[]

hiçbir zaman çok gelişemeyecek ülkeler neden çok gelişemeyecek?

ülke içindeki vatandaşlar -yahut iç mihraklar- şunu şunu yapmaya devam ettiği sürece x ülkesi hiçbir zaman çok gelişemeyecek gibi örnekler istiyorum sizden. özellikle türkiye açısından soruyorum bu soruyu. fakat "hayır efendim, ben bangladeş'i irdelemek istiyorum" derseniz de kabulüm, buyurun. yalnız tamamen objektif olmanızı rica ediyorum sizden. salt iktidara giydirmeyin.

somut örnek vermek gerekirse; "sağ-sol, kürt-türk vb. tartışmalar bitmediği sürece türkiye çok gelişemeyecek" veya "insanları hümanist olmayı beceremediği için tacikistan çok gelişemeyecek" gibi.


iyi geceler.

 
türkiye. çünkü gelişime kapalıyız. cahilliğimizle mutlu ve gururluyuz


  • rock n roll  (06.09.14 00:37:34) 
islami abartarak yasdayan ulkelerden sittin sene bir bok olmaz.


  • mayeskuel  (06.09.14 00:38:02) 
Kadercilige siginip biri cikip yanlis giden seyi duzeltsin diye beklemek.

Dini kullanarak insanlari bagnazliga, cahillige itme politikasi da ise yarar. Islam devletleri, ortacagda avrupanin hali buna ornek.
  • merena  (06.09.14 00:45:30) 
mayeskuel +1 dine çok bağlıyız. bilime hiç önem vermiyoruz. hiç bi şey üretmiyoruz hep dışa bağımlıyız. nasıl gelişelim ki?


  • xenophobe  (06.09.14 00:45:43) 
Her işi affedersin şeyimizin ucuyla yapmaya devam ettiğimiz sürece bi halt olmıcak bizim memleketten. Misal Yol yapıyosan adam gibi yap, bir kural koyuyorsan uygula vs vs


  • tellioglu  (06.09.14 00:54:27) 
türkiye'ye bakarsak iki temel sorun var. din ve etnik harita.

onca senedir kendi halkının inancıyla uğraşan devlet birimleri olmasaydı; yine o malum birimler kendi halkı yerine dış tehditlere aba altından değnek gösterseydi; vatandaşının eğitim gibi en önemli hakkını sırf başörtülü diye senelerce elinden almasaydı, vergi verirken, askerlik yaparken "tehdit" olmayan ama devlet bünyesinde çalışırken "tehdit" olan "muhafazakar"lar kamu kuruluşlarına rahatça girebilseydi, eşitlik herkes için olabilseydi; "şeriat gelecek hepimiz xxxcek" diye naralar atılıp hem "muhafazakar"ların eğitimini engelleyip hem de onlara "siz cahil geldiniz cahil gideceksiniz" denmeseydi, vatan sevgisinin yanı sıra belki uğruna can da verilen halkın inancına set çekilmeseydi, belki de "hristiyan demokrat partisi" gibi bir partiyle yönetilen almanya gibi de olabilirdik. ama laiklik elden giderdi, ülkece yok olurduk mazallah. bir de şeriat geldi mi cilalanırdı durum.


bir de kürtler artık "biz hep ezildik. bu vatanda ezilen ve aç kalan, işsiz kalan, çeşitli devlet zulmüne maruz kalan sadece ama sadece biziz. bu yüzden özel haklar istiyoruz." diyip bir yandan ayrılmak isteyip bir yandan "buradan çıkan petrolden biz de pay istiyoruz" diyerek dış ülkenin yapacağını bizzat kendileri yapıyorsa neden gelişmediğimiz ve gelişemeyeceğimizin kanıtı olarka söylenebilir.
  • m e b  (06.09.14 00:55:03 ~ 00:58:36) 
evrensel değerleri benimsemek yerine batıl inançlara ve bağnazlığa sarılan toplumlar bir halt olamazlar.
bu toplumlarda iktidarı ele geçirenler kendilerine zeval gelmemesi için bağnazlığı körüklüyor olabilirler.
türkiye'de şu anda böyle oluyor.
  • zawisza  (06.09.14 01:07:30) 
Türkiye. İnsanların tüm dinlerden bağımsız bir şekilde, salt vicdanlı bir varlık gibi davranmadığı için. Müfredata göre değil de hayata göre eğitilmediği için. Bu eğitimsizliğin getirdiği bilgi, etik değerler ve empati yoksunluğu için gelişemeyecektir.


