geldi. ne eğitim bıraktılar, ne huzur, ne de güven.
fen sınıfındaydım bir saat biyoloji ve fizik görmedim. kimyacı sene sonu atandı 1 konu işledik. konsantrasyonlar.
matematik bölümüyüm, haftanın yarısı matematik dersi, kadın derse girmiyordu. öğretmenler odasında oturup laklak yapıyordu. sonra da defterlere imza atıp kendilerini geldi bizi gelmedi göstermişler. tam 13 kişiydiler. valiye okulu kapattırmak için başvurmuşlar. vali okulu süresiz kapattı.
öğretmen okullarında demokrasi uygulamalı anlatılırdı. milletvekili seçimleri gibi seçimlerle başkan, yardımcısı, kol başkanlarını seşersin. sonra bi işi olan kabineden o işle vazifeli arkadaşı bulur, konuyu anlatır çözüm ararlar filan işte. ben de okul başkan yardımcısıyım o dönemde. okul kapatılınca valiye çıktık biz başkan arkadaşımla. dilekçemiz elimizde valiyle konuşuyoruz. adam yoklama defterini çıkardı koydu masaya. "derslere girmiyormuşsunuz" diye bi de kalay çekti. ne diyeceğimizi şaşırdık. oyuna bak sen. 16-17 yaşındasın öğretmenim dediğin kişiden hayatının kazığını yiyorsun.
okula döndük. validen sessiz yürüyüş izni alalım yürüyelim, sesimizi duyuralım dendi. izni aldık, okuldan çıktık. valilik okulun karşısında zaten. şöyle bi dönüp okula girecez. önümden biri "faşist vali istifa" diye bağırdı. bağıran bizim okuldan değil. etraf alabildiğine polis dolmuş. başladılar mı bunlar üzerimize gelmeye. kimi "allah allah" diye nara atıyor kimi de "kaçın yavrum okulunuza kaçın" diyordu. ezilenler oldu, joplananlar oldu. valla hiç unutmuyorum o kadar acı ki aslında şimdi buradan bakınca, arkadaşlardan dayak yerken "biz öğretmen olmak istiyoruz" diye inleme bağırma arası sesler geliyordu. bizim tek derdimiz öğretmen olmaktı. okulu bırakamazdık, ailemiz noterden borç senedi imzalamıştı. kaçamadık valla, dayakları da kazıkları da yedik.
istatistiklerde var, o dönemde kapatılan öğretmen okullarının kaç katı fazlasıyla imam hatip okulları açıldığı filan. arkadaşın bulur nasılsa.
ben 67-78 yılları arasında okudum. aklımda kalanları yazayım, arkadaşının öğrenci gözüynen nasıl görüldü fikri olsun.
yer izmir , köy okulu değil. (ilk okulu 5 ayrı okulda, orta okulu 3 ayrı okulda okudum. lise tek okul sayılır)
67-72
ilk okulda eğitim iş derslerimiz vardı. kilim dokuma, ebru, çivili makarayla yapılan örgüler, tahtalardan objeler yapmak (ben beşik ve masa sandalye takımı yapmıştım)
bilgi yarışmalarına katılım öğretmen ve müdürler tarafından destekleniyordu.
ilkokul bitirme sınavı vardı. her dersten ayrı ayrı sınava girdik.(resimden geçemiycem diye ödüm patladı. geçtim neyse ki.)
72-75
orta okulda tarım ve ticaret dersleri vardı. ikisinden de hayata dair çok şey öğrendim. el işi dersleri yine vardı. kızlar farklı erkekler farklı şeyler yapıyordu. parispuanı yaparak gecelik dikmiştim, bohça işledik, kendi önlüklerimizi diktik, bir de mutfak takımı işledim.
müzik aleti olarak isteyenler mandolin öğreniyordu, durumu olmayan veya istemeyen solfej. adamakıllı ama, şimdiki gibi üfürükten değil.
lisede 75-78 (vuku bulan önemli olay burada: öğretmen okulları olayı- boykotlar)
benimki öğretmen okuluydu. parasız yatılı okudum. okula başladıktan 1 hafta 10 gün sonra öğretmen okulları lise yapıldı. boykotlar, süresiz okul kapatmalar ve yine boykotlar oldu.
formasyon almadık, mecburi hizmet yapmadık. meslek lisesi mezunu olduk.
çok değerli öğretmenlerden eğitim aldık. siyaset okullara girene kadar. siyasilere yer açmak için o öğretmenlerimiz atandılar yerine mc hükümetinin atadığı militannlar geldi. ne eğitim bıraktılar, ne huzur, ne de güven.
fen sınıfındaydım bir saat biyoloji ve fizik görmedim. kimyacı sene sonu atandı 1 konu işledik. konsantrasyonlar.
matematik bölümüyüm, haftanın yarısı matematik dersi, kadın derse girmiyordu. öğretmenler odasında oturup laklak yapıyordu. sonra da defterlere imza atıp kendilerini geldi bizi gelmedi göstermişler. tam 13 kişiydiler. valiye okulu kapattırmak için başvurmuşlar. vali okulu süresiz kapattı.
öğretmen okullarında demokrasi uygulamalı anlatılırdı. milletvekili seçimleri gibi seçimlerle başkan, yardımcısı, kol başkanlarını seşersin. sonra bi işi olan kabineden o işle vazifeli arkadaşı bulur, konuyu anlatır çözüm ararlar filan işte. ben de okul başkan yardımcısıyım o dönemde. okul kapatılınca valiye çıktık biz başkan arkadaşımla. dilekçemiz elimizde valiyle konuşuyoruz. adam yoklama defterini çıkardı koydu masaya. "derslere girmiyormuşsunuz" diye bi de kalay çekti. ne diyeceğimizi şaşırdık. oyuna bak sen. 16-17 yaşındasın öğretmenim dediğin kişiden hayatının kazığını yiyorsun.
okula döndük. validen sessiz yürüyüş izni alalım yürüyelim, sesimizi duyuralım dendi. izni aldık, okuldan çıktık. valilik okulun karşısında zaten. şöyle bi dönüp okula girecez. önümden biri "faşist vali istifa" diye bağırdı. bağıran bizim okuldan değil. etraf alabildiğine polis dolmuş. başladılar mı bunlar üzerimize gelmeye. kimi "allah allah" diye nara atıyor kimi de "kaçın yavrum okulunuza kaçın" diyordu. ezilenler oldu, joplananlar oldu. valla hiç unutmuyorum o kadar acı ki aslında şimdi buradan bakınca, arkadaşlardan dayak yerken "biz öğretmen olmak istiyoruz" diye inleme bağırma arası sesler geliyordu. bizim tek derdimiz öğretmen olmaktı. okulu bırakamazdık, ailemiz noterden borç senedi imzalamıştı. kaçamadık valla, dayakları da kazıkları da yedik.
istatistiklerde var, o dönemde kapatılan öğretmen okullarının kaç katı fazlasıyla imam hatip okulları açıldığı filan. arkadaşın bulur nasılsa.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (25.11.15 12:48:08 ~ 12:53:18)
1