[]

E-kitaplar neden pahalı?

İmkanım varsa olabildiğince satın almaya çalışırım kitapları. Son zamanlarda ekitap okumaya başladım. Fakat misal basılı bir kitap 20 liraysa ekitabı 18 lira. Bu para kime gidiyor? Yani basılı kitabın süreci çoktur ama ekitabın da bilmediğim pahalı süreçleri mi var, yoksa yazarın emeği için mi bu fiyat?

Yanlış anlaşılmasın kitaba verdiğim paraya acımam, sadece bu durum normal midir diye merak ediyordum bir süredir.


 
mesela ben de bugün buna baktım www.dr.com.tr

basılı kitap 13.30
e-kitap 13.50
  • freebird5406_2  (28.07.16 22:01:39 ~ 22:01:53) 
seneleeeeeer önce basılı gazete okumanın aslında internetten okumaktan daha çevreci olduğunu okumuştum bir yerde. evet basılmıyor ancak ulaşım sağlanırken kullanılan elektrik, internetten falan bahsediyordu, detayını hatırlamıyorum maalsef

tabii ki kitabın pahalı olmasının nedeni bu değil. nerden kopabilirsek diye bakıyorlar bence
  • la noix  (28.07.16 22:26:28) 
kapitalizm 101, başlıyorum.

ticari açıdan bakmamız gerekirse (ki gerekir) e-kitap piyasasında farklı oyuncular olduğu için rekabet çetin, ama bu demek değil ki bu rekabet fiyatlara yansıyacak.

normal bir kitap basılırken maliyetler kabaca şöyle.

yayınevi (bazı yayınevlerinin kendi matbaaları var)
matbaa (matbaan yoksa kitabı bastırmak için ödeyeceğin rakam artar)
yazar (kitap taş tablete de basılsa %10 alıyor yazar, o yüzden bunu hızlıca geçiyorum. yüzbinlerce satmadığın sürece alacağın rakam buna yakın malesef.)
nakliye ücreti
depolama maliyeti
dağıtıcı komisyonu (kitapevleri, kırtasiyeler)
okuyucu (sen, ben)

şimdi bazı şirketler var; yayınevi adamların, matbaaları var, dağıtımı da, satışını da kendileri yapıyorlar, kitabın üretim maliyeti komik rakamlara iniyor. hatta televizyon kanalları var, reklamı da yaklaşık olarak bedavaya getiriyorlar. mesela kırtasiyeye git, en ucuz a4 kağıdı (500 tane) yaklaşık 7 liraya alırsın. Direkt kağıt fabrikasından 10 tır kağıt alırsan maliyetlerin dramatik olarak düşecektir. Ancak bu demek değil ki 27 kuruşa ürettiğin kitabı 33 kuruşa satmalısın. Aynı kategoride olan başka yayınevinden çıkan kitap 9,9'sa sen de 9,49'a satarsın, böylece onlar kitap başına 2,5 lira kazanırken (sana göre dezavantajlılar) sen 8 lira kazanmış olursun. Olası bir krizde o yayınevi batar, böylece onları da yutarak pazar payını artırırsın. Az önce adamlarla yarışıp "onlar 9,9'a satıyo, ben 5'e satayım en iyisi" deseydin bunu sebepsiz yere yapmış olurdun. Tamam, onları batırırsın da, yarın senden daha büyük bir şirket gelip 3 liraya satarsa o zaman da sen dükkanı kapamak zorunda kalırsın. O yüzden elinde fırsat varken kazancını maksimize edip piyasayı öldürmeden kazanabileceğin en çok parayı kazanıp bankaya gömmen (hani arada şirketler "bankada 10 milyar dolarımız var, öyle mal gibi bekletiyoruz" diye açıklama yapıyor ya, hah o bundan işte) ya da yeni yatırıma harcaman lazım. Büyüyemezsen küçülürsün çünkü. Ana konsept bu, devamlı büyümek.

e-kitabın maliyeti dağıtımcı için yaklaşık olarak sıfır ancak buraya gelmek için kurulması gereken bazı sistemler var, o yüzden başlangıçta yatırım maliyeti oluyor. bu yatırımın sürekli olarak yapılması lazım ama ilk rakama göre çok daha az tutar.

e-kitap okuyucu üretip satan (bunlara uygulama marketlerini de ekleyebilirsin) ve dolayısıyla pazarı elinde tutan birkaç şirket var, hepsi de %30 komisyon alıyor. "beyler bakın ben bu cihazları ürettim, yılda ortalama x milyon tane de satıyorum, cihazı alan herkes yılda ortalama 10 kitap/dergi vb okuyor, o yüzden kitaplarınızı benim markette satacaksanız %30 alırım" diyebiliyor.

Burada son durumda yazar için değişen bir şey yok yine, sadece platform sahibi yayınevini boyunduruk altına almaya (ve uzun vadede yok etmeye) çalışıyor çünkü birkaç yıldır kendisi de yayınevleriyle benzer bir hizmet sunuyor, sen yazar olarak yayınevini işin içine karıştırmazsan kitabı yazıp direkt olarak bunların marketinde yayınlayabiliyorsun. Ama %30 alıyorlar.

Burada yayınevinin iki seçeneği var, ya %30'a razı olacak (öyle olunca yazar "siz ne kattınız ki şimdi bu işe, anlamadım ben" diyebiliyor, yazar bunu diyemesin dersen yayınevi olarak kitap fiyatını %30 artırman -uygulama marketine haraç veriyorsun sonuçta- ve kendi komisyonunu düşürmen lazım ama böyle de uzun vadede mutlu edemezsin) ya da "yayınlamıyorum oğlum sizin markette, okuyucu gelip benim sitemden ya da anlaşmalı olduğum yerden alır" diyebiliyor. ikinciyi seçtiğin zaman da okuyucunun itirazı "e ne biçim yazarsın / yayınevisin sen, kitapların hiçbir yerde yok" oluyor, %30 eklersen "e kitaplar çok pahalı" diye şikayet ediyor.

atladığım yerler olabilir. anlamadığın şey olursa sor, yanıtlamaya çalışırım ama durum kısaca böyle.