  • bh.  (06.09.14 01:14:07) 
Çünkü 4 dil bilen adam meydanlarda bu özelliği dolayısıyla küçümseniyor bu ülkede.
Çünkü bu ülkede barajı geçen adam fizik kimya okuyor. Bi tane yard. doç ve asistanı olan fakültelerde.
Çünkü ülkede bilmemkaç tane "üniversite" var, sadece adı üniversite.
  • mutlusismankedi2015  (06.09.14 01:26:30) 
Ahlâksızlık ve açgözlülükten gelişemez

ekleme: Oooo, meğer bu soruyu papillon hocam sormuş da, kör gözüm ayfondan görememiş,
divit hocam da cevâbı üst doksana lamba gibi takmış.

aydınlanma çağını yaşamamış ülkeler gelişemez.
değişik kelimesini küfür olarak kullanmaya başlamış bir halkın mensup olduğu ülke gelişemez. gelişmek için değişimi, değişmeyi 'tanımak' önkoşuldur.
sanatın tu kaka ilan edildiği bir ülke gelişemez. (bkz: figaro'nun düğünü'nde halay çekmek)
mülkün temeli nedir? adâlet. peki nerde bu adâlet? iki günde bir dolandırılma haberi, duyurusu okuyoruz. bireylerinin birbirini bu kadar çok aldattığı, 'testiyi dolduran da bir, kıran da!!!' durumunu bi kenara bırak, testilerin kafamızda kırıldığını, kafamızdan pekmezler aktığını gördüğümüz halde, hakkımızı arayamadığımız, alamadığımız bir ülkede, kim, neye güvenip yatırım yapacak? zengin bi arkadaşım vardı, prime location'dan arsa almıştı. mafya geldi ve arsayı elinden aldı lan herifin! ben küçük ölçekli, yabancı yatırımcı olsam, böyle bi ülkede yatırım yapmak ister miyim? başıma gelecekleri bilmiyosam, yaparım o yatırımı. ama başıma gelenlerden sonra, benim yedi neslim, bi daha o ülkenin sınırlarından içeri adım atmaz. iktidarla hiçbi ilgisi yok. iktidarda kim olursa olsun, bunu değiştiremiyoruz.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak da başka bir sebep.
ben size nasıl işlerle uğraştığımın detayını annatsam, ya götünüzle gülersiniz, ya da 'hassiktir la! yapılır mı o iş?' dersiniz. öylesine pösteki saymak kabilinden bir iş. peki bütün amaç ne? verinin sağlıklı ve güvenilir olması (kulakların çınnasın aychovsky), o veriye dayanarak, sağlam, güvenilir ve doğru bilginin üretilmesi, o bilgiye dayanarak da, doğru kararların alınması. (bkz: karar vermek/@compadrito )
sikinin ucuyla veri toplayan, o verileri sikinin ucuyla işleyen ve güyâ bilgiye dönüştüren ve o yalandan bilgilere dayalı sikindirik kararlar alan ülke gelişemez:

medium.com

veri; ''dostlar alışverişte görsün'', ''âdet yerini bulsun'', ''yasak savalım'', ''aman canım! bu da bööle oluversin işte!'', ''üfff çok sıkıldım ama yaaaaa!'', ''o ne la ööle? doktora tezi mi yazacaz aq? sikerim işini! yazmıyom aq!'' diyerek toplanamaz, işlenemez, bilgiye dönüştürülemez. parayı, ananı sikiyim diye alan, para üstünü babanı sikiyim diye veren bireyler, veriyi de öyle toplar ve öyle işler. ortaya çıkan hilkat garîbesini de bilgi sanır.

adamın biri, 'şu âlemde bilimi tek geçerim! kargadan başka kuş da tanımam!' demiş. e neynen olacak o bilim? basic science'nan olacak. (bkz: temel bilimlere değer vermemek) diye başlık açmış herif. ne zaman açmış? sözlük 14 buçuk yaşındayken açmış. peki kaç kişi siklemiş başlığı? SIFIR! öte yandan (bkz: kate upton) başlığına 2300+ değerli katkı gelmiş.

komşunun oğlu ODTÜ Fizik tuttursa, ilk hissettiğimiz ama çaktırmadığımız şey ne olur? saygı mı? acıma mı? imrenme mi? bıyık altından pfff mı?

başka bi bakış: (bkz: türklerin birbirlerini sevmemeleri)

sen okur yazar adamsın papillon hocam. benim gibi câhil cühelâ diilsin! bi elin değdiğinde,
ismail cem, stefanos yerasimos ve niyazi berkes'in bu konuyla ilgili kitaplarına da bi göz atarsın zâhir. belki de çoktan okumuşundur.

