[]
Mercimek ve diğer baklagiller
Özellikle yeşil mercimeğin yerli üretimini son zamanlarda hiçbir markette bulamıyorum veya sadece tek bir seçenek oluyor 4-5 markanın arasında. Onun da fiyatı neredeyse iki katı. Bütün yeşil mercimekler Kanada menşeili. Kanada'nın da GDO devi şirket Monsanto'yla olan bağlantılarından dolayı, muhtemelen satılan bu yeşil mercimekler de GDO'lu. Fiyatı düşük tutarak da sanırım tercih edilmesini sağlamaya çalışıyorlar.
Nohut, kuru fasulye, barbunya, kırmızı mercimek gibi baklagillerde de durum pek farklı değil. Yerli üretime ulaşmak çok zor. Çin, Rusya ve yine Kanada'dan ithal çoğunluk. Sanırım bizi yavaş yavaş zehirliyorlar ve durum Henry Kissinger'ın 1970'lerde söylediği ve bu alandaki uzun vadeli planı ortaya koyan “petrolü kontrol ederseniz ülkeleri, gıdayı kontrol ederseniz insanları yönetirsiniz” sözüne benzer hale geliyor.
Organik satın almak bir çözüm olabilir belki ama ülkemizde organik ürünlerin ulaşılabilirliği düşünüldüğünde bu da pek olası ve pratik değil.
En temel hakkımız olan beslenmeyi, bizim kontrolümüz dışında bu şekilde manipüle ediyorlar; bizi bazı şeylere zorunlu bırakıyorlar ve açıkçası hiçbir şey yapamıyoruz. Ben vegan olduğum için ilgi alanım bitkisel gıdalar ama hayvansal gıdalarda da durumun farklı olduğunu sanmıyorum.
Şimdilik paketlerin üzerinde menşei bilgisi yer alıyor ve buna göre Kanada v.b. farklı ülkeden gelen ürünleri almamayı tercih edebiliyoruz (tabi bulabilirsek). Ama yarın bu ibarenin artık gerekli olmadığını belirten bir mevzuat çıkarsalar, bu bilgiye de ulaşamayacağız ve ne olduğu belirsiz şeyleri yemek zorunda kalacağız.
Bazen aklımdan, ülkemizde bozulmadan kalmış tohumlardan elde edip saklamak ve ileride kendim ekip biçerek gıda temini yapmak geçiyor. Gerçi bununla ilgili Buğday Derneği gibi kuruluşların da çalışmaları var ve henüz bireysel kalsam da belki onlar da takip edilebilir.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Dikkat ediyor musunuz bu tür ürünleri satın alırken menşei durumlarına?
Nohut, kuru fasulye, barbunya, kırmızı mercimek gibi baklagillerde de durum pek farklı değil. Yerli üretime ulaşmak çok zor. Çin, Rusya ve yine Kanada'dan ithal çoğunluk. Sanırım bizi yavaş yavaş zehirliyorlar ve durum Henry Kissinger'ın 1970'lerde söylediği ve bu alandaki uzun vadeli planı ortaya koyan “petrolü kontrol ederseniz ülkeleri, gıdayı kontrol ederseniz insanları yönetirsiniz” sözüne benzer hale geliyor.
Organik satın almak bir çözüm olabilir belki ama ülkemizde organik ürünlerin ulaşılabilirliği düşünüldüğünde bu da pek olası ve pratik değil.
En temel hakkımız olan beslenmeyi, bizim kontrolümüz dışında bu şekilde manipüle ediyorlar; bizi bazı şeylere zorunlu bırakıyorlar ve açıkçası hiçbir şey yapamıyoruz. Ben vegan olduğum için ilgi alanım bitkisel gıdalar ama hayvansal gıdalarda da durumun farklı olduğunu sanmıyorum.
Şimdilik paketlerin üzerinde menşei bilgisi yer alıyor ve buna göre Kanada v.b. farklı ülkeden gelen ürünleri almamayı tercih edebiliyoruz (tabi bulabilirsek). Ama yarın bu ibarenin artık gerekli olmadığını belirten bir mevzuat çıkarsalar, bu bilgiye de ulaşamayacağız ve ne olduğu belirsiz şeyleri yemek zorunda kalacağız.
Bazen aklımdan, ülkemizde bozulmadan kalmış tohumlardan elde edip saklamak ve ileride kendim ekip biçerek gıda temini yapmak geçiyor. Gerçi bununla ilgili Buğday Derneği gibi kuruluşların da çalışmaları var ve henüz bireysel kalsam da belki onlar da takip edilebilir.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Dikkat ediyor musunuz bu tür ürünleri satın alırken menşei durumlarına?
Baklagili, pirinci, bulguru memleketten getirtiyorum. Yerli üretim hepsi. İşlenmiş gıda nadiren alıyorum. Et ve süt ürünlerini tüketmediğim için GDO'lu yemler için endişelenmiyorum. Sebze ve meyvelerdeki tarım ilaçları konusu can sıkıcı ama. Dediğiniz gibi düzenli satın almak zor organik ürünleri. İmkanım olsa kendim yetiştirmek isterdim bazı şeyleri; ama balkonum bile yok.
- auroraaurora (19.10.15 17:52:50)
1