---------

Müzik endüstrisi de böyleydi, çok daha kısa şekilde onu da anlatayım. Kısa dedim de bu daha uzun olmuş.

Plak şirketi : PŞ
Müşteri : M
Korsan yazılım üretenler : K
G : Girişimci
MA : Piyasayı birkaç yıldır tekelinde tutan dijital market

PŞ : Selam, benim, plak şirketim var, bunlar da sanatçılarım, albümleri internete koymam, gerçek sanat pahalı olur, o yüzden albümün tanesi 15 dolar. Alırsanız ekime, almazsanız kasıma kadar".

M : Ben müşteriyim, bana dayatma yapamazsınız. Almıyorum yeni albüm, arkadaşınkini kopyalar öyle dinlerim.

PŞ : Bizim satışlar düştü, niye acaba?

5 yıl geçer.

K : Selam, ben de 20'li yaşlarının başındaki bir gencim, p2p müzik indirme programı yaptım, buradan bedavaya indirebilirsiniz, boşa para vermeyin"

M : Mükemmel. Biraz burnu yere sürtsün müzik şirketlerinin.

PŞ : Bizim satışlar düştü, niye acaba?

3 yıl geçer.

PŞ : Tekrardan selam, ben az önceki aç gözlü manyak, müzikleri internete koymaya karar verdim ama albümü almak için 15 yerine 24 dolar ödemeniz lazım çünkü internete koymak zor oluyor."

M : Hayır.

2 yıl geçer.

K : Selam, biz müzik programını güncelledik, artık diskografileri de indirebiliyorsunuz, boşa para vermeyin"

M : Mükemmel bir haber. Sanatçılar için üzülüyorum ama yapacak başka bir şey yok, beni affedin.

3 yıl geçer.

PŞ : "Ya biz bu internet olayının tutacağını hiç düşünmememiştik, o yüzden fikir değiştirdik. Artık albümleri de şarkıları da tek tek alabilirsiniz ama bir şartımız var. Yalnızca bizim söylediğimiz sitelerden alabilirsiniz ve müzik dinlemek için bilgisayarınıza x eklentisini, y programını kurmanız ve z tarayıcısı ile girmeniz lazım."

M : E ben yasadışı müzik dinleme programıyla bu kadar uğraşmıyorum, bedava hem?

Biraz daha zaman geçer.

G : Merhaba, yepyeni bir modelle karşınızdayım, üstteki müzik programının yasal olanından yaptım. Her plak şirketi katılabilir ve dinlendiği kadar, adil bir şekilde gelir elde edebilir. %30 alırım yalnız.

M : Ben üye olurum buraya, ayda 9 lira verip hem sanatçıya destek olurum hem keyifli müzik dinlerim.

PŞ : Biz buna dahil olamayız çünkü bizce müzik çok değerli bir şey, öyle dinleme başına para işi bize ters, biz parayı peşin alırız. Hem %30 komisyon çok, biz zaten %85 (?????) alıyoruz. Yüz binde beşi kabul ederseniz gelelim.

G : Malesef kabul edemeyiz, herkes aynı komisyonu ödemeli.

MA : Hey, üstteki girişimci arkadaş. Sen bu müzikleri benim markette satıyorsun da bana niye komisyon vermiyorsun? Bugünden itibaren geçerli olmak üzere benim marketten satılan her üyelikten %30 komisyon alacağım haberin olsun. (Bu şirket çok kısa bir zaman içinde bunun aynısı bir ürün çıkarıp kendisi de 9 liraya satmaya başlayacaktır ancak az önceki şirket 9 yerine 11.7 liraya satmak zorunda çünkü %30 komisyon ödüyor. market de bu adamların olduğu için elde ettiği avantajı görebiliyor musunuz?)

Özetle, plak şirketi para kazanmak istiyor, girişimci yeni ürünüyle para kazanmak istiyor, market sahibi hem ikisinin üzerinden hem müşteriden para kazanmak istiyor (sonra da "bakın bizim platformumuz şöyle güzel, böyle mükemmel, herkes entegre oldu" diye reklam yapıyor, dört kere kazanç var yani), işin sonunda müzisyen üç kuruş para kazanırken müşteri de "müzik pahalı" diye yakınıyor. Müziğin fiyatı daha aşağıya inebilir, onu tartışırız ama pastanın bölüşümünde bir adaletsizlik var, bunu herkes anlamıştır sanıyorum. İşte bu yüzden bazı sanatçıların kendi plak şirketleri, hatta kendi müzik uygulamaları var.

Yukarıda anlattığım olaylardan "bütün plak şirketleri aç gözlüdür" ya da "internet şirketleri her zaman haklıdır" gibi bir sonuç çıkarılmasın, kimseyi bir şeyle itham etmiyorum. Kötü niyetli olan iyi niyetli olanın üzerine çıkmaya çalışıyor, iyi niyetli şirket sahibi de mecburen fiyat yükseltiyor, araya birileri karışıp "bana da para verin" deyince işler iyice çığrından çıkıyor.
  • hayirsiz  (28.07.16 22:44:47 ~ 29.07.16 00:30:56) 
@hayirsiz

Valla eline sağlık, bu kadar uzun ve bilgilendirici cevap geleceğini sanmıyordum, çok teşekkürler :)
  • rectoa  (29.07.16 00:21:26) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.