başka bi bakış: singapur, güney kore ve finlandiya. ortak noktaları ne bu üç ülkenin?
ülkedeki öğrencilerin kaymak tabakası, creme de la creme'i belki de, öğretmen oluyo.
taam, çoğzel, her bebeye bi tablet! peki insan unsuru?

komşunun kızı öğretmen olsa, ilk hissettiğimiz ama çaktırmadığımız şey ne olur? saygı mı? acıma mı? imrenme mi? takdir mi? bıyık altından pfff mı?

başka bi bakış: en kıymetli bilgi hazinemiz (bkz: google devrimi)
ne bilgisi çekiyoz biz ordan abi? bilgi parmaklarımızın ucuna geldi lan!
yamuluyosam aazıma isot sür. pedofil search'ün dünya şampiyonuyuz gugılda. benzin fiyatının dünya şampiyonu olduğumuz gibi.
  • compadrito  (06.09.14 04:42:35 ~ 10:50:45) 
Bu konuyu dilimizde çok güzel özetlemiş bir atasözü var.
(bkz: atı alan üsküdar'ı geçti)

  • yardiranadamm  (06.09.14 09:13:26) 
türkiye. eğitim sistemi düzelmediği sürece hiçbir zaman gelişemeyecek.
türkiye. üretim yapmadığı sürece hiçbir zaman gelişemeyecek.
türkiye. insanlar arap görgüsüzlüğünden kurtulamadıkça çok gelişmeyecek.

Bunların yanı sıra bunları yapsa da gelişemeyebilir. çünkü bunları yapan devletler çok gelişti. onları yakalamak çok zor. insan diriltme, zaman yolculuğu, uzayda koloniler falan filan gibi şeyler yapmamız lazım. çünkü onlar yavaş yavaş bu aşamaya doğru gidiyorlar.

geçen bir haberde okudum ölmüş bir insanı diriltiyorlar, gözünü açıyor fakat birkaç saniyeliğine.
  • secilmis uye  (06.09.14 09:41:26 ~ 09:43:56) 
Madem bilimden bu kadar girilmiş, ben de oradan devam edeyim. Nereden çıkacağımı da bilmiyorum, göreceğim. Zaten söylenecek söylenmiş, birkaç ekleme yapayım. Bunu dedim ve büyük olasılıkla uzun bir şey olur bu da.

O konuda balık bir kere baştan kokmuş. Ülkenin bir bakanı çıkıp diyor ki "Biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız". Başka bir örnek daha. Eskiden ÖSS-ÖYS gibi sınavlarda bir korku dolu cümle dolaşırdı: "Bu sene sorular çok zor olacakmış. Soruları Tübitak hazırlayacakmış". Tübitak dedin mi içten içe korkar saygı duyardın. Şu anda Tübitak bir bilim kurulu falan değil, bir super organize memurlar kulübü. Üstelik bilim kurulunu konulara göre doğru düzgün atamayı beceremeyen ama memur olarak işini çok iyi yapan bir kurum olduğu hala söylenebilir. Türkiye’deki firmalar gibi Tübitak da kısa dönem kazançlara odaklanmış durumda. Sorsanız “Uzun dönem için Ar-Ge” derler ama proje değerlendirmeleri tamamen kısa dönemde ne kadar kazanacağınıza odaklı.

Bunun dışında, uzun zamandır “İşi bileceksin, işe gitmeyeceksin” zihniyetinin hakim olduğu bir kültürdeyiz. Akademisyenlerde bile çoğunluk bu şekilde “Bana bir hayrı var mı, yoksa neden uğraşayım ki” mantığı ile ilerliyor. Özel sektör birbirine iş kitlemeye çalışan insanlarla dolu. Bir yandan bu kadar müdür olmasını da buna bağlıyorum.

4.bp.blogspot.com

c1.staticflickr.com

Bir tane karikatürümsü bir şey daha vardı, bulamadım. Japonya’da 3 çalışana 1 müdür düşüyorken, Türkiye’de 3 müdüre 1 çalışan düşüyor gibi bir şeydi. Bunu da aynı mantığa yoruyorum. 1 kişi işi yapmak, diğerleri denetlemek istiyor. Ama o denetçilerin sayısının da çokluğu anlamlı, çünkü bir denetçi tüm sorumluluğu almak istemez, o sorumluluğu kendi seviyesindeki başka bir kişiye atmak ister. Böylece karmakarışık organizasyon şemaları oluşur. Baktığınızda hiçbir özelliği olmayıp, her şeyin en iyisini hak edenlerle kaynıyor ortalık.

Bu çalışmama durumu, bazen de içten gelmiyor. Örneğin, lamı cimi yok, tarımı öldürdüler, bu ayan beyan ortada. Haliyle, hızla şehirleşme sonucu, şehirler kalifiye olmayan elemanlarla dolu. Bu insanları değerlendirecek, onların kendini gerçekleştirmesine izin verecek bir altyapımız veya ekonomik durumumuz yok ki ortada.

Ek olarak da hafiften siyasi duruma da girmek isterim. Bugünkü durum değil, zaten bugünkü durum ortada. Ne söyleyeyim ben daha? Türkiye Kurtuluş Savaşı’ndan çıktı, büyük bir kurtuluştu ama biz halk olarak hiçbir şeyden halk olarak çıkmadık. Hep bir kurtarıcı gereği duyduk, bu açıdan çok can kaybettik ve büyük işler başardık. (Ben değil, atalar falan) Ama halk olarak karar almadık, halk olarak kazanmadık; kurtarıcı bekledik. Bu yüzden, inisiyatif alarak hareket etme yeteneğimiz yok; nadiren inisiyatif alan insanlar çıkarıyoruz. Sürekli “Biri gelsin, şunu şunu yapmamı söylesin” diye bekleyen bir yapıdayız. Bu da iki tarafa kırılıyor. Gezi’de ağırlıklı olarak inisiyatif alan bir yapı varken, bir yandan da “Yol ver, gidelim” diye emir bekleyen bir yapı vardı. Gerçi satırlı adam inisiyatif aldı da, onun da aldığı inisiyatif yanlış bir yöne oldu.
  • aychovsky  (06.09.14 17:38:58 ~ 17:40:37) 
hocam bi de şu entryde bahsedilen opus magnumu incelemeni öneririm.

eksisozluk.com

not: aychovsky altın vuruşu yapmışın gene! nerden bulursun bunnarı beyav? 9/8'lik alkışlar gönderiyorum sana yaa habîbî!
  • compadrito  (06.09.14 17:57:10 ~ 17:59:19) 
bayağı cahil biri olarak okulda gördüklerimden birkaç şey ekleyip kaçacağım.

eksisozluk.com
en.wikipedia.org

neyse, şöyle ki bu gelişmiş ülkeler o zamanın dünya düzeninde geliştiler, ekonomilerini oturttular işte sanayi devrimiydi oydu buydu. şu anki gelişmekte olanlar ise farklı bir durumda, etraflarında hem gelişmiş hem de hızla gelişmeye devam eden çok güçlü devletler var. dünya değişti yani. diğerlerinin zamanında dünyada onlardan ileri bir sanayi, medeniyet vs. zaten yoktu.

işte bunlar hem gelişikler hem de gelişmeye devam ediyorlar. bu gelişmekte olanlar tepeden inme bir şekilde gelişmekte olduklarından diğerlerini hiçbir zaman yakalayamayacaklar.
  • iste o kavunici balik  (06.09.14 18:03:38) 
kavuniçi balık,

çok haklısınız hocam ve fakat, bundan tam 49 yıl önce noolmuş biliyonuz mu? singapur, açlıktan ölmemek için, malezya'ya yalvarmış, size iltihak edelim diye. malezya da bunnara siktiri çekmiş. tam 49 yıl önce!
peki tam 39 yıl önce noolmuş biliyonuz mu? singapur'un başına bi deli herif geçmiş. ülkenin resmi dilini İngilizce yapmış herif. gelişmenin tek yolu budur filan demek istemiyorum da, hani, sömürgecilik filandan çağrışım oldu.

ama diyceksiniz ki, zamanında sömürgeymiş onnar da, (burasını bilmiyorum, belki de değildiler). şimdi de sömürge sayılırlar filan. (belki de yok öyle bişey, sadece uyduruyorum). çok küçük ülke, kültürel ve tarihi arkaplan böyle bir şeyi yapmaya uygun, bizde olmaz o iş. (o da doğru). ama işaret etmeye çalıştığım şey, imkânsız gibi görünen bir kalkınma, 25 senede filan gerçekleşmiş.

ben singapur'u görmedim. gören birinden duydum. yamuluyosam düzeltin. yolda sigara içmenin cezası bin dolarmış. ne alâkası var bunun? şu alâkası var: kural var ortada ve uygulanıyor o kural.
  • compadrito  (06.09.14 18:31:09 ~ 18:50:05) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.